Yönetici Misiniz, Yoksa Sadece Kartvizit Sahibi Mi?
Yönetici Misiniz, Yoksa Sadece Kartvizit Sahibi Mi? Geçenlerde biri dedi ki: “Terfi ettim, hayatım kaydı.” Gülümsedim. Çünkü yönetici olmak, dışarıdan ballı...
Yönetici Misiniz, Yoksa Sadece Kartvizit Sahibi Mi?
Geçenlerde biri dedi ki: “Terfi ettim, hayatım kaydı.” Gülümsedim. Çünkü yönetici olmak, dışarıdan ballı kaymak gibi görünür ama içeriden çoğu zaman mide bulandıran bir tecrübedir. Hele bu topraklarda… Kafamızda yönetici dendi mi hemen aklımıza kocaman bir masa, imzalanan evraklar, gergin toplantılar gelir. Oysa “yönetici” dediğimiz şey sadece şirketin CEO’su değildir. Gelin birlikte bir bakalım:
Yerel yöneticiler mesela…
Mahalledeki çukur kapanmadıysa, halk pazarı karıştıysa, otobüs
saatleri şaştıysa hemen herkesin gözü onlardadır. “Ne iş yapıyor bu
başkan?” sorusu, ülkece en sık sorduğumuz soruların başında gelir.
Tavsiyem şu: Sokakta yürüyün. Dinleyin. Sadece danışmanlarınızı
değil, çaycınızı da dinleyin. En sahici geri bildirim bazen en
alttan gelir.
Siyasi parti yöneticilerine sesleniyorum…
Yönetmek sadece kendi kadronuza pozisyon yaratmak değil. Eleştirene
de kulak verebilmektir. Alkışa değil, gerçeklere tahammül
gösterebilmek maharettir. Koltuk ısıtır ama vicdan üşüyorsa,
yöneticilik orada biter.
Kamu kurumlarındaki yöneticiler?..
Okul müdürü, hastane başhekimi, kütüphane sorumlusu… Hepinizin
başka başka mücadeleleri var. Ama unutmayın: Öğrenci size bakarak
okulu sever, hasta doktorun moraline göre iyileşir, kitap okur
kütüphanecinin gülüşüyle gelir içeriye. Birim yönetmek dosya
doldurmak değildir; ruh yönetmektir.
Apartman yöneticileri, size de geldik…
Evet siz! Aidat peşinde koşarken yüzünüz düştü, farkındayım. Ama
komşuluk ruhunu yaşatmak da biraz sizin ellerinizde. Asansörde
herkese “günaydın” diyen bir apartman yöneticisi, sandığınızdan
daha fazla iş yapıyordur aslında.
Bir de kendi işinin yöneticileri var…
Küçük esnaf, butik sahibi, kafeci, taksici… Siz de birer
yöneticisiniz. Kendi işinizin kaptanısınız. Ama rotayı belirlerken
ekibinize, müşterinize, hatta rakiplerinize bile kulak verin.
İşinizi değil, güveni yönetin.
Ve son olarak…
Evdeki yöneticiler.
Evet, anne-babalar. Her gün bir krizi yönetiyor, her akşam bir
bütçe planlıyorsunuz. Siz de bu ülkenin görünmeyen
yöneticilerisiniz. Kurallar koyuyorsunuz, ödül-ceza dengesi
kuruyorsunuz. Ama en çok da “sevgiyle yönetme” sanatını sizden
öğreniyoruz.
Küçük Yönetici Rehberi:
- “Ben böyle istiyorum” demek kolay. “Sen ne düşünüyorsun?” demek zor ama değerlidir.
- Yetkiyi kullanmak değil, paylaşmak büyüklüktür.
- Toplantılarınızı kısa tutun. Uzun toplantılar liderlik değil, kararsızlıktır.
- Bir yönetici asla her şeyi bilmek zorunda değildir. Ama her şeyi öğrenmeye açık olmalıdır.
- Korkulan değil, danışılan biri olun.
- Ve lütfen… gülümseyin. Gerginlik bulaşıcıdır; ama tebessüm de öyle.
Unutmayın…Yönetici olmak, sadece iş bölümü yapmak değil; insanlara dokunmak, bir ortamın havasını değiştirebilmektir. Yönetici dediğin, bazen kapıyı açan kişidir, bazen bir çocuğun göz hizasına eğilebilen.Kartvizitteki unvan değil, insanlıktaki derinliktir fark yaratan.