Gerçekten Tanımak İster misin ?
Ahmet Hamdi TANPINAR, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kitabında bir insanın kendisini ancak başka bir insan aracılığıyla tanımanın mümkün olacağından bahseder.
Gerçekten Tanımak İster misin ?
Ahmet Hamdi TANPINAR, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” kitabında bir insanın kendisini ancak başka bir insan aracılığıyla mümkün olacağından bahseder.
1961 tarihli bu romandan günümüze şüphesiz çok şey değişti. Hayatımıza bir insanı gerçekten tanımanın zorlaştığı “sosyal medya” kavramı girdi. Hal böyle olunca gerçek bağlar kuramaz olduk ve bağ kuramama halinin bizde bıraktığı açlığı görmezden gelip tüketmeye ve tüketilmeye devam ettik / ediyoruz.
Bir buse, kontrol edilebilir arzunun başlangıcı ya da sonu olabilir.
Oysa ki eskiden;
Bir sevgiliyi tanımak bir yabancı olma hali ile başlar. Bazen bir gülüş, bazen bir buse ile onu tanıma arzumuz günden güne artar ve arzuyu kontrollü bir şekilde kişilik süzgecimizden geçirerek zamanı önemli bulurduk. Şu anda hızlı tüketilen ve beraberinde yoğun yalnızlık hissine sebep olan ilişkisizlik sarmalı tam da insan tanıma arzusunun yönetilemeyişinden kaynaklı desek çok da iddialı sayılmayız.
Uluslararası ırkçılık karşıtı proje olan : İnsan Kütüphanesi (The Human Library Organizations) “Bir yabancı henüz tanışmadığınız bir arkadaşınızdır”sloganından hareketle ilki 2000 yılında Danimarka’nın Kopenhag şehrinde bir festivalde hayata geçirilmiş. “Kitabı kapağına göre değerlendirme!” fikrinin henüz olgunlaşmadığı 2000’li yılların başında gerçekleştirilmiş bu projeyi 2016 yılından beri İstanbul ayağında sürdüren bir beyefendiyle tanışmıştım. Ve kendisiyle sabaha kadar süren çok güzel bir sohbette onu “okuma” deneyimi edinmiştim. (Halen Sabancı Üniversitesi bünyesinde “Yaşayan Kütüphane” isimli okuma etkinlikleri meraklıları için devam etmektedir).
İnsan Okumaya Engel : Sosyal Medya
Terapilerimde danışanlarımdan ve yakın çevremden sıkça duyduğum değerlendirmeler sosyal medya profilleri üzerinden gelişen tutumlarla ilgili oluyor. Hal böyle olunca bir insanı tanımak için deneyimleyebileceğimiz bir çok gerçek andan uzaklaşmış oluyoruz. Çoğu zaman zihnimizden geçenlerle bakıyor, dinliyor ve hissediyoruz. Eşler arasında bile iletişimde o kadar büyük boşluklar yaşanıyor ki çoğu evde birbiriyle iletişim kuramayan, ev arkadaşlığına dönüşmüş “sözde devam eden evlilikler” var.
Karar Senin : Tanımak İstiyor Musun?
Biri insanı tanımanın yolda olma hali olduğuna inanmışımdır hep. Bazen yollar ayrılır bazen yolculuğun devam etmesi için her iki taraf da elinden gelen çabayı gösterir. Yolculuk halinde başa gelebilecek kazalar “tanıma /tanınma bedelidir”. Kazalardan sonra yaraları sarabilme isteği ilişkinizin ne kadar köklendiğiyle orantılıdır. İlişkinizin kök salabilmesi için ihtiyaç duyduğunuz yüzeysel bilgilerden daha çok tecrübeyle edinebileceğiniz verilerdir. Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsak “sosyal medya kimliği” dışında bazı kriterlerimiz olabilir:
- İşler yolunda gitmediğinde öfkesini yönetebilme biçimi,
- Hatalarına bahane bulmadan “ama” demeden özür dileyebilme becerisi,
- Her konuda her şeyi bilemeyeceğine yönelik inancını açıkça dile getirebiliyor olması : bu konu hakkında bir şey bilmiyorum !
- Sevdiklerinin duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını gözetebilmesi : “senin için ne yapabilirim?”
- Nazik, sakin ve soğukkanlı tutumunun varlığı,
- Zamanı geldiğinde mağdur koltuğundan kalkabilmesi,
- Yargılamadan dinleyebilme ve izleyebilme çabası,
- Sosyal açıdan izlenme kaygısının olmadığı anlarda – baş başa kaldığınız anlarda- sizinle nasıl temas kurduğu,
- Kıymetli bulduğu yazarlar, yönetmenler, sanatçılar,
- Sevdiği / sevmediği tatlar,
- Yaşam biçiminde rutin olarak değerlendirilebilecek alışkanlıklar,
Göze alabilir misin?
Gerçekten karar verelim : onu tanımak istiyor muyuz ? Yolculuğun keyifli halleri kadar yorucu olma hallerini de göze alabiliyor muyuz?