GündemKöşe Yazıları

Sadaka-İ Fıtır ( Fitre )

Sadaka-İ Fıtır ( Fitre )

 

Sadaka-i fıtır ne demektir, hükmü nedir?

Halk arasında fitre denilen sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramına yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka, artıcı olma ve üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaksızın nisap miktarı para veya mala ( 80.18 gram altın değeri ) sahip bulunan her Müslüman’ın vermesi vacip olan mali bir ibadettir. Sadaka-i fıtır, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan bedeninin zekâtı kabul edilmiştir. Bu nedenle sadaka-i fıtr’a, “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmektedir. Diğer taraftan fitre, yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerinde önemli bir rol oynar.

Kimler sadaka-i fıtır vermekle yükümlüdür?                                                                                                                             

Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı para veya mala sahip olan her Müslüman’a vaciptir. Bireyin sadaka-i fıtır ile mükellef olması için öngörülen zenginlik ölçüsü, zekâtta aranan nisaptır. Ancak sadaka-i fıtırda, zekâtta öngörülen, malın artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmamaktadır.

Nisap; zekât ve fitre ile yükümlü olmak için esas alınan zenginlik ölçüsüdür. Örneğin altında 20 miskal (80.18gr ), gümüşte 200 dirhem (561.2 gr ), para ve para yerine kullanılan değerli kâğıtlar ile ticaret mallarında 80.18 gram altın karşılığı değerdir.

Kişi, kendisinin ve buluğa ermemiş çocuklarının fitrelerini vermekle yükümlüdür. Hz. Peygamber, köle- hür, büyük-küçük, kadın-erkek her Müslümana fitrenin gerektiğini ifade etmiştir.

Sadaka-i fıtır ne zaman verilir?                                                                                                                                          

Sadaka-i fıtır, Ramazan Bayramı’nın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla vacip olmakla birlikte, Ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için, bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak Bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise, Bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.

Sadaka-i fıtrın miktarı ne kadardır?                                                                                                                                                

Hz. Peygamber ve sahabe dönemindeki uygulamalar dikkate alındığında, sadaka-i fıtır miktarı ile, bir fakirin, içinde yaşadığı toplumdaki orta hâlli bir ailenin hayat standardına göre bir günlük yiyeceğinin karşılanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Buna göre günümüzde sadaka-i fıtır, bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar, aynî gıda yardımı olarak verilebileceği gibi, bunun değerinde nakit de verilebilir. Fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.

Bildiğiniz gibi her yıl Diyanet İşleri Başkanlığımız o yılın fitre miktarını belirleyip ilan etmektedir. Bu yıl bir fitre 40 TL olarak belirlenmiştir. Bir fitre için bir fakire en az 40TL verilmelidir. Kişi bu miktarı kendi maddi gücüne göre artırarak verirse daha güzel bir iş yapmış olur.

Yurt dışında çalışan kişi, fitreyi Avrupa şartlarına göre mi yoksa Türkiye şartlarına göre mi verir?                                                                                                                                         

Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, sadaka-i fıtır mükellefinin kendi bulunduğu yere göre bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar üzerinden sadaka-i fıtrını vermesi gerekir.

Vaktinde ödenmeyen sadaka-i fıtır borcu nasıl ödenir?

Bütün ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir.

Sadaka-i fıtır kimlere verilir, kimlere verilemez?                                                                           

Genel kural olarak sadaka-i fıtır, zekât verilebilecek kimselere verilir. Zekât verilmesi caiz olmayan kişilere sadaka-i fıtır da verilmez.

Fıtır sadakası, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez.

Hanefilere göre aşağıda sayılanlara fitre verilmez:

  1. a) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
  2. b) Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara,
  3. c) Eşine,
  4. d) Zengine yani aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye,
  5. e) Babası zengin olan ergen olmamış çocuğa,

Şâfiîlere ve Hanefilerden Ebu Yusuf’a göre fitre, Müslüman olmayana da verilemez.

Bunların dışındaki fakir olmaları şartı ile,  kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocuklarına, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalara zekât, fitre ve fidye verilebilir.

Değerli okurlarım; Fitrelerimizi geciktirmeden bu günlerde uygun gördüğümüz fakirlere bizzat veya vekillerimiz aracılığı ile verelim. Rabbim fitrelerinizi kabul eylesin.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu