GündemKöşe Yazıları

Gençler Ne Yapsın

Gençler Ne Yapsın

Belli bir yaştan sonra insanın tahammül gücü zayıflıyor ve belki de daha önce dert etmediği konuları artık dert eder hale geliyor. Öyle ki arkadaşlık, dostluk, karı-koca ve komşuluk ilişkileri, sırf bu yüzden bazen bir hiç uğruna bozulabiliyor.

Bir gün yaşlı ve kalp hastası olan komşumun bağıran sesiyle irkildim. Balkona çıktığımda, sitenin bahçesindeki basket sahasında top oynayan gençlere bağırdığını gördüm. O kadar sinirlenmişti ki bir yandan söyleniyor bir yandan da eliyle kalbini tutuyordu. O an ona bir şey olacak diye çok korktum. Hemen aşağıya inip gençlerden oyuna ara vermelerini, yaşlı insanların sağlık sorunlarının olabileceğini ve yüksek sesin onları rahatsız ettiğini söyleyerek ricada bulundum.

Her çocuk aynı koşullarda yetişmiyor elbette, içlerinden ikisi özür dileyerek giderken diğerleri dalga geçerek ağır laflar ettiler bozulan oyunlarının hırsından. Duymazdan geldim çünkü o an önemli olan gürültünün kesilmesi ve komşumun sağlığıydı. Sonra anladım ki sorun sadece gürültü değilmiş meğerse. Gençler içtikleri sigara izmaritlerini, bira şişelerini ve yedikleri yiyeceklerin atıklarını bahçe katında oturan komşumun balkonunun önüne atıyorlarmış. Komşum, defalarca ailelerine şikâyette bulunmuş lakin nafile düzelme olmamış. Üstüne üstlük birkaç kişi “burası site rahatsız oluyorsan müstakil ev al kendine” demiş. Ve nihayetinde komşum da çıldırmış.

Oyun, çocukların gelişimi ve deşarj olmaları için çok önemli buna diyecek hiçbir şey yok, asıl sorun ebeveynlerin çocuklarına verdikleri ya da veremedikleri eğitimde. Birbirlerine bile hitap şekilleri küfür içerikli ve en ufak bir tartışmada şiddete başvuruyorlar. Etrafa çöp bırakmak onlar için doğal bir davranış, büyüklere saygıdan hiç bahsetmiyorum bile. Elbette genelleme yapmak yanlış olur, bunun yanında nice çocuklar var ki terbiyesinin ailesinden geldiği anlaşılan.

***

Ben çocuklara çok fazla yüklenmeyi sevmiyorum. Çünkü onlara, bir hamur gibi biz anne-babaların şekil vermesi gerektiğini düşünüyorum. İstisnalar ve çevrenin etkileri yok değil elbette yine de bir çocuk “aile içi eğitim” sürecinde ne alırsa, kalıcı olan o oluyor belki de ömrü boyunca. Bu yüzden de çocuğun, ailesinin aynası olduğunu savunanlardanım.

Pandemi sürecinde mutlaka sizler de görmüşsünüzdür etrafta kullanılmış maske ve eldivenleri. Hangi bilinç korunmak için kullandığı bu malzemeleri sokağa atar ki. Ve hangi bilinç evinden çıkardığı çöpü yoldan geçerken ilk gördüğü otlak alana bırakır ki, hem de beş yüz metre ilerde çöp konteyneri varken. Ve hangi bilinç içki şişelerini arabasının camından dışarı fırlatır. Saymakla bitmeyen daha nice uygunsuz davranışlar.

Anne ya da baba kendi uygulamadığı bir davranışın eğitimini çocuğuna verebilir mi? Ve bu durumda eğitilmesi gerekenler kimler? Çocuk sevgi ile büyümezse, şiddete meyilli olur. Çocukta çevre bilinci oluşturulmazsa, onun için her yer çöp atma alanı olur. Çocuğa saygı kavramı öğretilmezse, onun için saygı kelimeden ibaret olur. Vatandaşlık hakları öğretilmezse, her hak kendine ait sanır. Çocuğa küfrün bir iletişim şekli olmadığı öğretilmezse, küfür onun ana dili olur. Şimdi bu durumda, bu gençler ne yapsın?

Demet TOK

Şair/Yazar

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu