GündemGazeteci Yazar Semra Aman Akyürek kimdir?Köşe Yazıları

Belediyeler Ve 10 Ocak Gazeteciler Gününden Notlar

Belediyeler Ve 10 Ocak Gazeteciler Gününden Notlar

 

Herkese Merhaba

Gazetecilik kimliği adına, geçmişte yaşanan ve hatta kaleme aldığım yazılar karşısında, kimi isimlerde buzdan kaleler inşa etmişliğim olmuştur. Üstelik, Gazetecilik yaptığını düşünen, ancak etik ilke nedir bilmeyenlerin yazdıkları gibi sivri de değildir o yazılarım.

Ama bugün daha net yazayım ki daha net anlaşılsın istedim.

Konu 10 Ocak Gazeteciler Günü. Yine bir 10 Ocak ve hem belediyeler, hem de gazeteciliğin çok konuşulduğu bir dönem.

Balıkesir’de 10 Ocak Gazeteciler Günü davetleri yapan Belediyeler oldu. Belediyelerin ürettiği ya da yaptırdığı ajanda ve benzeri hediyeleşmeler vs. vs.

Maalesef geçmişte “10 Ocak sizin gününüz” diye başlayıp, belediye icraatlarını anlatan ve Gazeteci olarak “önünüzdeki yemeği ben veriyorum” diyen bir Belediye Başkanını da gördüğümüz için;

O vakitten beri, her 10 Ocak’ta, refleksim hep Önce DUR! Demek oldu.

Zira meslek etiğine uyan ve açlıktan ölen bir tane gazeteci YOK!

Öldüğünü düşündürten bazı etik ilke sorunlular olabilir belki. Ama onlar bizim değil, yıldızı olmayan belediye başkanının sofralarında oluyor.

Zira Gazeteci adı onurlu bir sıfat olmakla beraber, bu sıfat gazetecilik etik ilkelerini bilen ve uygulayana aittir.

Gelelim Bu yıl kırılan ‘POTPORİLERE’

Bu yıl 10 Ocak’ta Balıkesir ve Burhaniye’de yapılan davetlere katıldım. Her ikisinden de bahsedeceğim. Önce Balıkesir, ardından Burhaniye’ye dair garip ama gerçek dedirten bakın neler duyacaksınız…

Öncelikle, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Basın Daire Başkanı Taner Korkmaz’ı kutluyorum. Gazete çalışanları ve ailelerine kurduğu sofralarda meslektaşlarımı gülümsetmeyi bildi. Alnının akıyla elinden gelenin fazlasını yapma gayretine girdi…

Tabi konuşmalarda yapıldı.

Peki, Kimler ne konuştu O Gece?

Vali Hasan Şıldak, Yücel Yılmaz, Hasan Avcı, Dinçer Orkan birer konuşma yaptı.

Peki, kim ne iz bıraktı?

Öncelikle Vali Hasan Şıldak, Yüksek öğrenim sürecinin arifesinde Gazetecilik ile ilgili tercihinin de olduğunu ifade etmesi salonda hoş bir anekdot oluşturdu. Ardından da günün anlamını ifade eden kısa bir kutlama konuşması gerçekleştirdi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’da şehre dair yaptıklarını anlattı. Bugün sizler içinde önemli bir gün dedi. Gününüz kutlu olsun diyerek Balıkesir için çalıştıklarını söyledi.

Karesi Belediye Başkanı Dinçer Orkan, Gecede Karesi’nin gülen yüzüydü. Diğer başkanlar gibi çok stresli değil, rahat. Ne varsa ağzında başkanın. Çok hesaplı kitaplı değil. “Eleştirecekseniz eleştirin tabi ki. En önemlisi bugün sizin gününüz” cümlesi ile Çalışan Gazeteciler gününe uygun davranışı hem takdir, hem de samimi alkış aldı.

Ancak, Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı’nın konuşması için ise bir tırnak açmak gerekiyor.

Avcı’nın konuşması önceki asabi gelgitlerini maalesef aratmadı. Hep aynı söylem, aynı coşku var bu adamda. Hep te yutturuyorum sanıyor maalesef. İşaret verilerek ettirilen alkışı birileri görmedi sanıyor. Gariptir ama yılın basınla arası olmayan en dertli başkanı oldu çıktı. Bunu ben söylemiyorum, kendisi diyor. Çünkü; hiçbir başkan her fırsatta biz “Herkese eşitiz. Ancak bize vuran, çarpan para alamadığı için yazan çizen” deyip durmuyor. Tuhaf… Kim ki onlar? Kendince tüm gazetecilerin içinde Posta koyuyor! Bu kadar ciddiye alıyor ve tüm gazetecilerin en anlamlı gününe de bu konuyla damga vuruyor?  Ha, bu arada “vuran çarpan” diye suçladıklarının adını da verme cesaretini de gösteremiyor.

Eh, Hasan Avcı’nın bu konuşmasına rağmen güzel bir gece oldu. Teşekkür ederiz elbette. Ama böyle günlerde mikrofon siyasetçide değil de, azıcıkta basına verilse ne güzel olurdu. Ben bile bu kez mikrofona özendim hani. Şehre basın tarihi ve medya adına Cumhurbaşkanı tarafından verilen prestijli bir ödül kazandırdık ya. Şehrime hayırlı olsun diyebilseydim mesela…

Bazen susmakta her şeyi söylemek oluyor bizim alemde. Yani o gün bugün değilmiş SUS! Dedim kendime.

Gelelim Bir Diğer Garip Ama Gerçek Konuya

Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler basına ayrı bir önem verir. 10 Ocak konusunda da hassastır. Tecrübe ve deneyimli siyasetçi olduğunu hatırlatır. Üstelik bu tecrübe, son iki seçimde Cumhurbaşkanı adayının kampanyasını bizzat yürüttüğü gerçeği ile altı dolu bir tecrübedir.

Ancak siyasette de, iş dünyasında da, kurum veya kuruluşlarda da ekip bazen eksik kalıyor. Doğal olarak o eksiklikte Başkana mal edilebiliyor. İşte Burhaniye’de de böyle bir ekip hatası ile karşılaştık. Deveciler, aynı hassasiyet, nezaket ve her zamanki açık yürekliliği ile konuşmasını yaptı. Burhaniye’nin kabuğunu kıran işlerinden de bahsetti. Ama basın biriminde yaşanan ekip değişimi ve kırılan potlar oldu maalesef.

Dahası, bu durumun program sonrasında sürmesi oldu. Bilenler gayet iyi bilir. Bu tip özel günlerde dahi gazeteci refleksi ile verilen mesajlara odaklanırım. Dolayısı ile Burhaniye’de de buna odaklandık tabi. Ta ki program sonu, sağ olsun Başkan Ali Kemal Deveciler “sizin paketiniz nerede?” diye sorana kadar hazırladıkları hediye paketini bile fark etmedim. Ben hiç sıkıntı yok başkanım, davetiniz bizim için yeterli desem de, kendisi samimi bir hassasiyet ile o an sorumlu personeline “hediye paketi mutlaka ulaştırılsın” talimatı verdi.

Eh ulaştı da, ama  “Şeyh uçurmaz, mürit uçurur” sözünü hatırlatacak şekilde ulaştı. Nasıl mı? Dün Gazetede arkadaşlarla bir paket aldık. Başta, Kamil Bey’in sürekli kargodan gelen kitaplardan biridir diye düşündüm. Karşı ödemeli paketiniz cümlesine yabancı değilim yani. Arkadaşlar paketi içeriye aldı. Ben parayı hemen ödedim. Yurtiçi Kargo görevlisine teşekkür edip gönderdik. Ancak hemen sonrasında, kargo etiketinde Burhaniye Belediyesi Ali Kemal Deveciler yazdığını görünce şaşırdık. Gazetede 7 kişiyiz o an. Herkes şaşkın. Biri gülüyor, biri kızıyor, biri olayı anlamaya çalışıyor. Biri ne aldık biz şimdi ne var ki pakette diyor…

Anladım ki bir kez daha herkes acımızı da, mutluluğumuzu da benimsediği gibi gazeteyi de çok benimsemiş. Gazeteyi içselleştirmiş kendinde. Hoşuma gitti. Çok merak ettiniz açın bakalım dedim. Apar topar açtılar. Açınca da hep bir ağızdan “bunlar hediye mi, yoksa satın mı aldık” diye koyuverdiler tepkiyi. Tabi yatıştırdım arkadaşları. Hatta Ali Kemal Deveciler’in müthiş tecrübesini hatırlatarak “Ekip ruhunun” önemini ortaya koyan bu durumdan ders çıkarmaları gerektiğini de belirttim. Özellikle de bu tutumu Başkan Ali Kemal Deveciler’e mal etmemeleri gerektiğini ifade ettim.

Çünkü çok iyi biliyorum ki, sahip olduğu ciddi tecrübeyle Deveciler asla böyle bir garabete tahammül etmez. Kaldı ki bir şekilde bu durumu fark etmiş ve yazının mürekkebi kurumadan aradı. Sağ olsun, Karışıklığın kendisinde yarattığı üzüntüyü de aynı tecrübe ile aktardı.

Bu durumda, “Şeyh uçurmaz, mürit uçurur” göndermesini “şeyh uçurmaz, doğru ekip uçurur” diye değiştirsek mi acaba!..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu