Köşe Yazıları

Titanik’i Kim Yedi?

Titanik’i Kim Yedi?

“Titanik mi?”, “Koca gemiyi kim yer hocam? Hem neden yer?”, “Ne diyorsun sen hoca?” dediklerinizi duyar gibiyim. Ne derseniz deyin, şu bir gerçek ki her geçen gün Titanik yenip tüketiliyor. Peki kim mi yiyor bunu? Hiç tahmin edemediğimiz çıplak gözle bile göremediğimiz mini minnacık canlılar yapıyor bu işi.

Bildiğiniz gibi Titanik bundan 109 sene önce 15 Nisan 1912’deki ilk seferinde bir buz dağına çarparak batmıştı. Bu devasa gemi 3000’inin üzerinde yolcu kapasitesi ile o kadar devasaydı ki, İnsanoğlunu anında kibre sürüklemiş ve o hafızalara kazınan meşhur sözü söyletmişti: “Bu gemiyi tanrı bile batıramaz”. Bu söylem insanoğlunun çağlar boyunca gelen birikiminin birden büyük bir kibre dönüşümünün ifadesiydi. İnsan, son teknoloji bir gemi yapmak ile kendini “ilahi” boyutlarda görüyor, teknoloji ve bilimin geldiği nokta ile her şeyi çözebileceğini sanıyordu.

Geminin enkazına bile ancak 1985’te Okyanus bilimcisi Robert Ballard tarafından ulaşılabildi. Deniz yüzeyinden 3,8 km derinlikteki bu enkaz, o derinliğe kadar ışığın sızmaması ve yüksek basınç nedeniyle oldukça iyi korunmuş haldeydi. Ancak aradan geçen 30 yıl içinde, bazı bakterilerin metali aşındırdığı fark edildi. Araştırmacılara göre, gelecek 14 yıl sonunda gemi enkazının tümüyle yok olabileceği düşünülüyor. 1991’de enkazdan pas örnekleri alındığında bunların canlılarla dolu olduğu görüldü. Üstelik bu canlılardan biri daha önce bilinmeyen bir bakteri türüydü. Gemiye atfen bu bakteriye Halomonas titanicae adı verildi.

İlgili Makaleler

Titanic Underwater

Bu bakteri başka canlıların yaşayamayacağı, karanlık ve basınçlı ortamlarda, hatta tuzlu ortamlarda yaşayabiliyordu. Bu tip bakteriler, ışık enerjisine ihtiyaç göstermeden inorganik maddeleri oksitleyerek elde ettikleri kimyevi enerji ile organik maddeleri sentez ederler. Bu bakterilerin ekosistemde çok önemli görevleri vardır. Bu canlılar; doğada canlılar için zehirli sayılan maddeleri zararsız hale dönüştürürler, suda çözünmeyen maddeleri çözerek diğer canlıların yararlanabilecekleri hale getirip madde döngüsüne yardımcı olurlar.

British Columbia Üniversitesi’ndeki bir gurup araştırmacı yaptığı çalışmalar sonucu, metal yiyen bu tür bakterilerin Dünya’daki büyük demir rezervlerinin oluşmasında önemli rol oynadığını keşfettiler. Yani bu bakterilerin, yeryüzündeki eski ve büyük demir rezervlerinin oluşmasında çok önemli katkılarının olduğu düşünülüyor.

Şu kâinatın yaratıcısının, tüm canlıları hadsiz vazifelerle vazifelendirmesi hikmetinin gereğidir. Demir gibi maddelerin ayrıştırılmasında görevli olan bu bakteriler gibi, yeryüzündeki hayatın devamlılığında rolü bulunan ve ekolojik dengede önemli görevler üstlenen diğer mahlûkat ta özel görevler için yaratılmışlardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu