Öfkenin Kökeni: Akciğer

Bugün ki köşemizi ilginç bir kelimenin etimolojisine ayıralım istiyorum. Günün Kelimesi: Öfke

Öfkenin Kökeni: Akciğer

Bugün ki köşemizi ilginç bir kelimenin etimolojisine ayıralım istiyorum. Günün Kelimesi: Öfke

Öfke, basit bir duygu olmanın ötesinde, insanın tarihsel ve bedensel evriminde derin izler bırakmış bir kavram. Türkçede öfke kelimesinin kökeni, Eski Türkçe’deki “öpke” kelimesine dayanıyor ve bu kelime, aslında “akciğer” ya da “ciğer” anlamına geliyor. Öfkenin bedensel yansıması, kişinin o an ciğerlerine normalin ötesinde hava dolmasıyla, göğsünün hızla yükselip inmesiyle vücutta hissedilir. Bu, öfkenin sadece bir ruh hali değil, bedende de fiziksel bir etkisi olduğunu gösteriyor. Kelimenin çıkış noktasının da buraya dayandığı düşünülüyor.

Öfkenin Kökeni: Akciğer

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde ise Öfke kelimesi : “Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi; kakınç, kızgınlık, celal, hırs, hışım, hiddet, gazap” şeklinde tanımlanıyor.

Eski Türkçe’deki “öpke” kelimesi, Irk Bitig adlı 900 yıl öncesine ait metinde de yer alıyor. Burada, “öfke” bir davranış biçimi olarak tanımlanıyor ve şöyle geçiyor: “Oğul anasına babasına öfkelenip kaçıp gitmiş.” Bu örnek, öfkenin insan ilişkileri üzerindeki etkisini ve onun harekete geçiren gücünü ortaya koyuyor.

Yine, Divan-ı Lugat-it Türk (1070) gibi önemli eserlere baktığımızda, öpke kelimesi yalnızca “akciğer” değil, aynı zamanda “öfke” anlamına da geldiğini görüyoruz. Bu, öfkenin bedensel bir tepki olduğunu daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Bedende yankı bulan bir duygu, zamanla hem kelime hem de davranış biçimi olarak günümüze geliyor.

Codex Cumanicus (1300) gibi metinlerde de “öyke” kelimesi öfke anlamında kullanılıyor ve bu, öfkenin tarihsel kökeninin ne denli derin olduğunu gösteriyor. Ancak bu kelime yalnızca yazılı metinlere ait değil; öfke, halk arasında çok daha önce sözlü olarak da kullanılıyordu. Bu kelimenin, Eski Uygur Türkçesi ile yazılan şarkılarda da yer aldığını görmek mümkündür. Özellikle, şarkıdaki dizelerde öfkenin bedensel bir güç haline dönüşmesi, şairin kendi gücünü yücelttiği bir anlatımla kendisini engellenemez kılması çok dikkat çekicidir:

“Öpkem kelip ogradım,

Arslanlayu kökredim,

Alplar başın togradım,

Emdi meni kim tutar.”

Bu dizelerde, öfkenin bir güç kaynağına dönüştüğünü görüyoruz. Şair, öfkesinin kendisini dağların zirvesine taşıyacak kadar güçlü kıldığını ve artık engellenemeyecek bir hale geldiğini ifade ediyor.

Bugün sizlerle paylaşmak istediklerim bu kadar, hepinize sağlıkla günler diliyorum.

Yusuf Emir Akpınar

Evrende Neredeyiz?

akciğer öfke Yusuf Emir Akpınar Öfkenin Kökeni
SON DAKİKA HABERLERİ

Yusuf Akpınar Diğer Yazıları