Yirmi Dört Saat Yahut Bir Gün
Size yaşamımın sadece bir gününü anlatacağım.
“Neyse, söylediğim gibi, size yaşamımın sadece bir gününü anlatacağım; yaşadığım diğer günlerin benim için bir önemi yok, başkalarının da hiç ilgisini çekeceğini sanmam. Kırk iki yaşıma kadar yaşadıklarım sıradan şeylerin bir adım önüne geçemez. … … ”
Yirmi Dört
Saat Yahut Bir Gün…
Yaşamımızdaki yirmi dört saatten bir kesiti canlandırmak gerek.
Kimi zaman bir gün bir haftaya, bir hafta da bir aylık zaman
dilimine eşitlenir bir nevi. Kaç yıl yaşadığın değil o ömür
takvimine donanımlı, mutlu anılardan kaçını sığdırabildiğin
mühimdir. Yaşamımızdan yirmi dört saati seçmeli. İnsanoğluna yirmi
dört saatlik zaman dilimi eşit paylaşımda verilmiştir, o vakti
nasıl değerlendirebildiğinden ibarettir yaşam öykün.
An gelir ki bir güne deli dolu şeyler sığdırıveririz. Karşılıklı
kahve yudumladığımız birinin muhabbetinden feyzalınca o masadaki on
dakikalık konuşma nasıl da bir saatlik verimli zamana denk gelir.
Kimi vakit de öyle bir insan çıkar ki nefes alışına dahi tahammül
edemeyiz ve beş dakikası yarım saatlik vaktimize ziyan olmuş
hissiyatını verir. Yirmi dört saat yahut bir
gün… Bir hafta veya 7 gün, bir yıl veyahut 365 gün,
bir asır yahut 100 yıl. Rakamlara ve sayılara, numeroloji inancına
takılma ey deli gönül! An’da kal. An’ı yaşa, anı’lara
sımsıkı sarıl, günün coşkusunu
hisset.