Bir Mayıs ve Ücretler
Bir Mayıs ve Ücretler
Bismillâhihirrahmanirrahim
“Medyen´e de kardeşleri Şuayb´ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah´a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir; artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyalarını(haklarını ve ücretlerini ) eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır” A’râf, 85
“Yeryüzünü size boyun eğdiren O’dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allâh’ın rızkından yiyin. Fakat son dönüşün O’na olduğunu unutmayın.’’ Mülk, 15
“Sana Allah yolunda kimlere ve ne harcayacaklarını sorarlar. De ki: İnfak edeceğiniz mal anne baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmış gariplere verilmelidir. Hayır, olarak daha ne yaparsanız şüphesiz ki Allah onu bilir.” Bakara, 215
“Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: “(Helâl kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından) arta kalanı infak ediniz.” İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki düşünebilesiniz.” Bakara, 219.
“Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı daraltılmış bulunan da, Allâh’ın kendisine verdiğinden versin! Allah hiç kimseyi, ona verdiğinden başkası ile yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylık yaratacaktır.” Talak, 7
Hz. Peygamberimiz sav mü’minin dünya şu üç şeye dikkat etmesini emretmiştir.
“Üç kimse, kıyamet gününde Beni karşısında bulacaktır: Benim adımı kullanarak haksızlık eden; hür bir insanı satıp parasını yiyen; bir işçiyi çalıştırıp da ona ücretini vermeyen!” Buhârî, İcâre, 12, 15
İşçi ve memur için İslâm’ın öngördüğü ücret, bu kimselerin kendisine ve bakmakla yükümlü olduğu eş ve çocuklarına yetecek ölçüde belirlenecek bir ücret olmalıdır . Bu ücret Peygamberimiz sav’in şu hadisiyle belirlenmiştir.
“Bir kimse bizim işimize tayin olunursa, evi yoksa ev edinsin, bekârsa evlenebilsin, hizmetçisi yoksa hizmetçi ve bineği yoksa binek edinsin. Kim bunlardan fazlasını isterse, o ya hıyanet eder veya hırsızlık yapar.” Ebû Dâvûd, İmâre, 10; Ahmed İbn Hanbel, IV, 229.
Ben kıyamet günü şu üç (grup) insanın düşmanıyım: Benim adıma and içtikten sonra sözünden cayan kişi. Hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen kişi. Ücretle bir işçi tutup işini gördüren ve işçinin ücretini vermeyen kişi.” (Buhârî, Büyü 106, Icâre 10.)
“Üç kişi vardır ki kıyamet günü ben onların düşmanı olacağım. Bir şey verip hilede bulunan, hür bir kişiyi satarak değerini yiyen, bir işçi tutup ücretini ödemeyen kimseler”. (İbn Mace, II, 814)
“Işçinin hakkını alnının teri kurumadan veriniz.’ derken de aynı noktaya işaret etmiştir.” ( İbn Mace, II, 817)
Burada emeği ile geçimini sağlayan insanların ma’kul bir süre içinde ulaşmaları hedeflenen bir hayat standardına dikkat çekilmiştir. Aynı zamanda bunlar saâdet içinde bir yaşamın sürmenin gerekleridir. Günümüzde bunun gerçekleşmesi iş ve mesleğin özelliğine, toplumdaki örfe ve işverenlerin İslâm iş ahlakına uymaları ile olacaktır.
Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara yanında olanın ve çalışanının hakkını tam vermeyi nasip eylesin ..
Hüseyin Yıldırım