Huylu Huyundan Vazgeçmez

Toplumların hafızasında yer etmiş nice hikâye vardır; içlerinden bazıları insanın dünyasını, karakterini, zaaflarını ve değişmeyen taraflarını yüzlerce yıl öncesinden bugüne taşır...

Toplumların hafızasında yer etmiş nice hikâye vardır; içlerinden bazıları insanın dünyasını, karakterini, zaaflarını ve değişmeyen taraflarını yüzlerce yıl öncesinden bugüne taşır. İşte İranlı büyük şair Şeyh Sadi-Şirazi’nin Bostan ve Gülistan’ında yer alan “Tilki ile Yılan” hikâyesi de tam olarak böyle bir aynadır bize. İnsanı insana anlatır; gücün, iyiliğin, dostluğun ve ihanetin sınırlarını gösterir.

Hikâye basittir ama yükü ağırdır:

Bir tilkiyle yılan dost olur, birlikte gezerler. Ne zaman ki bir dereye gelirler, tilki yüzerek karşıya geçmek ister. Yılan, dostluklarını hatırlatarak onu kendisini de sırtına alması için ikna eder. Tilki, iyi niyetle geri döner ve arkadaşını sırtlar. Ama suyun ortasında yılan, “Ben seni sokacağım.” der. Tilki şaşkınlık içindedir: “Beni sokarsan sen de boğulursun!” diye haykırır. Yılanın cevabı ibretliktir:
“Bu benim tıynetimdir.”

Tilki zekâsını kullanarak yılana son bir oyun oynar, “Son arzumu yerine getir.” deyip ona yaklaşır ve onu yakalayıp karaya çıkarır. Son sözleri de ders niteliğindedir:
“Ben eğri büğrü giden arkadaş istemem; dosdoğru olmak gerekir.”

Bu hikâye sadece bir masal değildir; bugün de karşılık bulur. Çünkü insanın huyu, karakteri, niyeti fırsat anında ortaya çıkar. Hele ki güç, makam ya da çıkar söz konusuysa…

Günümüz Siyasetine Aynadan Bir Bakış

Siyaset sahnesine baktığımızda, benzer tabloları görmemek mümkün mü?
Bugün birçok ilişkide dostluklar, nezaketler, ittifaklar suyun ortasına kadar sürüyor. Ne zaman ki bir menfaat çatışması doğuyor, yılların emeği, hatırı, iyiliği bir anda unutuluyor. Bazıları makamı yetmiyormuş gibi daha fazlasının peşine düşüyor; bazıları mesleğini kamu yararı için değil, şahsi hesaplar için kullanmayı tercih ediyor.

Yani hâlâ aramızda “tıy­neti bozuk olanlar” var; dostluk veren ama karşılığında sokanlar…
Ve hâlâ aramızda tilki gibi akıllı olmak zorunda kalan insanlar var; iyilik yaptıkları hâlde kötülük görenler…

Asıl Ders: Karakter Değişmez, Niyet Gizlenmez

Sadi-Şirazi’nin hikâyesi bize şunu hatırlatır:
Bir insanın mayası kötüyse, yapılan iyilik de, verilen emek de onu değiştirmez.
Çünkü iyilik, herkesin kaldırabileceği bir yük değildir.
Bazıları, iyiliği fırsat, güveni ise zaaf sanır.

Bu nedenle hayatın her alanında —siyasette, iş dünyasında, toplumda— en değerli ölçü “dostluk” değil, dürüstlüktür.
Zira eğri giden bir yoldan doğru bir sonuç çıkmaz.

hikaye
SON DAKİKA HABERLERİ

Semra Aman Akyürek Diğer Yazıları