Julian’ın Not Defteri Bölüm 1
Julian’ın Not Defteri Bölüm 1
Rivermouth adındaki küçük sahil kasabasında rüzgar, tuz ve yabani kekik kokusunu dar sokaklara taşıyor, yıpranmış taş binaların etrafında dolanıyordu.
Julian Kearney, limanın kıyısında duruyor, denizin sonsuzluğuna dalmıştı. Genç yaşına rağmen derin düşüncelere dalan biriydi; hayalleri, yazma arzusu ve yaşamın anlamı üzerine sarmalanmıştı.

Julian, küçük bir bakkalda çalışıyor, her sabah dükkanın kapısını açarak hayatın sıradan akışına adım atıyordu. Ancak kalbinde, büyük bir yazar olma tutkusu taşıyordu. Elinde bir defter, deniz kenarında yazdığı öyküleri kaleme alıyordu. Onun için yazmak, hayatın karmaşasından kaçış ve kendi dünyasını yaratma aracıyken, etrafındaki insanlar bu tutkusunu anlamıyordu.
Kasabanın sosyetesi, Julian’ın en büyük hayranı, bir süre sonra en büyük düşmanı olmuştu. Zengin ve görkemli yaşamlarıyla çevrili olanlar, Julian’ın sıradan yaşam tarzını küçümsüyorlardı. Fakat o, bununla başa çıkmayı öğrenmişti. Her akşam, sahilde oturup yıldızları izlerken, kendi içindeki yaratıcı ateşi yeniden alevlendirmek için ilham arıyordu.
Bir gün, kasabaya yeni bir yüz geldi, Clara Verne.
Paris’ten gelen genç ve zarif bir kadındı. Clara Verne uzun boylu keskin yüz hatlarına pek de sahip olmayan ama bir bakışta gözlerinizin içine bakan bir kızdı. Julian, Clara ile tanıştığında hayatının akışının değişeceğinden habersizdi.
Clara ile bir restoranın küçük bahçesinde duydukları müzikleri mırıldanırken tesadüfi bir şekilde tanışmışlardı. tanıştıkları ilk akşam, sahilde yürüyüş yaparken, yıldızların altında derin sohbetlere daldılar.
Clara, Julian’a büyük yazarların eserlerinden bahsederken, onun içindeki yazma tutkusunu ateşledi. “Hayallerini gerçekleştirmek için yazmalısın, Julian,” dedi Clara, gülümseyerek. “Senin hikayen, sadece seni değil, dünyayı da değiştirebilir.”
Julian, Clara’nın sıcak bakışlarında kayboldu. O anda, yalnızca yazmakla kalmayıp, hayallerinin peşinden koşma cesaretine sahip olması gerektiğini anladı. Clara’nın varlığı, ona hem ilham hem de cesaret veriyordu.
Kalem ve Kalp
clara, Julian’a büyük bir edebiyat yarışmasından bahsetti. “Kendi hikayeni yaz, Julian. Bunu yapabilirsin,” dedi cesaret verici bir sesle. Julian, kalbinin derinliklerinde bir şeylerin değiştiğini hissediyordu. Yalnızca yazmakla kalmayıp, hayallerinin peşinden koşması gerektiğini anladı. Julian, geceleri Clara’nın önerdiği eserleri okuyarak ve kendi öyküsünü kaleme alarak geçirdi. Kalemiyle sayfaları doldururken, tüm kasabanın yargılarına karşı durmanın ve kendi özgürlüğünü kazanmanın vaktinin geldiğini biliyordu.
Bir gün, yarışı kazananların duyurulacağı gün geldi. Julian, kasabanın meydanında, kalabalığın içinde kalbi hızla atarken, Clara’nın ellerini sımsıkı tutarak cesaret buldu. İkisi de aynı hayali paylaşmıştı.
Devamı haftaya