Zeytin Ağacı
Zeytin Ağacı Bir günün içinde kayboldum, şekerden yapılma ince derili çoraplarımla demir kapının üzerinde yürüdüm. Çok uzakta olmayan zeytin ağacı dallarını...
Zeytin Ağacı
Bir günün içinde kayboldum, şekerden yapılma ince derili çoraplarımla demir kapının üzerinde yürüdüm. Çok uzakta olmayan zeytin ağacı dallarını bana uzattı, iki büklüm olmuştu ama gülümsüyordu.
Bir zeytin, hayır belki de başka bir şeydi ama sonra gözlerimin önünde bir kelebeğe dönüştü. Yeşil bir yosun bana baharın uzaklaşacağını söylüyordu. Kanatlarımı, birkaç kez çırpıştırdığımda kelebek kadar güzel hareket edemiyordum yine de zeytin ağacının dallarında bir yaprak gibi estim. Baharın gidişiyle ben de yok olup gidecektim. Zamanım çok kalmamıştı, hava ısınıyor zeytin ağacı iyice bükülüyordu.
Artık gideceğimi ikimiz de biliyorduk, ona yardım etmek ne de çok isterdim, ağacın gövdesi gittiğim şehirler kadar büyük , bir çocuk kalbi kadar küçüktü. Bazen kuşlarla dans ederdi. Bazen de benimle ama zamanım kalmamıştı, ağacın dalları son kez bana rehberlik etti. Şeker kokusu kanatlarımı açmama yardım etti. Mavi okyanus, Yeşil yapraklar ve hüzünlü güzel beyaz zeytin ağacı. Kanatlarımı yolup ona uzattım. Zeytin ağacının dallarına son kez bakıp yere düştüm. Hava öyle sıcaktı ki ağacım, güzel ağacım bize yaklaşan bulutu görememişti.