ATAMIZIN BALIKESİR’E GELİŞİ VE HUTBESİ
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; Balıkesir’e ilk gelişi 6 Şubat 1923’te olmuştur. Geçtiğimiz günlerde Atamızın...
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’ün; Balıkesir’e ilk gelişi 6 Şubat 1923’te olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde Atamızın Balıkesir’e gelişinin 95. Yıldönümü
çeşitli etkinlikler ile kutlandı.Balıkesir’de resmi bayramlarda
dahi uzun zamandır görmediğim bir coşku ve kalabalık vardı.
Ellerinde Türk bayrakları ile gençlerimiz,çocuklarımız,kadınlarımız
ve tüm Balıkesirli vatandaşlarımız ile beraber Balıkesir Garının
önünde buluşarak temsili Atamızın kara trenle şehrimize gelişini
karşılayıp hep beraber heykelinin önüne doğru yürüyüşe koyulduk. Ve
huzuruna çıkıp çelenk bıraktık.
Balıkesir ziyaretinde Mustaf Kemal Atatürk, Paşa Camii minberine
çıkarak Balıkesir Hutbesini bu ziyaretinde yapmıştır. Zağnos Paşa
Camii’nin dış duvarında çerçeveli bir şekilde asılı da olan
Atatürk’ün Balıkesir hutbesi şöyle:
“Ey Millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. Allahın esenliği, sevgisi
ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz efendimiz hazretleri,
Cenabı Hak tarafından insanlara dini gerçkleri duyurmaya memur ve
elçi seçilmiştir. Temel kanunu, hepimizce bilinmektedir ki, yüce
Kur’an’daki mânası açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş
olan dinimiz, son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla,
mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor. Eğer akla,
mantığa ve gerçeğe uymamış olsaydı, bununla diğer ilahi tabiat
kanunarı arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü tüm evren
kanunlarını yapan Cenabı Hak’tır.
Arkadaşlar; Cenabı Peygamber çalışmasında iki yere, iki eve sahip
bulunuyordu. Biri kendi evi, diğeri Allah’ın evi idi. Millet
işlerini Allah’ın evinde yapardı. Hazreti Peygamber’in mübarek
yolunda bulunduğumuz bu dakikada milletimize; milletimizin bugününe
ve geleceğine ait hususları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde
Allah’ın huzurunda bulunuyoruz. Beni buna eriştiren Balıkesir’in
dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu
fırsat ile büyük bir sevab kazanacağımı ümit ediyorum. Efendiler,
camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için
yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya
için neler yapılmasının gerekli olduğunu düşünmek yani konuşup
tartışmak, danışmak için yapılmıştır. Millet işlerinde her kişinin
zihnini ayrı ayrı faaliyette bulunması zorunludur. İşte biz de
burada din ve dünya için, geleceğimiz ve bağımsızlığımız için,
özellikle egemenliğimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.
Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin
düşündüklerinizi anlamak istiyorum. Milli amaçlar, milli irade
yalnız bir kişinin düşünmesinden değil, milletin bütün kişilerinin
arzularının, emellerinin sonuçlarından ibarettir. Bundan dolayı
benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica
ederim.
Hutbeler hakkında sorulan sorudan anlıyorum ki, bugünkü hutbelerin
şekli, milletimizin duygusal fikirleri ve lisanı ile medeni
ihtiyaçlarıyla uygun görülmektedir. Efendiler, hutbe demek topluma
hitabetmek, yani söz söylemek demektir. Hutbenin manası budur.
Hutbe denildiği zaman bundan birtakım kavram ve manalar
çıkarılmamalıdır. Hutbeyi söyleyen hatiptir. Yani söz söyleyen
demektir. Biliyoruz ki, Hazreti Peygamber’in hayatta olduğu mutlu
dönemlerde hutbeyi kendisi söylerdi. Gerek Peygamber Efendimiz ve
gerek, dört halifenin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki,
gerek Peygamberin, gerek dört halifenin söylediği şeyler o günün
sorunlarıdır, o günün askeri, idâri, mâli ve siyasi, sosyal
konularıdır. İslam toplumunun çoğalması ve İslam ülkeleri
gerilemeye başlayınca, Cenabı Peygamber’in ve dört halifenin
hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkân
kalmadığından halka söylemek istedikleri şeyleri bildirmeye
birtakım kişileri memur etmişlerdir. Bunlar herhalde en büyük ve
ileri gelen kişiler idi. Onlar camilerde ve meydanlarda ortaya
çıkar, halkı aydınlatmak ve doğru yolu göstermek için bir şart
lâzımdı. O da milletin lideri olan kişinin halka doğruyu söylemesi,
halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması! Halkı genel durumdan haberdar
etmek son derece önemlidir. Çünkü, her şey açık söylendiği zaman
halkın beyni faaliyet halinde bulunacak iyi şeyleri yapacak ve
milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun
arkasından gitmeyecektir. Ancak millete ait olan işleri milletten
gizli yaptılar. Hutbelerin halkın anlayamayacağı bir lisanda olması
ve onların da bugünün gereklerine ve ihtiyaçlarımıza temas
etmemesi, Halife ve Padişah sıfatını taşıyan despotların arkasından
köle gibi gitmeye mecbur etmek içindi. Hutbeden amaç halkın
aydınlatılması ve ona yol gösterilmesidir, başka şey değildir. Yüz,
ikiyüz, hatta bin yıl önceki hutbeleri okumak, insanları cahillik
ve çağın gerisinde bırakmak demektir. Hatiplerin normal olarak
halkın günlük kullandığı dil ile konuşmaları gereklidir. Geçen yıl
Millet Meclisi’nde söylediğim bir nutukta demiştim ki “Minberler
halkın akılları, vicdanları için bir ilim irfan kaynağı, ışık
kaynağı olmuştur.” Böyle olabilmek için minberlerde söylenecek
sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, ilim ve fen gerçeklerine uygun
olması lazımdır. Hutbeyi verenlerin siyasi olayları, sosyal ve
medeni olayları hergün izlemeleri zorunludur. Bunlar bilinmediği
takdirde halka yanlış aşılamalar yapılmış olur. Bu nedenle,
hutbeler tamamen Türkçe ve günün gereklerine uygun olmalıdır. Ve
olacaktır.”
Bu hutbe ile Mustafa Kemal Atatürk her düşünceye açık olduğunu ve
tek adam olmadığını ifade etmiştir.Mustafa Kemali’in en büyük
özelliklerinden biri geleceği okuyabilmesi ve önlem almasıdır.
Canım Atam daha o günlerde gelecekte yaşanabilecek sorunlar ve
sıkıntılar ile ilgili her türlü uyarıyı yapmış ve kendisinden sonra
ki nesillere bir ışık olmuştur.Büyük Atamızın Balıkesir’imize
gelişinin 95. yıldönümünü başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere,
Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyor tüm
okurlarıma saygılar sunuyorum.
*******************
Bana her konuda fikir ve önerilerinizi yazabileceğinizi sakın
unutmayın dostlar sevgi ile kalın.
İletişim için; onurayan@hotmail.com