Hüseyin Yıldırım

Düğünlerimiz…

“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”Rum,21

Evlilik, Allah’ın emri, Peygamberimizin sünnetidir. Peygamberimiz sav  evlilik için  “dinin yarısını korumaya” vesiledir, buyurmuşlardır.  Beyhaki, Şuabü’l-İman IV, 382.

 

İlgili Makaleler

Evliliğin ilk adımı olan düğünlerimiz ise, sevdiklerimizin şahitliği ve güzel dilekleri eşliğinde gerçekleşen merasimlerdir. Düğünle yeni bir ailenin kurulduğu ilan edilir; iki ömür bir yuvada birleşir. Geleceğe dair umutlar güçlenir; sevinçler paylaşılır. Sağlıklı ve hayırlı nesiller ihsan etmesi, ülfet, muhabbet ve merhamet için Allah’a dua edilir.

 

Her haliyle bizlere örnek olan Hz. Peygamberimiz sav  yeni evlenenlere “Allah senin için bu düğünü mübarek eylesin.” Müslim, Nikâh, 79. diye dua etmiş, neşe ve mutluluk içinde yapılan düğünlerde meşru eğlenceye izin vermiştir. Ancak düğünlerin gösterişten uzak, sade, samimi ve mutedil bir şekilde yapılması onun sünnetidir. Zira müminler için hayatın en önemli ölçülerinden biri aşırılıktan sakınmaktır. Kullukta, sevinçte, öfkede, üzüntüde, eğlencede daima dengeli olmaktır.

 

Peygamberimiz sav  yeni evlenmek isteyen bir sahabiye “Bir koyunla dahi olsa düğün yemeği ver.” Buyurmuştur.  Buhârî, Nikâh, 69

 

Velimede  (düğün yemeğinde)  asıl maksat dostlarımız ile buluşmak ve gönül almaktır. Fakat  düğün yemekleri, israf sofralarına, riya ve gösterişe dönüşmemelidir. Nitekim düğün davetlerinde zengin-fakir ayrımı yapılmamasını emreden Peygamberimiz sav zenginlerin davet edilip fakirlerin unutulduğu düğün yemekleri hakkında şöyle buyururlar.

“Zenginlerin dâvet edilip fakirlerin çağırılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.” Buhârî, Nikâh 72; Müslim, Nikâh 107.

 

Asr-ı sadette sahabei kiramdan  Peygamberimiz sav’in kızı Hz. Fatma annemizin  düğününe şahit olanlar, “Biz, Fâtıma’nın düğününden daha güzel bir düğün görmedik.” Demişlerdi. İbni Mâce, Nikâh,24

 

Hz Ali rh ve Hz. Fatma Anamizin nikâhları da Mescid’de kıyıldı. Peygamberimiz sav Mescid-i Nebî ‘de bir konuşma yapar,

“Allah’a hamd… yüce Allah evlenmeyi bir görev, adalet, ve geniş bir hayır kılmıştır. Şimdi Allah Teâlâ bana kızım Fâtıma’yı Ali b. Ebı Tâlib’e nikahlamamı buyurmuştur. Ey ashâbım ben de sizi şâhit kılıyorum ki Ali b. Ebi Talib mevcut gelenek ve Allah’ın emriyle söyleyeceğim şeyi kabul ederse, dörtyüz dirhem gümüş mehirle kızım Fâtıma’yı kendisine nikâhladım. Yüce Allah kendilerinin varlıklarını biraraya getirsin ve bunu kendilerine mübârek kılsın. Rabbim nesillerini temiz, kendileriyle çocuklarını geniş rahmetinin anahtarı, yüce hikmetinin kaynağı ve Muhammed ümmetinin güvenlik sebebi kılsın….Rabbimden kendim ve sizin için mağfiret dilerim.” A. Köksal, Tarih, İV, 52-54

Mehir olarakHz. Ali’den dört yüz dirhem gümüşü uygun gören Efendimiz sav, onun zırhı ve atından başka bir şeyinin olmadığını öğrenince zırhını satmasını söyler. Hz. Ali rh dört yüzseksen dirhem gümüşe zırhını satar ve bunun dört yüz dirhemi mehir olarak Hz. Fâtıma annemize verilir. Ancak Hz. Fâtıma  bu mihri çok bulur; kendisine en güzel mihrin kıyamet günü Peygamberimiz sav’in şefâatiyle affedilmesi olacağını söyler ve bu konuda dua eder. Ancak kendisi için ayrılan dört yüz dirhemi düğün masraflarına harcanmak üzere hibe eder.

Hz. Ali rh’nin şartları kabul etmesi üzerine, nikâh kıyılır ve misafirlere bal şerbeti, hurma ve gül suyu ikram edilir. Daha sonra hurma, yağ ve süzülmüş yoğurttan yapılan bir de düğün yemeği verilir. Yemeğin az olmasına rağmen yedi yüz misafirin yediği halde Allah’ın bereketlendirmesi ile yetip artar.
Hz. Fatıma rha zemini toprak eve yerleşirken çeyiz ve ev eşyası olarak şunlar zikredilmektedir.

Üç adet minder, bir halı, bir yastık, iki eldeğirmeni, bir su tulumu, bir su testisi, meşinden bir su bardağı, bir elek, bir havlu, bir koç postu, eski bir kilim, hurma yaprağından örülmüş bir sedir, iki elbise, uzunlamasına örttüklerinde ayakları, enlemesine örttüklerinde başlarını açıkta bırakan bir küçük yorgan. İbni Sad, Tabakât, VIII,  23-25

Rabbimiz bizlere hakikî ümmet olmayı ve sahabeyi örnek almayı nasip eylesin. ..

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu