Hilm Sahibi Olmak ....Tam zamanı. .
“Çünkü İbrahim çok içli ve Allah’a yönelen bir kimseydi.”Hûd, 75 “ İbrahim’in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah...
“Çünkü İbrahim çok içli ve Allah’a yönelen bir kimseydi.”Hûd, 75
“ İbrahim’in, babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.”Tevbe,114
Hilm, yumuşak huyluluk, ince karakterlilik, sakin tabiatlılık,
nefse hakim olma halidir
Nefsini kızgınlıktan koruyan, hilm sahibi olan kimseye “halîm”
denir.
Halîm, Kur’an-ı Kerîm’de çeşitli âyetlerde Allah Teala’nın sıfatı olarak geçer. Çok sabırlı, isyanlarına rağmen isyan eden kişilere cezâ vermekte aceleci olmayan, gazabın kendisini kızdırmadığı, bir dalâlete düşenin düşüncesizliğinin, bir asînin isyan etmesinin kendisini öfkelendirmediği, af ve teennî sahibi kimse gibi anlamlara gelir.
Halîm aym zamanda, güçlü kuvvetli olduğu halde affeden, ceza
vermekte acele etmeyen kimsedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de “Doğrusu, zevâl bulmasın diye, gökleri ve
yeri tutan Allah’tır. Eğer onlar zevâle uğrarsa, O’ndan başka
andolsun ki onları kimse tutamaz; muhakkak ki O Halîm’dir,
Gafûr’dur” (Fâtır, 41). Kullarını kendisine karşı isyan
içinde gördüğü halde, O, halîm sıfatıyla onlara muamele ediyor,
sabır gösteriyor, suçtan vazgeçmeleri icin mühlet veriyor. Sonra,
bu inkârdan dönenleri bir mağfiretin beklediğini haber veriyor.
İşte bundan dolayı, “Halîmdir, Gafûr’dur” .
Hilm; Kur’an-ı Kerîm’de mühlet verme, yumuşak davranma anlamlarına
gelmek üzere de kullanılmıştır
“Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih
ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların
tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz,
mühlet verir), çok bağışlayandır.”İsrâ, 44
Allah cc’nün hilm sıfatı Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilen bazı hadise ve davranışlardan sonra geçmektedir. Ağız alışkanlığı ile yapılan yeminler konusunda; “ Allah, sizi kasıtsız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz, fakat sizi kalplerinizin kazandığı (bile bile yaptığınız) yeminlerden sorumlu tutar. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir. (Hemen cezalandırmaz, mühlet verir.”Bakara, 225;.Diger bazı ayetlerde halim kelimesi gecmektedir. Kocası ölen kadınlara, iddet müddetleri bitmeden önce yapılan evlenme teklifleri (Bakara, 235); Verilen sadakaları minnet ederek boşa çıkarmak, sevâbını yok etmek (Bakara, 263); Allah Teala’nın emirlerini güç yettiğince yerine getirmek, cimrilikten sakındırmak, Allah yolunda harcayıp sarfetmek (Teğâbün, 17); Mü’minlerden cihad etmekten ve savaştan geri dönenler (Ali İmrân, 155); Bildirilen mîras paylarına riâyet etmek (Nisâ, 12), Rasûlullah sav’in eşlerinin kendisine karşı davranışları (Ahzab, 51), dînî hükümlerde zorluğa götürecek lüzumsuz soruların Hz. Peygamberimiz sav’e tevcih edilmesi (Maide, 101) gibi bu âyetlerde geçen hilm cezalandırmakta aceleci olmamak, affetmek ve müsamaha etmek anlamındadır.
Fakat, Din Allah’ın dîni; o esasın uygulanmasını isteyen de Allah’tır. Yapılan bir kötülük veya ayıp, şayet Dini ilgilendiriyorsa, onu hoş görmeye ve affetmeye çalışma, o hususta halîm-selîm davranma hakkı kimseye verilmemiştir.
Hz. Aişe rha Peygamberimiz Efendimiz sav’in hilm anlayışını ve
müsamahasını anlatırken şahsî hiç bir meselesinden, uğradığı
zararlardan dolayı kimseyi incitmediğini, hiç bir kimseden intikam
almaya kalkmadığını belirttikten sonra, “Allah’a ait bir
hak ayaklar altında çiğnenirse, onu hiç affetmez, hemen o kimseden
Allah adına hakkı alırdı” Müslim, Fedâil, 79.
Hilm sahibi ve hoşgörülü olmak, büyük gönüllerin işidir. Kendinden
emin, yaptığının doğruluğundan şüphe etmeyen ve ilâhî hikmet
gereği, insanoğlunun çeşitli zaafları olduğunu bilen asîl insanlar
halîm ve müsamahakâr olurlar. Hz. Peygamberimiz sav, olgunluğun
yüce doruğunda bulunduğu için şahsına karşı yapılan kabalıkları
hilmle ve tebessümle karşılamıştır.
Rabbimiz biz ümmete hilm sahibi olmayı nasip eylesin …