Bir Balıkesirlinin İsveç Günlüğü: Gamla Stan
Bir Balıkesirlinin İsveç Günlüğü: Gamla Stan
İsveç’in en eski mekanlarından bir tanesi olan Gamla Stan (Eski Şehir)’i görmeye gittiğimizde resmen büyülendim.
Çok güzeldi kelimelere dökmekte zorlanıyorum çünkü yaşayıp görmek hissetmek cidden ayrı bir duygu. Yan yana 3 renkli bina şirin dükkanlar ve rahat mutlu insanların olduğu kafeler. Gamla Stan’daki önemli turistik yerler arasında Kraliyet Sarayı, National Museum (Ulusal Müze) yer alıyor.
Gamla Stan Eskişehir ‘e Bir Bakış
İsveçli bir hanım efendiden aldığım bilgilere göre buradaki binalar 13. yüzyıldan kalma ancak çoğu bina 1600’lerden kalmaymış. Burada ana meydan Stortorget olarak biliniyor buluşma yeri tam bir randevu noktası yani sevdiceğinizi alıp gitmelik öyle diyeyim size… Bir de tüm büyük turistik yerler buradan başlıyormuş zaten mesela bunlar arasında Barok tarzındaki Kraliyet Sarayı (Kungliga Slottet) ve Kraliyet Şapeli (Storkyrkan) bulunuyor. Veliaht Prenses Victoria, Haziran 2010’da Daniel Westling ile burada evlenmiş.
Günümüzde Yaklaşık 3.000 kişinin yaşadığı Gamla Satan kafeler, restoranlar, turistik dükkanlar, stüdyolar, galeriler ve Nobel Ödülü Müzesi ve Posta Müzesi de dahil olmak üzere müzelerle dolu bir yer turistik bir yerin kalbi böyle nasıl atıyor ama size anlatamam.
Gamla Stan’daki önemli turistik yerler
- Stortorget : Rengarenk ortaçağ evlerinin sergilendiği pitoresk bir meydan. Bu meydan, Stockholm Kan Banyosu gibi tarihi olaylarla ünlü.
- Nobel Müzesi : Bugün İsveç Akademisi olan eski Borsa binası, Nobel Ödülü Müzesi’ni bulacağınız yer. Ben içerisini gezmedim sadece dışarıdan gördüm.
- St. Nicholas Katedrali : Şehrin ana katedrali, St. George’un bir ejderhayla savaştığı heykeline ev sahipliği yapıyor.
- Kraliyet Sarayı : Gamla Stan’ın girişini işaret eden görkemli bir mimari başarı.
- Marten Trotzigs Gränd : Eşsiz bir cazibe merkezi olan burası, bir metreden daha az genişlikte, dünyanın en dar sokaklarından birisi.
Stokholm’ün kökenleri
Şehrin kökleri, ilk yerleşimlerin bugünkü Gamla Stan bölgesinde ortaya çıktığı 12. yüzyıla kadar uzanıyor . Kent ağırlıklı olarak Stadsholmen Adası’nda yer alır ancak komşu adacıklara da uzanabiliyor: Bu adacıklar ise turist rehberlerinden duyduğuma göre şöyle:Riddarholmen , Helgeandsholmen ve Strömsborg .
Kesinlikle şart
Gamla Stan, eski sokakları boyunca özünü ve tarihini koruyarak Stokholm’ün ruhudur . Eski Kent’i keşfetmenin en iyi yolu dar yollarında dolaşmak, tarihi mimariye hayran kalmak ve kendinizi yüzyıllar önceki İsveç yaşamına geri götürmenize izin vermektir.
Japon Arkadaşlarımla İsveç’te Bir Buluşma
Balıkesirli Gazeteci arkadaşlarımla birlikte bir fotoğraf çekimi yapıyorduk ta ki bir japon kafilesine denk geldik bu üçlü arkadaş grubunun Japonya’dan geldiğine hiç şüphe etmemiştim çünkü konuşmalarından az çok anlıyordum. Japoncam da çok iyi değildir ama az çok anladığım için fotoğrafı çeken kız one two three derken ben de ichi nii san dedim. 1 2 3 diye sayarken birden gülmeye başladık, bu komik anımı sizlerle paylaşmak istedim. Sonra biraz Japonca lafladık konuştuk açıkçası animelerden öğrendiğim birkaç kelimeyi söylediğim her defasında beni alkışladılar ve bu gerçekten çok komikti.
Sanırım anime izlemenin ve japon dramalarını seyretmenin bana artılarından bir tanesi bu 3 arkadaşımı anlamak oldu. Gerçekten başka bir dili konuşan insanları anlamak o kadar iyi hissettiriyor ki anlaşabilmek güzel bir nimet diye düşünüyorum. Bu 3 arkadaşım da İsveç’e yeni gelmişler geziyorlarmış hemen arkadaş olduk. Gezmeye devam ettim derken bir de ne göreyim! Arkamdan Sakura arkadaşım koşarak geldi birbirimize teşekkür ederek sonra ayrıldık. İsmim uzun olduğundan telaffuz biraz ilginç oldu doğal olarak tabi ama bana Kawaii dediler ki bu tatlı demek, çok mutlu oldum yani ne diyeyim uzun zaman sonra ilk iltifatı Japonya’daki bu 3 arkadaşımın verdiğini söyleyebilirim.
O gün mışıl mışıl uyudum gece olunca bu arada hava zaten çok çabuk kararıyor ama tek kötü yanı bu olsa gerek insanları ve etraf çok iyiydi. Bir sonraki durağım Ulusal Müze ve Kraliyet Sarayı oldu görkemli tarihin başyapıtlarının buram buram koktuğu bu yerde heyecanlanmamak elde değil! Ha zaten bunları da önümüzdeki günlerde yazılarımda bahsettiğim yerler. Her birisinde farklı bir sır ve macera beni bekliyordu ki ben de sizlere anlatmak için sabırsızlanıyorum.
Herkese bir sonraki Stockholm maceralarımı anlattığım yazıya kadar görüşmek üzere. Kendinize çook iyi bakın.
Alışkanlıklarınız Beyninizi çürütüyor olabilir!