GICIKLIĞINA YAZDIM
Du bakali ne olcek? Seçime 80 gün var daha diyordum dostlarıma.
Ve son 20 yılda bu ülkede hadi canım o da olmaz ya, ya da bu kadarını kimse yapamaz dediğim pek çok şeyin olduğunu ve yapıldığını FANİ gözlerimle gördüm.
GICIKLIĞINA YAZDIM
Du bakali ne olcek? Seçime 80 gün var daha diyordum dostlarıma.
Ve son 20 yılda bu ülkede hadi canım o da olmaz ya, ya da bu kadarını kimse yapamaz dediğim pek çok şeyin olduğunu ve yapıldığını FANİ gözlerimle gördüm.
“Eveeettt duydunuz zilin sesini” derdi yarışma başlarken sunucu.
31 Mart 2024 seçimlerinin zilleri de çalmaya başladı ama ne çalmak.
Kim kime dum duma, eski camlardan bardak olsuncular, mertçe cinayet işleyenler, partiye değil bana oy verin abilerim ablalarımcılar ortalık bir şenlik ki sorma gitsin. Zil fena çaldı.
GEZEGENİN CİNNETİ
Neler oluyor bize ,bize neler oluyor caaanım….
Diye giden bir şarkı vardı bir zamanlar .Şimdi bakıyorum da az bile hayıflanmış o günlerde yaşananlara bir de bu günleri görseydi neler derdi neler.
Yumruk Yumruğa Gidiyoruz. Alkışlayanlara dikkat!
Efendim sizlere Merhaba gazetesinin bu köşesinden “Yumruk atana değil alkışlayana bakın “ başlıklı yazıyla Merhaba dediğimizden bu yana daha adam akıllı bir ay geçmemişken yine bir yumruk vakasıyla memleket sallandı mevzuu arşı alaya uzadı. Yine bu yumruk vakasında da “oh olducular” ile “Hesap Soracazcılar” tribünlerdeki yerini alıp şakımaya başladılar. Bir tarafta Laik olduğunu iddia edip taziye evinde imamdan rol çalanların tuhaf yorum ve talepleri beyinlerimizi ve gönlümüzü incitti. Bir süre önce hakeme yumruk atan adamı konuşuyorduk, şimdi de Filistin’le dayanışma adı altında çeşitli İslamî kesimlerin gövde gösterisi yaptığı miting sırasında, bir gencin elinde Tevhid bayrağı/flaması taşıyan bir kişiye attığı yumruğu konuşuyoruz. Üniversite öğrencisi olduğu belirtilen gencin, ağzını burnunu kanattığı adama “Biz Türk’üz. Bir Türk olamadınız!” diye bağırdığını da olay mahallinde çekilen videodan izliyoruz. Yumruğu yiyen kişi, “Ben hem Türküm hem Müslümanım,” diyor. Polis yumrukçu genci karakola götürüyor ve tutuklanıyor. Aman efendim genç cumhuriyeti koruyormuş onun için yapmış neden tutuklanıyormuş falan falan. Arkadaş “Tanrı Dağı Kadar Türk Hira Dağı Kadar Müslüman “,”Kanımız aksa da Zafer İslam’ın “ diye duvarlara yazanlar ne zaman Cumhuriyet Korucusu oldular. Laiklik başta olmak üzere Cumhuriyetin temel değerlerini korumaya çalışanlara da “komünistler Moskova’ya diyerek bu adamlar yumruk atmadı mı? Gerçekten kim neyi niye yaptığını bilmiyor mu ya da kendinin ne olduğunu? “Benim yumrukçum iyi, ellerin dert görmesin ama ‘öteki’nin yumrukçusu bana vurursa yaygarayı kopartırım” zihniyeti; “benim katilim /teröristim iyi, ötekininki kötü” demekten başka bir şey değildir. Aslında, şiddet sarmalı ve bağnazlık üzerine dert anlatmaya çalışıyoruz. Yumruktan, tokattan başlayıp savaşlara kadar, şiddetin her biçimine ve ister dinci ister “laikçi” her tür bağnazlığa bir reddiye. Saldırganlık, şiddet, cepheleşme, kin ve nefret sarmalında her gün biraz daha çürüyen, toplumsal dokusu çözülen ülkemizin gündelik manzaralarından biri aslında. Olay sonrasında başta CHP’den ve laik mahalleden(Sağ-Sol) gelen yorum ve tepkiler yukarıda dediğim gibi dramatik . CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yumrukçu gencin babasını telefonla arıyor, bir milletvekilini evine destek ziyaretine gönderiyor, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Anayasal düzeni yıkmaya çalışan hilafet yanlıları mı tutuklanmalı, burası Türkiye Cumhuriyeti, diyen Türk genci mi?” diye beyanat veriyor. Sosyal medyada ise Fatih Altaylı gibi adı sanı bilinen kişiler de dahil “eline sağlıklar, “ellerin dert görmesinler” ile dolaşıp duruyor. Yeri gelmişken hemen belirteyim: Tutuklamanın cıvığının çıktığı, iktidar mensuplarına, hele de Cumhurbaşkanına “gözünün üstünde kaşın var” diyenlerin tutuklandığı bu ortamda, önlem olmaktan çıkıp cezaya dönüşen tutuklamaların tümüne karşıyım. Ama, elindeki bayrak ve ardındaki düşünceyi beğenmediği, zararlı bulduğu için şiddet uygulamaya kimsenin, hiçbir nedenle hakkı olmadığı da herkesçe bilinmeli. O sembol ve düşünce ideolojik olarak, dünya görüşü ve inanç olarak size göre ne kadar yanlış olursa olsun, şiddet kullanma hakkınız yoktur. Hilafetçiye yumruğu alkışlarsan laik cumhuriyetçiye saldırıya psikolojik ortam hazırlarsın. Başvuru merciinin beğenmeseniz de yargı olduğunu, kolluk kuvvetleri olduğunun unutup adaleti kendince kendin sağlamaya kalkışırsan orman kanununu geçerli kılarsın, mafyalaşmış topluma taraf olursun. Bu senin ülkende adaletin kusurlu olduğuna dair mücadele etmene de engel değil aksine tahrik edicidir. Cumhuriyetçiyim diyenler yumruğa değil, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmalıdır. Başta CHP, kendisini cumhuriyetçi, laik, özellikle de solda tanımlayan bazı şahıs ve kesimlerin bu son yumruk olayı konusundaki tutum ve tepkileri tehlikeli bir noktadadır. Ben Cumhuriyetçiyim, laikliğin adil paylaşımın esas olduğu bir düzende esas olacağını bilen , sosyalist kimlikli, her türlü ayrımcılığa karşı eşitlikçi ve “ama,fakatsız” mücadeleci bir kişiyim. Ancak, bu değerleri savunduğunu iddia eden “yenilenmiş, değişmiş” CHP’ni ve bu çizgideki muhalefeti anlamakta, hele de desteklemekte ve umut bağlamakta güçlük çekiyorum. Yumrukçu gencin eylemine gösterilen, müsamahayı aşıp desteğe varan tavır da düşündürücü. Türkçü şoven ulusalcılığın, fanatizmin kıskacına kapılmış, kafası da bir hayli karışık o gencin tutuklanmasına – ve kim olursa olsun bu türden tutuklamalara- karşı çıkıp tahliyesini sağlamak başka, sırtını sıvazlamak, yumruğa meşruiyet sağlamak başka. Tevhid bayrağı/flaması taşıyan adam bir uçtaysa ona şiddet uygulamayı Cumhuriyeti savunmak sanan genç öteki uçta ve ikisi de aynı bağnazlıkta buluşuyorlar. Oysa Anayasa’nın temel ilkelerine sahip çıkmak bağnazlıklara prim vermemekle mümkün ki, bu da sınırsız inanç ve ifade özgürlüğünü savunurken nereden, kimden gelirse gelsin ve kime yönelirse yönelsin şiddete sıfır tolerans göstermekle olur. Bilinmelidir ki adalet ve özgürlük mücadelesi çifte standartlarla, bir o yana bir bu yana yalpalayarak ortada durduğunu sanmakla hiç olmaz.
SİYASETSİZ SİYASET ,ENNN SEVDİĞİM.
Kaşarsız tost, çökeleksiz gözleme, köftesiz köfte ekmek son zamanlarda çok duyduğumuz şeyler değil mi?
Baksan hepsi dışardan öyle gibi görünüp aslında olmasını beklediğin şey olmayan şeyler.
Sonra top aleminin grallarının fırıldağı geldi fonlu fanilalı çantalarla milyonlar taşınan.
Allah allah paralara bak hizaya gel diye homurdanıp göğsümüze düşmüş çenemizi toparlayamadan şaşkın şaşkın bakınıyoruz, arka fonda kamuflajlı özel polisler yedi düvelden mafya seçip kıskıvrak yakalıyor. Avrupalısı ,balkanı, slavı, arabı, güney amerikalısı her tür boydan ve soydan ağır abi mafyacılar meğer bizim memlekette imişler.
Bu arada çene hala göğsümüzde ,hafif bir salya durumu da oluşmuş.