Arife Günü Ekmeği ve Hatıralar
Arife Günü Ekmeği ve Hatıralar Yıllardan beri dini bayramlarda Arife günü yaptığım ilk iş, ekmek almaktır. Yalnız yaşamın getirdiği bir sendromdur bu. Bu yıl...
Arife Günü Ekmeği ve Hatıralar
Yıllardan beri dini bayramlarda Arife günü yaptığım ilk iş, ekmek almaktır. Yalnız yaşamın getirdiği bir sendromdur bu.
Bu yıl da öyle yaptım. Balıkesir Fırıntaş’tan aldığım ekmek daha üçüncü günde küften simsiyah oldu. Dere Çiftlik köyünden gelen ekmek ise hâlâ sağlam. Aynı şehirde iki farklı ekmek, iki farklı sonuç. Fırıntaş yönetilemiyor. Geçen yıl çayı 5 liradan 15 liraya çıkardılar, üstüne self servise geçtiler. Ama iş kaliteye gelince ortada yoklar.
Bu durum bana yıllar önce yaşadığım bir olayı hatırlattı.
1978 yılı Kurban Bayramı arifesi. Hacı İlbey Mahallesi’nde, SSK binasının karşısındaki tek katlı evde oturuyorum. Güneyimde aşırı solun Acilcileri, kuzeyimde Manisalı ülkücüler komşum. O yıl da Arife günü iki ekmek almıştım.
Bayram sabahı ülkücü komşular geldi, bayramlaştık. Ardından Acilciler. Öğleye doğru kurban eti payım geldi. Yemek yapacağım ama küçük tüpüm bitmiş. Ülkücülerde de yok, Acilcilerde de. Kent merkezinde tüpçüler kapalı. Çareyi Halallaça köyünde bulduk; evinin altında tüp satan bir adam vardı, oraya gittik.
Tüpü aldık ama şehir merkezine dönmek için otobüse bindik. Şoför “Tüple binilmez,” dedi. Ülkücülerle devrimciler bir araya gelip “Aç mı ölelim?” diye itiraz ettiler. Biraz ürkütme, biraz ikna ile şoför pes etti.
Eve geldik, eti pişirdik, sofrayı kurduk. Tam yemek yeniyor, ülkücüler dua etmeye başladı. Acilciler “Faşistliğinizi yapmadan duramazsınız,” deyince ortalık karıştı. Masalar, sandalyeler kırıldı. Olan benim eşyalarıma oldu.
O günden beri her Arife günü ekmek alma alışkanlığım sürüyor. Ama o yıllarda aldığımız ekmek bayatlamazdı, küflenmezdi. Şimdi Balıkesir’de Fırıntaş’ın ekmeği iki günde çöp oluyor. Zaman değişti; insanlar da değişti, ekmek de.