Sosyal Medyanın İnsan İlişkilerine Etkisi: Takipçi Mi, Arkadaş Mı?
Bazen düşünüyorum, sosyal medyada kurduğumuz ilişkiler ne kadar gerçek?
Sosyal Medyanın İnsan İlişkilerine Etkisi: Takipçi Mi, Arkadaş Mı?
Bazen düşünüyorum, sosyal medyada kurduğumuz ilişkiler ne kadar gerçek?
Birçok kişiyle günlük hayatta belki de hiç karşılaşmadık, ama bir şekilde hayatımıza giriyorlar. Birbirimizin paylaşımlarını beğeniyor, hikayelerde takip ediyor, hatta “DM” üzerinden sohbet ediyoruz. Ama sonunda hangisi gerçek? Takipçi mi, yoksa arkadaş mı?
Sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri, ilişkiler biraz değişti. Eskiden, “Arkadaş” dediğimizde aklımıza belirli bir grup gelirken, şimdi sayfa sayfa takip ettiğimiz, hayatımıza dair her detayını öğrendiğimiz kişiler de bu kategoride mi? Gerçekten bu kadar yakın mıyız? Ya da “yeni” arkadaşlıklar, arkadaşlık kavramını nasıl şekillendiriyor?
Birçoğumuz, sosyal medya hesaplarımızda tanımadığımız insanlarla bile içli dışlı olabiliyoruz. Bir fotoğrafın altına yazılan samimi yorumlar, geçmişte asla paylaşmayacağımız türden kişisel bilgiler. Ama sonra, “Hadi, bir gün karşılaştık mı?” diye soruyoruz. O zaman işler karışıyor. Bir “gerçek arkadaş” gibi davranan birine gerçekten arkadaş olabilir miyiz, yoksa sadece takipçi mi?
Benim gözlemlerime göre, sosyal medya arkadaşlıkları, çoğu zaman yüzeyde kalıyor. İnsanlar her anı paylaşmak istiyor, bir şeyler yaparken sosyal medyada olma gereği duyuyorlar. Fakat fiziksel olarak yan yana olduğunda, bazen bir şey söylemekte zorlanabiliyorlar. Çünkü çoğu zaman gerçekten sohbet etmek, birbirine vakit ayırmak yerini anlık beğenilere bırakıyor. Takipçi sayısının artması, “Gerçekten önemli” olan kişi sayısının artması anlamına gelmiyor.
Bir arkadaş, gerçekten yanınızda olmalıdır. Duygusal desteği, gülmeyi, ağlamayı ve gerçekten birbirini dinlemeyi içeren ilişkiler, sosyal medyada kayboluyor gibi. Bu yüzden, sosyal medyanın bize kattığı “sayısız arkadaşlık” çoğu zaman sadece bir illüzyondan ibaret. Gerçek arkadaşlık, yüz yüze gelindiğinde, ruh halimizi anlayabilen, birbirimizin gözlerindeki duyguyu okuyabilen kişilerle kurulur.
Sosyal medyada takipçiler, bazen arkadaşlardan çok daha hızlı gelir. Ama arkadaşlık dediğimiz şey, “gerçek” zamanla şekillenir, emek ister. Takipçilerinizi saymak kolay olabilir ama “gerçek arkadaşlık” biraz daha derin ve anlamlı bir şey.
Peki, sizce de sosyal medyada tanıştığınız insanlar, gerçek arkadaşlık kurma yolunda bir adım atabiliyor mu? Yoksa bu yeni dünyada arkadaşlık da bir takipçi sayısına mı indirgeniyor?
Günün Kelimesi: Sosyal
Bu kadar sosyallikten bahsettik, gelin birde kelimenin etimolojisine değinelim. Türkçedeki “sosyal” kelimesi, Fransızca social kelimesinden alınmıştır. Bu kelime, Latince socialis sözcüğünden türetilmiştir. Socialis ise “yoldaşlığa ilişkin” veya “dostane” anlamına gelir. Latince socius kelimesi, “yoldaş” veya “müttefik” demektir. Bu kelimenin kökeni ise Hint-Avrupa dil ailesine dayanır. Daha eski bir biçimi olan sokʷ-i̯o- da “peşinden gitmek” anlamına gelir, yani birini takip etmek, bir arada olmak, ortak bir amacı paylaşmak gibi bir anlam taşır.
Bu kelimenin temelinde, bir araya gelmek, toplumda yer edinmek ve başkalarıyla ilişkiler kurmak fikri yatar. Yani “sosyal” kelimesi, “toplumla ilgisi olan, toplum içinde yer alan, başkalarıyla etkileşimde olan” anlamlarını taşır.
Çoğu dilde Latince halinden geçmiş olan kelime, Japoncaya, Çinceden geçmiş. Japonca’da sosyal anlamına gelen kelime 社会的 (shakaiteki)’dir. 社会 (shakai) kelimesi, “toplum” veya “topluluk” anlamına gelir. Bu kelimenin kökeni, Çinceden geçmiş olan 社 (sha) ve 会 (kai) karakterlerinden türetilmiştir. Shakai kelimesi ise toplum veya sosyal yaşam anlamına geliyor.