Balıkesir'de Çırpılı Dede'ye Çıktık
Balıkesir'de Çırpılı Dede'ye Çıktık
Çırpılı Dedenin Türbesi Balıkesir kent merkezinin en yüksek tepesi.538 metre yüksekliğ de. 408 metresi engebeli yol. Arkadaşım Can Akyürek ile birlikte Edremit Yolu üzerinde bulunan Küçük Sanayi sitesinden oto ile giriş yaptık. Rüzgar enerji tesislerinde otoyu bıraktık. Başladık yürümeye akşam güneşi gözlerimizi etkiliyordu.
Yürüyerek 59 dakika Çırpılı dede tepesi zirvesindeydi. Taşlarla örülü mezar mermerde yapılmış .Üzerinde İsmail Korkmaz yazıyor. Gazetecilik ciddiyet ister İsmail Korkmaz’ı Orta Mandıra mahallesinde bulduk. İşte Korkmaz çiftinin yaşadıkları..
“18 Yıl Sonra Gelen Mucize: Bir Dua, Bir Adak, Bir Evlat”
Gülseren ve İsmail’in Çırpılı Tepesi’nde Yazdığı Umut Hikâyesi
Hayat bazen bir dua kadar sade, bir gözyaşı kadar derin olur. Gülseren ve İsmail çiftinin hikâyesi tam da böyle: sabrın, sevginin ve inancın mucizeyle buluştuğu yer. 18 yıl boyunca evlat özlemiyle yaşayan çift, sonunda bir dağın yamacında edilen bir dua ile muradına erdi. Bu öykü, bir evladın gelişiyle tamamlanan bir ömrün, taşlara kazınan sevdanın, Çırpılı Tepesi’nde yankılanan sessiz bir yakarışın hikâyesidir.
16 Yaşında Başlayan Bir Ömürlük Sevda
Orta Anadolu’da 1966 yılında dünyaya gelen İsmail Bey, hayat arkadaşını daha ortaokul sıralarında tanıdı. Gülseren ile çocuk yaşta başlayan arkadaşlık, genç yaşta nikahla taçlandı. Henüz 16 yaşında, omuz omuza bir ömre "evet" dediler. Köy okulunda başlayan dostluk, yıllar içinde hayat arkadaşlığına dönüştü. Ama bu sevda, zamanla sınanacaktı. Çünkü ne kadar isterlerse istesinler, bir türlü çocuk sahibi olamıyorlardı.
18 Yıl Süren Sessiz Bir Bekleyiş
Tam 18 yıl boyunca doktor kapılarında, hoca dizlerinde, dua köşelerinde bir umut aradılar. Almanya’nın Münih şehrinde çalışan İsmail Bey, her izin gününü eşine destek olmaya, onun yüreğindeki boşluğu birlikte taşımaya adadı. Her düğün dönüşü, içlerinde buruk bir hisle “Biz de anne baba olacak mıyız?” diye sordular birbirlerine. Ama yıkılmadılar. Sevgiyle, sabırla, birbirlerine tutundular.
Ve Bir Gün… Çırpılı Tepesi’nde Edilen Dua
Yıl 2002… Gülseren Hanım komşularıyla birlikte Çırpılı Tepesi’ne çıktı. Burası, halk arasında duaların kabul olduğuna inanılan, kutsal sayılan bir yerdi. Orada, kalbinin en derininden gelen sözlerle dua etti. “Allah’ım bir evladım olursa, burada bir hayır yaptıracağım” diyerek adakta bulundu. O gün, yağmur yağmasına rağmen traktörle o tepeye çıkmaları, çamur içinde geçirilen saatler, aslında umutla yoğrulmuş bir inancın göstergesiydi.
Söz Verildi, Söz Tutuldu
Ve o dua, o sessiz yalvarış cevapsız kalmadı. Bir yıl sonra, 2003’te Zeynel dünyaya geldi. Oğulları... Gözyaşlarının sevince döndüğü o günden sonra Gülseren ve İsmail çifti verdikleri sözü tuttu. 2004 yılında Çırpılı Tepesi'nde bir hayır işine imza attılar. Mermerleri sırtladılar, kumları taşıdılar, dualarına mekân olacak bir yapı inşa ettiler.
“Çocuksuzluk, Meyvesiz Ağaç Gibi”
“Çocuksuzluk, nasıl ki meyve vermeyen ağaç gibi kuru ve sessizdir; bir evladın gelişi de bahar gibi hayatı canlandırır” diyor Gülseren Hanım. “Oğlumuz hayatımıza sadece neşe değil, anlam da getirdi. Biz eşimle her zaman birbirimize destek olduk. Sevgiyle ve sabırla... Olmadı mı, olsun. Oldu mu, şükürler olsun.”
Bugün 22 yaşında olan Zeynel, askeriyede çalışıyor. Tek çocukları, ama iki yüreğe sığan bir dünya oldu o. Gülseren ve İsmail’in hayatı, Çırpılı Tepesi’nde yazılmış bir mucizenin adı gibi…