Cüreyc
“Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime´yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa´dır. Mesîh´tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah´ın kendisine yakın kıldıklarındandır.” Ali İmran,45
Cüreyc
Bismillâhirrahmanirrahim
“Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime´yi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa´dır. Mesîh´tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah´ın kendisine yakın kıldıklarındandır.” Ali İmran,45
“O, beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak,
salihlerden olacaktır.” Ali İmran,46
“Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti.
“Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler.” Meryem, 29
“Bebek şöyle konuştu: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı
(İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.” Meryem,30
“O gün Allah, şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki
ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs
(Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de
insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı,
İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer
bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş
oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı
iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata)
çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin
zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler,
“Bu, ancak açık bir büyüdür” demişlerdi.” Maide,110
İnsanlık tarihinde mûcizevî olarak vaktinden çok önce mantıklı,
tutarlı ve düzgün konuşan bazı çocuklardan bahsedilmektedir.
Bunların başında babasız doğmuş olan Hz. Îsâ as gelir. Annesini
zina töhmetinden kurtarması ve kendi olağan üstü yaratılışının
hikmetini ortaya koyması için Hz. Allah ona beşikte konuşma gücü
mucizesi vermiştir.
Peygamberimiz sav’den Ebû Hüreyre ra rivayet ediyor. “Beşikte üç
çocuk konuşmuştur. Bunlardan biri Hz. Îsâ, diğeri Cüreyc
hadisesindeki çocuk, üçüncüsü de Benî İsrâil’den bir kadının
çocuğudur.”
Cüreyc ile ilgili değişik silsilelerle gelen hadislerdeki bilgilere
göre olay şöyle anlatılır .Benî İsrâil’den Cüreyc ( Cüreyc
er-Râhib) bir mâbed inşa eder ve orada ibadete çekilir.
İbadetle meşgul olduğu bir sırada annesi kendisini görmek üzere
mâbedine gelir ve oğluna seslenir. O anda namaz kılmakta olan
Cüreyc, ibadetini yarıda bırakıp annesine cevap vermesinin doğru
olmayacağını düşünerek nafile namazına devam eder.
Annesi oğluna üç defa seslendiği halde cevap alamayınca oğluna bir
kadının şerrine uğraması bedduasında bulunur.
Daha sonra bir gün Cüreyc mâbedinde iken bir kadın onu yoldan
çıkarmak amacıyla gelir ve kendisiyle ilişkide bulunmasını teklif
eder, fakat teklifi reddedilir. Bunun üzerine kadın, mâbedin
yanında koyun gütmekte olan bir çobanla ilişki kurar ve ondan
hamile kalarak bir oğlan doğurur. Yine kadın çocuğun babasının da
Cüreyc olduğunu söyler.
Halk zâhid olarak tanıdığı Cüreyc’le ilgili haberi duyunca ona
hakaret eder ve mâbedini yıkar.
Bu iftira üzerine Cüreyc abdest alıp namaz kıldıktan sonra çocuğa,
“Baban kim?” diye sorar; çocuk da, “Çobandır” cevabını verir. Başka
bir rivayete göre Cüreyc bir dal alarak beşikteki çocuğa dokundurur
ve, “Baban kim?” diye sorar; o da, “Çoban” diye karşılık verir (İbn
Hacer, VI, 482).
Semerkandî’nin rivayetinde ise Cüreyc kadına, “Ben seninle nerede
ilişkide bulundum?” diye sorunca kadın, “Ağacın altında” cevabını
verir; Cüreyc ağacın yanına gidip, “Allah için söyle, senin altında
bu kadınla ilişki kuran kim?” diye sorar; ağacın her dalı, “Koyun
çobanı” cevabını verir (İbni Hacer, VI, 482).
Bunun üzerine halk Cüreyc’in mâbedini altından yapmak ister, fakat
o sadece çamurdan yapılmasına rıza gösterir (Buhârî, “Meẓâlim”, 35,
“Enbiyâʾ”, 48, “ʿAmel fi’ṣ-ṣalât”, 7).
Cüreyc’in mâbedde bulunması, annesine cevap vermemesi, mâbedinin
yıkılması ve yerine yenisinin inşa edilmesi konusunda çeşitli
yorumlar yapılmıştır. Cüreyc’in İsrâiloğulları’ndan bir zâhid
olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Hz. Îsâ’dan sonra yaşadığı ve onun
dinini benimseyenler arasında yer aldığı da ileri sürülmektedir.
Buna delil olarak da mâbede çekilip ibadet etmesi gösterilmektedir.
Zira savmaa (ibadet yeri) Hz. Îsâ’nın tâbileri tarafından icat
edilmiştir. (İbn Hacer, VI, 481; Kastallânî, IV, 280).
Ebû Hüreyre ra’den rivayet edilen hadise göre beşikte konuşan
üçüncü çocuk Benî İsrâil’den bir kadının oğludur.
Bu kadın çocuğunu emzirirken yanından gösterişli bir süvari geçmiş,
kadının, “Allahım! Benim çocuğumu da bu atlı gibi yiğit yap” diye
temennide bulunur.
Bunun üzerine çocuk “Allahım! Beni onun gibi yapma” diyerek emmeye
devam etmiştir.
Daha sonra kadın dövülen ve işkenceye tâbi tutulan bir câriyenin
yanından geçmiş ve evlâdının onun durumuna düşmemesini dileyince
çocuk yine annesinin memesini bırakarak, “Allahım! Beni bu kadın
gibi yap” demiştir.
Bunun üzerine kadın oğluna kendisininkilere aykırı dileklerde
bulunmasının sebebini sormuş.
Çocuk da şöyle cevap vermiştir: “Anneciğim! O heybetli atlı bir
zâlimdi. Câriyeye gelince onun için zina etti diyorlar, halbuki
zina etmemiş; çaldı diyorlar, halbuki çalmamıştır. O mâsum kadın
‘Allah bana yeter’ demek suretiyle O’na sığınmaktadır” demiştir.(
İbn Kesîr, el-Bidâye, II, 134-136)
Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara Kur’an-ı Kerim’i okuyup ona göre
amel etmeyi nasip eylesin…