Aksolotlların Büyüleyici Dünyası
Axolotl, Meksika'ya özgü, yaşam boyu larva özelliklerini koruyan ve su altında yaşayan bir amfibidir
Aksolotlların Büyüleyici Dünyası
Axolotl, Meksika’ya özgü, yaşam boyu larva özelliklerini koruyan ve su altında yaşayan bir amfibidir.
Eşsiz bir şekilde, kaybettiği uzuvları, omurilik gibi karmaşık yapıları yenileyebilme yeteneğine sahip olmasıyla bilim insanlarının ilgisini çeker.
Amfibi ise hem karada hem de suda yaşayabilen hayvanlara verilen isimdir. Yani, amfibiler suya da karaya da uyum sağlayabilen canlılardır. Bunlar arasında semenderler, kurbağalar ve yeni dünya salyangozları gibi örnekler bulunur. Amfibiler, genellikle suya bağlı kalmak zorunda oldukları için derileri nemli kalmak zorundadır ve çoğu, yaşamlarının bir kısmını suda geçirir.
Aksolotllar da gerçekten inanılmaz birer amfibi örneği. Her şeyden önce, bu semenderlerin en çarpıcı özelliklerinden biri, kaybettikleri uzuvları, hatta organları tekrar büyütebilme yetenekleri. Ama buradaki en önemli şey, sadece bir bacak ya da kuyruğu değil, daha fazlasını da yenileyebilmeleri. Örneğin, aksolotllar omuriliklerinin bile bazı kısımlarını yeniden oluşturabiliyorlar. Bu, bilim insanlarını hayrete düşüren bir şey çünkü biz insanlar omurilik hasarı aldığımızda, vücudumuz o bölgeyi yeniden inşa edemiyor. Aksolotlların bu yeteneği, bilim dünyasında insan sağlığını dönüştürebilecek bir potansiyel olarak görülüyor.
Bir başka şaşırtıcı şey ise aksolotlların gözlerinde hasar alan bazı kısımları yeniden inşa edebilmeleri. Aksolotlların bu eşsiz yeteneği, bir gün insanlara göz tedavisiyle ilgili yeni yollar açabilir.
Bu kadar inanılmaz biyolojik yeteneklere sahip olan aksolotlların hayatı, maalesef doğada pek kolay değil. Yalnızca Meksika’daki birkaç gölde yaşamaya devam ediyorlar ve çevre kirliliği, şehirleşme gibi nedenlerle bu habitatlar hızla yok oluyor. Bu yüzden aksolotlların sayısı giderek azalıyor. Ancak, onların bu muazzam rejenerasyon yetenekleri, sadece onları korumakla kalmayıp, aynı zamanda insanlık için büyük bir bilimsel fırsat sunuyor. Aksolotllar, doğanın bize sunduğu bir hediye gibi; hem onları korumak, hem de onların sırlarını çözmek için elimizden geleni yapmalıyız.
GÜNÜN KELİMESİ: REJENERASYON
“Rejenerasyon” kelimesi, Latince regeneratio kelimesinden türetiliyor ve “yeniden doğma” veya “yeniden yaratılma” anlamına geliyor. Türkçeye ise tıp ve biyoloji alanlarındaki kullanımlarıyla giriyor.
Osmanlı döneminde “yenilenme” veya “tekrar doğuş” anlamında doğrudan kullanılmasa da, bu kavram eski tıbbı metinlerde belirli bağlamlarda yer almış olabilir.
İngilizce’de regeneration olarak kullanılan kelime, aynı şekilde “yeniden doğma” anlamında kullanılıyor ve biyolojide, kaybolan dokuların yenilenmesi anlamına geliyor. Özellikle canlıların kaybolan parçalarını yeniden üretmesi bu kelimenin modern anlamını pekiştiriyor..
Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “rejenerasyon” kelimesi, biyolojik bir kavram olarak “canlının kaybolan veya zarar gören dokularını yenileyebilme özelliği” olarak tanımlanıyor.
Bugün sizlerle paylaşmak istediklerim bu kadar, hepinize sağlıklı günler diliyorum.
Küçük Hataların Büyük Yıkımları