Kuran-ı Kerim Okuyanlar...

Kuran-ı Kerim Okuyanlar… Bismillâhihirrahmanirrahim “(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan...

Kuran-ı Kerim Okuyanlar…

Bismillâhihirrahmanirrahim

“(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah´tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur´an´dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah´ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur´an´dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah´a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah´tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. Müzzemmil,20

İslâm tarihinde genellikle aileler çocuklarını küçük yaşta “Kârî-i Kur’ân” olarak hayata başlamaya çalışmışlardır. Bir müddet sonra özel ilgi gösterilen böyle çocuklar; kendisinin, âilesinin ve hocalarının fedâkârâne gayretleri ile “Hâfız-ı Kur’ân” olmuş. Daha sonra Kuran-ı Kerim’in mânasını idrak ederek “Âlim-i Kur’ân” olmuş. Bildiğiyle amel ederek “Âmil-i Kur’ân” olmuş . Hayatında hep hizmet etmeye başlayarak “Hâdim-i Kur’ân” olmuş. Bir müddet sonra şuurlanıp yüklendiği kulluğun şerefini idrak ederek “Hâmil-i Kur’an” olmuş. Nihayet îmân, ilim ve amelle kemâle ererek “Ehl-i Kur’ân” arasına katılıp Hz. Allah cc’nün has kulu olmaya gayret etmişlerdir. Çünkü Peygamberimiz sav bizlere şöyle tavsiye etmektedir,

“Bir kimse, geceleri okuduğu hizbini (Kur’ân, zikir ve duasını) okumadan veya tamamlayamadan uyur da, sonra onu sabah namazı ile öğle namazı arasında okursa, gece okumuş gibi sevap kazanır.” Müslim, Müsâfirîn, 142.

Bu hadîs-i şerîf ile Allah Rasûlü sav tüm ümmetine Kur’ân-ı Kerim’den belli bir miktarı günlük vird edinmeyi yani okumayı ta vsiye etmiştir.

Rasûlullah sav Kur’ân-ı Kerîm okumanın insanı değiştireceğini, onu tatlandırıp güzelleştireceğini de haber vermiştir.

“Kur’ân okuyan mü’min portakal gibidir: Kokusu hoş, tadı güzeldir. Kur’ân okumayan mü’min hurma gibidir: Kokusu yoktur, tadı ise güzeldir. Kur’ân okuyan münâfık fesleğen gibidir: Kokusu hoş fakat tadı acıdır. Kur’ân okumayan münâfık Ebû Cehil karpuzu gibidir: Kokusu yoktur ve tadı da acıdır.” Buhârî, Et’ime 30 Fedâilü’l-Kur’ân 17, Tevhîd 36; Müslim, Müsâfirîn 243.

Rabbimiz bizlere ve tüm ümmete Kuran-ı Kerim’i okuyup amel etmeyi nasip eylesin. ..

balıkesir hüseyin yıldırım Kuran-ı Kerim Okuyanlar... köşe hüseyin yıldırım
SON DAKİKA HABERLERİ

Dr. Hüseyin Yıldırım Diğer Yazıları