Peygamberimiz sav'in doğumuna sevinmek. .
“(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka...
“(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve
göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize
gönderdiği peygamberiyim.
O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde,
Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman
edin ve ona uyun ki doğru yolu bulmasınız” Araf,158
Sahabeden Ka`b b. Züheyr’in meşhur “Bânet Su`âd”ı Resûlullah sav
zamanında yazmış ve Nebi sav ‘i övmüş ve Peygamberimiz sav kendine
hırkasını hediye ettiği için “Kaside-i Bürde” ismiyle meşhur
olmuştur. Yine Bûsirî`nin meşhur “Bürde”si de aynı zamanda bir
mevlid sayılır.
İbn Hacer al-Askalani’de, mevlid hakkında şöyle dediği rivayet
edilir, “Asr-ı Saadette ve selef-i salihin zamanında hiç kimse
mevlid merasimi tertip etmemiştir. Hicretten üç asır sonra ihdas
edilmiştir. Mevlid`in iyi tarafları vardır. İyi tarafları yapılırsa
bid`at-ı hasenedir. Yoksa bid`at-ı seyyi`edir. Mevlid`in
meşru`iyetine dair güclü bir vesika buldum: Buhari ile Müslim`de
sabit olmuştur ki, Peygamber sav, Medine`ye geldiğinde Yahudilerin
aşure günü oruç tuttuklarını gördü, onlara oruç tutmalarının
sebebini sorunca şöyle dediler: Bugün Allah`ın Fir`avnı denizde
boğduğu ve Musa`yı kurtardığı bir gündür. Bunun için Allah`a şükür
eder ve oruç tutarız. Bunun üzerine Peygamber sav buyurdu ki: “Biz
Musa`ya daha yakınız.” Bundan anlaşılıyor ki böyle bir günde
Allah`a şükür etmek tam yerindedir. (Suyuti,,Husnu’l Maksad Fi
Ameli’l Mevlidi,63-65.)
İlk defa Mısır`daki Şiî Fâtimiler devrinde, Mevlid kutlanmaya
başlanmıştır. Şii olan Fatihi Devleti Hz. Ali, Fatıma hatta devrin
halifesi adına mevlid okudukları rivayet edilmektedir.(DİA, Ahmet
Özel, 2004, c. 29, s. 475-479)
Yine Mevlid Kandili 13. asırda Erbil Atabeği Muzafferüddin Gökbörü
tarafından iki ay süreyle kutlanmaya başlanmıştır. Mevlid Kandili
münasebetiyle İslam alimleri bir
araya gelip fikri sohbetler yapıyor ve bir bayram havasında
kutlanıyordu.
Mevlit, Osmanlılar`da ise ilk dönemler için kesin bilgi olmamakla
beraber Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mevlid okunduğu rivayet
edilmektedir. Fakat III. Murad devrinden itibaren kutlanıp ve
teşrifatlarda resmen yer almıştır.( DİA, Mehmet Şeker, 2004, c.29,
s. 479-480 )
Böylece Peygamberimiz sav in dünyayı teşrifleri olan Mevlid-i
Nebevi, asırlardır milletimiz tarafından ‘Mevlid Kandili’ olarak
kutlanmaktadır. Prof. Hasibe Mazıoğlu araştırmasında önemli 59
mevlid tesbit etmştir. Fakat ilk yazıldığı andan itibaren Süleyman
Çelebi’nin Vesiletü’n- Necat adlı eseri yıllarca mevlid olarak
okunmuş ve okunmaya devam etmektedir.
Peygamberimiz sav’in süt annelerinden biri de Süveybe’dir. Süveybe
Ebû Leheb’in câriyesi idi. Süveybe , Ebû Leheb’e peygamberimiz sav
in doğum haberini verince, Ebû
Leheb, sırf asabiyetten dolayı bu câriyeyi âzâd etmiştir.( Halebî,
I, 138)
Abbâs rh naklediyor.
Kardeşim Ebû Leheb’i ölümünden bir sene sonra rüyamda gördüm. Çok
kötü bir hâlde idi:
“Sana nasıl muâmele edildi?” diye sordum.
Ebû Leheb:
“Muhammed’in doğumuna sevinerek Süveybe’yi âzâd ettiğim için
Pazartesi günleri azâbım biraz hafifletilmektedir. O gün baş
parmağımla işâret parmağım arasındaki küçük bir delikten çıkan su
ile serinlemekteyim.” cevâbını verdi der. (İbn-i Kesîr, el-Bidâye,
Kâhire 1993, II, 277; İbn-i Sa’d, I, 108, 125.)
Islam alimi İbn-i Cezerî ise: “Ebû Leheb gibi bir Peygamberimiz
sav’in düşmanı, Allah Rasûlü’nün doğduğu gün kavmî hislerle
gösterdiği sevinç sebebiyle cehennemde azâbı hafifletilirse,
Peygamberimiz Efendimiz sav’in doğduğu geceye hürmet gösterip
Kâinâtın Efedîsi sav aşkına gönlünü ve sofrasını açan bir mü’minin
Hz. Allah cc katında ne tür lutuf ve keremlere nâil olacağını bir
düşünmek îcâb eder..
Yapmamız gereken, Allah Rasûlü sav’e çok salevât getirmek, Kur’an-ı
Kerim okumak, fakir, garip, yetim, çâresiz ve kimsesizlere her
türlü iyiliği yaparak mahzûn gönülleri ihya etmek, onları
sadakalarla sevindirmektir…”
Rabbimiz bize hakikî ümmet olmayı nasip eylesin. .