Semud Kavmi ve Salih as… (1)
“Ey Salih! Sen, bundan önce aramızda kendisine ümit bağladığımız biriydin. Şimdi de bizi atalarımızın taptığı şeylerden vazgeçirmek mi istiyorsun? Bizi...
“Ey Salih! Sen, bundan önce aramızda kendisine ümit bağladığımız biriydin. Şimdi de bizi atalarımızın taptığı şeylerden vazgeçirmek mi istiyorsun? Bizi inanmaya çağırdığın konuda derin bir şüphe içindeyiz.” Sebe, 54
Semud kavmi, Arap yarımadasında Ad kavminden sonra yaşamış en
meşhur kavimdir. Peygamberimiz sav’den önce Araplar arasında Semud
kavmi ile ilgili hikayeler konuşuluyordu.
Ad kavmi helak olduktan sonra, inananlar önce Mekke tarafına, daha
sonra Medine ile Şam arasında bulunan Vadi’l Kura’nın Hicr
bölgesine yerleşmişlerdir. Nuh’un oğlu Sam’ın neslinden gelen
Semud’a dayandıkları için Semud kavmi adı verilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır, ”Şunları hatırlayın: Allah sizi, Ad kavminden sonra onların yerine getirdi ve yeryüzüne yerleştirdi; orada ovalara saraylar kuruyor, dağları yontarak evler yapıyordunuz.” Araf ,74
“Ashab-ı Hicr” ismi de verilen Semud kavmi, Salih as’ın uyarıcı
olarak gönderildiği kavimdir. Kur’an-ı Kerim de 26 defa tekrarlanan
Semud kavminin Salih Peygamberle olan mücadelesi
anlatılmaktadır.
Tebük seferindeyken Allah Resulü sav Hicr yakınına gelince ashabını
şöyle uyarmıştır. “Azaba uğratılmış olan şu milletin yurduna
ağlamadan girmeyin, şayet ağlayamıyorsanız, onların başına
gelenlerin sizin de başınıza gelmemesi için onların topraklarına
uğramayın.” Sonra da başını örterek o vadiden süratle geçti.”
Müslim, Zühd, 38-39; Buhari, Enbiya, 17.
Ayrıca Tebük seferinde Ashab-ı Kiram Hicr mevkiinde
konakladıklarında, bir zamanlar bu diyarın zalimlerinin kullandığı
kuyulardan su çekmiş, onunla hamur yoğurmuşlardı. Rasûl-ü Ekrem sav
bunu öğrenince, arkadaşlarına çektikleri suyu dökmelerini,
yoğurdukları hamurları da develere yedirmelerini emretti.” Buhari,
Enbiya, 17; Müslim, Zühd, 40
“Semud kavmi de kendilerini uyaran peygamberlerini yalanladı.” Kamer,23
“Andolsun Hicr halkı da gönderilen elçileri yalanlamışlardır.” Hicr,8
Dediler ki: “Biz senin ve seninle birlikte olanlar
yüzünden uğursuzluğa uğradık.” Neml, 47
“Semud’a gelince; biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat
onlar kötülüğü hidayete tercih ettiler…” Fussilet, 17
“Ey Salih, bundan önce sen, içimizde kendisinden (iyilikler) umulan biriydin. Atalarımızın taptıkları şeylere tapmaktan bizi sen mi engelleyeceksin? Doğrusu biz, senin için bizi davet ettiğin şeyden derin bir şüphe içindeyiz.” Hud,62
“Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı ki, bunlar ülkede bozgunculuk çıkarır, iyileştirme ve düzeltme adına hiçbir şey yapmazlardı.” Neml, 48
“Semud kavmi de kendilerini uyaran peygamberleri
yalanladı. Dediler ki: İçimizden bir beşere mi uyacağız? O zaman
sapıtmışız ve çıldırmışız demektir. Aramızdan ona mı vahiy
verilmiş? Hayır, o şımarık yalancının biridir.” Kamer,
23-24
“Hani kardeşleri Salih onlara: Allah’tan korkmayacak
mısınız? Ben size gönderilen güvenilir bir elçiyim. O halde
Allah’tan korkun ve bana itaat edin! Halbuki ben davet ve tebliğime
karşılık sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Benim ücretim
yalnız Allaha aittir. Siz burada hep güven içinde kendi halinize
bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Bağların, bahçelerin, akan
pınarların içinde ekili tarlaların, meyvesi olgunlaşmış hurmaların
arasında. Bunun için mi kayalardan büyük bir ustalıkla görkemli
evler yontuyorsunuz? Allah’tan korkun bana itaat edin. Haddi aşan
kimselerin emrine uymayın. Onlar yeryüzünde hep fesat çıkarırlar,
düzeltmeyi hiç düşünmezler, demişti.” Şuara,141-152
Rabbimiz bizlere ibret almayı nasip eylesin …