GÜZ MEVSİMİNDEKİ İLKÖĞRETİM HAFTAMIZ

Elif Yavaş

Elif Yavaş

Tüm Yazıları

GÜZ MEVSİMİNDEKİ İLKÖĞRETİM HAFTAMIZ

Kehribar ve tarçın renklerinin muştusuyla, ılık bir güz fısıltısıyla gel eylül.

Fincandaki kahvemizi, bir kupa tarçınlı sütü yudumlarcasına kokunu bırak. Ayva ile nar reçellerine tat olup ağustostan kalan taze cevizlerini kırıntılayıver mutluluk bohçamıza. Cahit Sıtkı’dan, Cemal Süreya’dan, Orhan Veli’den bahset istersen. Yahut Yunus’un ilahi dergâhından söz aç yüreğimize. Aromatik meyvelerin, yazın kurutulan bitkilerin, tütsülerde kokusu uçuşan portakalın, buhurdanlığa renk katan simli mumların şiirini yaz gel.

GÜZ MEVSİMİNDEKİ İLKÖĞRETİM HAFTAMIZ
Güz Mevsi̇mi̇ndeki̇ İlköğreti̇m Haftamiz

Bir şarkı, bir söz, bir insan, bir çiçek, bir hobi, bir dua, bir film, bir kitap, bir yemek ansızın nasıl da bakış açımızı değiştirir. Bir’ler çoğalıp bin mutluluğa tutunur, birer birer damlar ağızdaki inci misali sözler. Damla sakızlı kurabiyeye âşıktır sonbahar, kim bilir belki de aromatik bitki çaylarına yanıktır yürek ateşi. İçinde aşk olursa, sevip şükrederse kalem şairi olur o ruh.

Sonbahar; yorgun bedende güz sancısıdır, saça düşen akların her bir telinin sabır tacıdır.

Deniz kıyısından özenle toplanan beyaz taşların, deniz kabuklarının, çam kozalaklarıyla süslenen ev aksesuarları bile hazan mevsimine göz kıprar. Doğadan gelen doğallıklar en güzel armağandır. Eylül doğumlulara hediye olur, ekim doğumlulara söz olur, kasım doğumlulara aşk olur.

Aşka tutuşur bir kıvılcımlık esinti, orman yangınından ziyade gönülde tutuşur. Kışlık salçaların, eriştelerin, kurutmalıkların, yazdan damlara serilen meyvelerin, yol boylarından toplanan papatya çiçeklerinin, konservelik sebzelerin, ev yapımı turşuların öyküsüdür güz vakti. Bir buket çiçekte güzelleşir orman, göçmen kuşlarının türküsünde çoğalır sonbahardan artakalan, kuruyan dalların sesine ritim olur hazan yapraklarındaki hicran.

“Güz geldi, hoş geldi. / Kış babadan selâm geldi, vu vuu vuuu…” çocukluk şarkımızdaki o sonbahar şarkısının mırıltısı tutunur dilime. Dilim dilim dilim/le/nir som baharın rengi ve sonbaharın sesi, dil(im)in ucuna takılır aziz harfler. Alfabenin 29 harfi dile gelir, “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi” ile öğrenciliğimizin andı fısıldar kulağımıza “Andımız”ı. Türk millî marşımız “İstiklâl Marşı” yüce bir duruşa geçer, Türk bayrağı salınır eylülden kalan esintisiyle.

Biz her eylül ayındaki o İlköğretim Haftası’nda musmutlu olan, andımız ile büyüyen ve “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım!” diyen çocuklardık. Atatürk çocuklarıydık, peygamber ve Allah inancıyla doğduk, aile sevgisiyle var olduk, yüreği büyümeyen dev gibi bir çocuktuk.

Çocukluğun güz mevsimlerini salıverin sararan yaprakların ortasına, bir sonbahar şarkısı fısıldayalım göçmen kuşlarına. Güz geldi, hoş geldi, yaz ile kış mevsiminin arasında büyüyüp kalbimize yerleşti.

HURMALI-PATATESLİ KEK Mİ YAPSAK?

Elif Yavaş

elif yavaş İlköğretim Haftası Güz Mevsimi