Seren Çiftçi

Şehrimizde STK sayısı oldukça fazla. Bini aşkın STK demek örgütlü çalışmaların, aktivitelerinde çok olması demek. Şehre baktığımızda hangi STK’lar var sorusunu yoldan geçen bir vatandaşa sorsak sanırım çoğu dile getiremez. Bu gözlemim benim bile cevap veremediğim ve beni zorlayan bir soru olduğu için böyle düşünüyorum.

Bugün bu konuyu dile getirme nedenim İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü destekli ve toplam 7 il’de gerçekleşen STK Medya Buluşmaları programı. Bu programla izlenimlerimi sizlere aktarmak istedim. Önemli olduğunu düşündüğüm birkaç not aldım. Öncelikle İnternet Medyası ve Balıkesir Gazeteci Yazarlar Cemiyet’ini de Kent Konseyini de tebrik ederim. Program verimli ve bilgilerle donatılmış bir program oldu. Ancak, Balıkesir’de daha fazlasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. BGYC’nin bu konuda yürüttüğü STK çalışması çok ve Balıkesir dışına çıktığı anda ses getiriyor. Şehirde STK’Ların ilgisi de bu yönde çok güzel. Birde şu var bini aşkın STK’nın 30’u varlığını gösteriyor ancak diğerleri tabelada yada iki üç yılda bir olursa bir konu duyabiliyoruz. Dediğim gibi hangi STK’lar var deseniz bende çok bilmem ama çokça duyduğum ve hatta toplantı davetlerine katıldığım BGYC Cemiyet Başkanı Semra Aman Akyürek’e de teşekkür ediyorum. Konulara şehirle ilgili vakıf olabilmemizin yolunu açıyor. Ne var ne yok biliyoruz az çok.

Geçtiğimiz haftasonu Avlu’da gerçekleşen STK Medya buluşmasında aldığım notları ve önerilerimi hemen sıralayayım. Öncelikle Balıkesir’de en aktif görünen kıyafetleri ile salona gelen Susurluk ve Sındırgı Yörükleri dikkatimi çekti hatta herkes onlarla bir fotoğraf çektiriyordu. Bu duyarlılık ve bir STK’nın biz buradayız dercesine derneğine kültürüne verdiği önemi gösteriyor. İkincisi panel sonrası soruların bitmeyişi ve herkesin soru sormak istemesi. Oldukça ihtiyaç olan bir alanmış demek ki STK ve Medya arasındaki ilişki. Benim en çok etkilendiğim konuşmacı BHA’daki bir isim oldu. Muhammed Kaçar. Medya ve STK lar arasındaki köprüde olup bitenleri birebir görmüş izlemiş ve yaşayan biri dedirtti. Bir STK saat kaç aralığında metnini bilgisini göndermeli? Medya i,le nasıl bağ kurmalı? STK diyebilmek için medya ayağı ve benzeri her konunun çözüm merkezi gibiydi bu panel sevindirici olan BGYC’nin Dumlupınar Mahallesi Sunak Sokak Numara 5’teki yerinde STK’ların tüm sorularına her zaman cevap olabilecek bir açık kapının olması ve bu yönde de STK’lara çağrı yapıldı. Bugün biz anlattık ancak her sorunuz bu kapıda yanıt bulacak ve STK Medya bağı güçlü olacak mesajı veriyordu…

Öğretmen hepimizin hayatında ailemizden sonra ikinci evimiz olan okulda ki ailemizin bir parçası. Daha neler neler söylenebilir uçsuz bucaksız bir derya öğretmen demek.

Hepimiz anasınıfından başlayıp ilkokul dönemlerimizi öğretmenle geçirdiğimiz vakte ayırıyoruz. İşte vakit nakit dedikleri değerde öğretmen kazandıran oluyor bize…

Hepimizin acı tatlı okul anıları olur. Bizler geçtik o dönemlerden. Bugünün çocukları ve yarının çocukları da okul dönemlerinde tanışacak öğretmenlerle. Ve nice öğretmenler gelip geçecek bir öğrencinin yaşamından. Kiminde iz bırakacak kiminde ben bugün doktor olduysam öğretmenim sayesinde diyecek gençler büyükler olacak her daim. Bu cümleler insanlara hizmet verilen her noktada ayrı ayrı mesleklerde duyduklarımız aslında.

25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü. Bu vesileyle bazı kurumlar ve STK’lar, şehrimiz de de farkındalık için stant açarak bilgilendirmeler yaptı. Balıkesir’de etkinlikler hayırsız olmaz bu vesile ile de lokma hayrı düzenlendi.

Şiddetin her türlüsü kötü. İnsanların gergin olduğu ortamlardan hep uzaklaşmışımdır Bu beni mutsuz ediyor. Niye gülümsemek ve mutlu etmek varken gerginleşip ses tonları yükselir ki? Elbette insanız kızıp bağırdığımız zamanlar olur ancak şiddet olmamalı. Önce insan diyerek vicdani yaklaşımla her olaya yaklaşabilmeli.

Şiddet önü alınamayan ve çok sıkça duyduğumuz bir durum. İnsanlıktan uzak ve körelten duygu durumlarını yaşatıyor. Oysaki yaşayacak ve yaşanacak hatta yaşatacak onca güzellikler var bu yaşamda. Gün bir gün değil her gün hatırlanmalı ve hatırlatmalı bu konuyu da….

Balıkesir’in kırsalına kar haberi herkesi memnun etti. Hava buz gibi. Soğuk olan bugünlerde içimizi ısıtan sıcak içecekler iyi gelecek.

Bugün penceremin önündeyim. Kahvemi yudumlarken yazıyorum yazımı. Hafta sonu rüzgârlı ve sert geçti. Sokaktaki insanlar belli ki yağmurlu günleri özlemiş. İlçelerden ise fırtına haberleri biraz tedirgin etmedi desem yalan olur elbette.

Yağışlı ve soğuk hava öyle etkiledi ki Balıkesir’i yaklaşan yerel seçimler ve adaylık konusu bile gündemin ikinci sırasında yer aldı. Oysa ki aday adayları yaklaşan son başvuru tarihi öncesinde hızlı bir kulis çalışması yürütüyordu. Onlar bile uzun bir aradan sonra gelen yağmurun sevincini yaşadı.

Soğuk günlerin iç ısıtan çorbası ve geçmişte ihtiyar kesimin özellikle yazın hazırlayıp kışın tükettiği tarhana.

Yazın İçinde nohut, domates, yeşilbiber, kuru soğan, kırmızı biber, yağlı yoğurt, maydanoz, dereotu (bazı yörelerde tarhana otu, süt, tuz, acı ve tatlı kırmızı biber) koyulup hamurla yoğrulan tarhana Balıkesir’de kırsalda nohut ve yoğurt konularak yapılır. Bu sene bizde komşularla toplanıp elbirliği verdik tarhanayı kışın kaşıklamak için. Kimileri salçalı kimileri sadece sade sevdiği için sade yaparak başladık. Sadesi nohut ve yoğurtlu olan demek buralarda.

Balıkesir’de kış geçen yıl sert geçti. Bu yılda kar yağarsa sert geçişli olacak. Kışın geçen yıllarda yaşanan pandemi, hastalıkların çoğalması, beraberinde grip ve soğuk algınlığı hat safhaya çıkıyor ve çıktı. İşte tam hasta olmadan ve hafif soğuk algınlığı yaşıyorsak annelerimizin eksik etmediği tarhana çorbasını bende tavsiye ederim. Soğuk günlerin iç ısıtan ve hatta Keloğlan’ın filmlerine konu olan tarhana en güzel çorba çeşidi.

Yağmurlu günlerde gürül gürül bir yağmur sesi eşliğinde sabah kahvemi içtim. Bu haftada böyle geçti diyerek… Bugün size havaların değişimiyle insanlarımızda gözlemlediğim değişimleri ruh hallerini aktarmak istiyorum. Her zaman mutfaktan denediğim poğaça yemek tarifleri olmasın diyorum. Onlar olmadan olmaz ancak yaşama dair geçirdiğimiz günlerde çok önemli. Bu hafta Balıkesir sokaklarında genellikle çalışanlar, kırsaldan şehre işi için gelenler ve rutin işyerini açan esnaflar sokak cadde üzerlerindeki ancak durgundu.

Malum kapalı havlarda bizlerde kendimizi evlere kapatıyoruz. İşte o arada benim daha önce verdiğim kek poğaça ya da herhangi bir çay tarifi hemen devreye giriyor çünkü evde en güzeli bu. Oturduğumuz evde atıştırmalıklarımız onlar. Gelelim kapalı bir havanın yanında yağmur geçişli bir güne işte bu havalarda çoğunlukla çocuklarda bir hareketlenme memnuniyet fark ediyorum. Yağmur sonrası birikintiler onlar için muazzam güzellikte. Ve bizler, kış kendini hissettirirken soğuk havalarda ruhumuzun dinginlik ve ürpertili geçişlere sahne olduğunu görebiliyoruz…

Kaynak: Fatma Kara

Atmosferdeki karbonu düşürmeye yönelik yakın zamanda yürürlüğe giren sınırda karbon vergisinden yenilenebilir enerji yatırımlarına kadar birçok yaklaşım karbonla mücadele için atılan pozitif adımlar. Peki tam olarak karbonun maliyeti nedir ki küresel ölçekte bu konuda bir farkındalık oluştu. Bu soruya verilecek birçok cevaptan biri ve bana kalırsa ilk sıralardaki karbonun sosyal maliyeti. Karbonu sosyal maliyeti (SCC), her ilave ton karbon emisyonunun neden olduğu hasarın dolar cinsinden maliyetinin bir tahmini olarak özetlenebilir. Başka bir deyişle bir ton karbon emisyonunu azaltmak için atılan herhangi bir yaklaşımın da dolar cinsinden ekonomik artı değeri olarak da ifade edilebilir.

İklim Değişikliği Konusunda Ekonomik Konsensüs Ölçmek isimli ankete göre, iklim değişikliğinin dünyaya maliyeti 2025 yılına kadar yılda yaklaşık 1,7 trilyon dolar olabilir ve bu rakam 2075 yılına kadar yılda yaklaşık 30 trilyon dolara çıkabilir. Tam da bu nedenle iklim değişikliğini engellemeyi amaçlayan politikaların maliyet-fayda perspektifinden ele almak bu konuda tasarlanacak ve uygulanacak politikalar ile ilgili daha hızlı eyleme geçilmesine neden olabilir.

Köylü pazarlarında ve çeşidi bol yeşilliklerin olduğu Salı, Pazar ve özellikle Cumartesi pazarında bu ot çeşitlerini görebilmek mümkün. Bugün sizin için dereotlu poğaça tarifi vereceğim.

Kullandığınız katı yağ ve yumurta oda sıcaklığında bekletilmiş olmalı.

Bir Yemek Kitabı Nasıl Yazılır

Kendi yemek kitabınızı kitap raflarında görebilme Hayali ne güzel olurdu kimbilir. Bir kitaba başlamadan önce göz önünde bulundurulması gereken önemli hususlardan biri, farklı yemek kitabı türlerini keşfetmeye ve yaratıcı süreçten ne bekleyeceğinizi bilmeye kadar bir rehbet tutmalı.Bu rehberde neler olmalı bu konuda bu tarifleri sayfaya taşımanıza yardımcı olacak bilgilerden birkaç derleme yaptım.

Birisiyle ilk kez tanışıyorsanız ve size yemek kitabı projenizi sorduysa, projenizi iki cümleden daha kısa bir sürede anlatabilir misiniz? Değilse, hazırlığınızı iyileştirmenin zamanı geldi diyebiliriz. Kalabalık yemek kitabı pazarında belirgin ve benzersiz bir satış noktasıyla öne çıkmak için ona ihtiyacınız olacak.

Yağmur suyu, doğanın bizlere sunduğu yenilenebilir ve sürdürülebilir bir su kaynağı aynı zamanda. Bu nedenle, özellikle su kıtlığı yaşanan bölgelerde, yağmur suyu toplama ve kullanma, mevcut su kaynaklarının korunmasına önemli bir katkı sağlıyor.

Su, çeşitli amaçlar için kullanılabilir, örneğin bahçe sulama, tuvalet sifonu ve araba yıkama gibi.

Yağmur suyunun bir diğer önemli avantajı, genellikle daha yumuşak olması ve daha az mineral içermesidir. Bu, temizlik işlemlerinde daha az kimyasal kullanılmasını sağlar ve bu da çevre üzerinde daha az olumsuz etki bırakır.

Dışarıda yağmur yağıyorsa şanslısınız. Yaşama pozitif bakın. Güne pozitif bakın. Şemsiyelerle gezinti yapmanın tam vakti. Tüm gününü evde geçirenler varsa dışarıya çıkmak için güzel bir hava diye düşünün. Çoğumuz yağmur yağdığında evden çıkmak istemez. Halbuki bu vakitleri en iyi şekilde değerlendirebilmeli.

Hatta nasıl giyinmeniz gerektiğini bildiğiniz ve yüksek kalite bir yağmurluğunuz olduğu sürece, yağmurun altında ıslanmak oldukça eğlenceli olabilir. Ayrıca yürüyüş veya koşu gibi kardiyo aktiviteleri yapıyorsanız güneş altında terlemeyi dert etmene de gerek kalmaz.

Su geçirmez ayakkabılarınız olduğu sürece, bu deneyimi daha eğlenceli ve macera dolu bulabilirsiniz. Müthiş bir egzersiz olmasının yanı sıra, yürüyüşte yağmurlu bir gün şehre neler yaşatıyor. Esnaf ne yapıyor, insanlar nasıl tepkiler veriyor izlemek için muhteşem bir gün. Yürü.