YILAN HAVASINA DİKKAT!

Yılan dediğimiz zaman genellikle halk dilinde bir söylem akla gelir ‘düşmanlar seni anıyor’ denilir yada ‘buz gibi hiç sevmem’ denir.
Bugün köşemde yılana yer vermek istedim. Düşmanlarım anıyor mu bilmem ama uyarmak isterim Yılanlar bugünlerde tehlikeli.
Bu günlerde yılan özellikle tatile çıkanlar içinde tehlikeli. Bu konuda Edirne’de yılan korkusu ev yaktırdı diye bir haber izlemiştim. Ev sahibi sütü sever diye evin her bölgesine süt koyup yılan nöbeti tutmaya başlamış ancak yılanların 5-6 tane olması korku yaratarak sonunda evi yakmış. İnanılmaz gelmesin Balıkesir’de de bir evde henüz yavru bir yılan bir evin 4’üncü katına çıkmış. Ev sahipleri ile görüştüğümde yılanın bir genetik uzmanına denk gelmesi şans. Aksi hele ki hayvan korkusu olana ne yaptırmaz!
Yılan çeşitlerine göre zehirli yada zehirsiz olabiliyor. Zehirli diye bildiğimiz engerek yılanı Balıkesir Savaştepe’de bir işyerine konuk olmuş ancak ev sahibi davetsiz misafirden pek hoşnut olmayınca hemen itfaiyeye haber vererek alınmasını sağlamış. Kısacası son günlerde evlerimize giren, ya da ummadık yerde karşımıza çıkabilen yılanların haberleri arttı. Düşünürken aklıma Balıkesir Tabip Odasının logosundaki yılan geldi. Logonun önemini anlamını anlatmışlardı kısaca bir araştırayım dedim 1956 yılında resmen dünyanın tıp sembolü haline gelmiş olan yılanın doğal olarak logolarda sembole dönüştüğünü gördüm.Birde mitolojik pekçok hikayede ve dinlerde de geçtiğine göre düşündüğümden de önemli bir hayvanmış bu mübarek.
YILAN SENİ KANDIRMASIN
Çamavşar mahallesinde 82 yaşındaki Nusret amca şöyle diyor; Tevrat’a göre Adem ile Havva’yı kendilerine yasaklanmış olan bilgi ağacının meyvesinden yemesi için kandıran da yılanmış. Günümüzde de insanları ev ya da ormanları yakmak için kandırmaya devam ediyor olmasın! Sıcak günler geçiriyoruz. Sıcak ve nemli havaları yılanlar çok sever diye biliyoruz. Kısacası güneşli havaları sadece insanlar değil; kene, yılan, vb. çok hayvan da seviyor. Böyle günlerde kırlara misafirliğe giderseniz orada ev sahibi olan kene, yılan, vb. hayvanların olduğunu da unutmayın. Balıkesir’de de kene vakaları geçtiğimiz yıllarda çok duyulmuş hatta ölümle sonuçlanan üzücü olaylar yaşanmıştı. Zararlı olan bu hayvanlar aslında doğanın bir gereği ve faydaları da var ancak insanlar için tehlike olabilen yılanlar çevreye ve doğaya insandan çok ama çok daha fazla yararı olan bir canlı!
HİŞŞŞT….SES ÇIKARMA!
Şöyle bir hatırlarsak yılanlar genellikle insanları elleri ve ayak bileklerinden ısırıyor. Köpekleri de burunlarından. Yılanların doğasında saldırganlık yok aksine kaçtıklarını anlatırlar bunun için; Yılan görürseniz yakalamaya ve yakınına gitmeye filan alışmayın. Yavaşça uzaklaşın! Herkesin bir kırmızı çizgisi var çizgileri aşmayın ve aştırtmayın. Birde önerim yılanların evinizden uzak durmasını istiyorsanız; fare, böcek, vb. yılanları besleyen hayvanlarıda ot, odun,ahşap, vb. çer çöp şeyleri evinizden bahçenizden kaldırın.
SANMAKİ ÇOĞALIYOR ONADA ÖLÜM VAR
Yılanların oldukça çoğaldığı yönünde söylentiler var ancak maalesef ekolojik yıkımla beraber dünyadaki yılanların sayısı da pekçok hayvanda olduğu gibi hızla azalıyor. Havaların ısınmasıyla gözlerini açan derileriyle ışıltı saçan yılanlar yemek ve üremek için bu günlerde daha aktifleştiler. Birde şunu unutmayalım ki doğayı hayvanların yaşam alanlarını nasıl kendi zevklerimiz için geçici olarak kullanıyorsak onlarında bu en doğal hakkı değil mi? Herşey karşılıklı. Kaldı ki onlar zarar vermeden zamanında terk etmesini de biliyor oysaki bizler onların yaşam alanlarını hem daraltıyor hemde bozuyoruz. Peki, nereye gidecekler? Örneğin Yılanların yaşadığı alanlara yol, bina, vb. şeyler yaptığımızdan dolayı onları eskisine göre daha fazla görebiliyor olamaz mıyız. İnsanlar için sadece afetler ve yangınlar değil; hayvanlar da tehlikeli olabiliyor. Bu nedenle itfaiyeciler afet ve yangınların yanı sıra yılanlar dâhil hayvanlarla ilgili olarak da kurtarma operasyonları yapıyor. Balıkesir’de Savaştepe, Susurluk ve geçtiğimiz yıl Kepsut, Bigadiç, Sındırgı, Gömeç, Edremit’te duyduğumuz yılan b haberleri gibi…