GündemKöşe YazılarıSemra AMAN AKYÜREK

TEK DOKUNUŞLA ÜRETKENLİK

Yapılan her işin kalitesi bakımından, insanların yetenekli ve istekli olduğu dallarda eğitim almaları gerektiği günümüz koşullarına bakıldığında da ne kadar net olarak göze çarpıyor.

Hiç işi bilenle bilmeyen bir olur mu? Diye boşuna dememişler. Alanında uzman olmak zamandan, enerjiden ve malzemeden tasarruf sağlar. Nitelikli eleman çalışma hayatındaki dinamizmi her daim korur. Aksi zamandan çaldığı gibi, enerjinizi alarak israfa yol açar.

İnsanlar doğru mesleğe yönlendirildiğinde işini daha iyi bir şekilde yapar, daha üretken olur, yenilik ve gelişmelere açık, tasarruflu olur. Mesleğe yönlendirmenin doğru yapıldığı ülkelerde, şehirlerde insanlar, mutlu oldukları ve sevdikleri işleri yaptıkları için çalışma alanlarındaki verimlilikleri artar. Memnuniyette aynı ölçüde ilerleme sağlar.

Pekçoğumuz,  oğlum doktor, kızım hemşire gibi benzer söylemleri duymuşuzdur. Peki hiç sormuşmuşuzdur, Oğlan doktorluktan, Kız hemşire olmaktan memnun mu? Tercihi kim yapmış?  Genellikle evdeki büyüklerin maddiyatla birlikte gelen bu tercih düşünceleri, geleceği mutsuz eden ve verimsizleştiren tercihlerle niteliksiz ve beraberinde mutsuzlukla örtüşen başarısızlıklarla sonuçlanabiliyor. Yeni neslin eğitim tercihlerindeki farklılaşma da pekçok sektörde nitelikli eleman eksikliği ortaya çıkarttı. Nitelikli eleman eksiğinin en çok görüldüğü sektörlerde el becerilerinin, halkla ilişkilerin yoğun kullanıldığı yerler.

Mesleki eğitimin önemi gün yüzüne acı acı vurdu. Hükumet farklı politikalarla ve Devlet Destekleri ile bu açıkları kapatmaya çalışıyor. Eskiden beri süregelen meslek seçimlerindeki gel-gitlere dayanan yanlışlar bugün açık ve net ortada. Ancak hala mümkün olan ve güzel olan bu konuda adımların atılmış ve geçte olsa fark edilmiş olunması.

Türkiye’deki çalışanlar arasında yapılan araştırmada her 10 işverenden sadece 4’ünün çalışanlarının eğitimine yeterince yatırım yaptığı ortaya çıkmış. Oldukça düşük olan oran sektörlerdeki nitelikli eleman eksikliğinin sebebini de aslında ortaya koyan nedenlerden biri. Bu demek oluyor ki nitelikli eleman eksiği yaşayan sektörler eski usul yöntemleri bırakıp zorda olsa modern bir şekilde kendi elemanını kendileri yetiştirme yoluna gitmeli. Konunun eğitim boyutu da üzücü. Yaşamımızda kullanacağımız ve başarı elde edeceğimiz, severek işimizi yapabileceğimiz alanlarda eğitimin çoğalması derslerin artmasından yana olunmalı. Herşeyi öğrenmek işte başarıyı getirmiyor. Yaşamımızda kullanmadığımız ve işimize yaramayacak yarasada genel kültür için bir kenarda duracak olanlara öncelik yerine önceliği belirlemede ihtiyaçları öne alarak eğitim almakta önemli.

Son zamanlarda Meslek Liselerine ağırlık verildi. Güzel. Buralarda pratikten çok uygulamalı eğitim veriliyor mu? İnsan dokunmadığı ve sadece duyduğu şeyleri ne kadar hayal edip ortaya koyabilir? Bozulacak diye bir materyale dokunmazsak, Nasıl öğrenilebilir? Okullarda materyaller süs olmamalı. Görümlükte olmamalı. Bir geleceğin bu okullarda vakit geçirdiğini düşünürsek. Bozularak o bozulan materyali yapabilecek üretken beyinlere yer verilmeli, yer açılmalı. Yap boz materyalleri olmalı. Olmalı ki ‘Bozulmuştu ama biz yaptık’ diyerek gerçekleşsin hayaller. Yapılavcak iş gerçekten sağlam temelli yapılmış olsun. Bakın ne canlı, heyecanlı ve çalışkan, başarı ile coşan gençlik olacak. Tek bir dokunuşla Yaşama ve nitelikle donatılacak gençliğe doğru yoldan yardımcı olalım. O dokunuşlara da engel olmayalım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu