Tabiatta Sıfır Atık ve İsrafı Önlemek

Prof. Dr. Fatih Satıl

Prof. Dr. Fatih Satıl

Tüm Yazıları

Tabiatta Sıfır Atık ve İsrafı Önlemek

Türkiye’de hayata geçirilen “Sıfır Atık” projesi, israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesi veya minimize edilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını hedeflemektedir.

Aslında şöyle biraz evrensel bir bakış açısı ile kâinata bakacak olursak, tüm kâinatta iktisat ve israfsızlık esaslarının hükmettiğini görebiliriz. Tüm canlılar en az malzeme ve enerji ile maksimum iş yaparlar ve asla israf yapmazlar. Dışardan alacakları bir malzeme ya da besin yeryüzünde çok bol olsa dahi aşırı tüketim yapmazlar. Örneğin bitkiler ihtiyacı olan besinleri topraktan alırken iktisat kanununa riayet eder. Hatta bu durum Liebig tarafından keşfedilmiş ve “minimum yasası” olarak ta literatüre kazandırılmıştır. Minimum yasasına göre; bitkinin sağlıklı yetişmesi için, gelişmeyi sağlayan faktörlerin ne israf edilmesi ne de cimrice kullanılması gerekir. Bu yasaya göre, bitkilerin büyüme ve gelişimleri, ihtiyaç duyduğu besin elementlerinden toprakta en az bulunanına bağlıdır. O az olan element sağlanmadığı takdirde bitki diğer elementleri de topraktan alamaz. Böylece, bitki gelişiminde kullanılan minerallerin israfı da önlenmiş olur.

Evrene yerleştirilmiş olan iktisat kanunlarından ders almak gerekirse, günümüz ekonomik krizine karşı ilk yapılacak iş lüks tüketimi azaltıp israfı önlemek ve iktisatlı yaşamaktır. Tüketim odaklı yaşamak, tabiatın kaynaklarını kurutmaktadır. Tabiata nezaketle davranırsak, karşılığında nezaket umabiliriz. Oysa insanoğlu israfsızlığı ile zulüm ve adaletsizliği ile kirli ve nezafetsiz eylemleri ile bütün mevcudatın uymuş olduğu iktisat ve denge yasalarına ters hareket etmektedir. Talan edilmiş doğal kaynaklar, yok edilmiş ormanlar, mütemadiyen kirletilen su ve hava insanoğluna çevre felaketleri ve salgınlar olarak geri dönmektedir.

Yüce kitabımız Kuran’ı Kerimde Furkân Sûresi’nin son âyetlerinde ‘has kulları’ olarak nitelendirdiği kişilerin şu özelliklerine dikkat çekilir: “Rahman’ın o has kulları harcamalarında ne israf eder ne de eli sıkı davranırlar, bu ikisinin arasında bir denge tuttururlar.”

Sonuç olarak kâinat, iktisat ve israfsızlık esası üzerine kurulmuştur. Tabiat dikkatle incelendiğinde görülür ki, her şeyde iktisatla birlikte en hafif suret, en kısa yol, en kolay tarz ve en faydalı şekil tercih edilmiştir. İnsana düşen vazife de bu esasları ihmal ederek ve reddederek intizamı bozmak değil, o nizama ayak uydurmak, israfı önlemek olmalıdır.