Kilitli Kapıların Sessiz Hikayesi
Kilitli Kapıların Sessiz Hikayesi Ne gariptir ki, bazen en kıymetli şey “bilgi”nin kendisi değil, o bilginin saklanma biçimidir. Bir olay...
Kilitli Kapıların Sessiz Hikayesi
Ne gariptir ki, bazen en kıymetli şey “bilgi”nin kendisi değil, o bilginin saklanma biçimidir. Bir olay olur, herkes duyar… Ama kimse bilmez. Çünkü öğrenmek için kapılar kapalı, pencereler örtülü, duvarlar ise ses geçirmez hâle getirilmiştir.
Sorarsınız:
— Peki neden gizli?
Yanıt nettir:
— Öyle gerek.
Kim için gerek, neden gerek, neye gerek? İşte o sorular fazla
meraklı sorular olarak ayrı bir dosyaya kaldırılır. Oysa tarih
gösterir ki, gerçekler genelde üç şekilde yok edilir:
-Birincisi, hiç ortaya çıkmaz.
-İkincisi, ortaya çıkar ama anlatılmaz.
-Üçüncüsü, anlatılır ama kimse anlamasın diye karmaşıklaştırılır.
Gizlilik bazen bir güvenlik önlemidir, bazen bir sakarlığı saklama biçimi. Kimi zaman kırılgan bir sırrın zırhı, kimi zaman da kırılacak soruların kilidi. Ve ne kadar gariptir ki, kilit ne kadar kalınsa, içeride saklanan şey o kadar merak uyandırır.
Halk arasında “Gözden uzak olan, gönülden de uzak olur”
derler.Ama gerçekte gözden uzak olan gönle sığmaz; zihinde büyür,
hayalde çoğalır. Üstelik bilginin bilinmemesi için alınan her
tedbir, o bilginin önemini katlar. Bir şeye perde çekerseniz,
insanlar artık perdeyi değil, perdenin arkasını konuşur.
Gizlilik çoğu zaman “yanlış anlaşılmasın” bahanesiyle başlar.
Ardından “erken tartışmalara yol açmasın” diye devam eder. Sonra
bir bakmışsınız “tartışılması hiç istenmeyen” bir konu hâline
gelmiştir. Karanlığın en güçlü yanı, her şeyi kendi renginde
göstermesidir. Orada detaylar yoktur, netlik yoktur; sadece
varsayımlar, fısıltılar ve kuşkular vardır.
Bir şeyin gizli kalması, her zaman onun değerli olduğu anlamına gelmez; bazen yalnızca kırılgan ya da sorunlu olduğunu gösterir. Ama ne ironiktir ki, “gizli” damgası vurulduğu an, insanlar onun paha biçilmez bir hazine olduğuna inanır. Belki de bu yüzden, kimi zaman gerçeklerden çok, gerçeklerin etrafına örülen sis perdesi önemsenir.
Sonuçta, bir şey neden gizli tutulur? Belki korunmak için… Belki de sorgulanmasın diye. Bilemeyiz. Zaten bilmememiz için uğraşılmıştır. Ve belki de en büyük gizlilik, gerçeğin kendisinden çok, gerçeğe ulaşma yollarının kapatılmasıdır.