Vefalı İnsanlar
İnsanı yücelten, bazen bir teşekkür, bazen bir selamdır. Vefa, paradan da makamdan da daha değerlidir. Çünkü vefa, insanın kalbinden gelen en içten “ben unutmadım” demektir.
Yıllar öncesine, tam 39 yıl geriye gidiyorum…
Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç, Balıkesir Ticaret Odası’nın
düzenlediği “Kutsal Görevin Vergi Rekortmenleri” törenine gelmişti.
Salon tıklım tıklımdı. O yıllarda basın mensubu olarak “SABAH”
gazetesinde çalışıyordum. Vehbi Bey kürsüye çıktığında herkes
susmuştu.
“Türkiye’de vergisini ödeyen 250 bin kişi var. Oysa 1 milyonun
üzerinde mükellef vergisini ödemiyor. Gerçek tahsilat yapılsa, bu
ülke kanatlanır,” demişti.
Sözleri hem uyarıydı hem vicdana dokunan bir çağrıydı. Haberi hemen gazeteye telefonla geçtim. Ertesi gün haber büyük yankı uyandırdı. Bir gün sonra Koç Holding’den telefon geldi: “Vehbi Bey teşekkürlerini iletmek istiyor.” Daha sonra Erdek Pınar Otel’de davet edildim. Üç yıl arayla birkaç kez buluştuk, uzun sohbetler ettik. Her kelimesi öğüt, her sözü hayat dersi gibiydi. İşte o günlerde vefanın ne demek olduğunu, büyük insanların nasıl alçakgönüllü olabildiğini öğrendim.
Yıllar geçti… Dün akşam, aynı duyguyu yeniden yaşadım.
Bu kez telefonun ucunda Cenk Küpeli vardı. Eski milli
basketbolcu, iş insanı, DYP Genel Başkanı… “Merhaba Gazetesi”nde
yayınlanan köşe yazımı okumuş, teşekkür etmek için aramış.
Kısa ama samimi bir konuşmaydı.
Bir teşekkür, bir vefa…
İnanın, kırk dokuz yıllık gazetecilik hayatımda yüzlerce haber, binlerce insan tanıdım ama bu tür anlar insanın içine işliyor. Gazetecilikte her gün haber yazarsınız, manşet atarsınız, ama vefa dolu bir telefonun sıcaklığı hiçbir şeye benzemez.
Vehbi Koç’tan Cenk Küpeli’ye uzanan bu iki hatıra, bana yine
şunu hatırlattı:
Vefalı insanlar bu ülkenin sessiz kahramanlarıdır.
Benim için bu meslek yalnızca kalemle değil, kalple yapılan bir
görev oldu.
Ve o kalp, her vefalı insanla biraz daha umutla doldu.