Peygamberimiz Efendimiz sav’in Doğumu
“Allah ve melekleri, Peygamber´e çok salevât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin” Ahzab, 56 Hz. Muhammed...
“Allah ve melekleri, Peygamber´e çok salevât getirirler. Ey
müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam
verin” Ahzab, 56
Hz. Muhammed sav Milad’dan sonra 571 senesi, Fil Yılı’nda, 12
Rebiülevvel pazartesi gecesi sabaha karşı, Mekke’nin doğusunda
bulunan ‘Haşimoğulları Mahallesi’nde, babasından kendisine miras
kalan evde doğdu. Arapların takvim başı olarak kullandıkları ‘Fil
Vak’ası’, Peygamberimiz sav’in doğumundan 52 gün kadar önce
olmuştu.
Dedesi Abdülmuttalib, torununun doğumu şerefine verdiği ziyafette
çocuğun adını soranlara, ‘Muhammed adını verdim. Dilerim ki, gökte
Hakk, yeryüzünde halk, O’nu hayırla yadetsinler..’ cevabını verdi.
Annesi de ‘Ahmed’ dedi. (Muhammed, üstünlük ve meziyetleri anılarak
çok çok övülüp sena edilen; Ahmed de Cenab-ı Hakk’ı yüce sıfatları
ile öven, hamd eden kimse demektir.)
İslam tarihçileri, Peygamberimiz sav’in doğduğu gece Arap
Yarımadasında bir takım olağanüstü olayların meydana geldiğini
naklederler. O gece İran Kisrası (Hükümdarı)’nın Medayin şehrindeki
sarayının 14 sütunu yıkılmış, mecusilerin İran’da Istahrabat
şehrinde bin yıldan beri yanmakta olan ‘ateşgede’leri sönmüş, Save
(Taberiyye) gölü yere batmış, bin yıldan beri kurumuş olan Semave
deresi’nin suları taşmış, mecusilerin büyük bilgini Mudiban korkunç
bir rüya görmüş, Kabe’deki putların yüz üstü devrildikleri
görülmüştür.
İslam tarihi kaynakları, Hz. Peygamberimiz sav’ in nesebini ta Hz.
Adem’e kadar sıralanan Şecere tabloları ile belirlemişlerdir. Bu
kaynaklarda Hz. Peygamberimizin sav yirminci göbekten atası olan
Adnan’a kadar ittifak edilmiştir. Yine Adnan’ın Hz. İbrahim’in oğlu
Hz. İsmail soyundan olduğunda şüphe yoktur. Buna göre Adnan’a kadar
Rasulullah’ın şeceresi şöylece sıralanır: Muhammed b. Abdullah b.
Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf b. Kusayy b. Kilab b. Mürre b.
Ka’b b. Lüeyy b. Galib b. Fihr b. Malik b. En-Nadr b. Kinane b.
Huzeyme b. Müdrike b. İlyas b. Mudar b. Nizar b. Me’add b. Adnan
dır.
Peygamberimiz sav Efendimizin soyu, çok temiz ve çok şerefli bir
neseb zinciridir. Bir hadisi şerifte Rasul-i Ekrem Efendimiz sav,
“Ben devirden devire, (nesilden nesile, aileden aileye) seçilerek
intikal eden Ademoğulları soylarının en temizinden naklolundum,
sonunda içinde bulunduğum ‘Haşimoğulları ailesinden neş’et ettim”
buyurmuştur. Allah, Hz İbrahim’in oğullarından Hz. İsmail’i,
İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyşi,
Kureyşden Haşimoğullarını, Haşimoğullarından da beni seçmiştir’
Buyurmuşlardır.
Hz. Muhammed sav’in doğumundan iki ay kadar önce babası Abdullah,
Suriye seyahatinden dönerken Yesrib (Medine)’de hastalanarak 25
yaşında vefat etmiş ve orada defnedilmiştir. Peygamberimiz sav’e
babasından miras olarak beş deve, bir sürü koyun, doğduğu ev ve
künyesi Ümmü Eymen olan Habeşli Bereke adlı bir cariye kalmıştır.
Annesi Amine, Kureyş Kabilesinin kollarından Benü Zühre’nin reisi
Vehb b. Abdümenaf’ın kızı idi.
O devirde Mekke eşrafı, çocuklarını çölde bir süt anneye vererek
emzirme adetine sahip oldukları için Hz. Peygamberimiz sav kendi
annesi Amine tarafından emzirilmiş ve sütü olmadığı zamanlarda süt
anneye verilinceye kadar da amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe,
O’na süt annelik yapmıştı.
Daha sonra Mekke’ye komşu çöllerde yaşayan Hevazin kabilesinin
kollarından Beni Sa’d’a mensup Halime uzun süre Hz. Peygamberimiz
sav’e süt vermiş ve süt anneliği yapmıştır. Araplar arasında fasih
Arapçaları ile ün yapmış Beni Sa’d kabilesi arasında yaklaşık
Peygamberimiz sav iki buçuk yılını geçirmiştir. Hz. Peygamberimiz
sav böylelikle çocukluğunun ilk yıllarında suyu ve havası güzel
badiyede sağlıklı bir şekilde gelişme imkanı bulmuş oluyordu. Hz.
Peygamberimiz sav henüz çocukluğundan itibaren davet faaliyeti için
hazırlanıyordu. Yalnız kendisi henüz o sıralarda ileride peygamber
olacağı konusunda hiç bir bilgiye sahip olmadığından, bu hazırlanma
Efendimiz sav’i Cenab-ı Hakk’ın yönlendirmesi, kontrol ve murakabe
altında tutması şeklinde cereyan ediyordu.
Hz. Allah cc bizleri, Peygamberimiz Efendimiz sav’ in şefaatine
nail eylesin….