Dostu Uzak Tutma
Dostu Uzak Tutma
Bismillâhihirrahmanirrahim
Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.” Alî İmran, 138
Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz” Alî İmran, 139
“Eğer siz (Uhud’da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir’de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt etmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.”Alî İmran, 140
“Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kâfirleri de helâk etmek ister.”Alî İmran, 141
“Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?” Alî İmran, 142
İnsanlık tarihinde ve milletler tarihinde zaman zaman büyük veya küçük kırılmalar hep olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
İslâm tarihinde Asr-ı saadette sonra halifeler döneminde olan bazı kırılmalar sonunda Emevî saltanatı başlamıştır . Emevîler döneminde bazı yöneticilerin aşırı davranışları sonunda devletin yıkılmasını getirmiştir.
Bunu yorumlayan ünlü kahraman Ebû Müslim Horasaninin Emeviler için söylediği bir söz her zaman geçerli bir gerçektir.
Onlar (Emevîler); zararından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Düşmanlarını kazanmak için yakınlarına aldılar. Yanlarına aldıkları düşmanları dost olmadığı gibi, uzakta tuttukları dostları da düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu.”
Enes ra bir olayı bizlere şöyle anlatıyor
Resûlullah sav’in ’ın devesi Adbâ, yarışta birinciliği başkasına vermezdi; genellikle yarışı başkasına kolay kolay bırakmazdı. Bir gün binek devesine binmiş bir bedevi geldi ve yarışta onu geçti. Bu durum müslümanlara pek ağır geldi. Bu hali farkeden Peygamberimiz sav şöyle buyurmuştur.
“Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez kanunudur.” (Buhârî, Cihâd 59, Rikak 38; Ebû Dâvûd, Edeb 8; Nesâî, Hayl 14)
Peygamberimiz sav bu hadîs-i şerîfte bizlere ilâhî sırlardan birini haber vermekte, yükselen bir şeyin her zaman öyle kalmayacağını, vâdesi dolunca irtifâ kaybetmeye başlayacağını ve nihayet bir gün düşeceğini bildirmektedir. Dünya da bu hal hep böyle olmuştur.
Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara İslâm hukukunu yaşamayı nasip eylesin…
Hüseyin Yıldırım
