Köşe Yazıları

MİLENYUM ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ

Eğitim; beşikten mezara kadar süren, aileden başlayarak okullar ve sonrasında birlikte olduğumuz bir kavramdır. Düşünce ve davranış şekillerini değiştiren, geliştiren bir süreçtir. İnsanı daha iyiye, daha güzele, daha yararlıya ulaştıran bir olgudur. İlk vahyi “Oku” diye başlayan bir dinin mensuplarıyız. Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerif kaynaklarımızda ilim ve eğitim ile çok sayıda ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır.

– “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer: 9. )

– “İlim her kadın ve erkek üzerine farzdır.” ( İbni Mace, Mukaddime )

İlgili Makaleler

– “İlim Mü’minin kaybolmuş malıdır, onu nerede bulursa alır.” (et-Tebrizi, Mişkat’ü-I Mesabih)

Bizler ilmi Müslümanın kayıp malı olarak kabul eden ve bunun için Çin’e ( uzak diyarlar ) gidilmesi gerekiyorsa gidilmesini öğütleyen bir dinin ve medeniyetin mensuplarıyız.

Çocuklar ve gençler bir ülkenin kalkınmasında en önemli yapı taşlarıdır. Yarınları kendilerine emanet edeceğimiz çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirme gereğini hepimiz kabul ederiz. Toplumların geleceği çocuklarının eğitim seviyesi ile doğru orantılıdır. Çocukları yaşayacakları zamana göre eğitme konusunda da Hz. Ali’nin tavsiyesini hepimiz biliriz. “Çocuklarınızı içinde bulunduğunuz zamandan ziyade, gelecek için hazırlayıp yetiştiriniz. Çünkü onlar sizin zamanınız için değil, gelecek zaman için yaratılmışlardır.” Bu tavsiye ışığında önce zamanımız çocuklarına bir göz atalım.

Öce bu çağın çocuklarını tanıyalım. Milenyum” denilen ve 2000 yılıyla başlayan yeni bir dönemi yaşıyoruz ve bu dönemin çocukları ve gençleri yepyeni bir nesli temsil ediyorlar. “İnternet Çocukları” da dediğimiz bu çocuklar cep telefonunu, iPod’u ve tüm ileri teknoloji araçlarını, bireysel yaşamlarının ayrılmaz bir parçası kabul ediyorlar. Bilgisayar ekranlarında MSN ile yazışıyor, Mp dinliyor, cep telefonlarından SMS atıyorlar. Bu karmaşa ve hengâme içerisinde okumaya ve düşünmeye zaman ayıramıyorlar.

Gençlerimiz ve çocuklarımız bolca tüketmek, en kısa yoldan çok para kazanmak, borsa ve bahis oyunlarında ustalaşmak gibi arayışlar içindeler. İşte bu gerçeklerin ışığında onlara yönelik eğitim programları geliştirmeye ihtiyaç vardır.

Özetlemeye çalıştığım fiili durumu göz önüne aldığımızda, iletişim araçlarının çokluğuna rağmen günümüz çocuklarının eğitiminin ne kadar zorlaştığı açıkça görülüyor. Devamlı değişen dünya değerleri, küresel ekonomi, çok hızla gelişen iletişim sistemleri yalnızca milli değil, küresel anlamda da gençlerin çok iyi eğitilmesi gereğini zorunlu kılıyor.

Dünyada eğitimin nerelerde olduğu ve olacağı konusunda TÜBİTAK tarafından hazırlanan “Bilim ve Teknoloji Stratejileri Vizyon 2023″ de yapılan tespitler, ülkemizin durumunu ve geleceğini açıkça ortaya koyuyor. Dünyada gelişmiş ülkeler de dâhil bütün ülkeler eğitime yeterince kaynak ayıramadıklarını, mevcut eğitim sistemlerinin yarının taleplerine hazır olmadığını ve eğitimin 21.Yüzyıl’a uygun bir yapıya kavuşturulması gerektiğini söylüyorlar.  21.Yüzyıl sorunlarını anlayacak, çözüm üretebilecek, sorunlara karşı ulusal, bölgesel ve küresel önlemler alabilecek düzeyde gençler yetiştirmek istiyorsak milli gelirimizden fert başına eğitim harcaması miktarını artırmalıyız.

İnsanlık gerçekten çok hızlı bir değişim ve etkilenme süreci yaşıyor. Bilgi birikiminde, bilgiye kolay erişimde, fevkalade hızlı, modern iletişim imkânları insanı adeta büyülüyor. Biliyoruz ki, yüz yıllardır her yeni buluşun, her yeni teknolojinin temel amacı, insana hayatı kolaylaştırmaktır. Ancak günümüz insanına çok geniş imkânlar sunan yeni teknolojiler yarar kadar zarar da getiriyorlar.

İnsanlar birbirlerinden uzaklaşıyor. Günün yedi-sekiz saatini bilgisayarın başında, cep telefonunda geçiren bir insan, zaman içinde başka insanlarla bire bir ilişki kurmakta zorlanmaya başlıyor. İnsanın insandan kaçışı büyük bir tehlikedir. Şimdilik herkes bu tehlikenin farkında değilmiş gibi davranıyor ama yakın bir gelecekte insanoğlu bundan çok etkilenecektir.

Eğitim hayat boyu sürmesi gereken bir süreçtir. İnsanımıza öğrenme arzu ve heyecanını diri tutmaları kavratılmalı, beden sağlığı kadar, ruh ve akıl sağlığının da insan mutluluğu için çok önemli olduğu kavratılmalıdır.

Fahri SAĞLIK

Karesi Müftüsü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu