GündemKöşe Yazıları

Vefa. ..

Vefa. ..

 

“Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.”Tevbe, 111

“Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.”Tevbe, 112

“Ey îmân edenler! Akitleri(n gereğini) yerine getiriniz (sözlerinize vefâ gösteriniz!)…” (Mâide, 1)

 “(Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki) … Antlaşma yaptığı zaman (ahde vefâ gösterir) sözlerini yerine getirir…” (Bakara, 177)

Vefâ, sevilen veya sevilmesi gereken kimselere verilen değerin bir nişânesi ve bir dostluk borcudur. Rabbimiz olmak üzere, üzerimizde hakkı bulunan her varlığa karşı, insânî, vicdânî ve îmânî borcumuzu ödeme gayretinde olmaktır.

Vefâ, kelimesinin manası borcu ödemeyi ve bir sözü yerine getirmeyi ifade etmektedir.

Asıl vefa  insanın  ezelde, Cenâb-ı Hakk’a verdiği  kulluk sözüdür. Bir mü’minin vefâ göstermesi gereken ilk vefa, Cenâb-ı Hak’a hakki kul olmaya gayret etmektir.

Hz Allah cc’ye  vefâ denilince; O’na muhabbet ve ibâdet ile yönelmemizdir. Sâlih amellerle O’na yaklaşma gayretinde olmamızdır. O’nu her mekan ve zamanda  dâimâ zikretmektir. O’nun nimetlerini râzı olmadığı yerlerde kullanmamaktır. Özellikle  her hâlükârda O’na şükretmektir.

Özetle, Hz.  Allah cc’ye  lâyık bir kul olmaya bütün gayretimizle çalışmaktır . Bir hadiste

Peygamberimiz sav buyurmuşlardır,

“Allahım! Gücüm yettiği kadar ahdine ve va’dine sadâkat gösteriyorum” (Buhârî, Daavât, 16)

Mehmed Âkif merhum, kızının nikâh akdine çok sevdiği ahbâbından olan Bosnalı Ali Şevki Efendi’yi de dâvet etmişti. Yaşlı hoca efendi bu dâvete biraz geç geldi ve gecikme sebebi olarak da, Vefâ Yokuşu’ndan çıktığını söyledi. Merhûm Âkif de, bu yerinde mâzereti, yerinde bir hakîkatle mezcederek mütebessim ve mânidar bir şekilde şöyle der.

“Hangi Vefâ Yokuşu’ndan bahsediyorsun hoca efendi? Nesl-i hâzır (şimdiki nesil) o yokuşu çoktan düzledi…”

Merhum Mehmet Akif  Vefâ Yokuşu’nu çıkmanın güçlüğüne âit sözden ilhâm alarak bu sözü söyler. Şayet  Mehmet  Âkif, bugünkü hâlimizi  görse kimbilir nasıl feryat figan ederdi…

Artık günümüzde, insanlar her türlü iyilik ve yardımı çok çabuk unutmak hatta aklımıza bile gelmemekte ve ekseriyetle “vefâ” kelimesi,  İstanbul’da bir semt adı olarak kalmış gibidir.

Rabbimiz bizlere ve tüm inananlara hakikî vefâ ehlî olmayı nasip eylesin. ..

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu