Mustafa Birol

Mustafa Birol

Yaprak lekesi

Merhaba değerli okurlar. Geçtiğimiz haftaki yazımda sizlere Çileğin en önemli hastalıklarından olan Kuşuni küf hastalığından bahsetmeye çalıştım. Bu hafta ise Çilek yaprak lekesi hastalığına ait bilgilerle buradayım.

Buğday-Buğdaygiller, Domates, Şeker pancarı, Çeltik ve bazı süs bitkilerinde karşılaştığımız yaprak lekesi hastalığı ile benzer belirtiler verse de bu hastalığın etmeni farklıdır. Tarım Orman Bakanlığı’nın Bitki koruma veri tabanına göre bu hastalığın henüz ruhsatlı ilacı yoktur. Kimyasal mücadelesinde Tarım Orman Bakanlığı tarafından tavsiye olarak Bakır önerilmekte fakat gelişen teknoloji ile üretilen bakır nitrat, hidrojen peroksit ve gümüş karışımlı sıvı malzemelerin bu hastalık ve birçok hastalığa %100 çözüm olduğu kanıtlanmıştır.

Çilekçiler! Bütün Çilek hastalıklarından en başından korunmak için bahçe kurarken sık dikim yapmaktan kaçının. Bitki aralarında iyi bir hava sirkülasyonu ve Çileklerin de iyi şekilde havalanabilmesi için; bir çilek masurası sırtına iki sıradan fazla fide dikmeyin ve bir sıranın fideleri hep karşı sıradaki iki fidenin arasına denk gelecek, aynı sıradaki iki fide arası da 30 cm olacak şekilde “üçgen dikim” yapmalısınız.

Yazının Devamı

ÇİLEKTE BİTKİ SAĞLIĞI UYGULAMALARI

ÇİLEKTE BİTKİ SAĞLIĞI UYGULAMALARI – 1 GENEL BİLGİ

Merhaba değerli okurlar. 31.01.2023 tarihli yazımda çilek bitkisi ve çilekte dikkat edilmesi gereken koruma tedbirlerine dair genel bilgiler vermiştim. Bu haftadan itibaren sizlere daha derinlemesine bilgiler vereceğim bir Çilek serisine başlıyorum.

Önce Çileği tanıyalım!

Yazının Devamı

pH Kavramı, Toprağın Ve Suyun pH Değeri

Merhaba değerli okurlar

Üretim sezonu yaklaşıyor. Ekimler ve dikimler başlayacak yakın zamanda. Sulamada kullandığınız suyu, gübre ve ilaç uygulamalarınızda da kullanacaksınız ve ilaçlar etki etmediği zaman “ilaçları bozmuşlar” diyeceksiniz yine! Sürekli olarak ve çoğunlukla da gereğinden fazla para kazandırdığınız ilaç bayilerinin demesiyle pH düşürücü olarak satılan ürünlerden satın alıp kullanacaksınız. İyi ki bu ürünler var ve size doğruyu yaptırıyor, ama kısmen!

Önce pH kavramından bahsedeyim. Bu kavram toprakta pH ve suda pH olmak üzere ikiye ayrılır. Bu iki kavramı bilmek sizin çok işinize yarayacak. Çok basit bir anlam yükleyecek olursam; topraktaki pH kavramı insanlardaki tansiyon gibidir. Yüksekliği veya alçaklığı insanlarda metabolizmayı, bitkilerde beslenme faaliyetini dengesizleştirir. Sudaki pH ise etki azaltıcıdır.

Yazının Devamı

Buğdaycı ne yapmalı

Merhaba değerli okurlar,

Şu dönemde yetiştirme sezonu olmasından dolayı geçen haftaki yazımda Buğdaydan bahsetmiştim. Bu haftaki yazım da Buğdayın devamı niteliğinde olacak fakat Buğdaycının biçene kadar ne için, ne yapması gerektiği konusunda tavsiyelerim olacak sizlere. Hadi başlayalım!

Öncelikle baştan şu soruları sorup cevaplamanız sonra da şuna karar vermeniz gerek: “Buğdayı erken biçip yani sapa yani yeşil biçip ikinci ürüne mi gireceksiniz? Yoksa Buğdayı başağa yani taneye veya kelleye bırakıp kantardaki taneden mi para kazanmak istiyorsunuz? Ha bir de şu var tabi taneye bıraktığınız Buğdayda daha fazla ürün mü almak istersiniz, yoksa proteini yüksek ürün mü almak istersiniz. Şunu düşünerek karar verin: Buğdaya ne kadar para veriyorlar, proteini yüksek Buğdaya ne kadar veriyorlar?

Yazının Devamı

BUĞDAYI NASIL YETİŞTİRMELİYİZ?

BUĞDAYI NASIL YETİŞTİRMELİYİZ?

Buğday özellikle Altıeylül ve Karesi ilçelerimizde kuru tarım ürünü olarak yetiştirildiği için yağmurlara bağlı olarak sezon geçirir. Yağışların dur durak bilmediği, ara verse bile toprakların çamur olmaktan kurtulamadığı bir yıl başlangıcı yaptık. Ocak ayının ortasına yaklaştığımız bu zamanlarda; bir fırsatını denk getirerek yaş olmayan, tavında olan toprağa ekim yapabilen Buğdaycılar çimlenme ve ilk büyüme döneminde yağan yağmura şükrettiler. “Yapacak bir şey yok” diyerek traktörün girebildiği ama yaş olan tavında olmayan toprağa ekim yapan çiftçiler ise “ya nasip” dediler. Bu çiftçilerin, kök boğazı hastalılarına ve yatmaya, pas hastalıklarına karşı diğerlerinden daha ehemmiyetli yaklaşmaları gerek.

Toprağınızın analiz verilerini, tarlanızın taban gübrelemesi ve bitki geçmişini dikkate almadan kimse size gübreleme yöntemleri konusunda tavsiyede bulunamaz, bulunsa da bilimsel ve sağlıklı olmaz. Bu yazımda sizler için bir takım genel bilgilendirmeler ve genel tavsiyelerde bulunacağım. Özele girmiyorum çünkü özel tavsiyeler toprak analizi raporuna tarla geçmişine göre kişiye özel yapılmalıdır.

Yazının Devamı

Yıl olmuş 2024. 2023 bir günde bitti, 2024 bir günde geldi

Yıl olmuş 2024. 2023 bir günde bitti, 2024 bir günde geldi!

2023 yılı iyi geçmedi tarımsal üretim için, istisnalar kaideyi bozmaz. Bazen tarımda yok yılı ilan edildi, bazen de kısır yıl dendi. Bazen çok para harcandı bitki arazlarını düzeltmek için, bazen de ne kadar para harcarsan harca sonuç alınamadı ve giden hem para hem zaman!

İklimsel olumsuzluklar olarak genellediğimiz iklim olaylarındaki dengesizlikler; olmayacak zamandaki sıcak ve soğuk havalar, olması gereken zamanda yağmursuz geçen dönemler, zamansız aşırı yağışlardan kaynaklanan toprak işleyememe ve tohum ekememe problemleri, yapılması gereken uygulamaların zamanında yapılamaması, gibi sorunlar olarak çıktı karşımıza. Sonuçta 2023 yılı tarım senesi değildi. O kadar yağmur yağdı, barajlarımız bile dolmadı. Yağmur ile baraj dolmaz, kar lazım!

Yazının Devamı

Bi Git Artık 2023! Krizi Fırsata Çevirmek! Ya Nasip 2024!

Büyük çoğunlukla iklimsel olarak yaşadığımız olumsuzluklardan kaynaklı olarak hemen hemen hiçbir yerde doğru dürüst bitkisel üretim gerçekleşmedi, mahsül olmadı. Normalinden daha sık şekilde yapılan gübrelemeler ve ilaçlamalar için çok fazla paralar harcandı. Borçlarını ödeyemeyen çiftçilerden ineklerini satanlar, kestirenler veya icralık olanlar, alacaklarını alamadıkları için firmalarla sıkıntıya giren bayiler, dükkanını kapatmak zorunda olan bayiler… Durum vahim yani!

Tek gerçek var şu anda: Bir kriz yaşadık 2023 yılında.

2023 yılı tarım senesi de değildi. Önümüzdeki maçlara bakacağız ama hatalarımızı tekrarlayarak değil, doğruya çevirerek. Tarımsal üretimde yaşanılan krizi sadece iklimin kötü gitmesine bağlamayın. İklimin kötü gitmesi olumsuzluğu hızlandırdı olarak bakın olaya.

Yazının Devamı

Toprak Analizi Ve Önemi

Ee karnesi varsa, notları da vardır! Düşük, normal ve yüksek şeklinde notları var.

Toprağım sınıfta mı kalır, sınıfı geçer mi? Toprağın sınıfta kalma olayı çok nadirdir. Zaten toprak analizi raporuna göre sınıfta kalan topraklarda ya tarımsal üretim yapılmaz ya da çok sınırlı şekilde yapılır.

Toprak analizi raporu toprağın karnesidir. Toprak analizi raporundaki rakamlar da notlarıdır. Notlarına göre toprağınızın durumu belli olur.

Yazının Devamı

Zeytinde Toprak Organik Maddesinin Yönetimi BÖLÜM 2: Tavsiye Ve Yeşil Gübreleme

Toprakta organik madde yönetimini yaparken, çiftçi olarak kendi ekonominizi de düşünerek hareket etmelisiniz. Şunu da unutmayın ki; toprak kalitesinde ayrım yapmadan yetişebilen Zeytin, topraktaki organik madde miktarı ne kadar fazla olursa o kadar yüksek verimde olur. Yani ne şiş yansın ne kebap! Ekonominizi dar boğaza sokmadan ortayı bulun!

Bir önceki bölümde kısaca bilgi vermeye çalıştığım organik madde kaynağı materyallerin fiyat-fayda analizi ve çiftçi ekonomisi ile ilgili değerlendirmelerimin sonucu olarak sizlere şu tavsiyede bulunabilirim. Organik madde kaynağı olarak sezon içerisinde farklı zamanlarda kullanmanız için kaliteli bir Leonardit, Zeytinin arasına iki dönem halinde Fiğ ve Yulaf karışımı ve Fiğ ekmenizi tavsiye ederim. Yani hem Leonardit hem de yeşil gübreleme.

Gelelim uygulamalara. Kasım-Aralık-Ocak ayları içerisinde birinci kısım Leonardit uygulamasını yapmalısınız. Leonardit uygulamasını ağaç başına veya tüm araziye şeklinde yapabilirsiniz. Ağaç başına kullanımlarda ağaçların yaşlarına göre kullanılacak miktar belirlenirken, tüm araziye kullanımlarda ise kaliteli bir Leonarditten dekara en az 500 kg, en fazla 1000 kg kullanmanız gerekli. Ağaç başına kullanımlarınızda 2 kg + ağacın her yaşı için 150 gram miktarında hesaplama yapın. Leonarditi ağacın taç iz düşüm dairesinin içerisine serpip çapa makinesi ile karıştırın. Tüm araziye kullanımlarda toprağın üzerine serpin ve yüzeysel (derin olmayacak şekilde) sürün. Daha az miktardaki kullanımlarda mevcut toprak sorunları ile baş etmeye Leonarditin gücü yetmediği gibi toprağa kazandırdığı az miktardaki organik madde toprak mikroorganizmalarının yaşamasını devam ettirmekten başka bir işe yaramaz. Daha fazla miktardaki kullanımlarda ise Leonardit toprağı birbirine yapıştırır ve çamurlaştırır ve işlenmesi zor hale getirir. Bu miktarlar tüm sezon boyunca kullanılması gereken toplam rakamlardır. Yani bir defada kullanılmayacak sezon boyunca belirli zamanlarda parça parça kullanılarak toplam miktara ulaşılacaktır. Bu uygulama aynı zamanda kış bakımı üçlemesinin ikinci adımıdır.

Yazının Devamı

Organik Madde Kaynakları

Toprakta organik madde yönetimini doğru yapabilmek için; kompost, büyükbaş veya çoğunluğu büyükbaş gübresi olmak şartıyla hayvan gübresi, solucan altlığı (katı solucan gübresi), Leonardit, yeşil gübreleme bitkileri, yer örtücü diğer bitkiler, hayvansal atıklar, biyogaz çıktısı katı materyaller gibi birçok organik madde kaynağı kullanabilirsiniz. Materyalin çeşidine göre avantajlı ve dezavantajlı yönler vardır. Fiyat-performans değerlendirmesine göre hareket ettiğinizde en mantıklı karara ulaşacağınız kanaatindeyim.

Kullanabileceğiniz materyaller hakkında kısaca bilgi vermeye çalışayım.

Kompost: hazırlık aşaması belirli bir zaman alır, küflendirme ve çürütme gibi riskleriniz var ve büyük alanlarda kullanım için çok efektif değil.

Yazının Devamı

Zeytinde Kış Bakımı Üçlemesi

Zeytin ağacının kışın karşılaşabileceği soğuk havalara ve düşük sıcaklıklara karşı dirençli olmasını sağlamak için, ayrıca Zeytin ağacının bir sonraki sezona daha kuvvetli girmesi için yapılır. Kış bakımındaki uygulamalarda sırasıyla Bor ve Çinko içerikli gübre, Leonardit ve Bordo bulamacı kullanılır.

Kış bakımı üçlemesinde ilk uygulama Bor ve Çinko içerikli gübre uygulaması olmalıdır. Bu amaçla içeriğinde sadece Bor ve Çinko olan mikro element gübrelerini kullanabileceğiniz gibi, içeriğinde Bor ve Çinko yanında birçok mikro element olan gübreleri de kullanabilirsiniz. Bu gübrelerin kullanım zamanı hasattan sonra 7-9 gün içerisinde olmalıdır. Hasattan sonra kullanılmadıysa, Zeytin ağacı uykuya girmeden önce yani metabolizması durağanlaşmadan önce mutlaka kullanılmalıdır ki bunlar yapraklardan alınarak bitki içerisine girebilsin.

Kış bakımı üçlemesinde ikinci uygulama Leonardit uygulamasıdır. Bu uygulama aynı zamanda toprakta organik madde yönetiminin (OMY) bir ayağıdır. Bu uygulama hem kış bakımında hem de topraktaki organik madde yönetiminde çok önemlidir. Verilmesi gereken Leonardit miktarı her zaman sezonluk olarak hesaplanmalıdır. Zeytin ağaçları için tüm araziye veya ağaç başına Leonardit verilecekse kış döneminde, ağaçlar uykuya girmeden önce ilk parçası, ağaçlar uyanmadan önceki dönemde ikinci parçası, çiçeklenme öncesinde üçüncü parçası ve meyve tutumundan sonra da dördüncü parçası olmak üzere sezon içinde dört parça halinde verilmelidir.

Yazının Devamı

Fidanlarda Ağaçlarda Ve Üzüm Bağlarında Kış Bakımı

Yaprak dökenler dökecek, dökmeyenler dökmeyecek. Sezonda yapacağını yapmış olan bitkinize, sonraki sezona hazırlık olarak “kış bakımı” yapmanız gereklidir. Haydaaa! Bu da nereden çıktı şimdi? Bütün yaz bakım yaptık, para harcadık ya yine mi harcayacağız? Hem de hasadı yapmış, iş bitmişken! EVET o katkılarınızla güç alarak sizin için bütün yaz çabaladı, meyve verdi, siz de son bir destek yaparak onu sonraki sezon için hazırlayacak, bu seneki son görevinizi yapacaksınız.

Sonraki sezonda bitkinizde verim düşüklüğü yaşamak istiyorsanız ve sezon içinde mantari veya bakteriyel kaynaklı hastalıkların çözümünde sorun yaşamayı göze alıyorsanız kış bakımını yapmayabilirsiniz. Hem masrafa da girmemiş olursunuz!

Yaprak, sürgün ve meyve veren bitki sezondan yorgun olarak çıkmakta, bir sonraki sezon patlayacak olan tomurcuklar ise bu yorgunluktan kaynaklı olarak kış şartlarını yeteri kadar güçlü geçirememekte ve kış şartlarından zarar görmektedirler. Kış bakımı adı verdiğimiz uygulamalar 3 adet.

Yazının Devamı

Doğru Başlamak, Yanlışı Düzeltmekten Her Zaman Daha Ucuzdur

Biliyorsunuz ben amaç ticari olunca sıfır hata çalışmayı ve çalıştırmayı tercih ediyorum, ona göre yönlendiriyorum. Yanlış başlayan işten elde edilecek ticari kazanç ya daha az olur ya da hiç olmaz. Yanlış başladığınız bir tarımsal üretimde aldığınız biraz verim size yeterli geliyor olabilir, ama işin hakkı o değil. Şimdi, amacınız bir bahçe kurmak ve beklentiniz ticari ise baştan doğru başlayın, sonradan keşke demeyin, para ve zaman harcamayın. Zaten öyle hallerle karşılaşırsınız ki isteseniz de harcayamazsınız.

Ticari amacı olan yeni bahçe kurmak, ilk yatırım maliyeti olarak yüksek gelebilir size. Çünkü alışık olunan masraflar değil bunlar. Sizi ne fidancılar yönlendirir, dikimciler, ne de bayiler. Niye yönlendirsin ki? Biri der ki fidanı kurursa veya tutmazsa gelsin tekrar alsın, biri der ki bu toprağa çukuru açarken ben zorlandım veya çıkan toprak çok beyaz burada bu is zor aman banane ben yevmiyeme bakarım. Biri de der ki sorunu bu çözer, olmadı bu, olmadı bu, …

Amacınız ticari, beklentiniz para kazanmak, tabiri caizse çoğunuzun tek atımlık kurşunu var. Geriye dönük masrafların yükünden baştan kurtulun istiyorum ben. Doğru başlamak, yanlışı düzeltmekten her zaman daha ucuzdur. Nasıl başlayacağınızı değil, nasıl başlamanız gerektiğini sorun, danışın, öğrenin. Danışmanlık her zaman ücretli değildir.

Yazının Devamı

Cumhuriyet Ve Tarım

Bu hafta sizlere tarımsal üretimle ilgili geçmişten, günümüzden, umutlarımız ve yarınlardan haber vermeye çalışacağım. Geçmişe bakıp günümüzle ilişkilendirerek, günümüzdeki durum ve hareket stratejisi hakkında tahminde bulunabiliriz. Hatta günümüzdeki mevcut durum ve mevcut potansiyelden hareketle tarımsal üretimle ilgili gelecek tahminler bile yürütebiliriz.

O zamanlarda tarlasını sürdüğü öküz ile cepheye mühimmat taşıyan ve asker et yesin de kuvvetli olsun diye orada kesip askere veren de çiftçiydi. Şimdi şehirde ben karnımı doyurabileyim diye benim gıdamı üreten de. Türk çiftçisi Türk milletinin her zaman baş tacıydı her zaman da öyle olmaya devam edecek.

Savaş zamanı tek düşünceleri var: ülkemde düşman esareti olmadan yaşayabileyim. Savaştan çıkmış bir millet, yokluk hat safhada. Allah o sıkıntıların tekrarını göstermesin. Her şeye ama her şeye tabiri caizse sıfırdan başlayacaklar. Kendine yetebilmesi için her alanda üretim şart. Milletin içinde “her şey düzelir” umudu var. Kara gün kararıp kalmaz elbet! Üretmeye mecburuz. Demiş birileri ve ortaya çıkmış! O zaman için köylünün elinin altında toprak ve kıyıda köşede kalmış biraz tohumda başka bir şey yok. Bir yandan tarımsal üretime başlanılmış, tarımsal üretim devam ederken bir yandan da Atatürk’ün tarım politikaları devreye girmiş. Yoktan var olmanın destanı yazılmış sizin anlayacağınız o yıllarda.

Yazının Devamı

Bitki Besini: Magnezyum

Magnezyum bitkinin fotosentez yapabilmesini sağlayan klorofil molekülünün yapısında bulunur. Aslında bir makro bitki besin elementi olan Magnezyumu en sona bilerek bıraktım. Tecrübelerime ve uygulamalarıma dayanarak söylüyorum; bütün bitki besin elementleri çok önemlidir. Ama içlerinden en önemli bir tanesini seçmek gerekirse bu bence Magnezyum olur. Yazının devamında bitki gelişimi ile Magnezyum arasında bağlantı kurarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Bitki besin maddelerinin tamamı bitki gelişim aşamalarında birçok olayda gerekli ve etkilidirler fakat Magnezyum gelişim için ve metabolik olaylar için kullanılacak olan besinlerin yapılmasından sorumludur. Bu ise bir nevi bitki gelişmesinin temel taşıdır.

Olayın en başına gidelim; tohum çimlendi ve ilk iki yalancı yaprağını çıkardı. Bu yapraklar yalancı yaprak da olsa fotosentez yaparak besin oluşturacak ve bitkiniz geceleri bu besinleri yakarak (yiyerek) gelişmek için kullanacak değil mi? İşte en başından bu yana bitki her zaman fotosentezle kendisine besin maddesi yapmak ve onları yakmak (yemek) zorundadır ki gelişebilsin. Yakabilmesi için önce yapabilmesi lazım. Magnezyum varsa yapabilir, yoksa yapamaz veya yapabildiği kadar yapar o da yetmez.

Yazının Devamı

Mikro Bitki Besinleri: Molibden

Molibden topraktan da verilebilir yapraktan da. Topraktan verildiği zaman veya toprakta yeteri kadar Molibden bulunduğu zaman topraktaki yararlı mikroorganizmalar (özellikle yararlı bakteriler) rahatça beslenerek çoğalabilirler, onların çoğalması ise bizim işimize gelir. Özellikle baklagil bitkilerinin köklerinde yaşayan ve havanın serbest azotunu toprağa indiren bakteriler için Molibden çok gereklidir.

Molibden yokluğunda bitkinin protein kapsamı da azalmaktadır. Buğdaycılar dikkat proteini düşük buğday üretiyorsunuz ya nedeni bu! Molibden ayrıca bitki bünyesinde C vitamininin oluşmasında da etkilidir.

Bitkiler gündüz güneş varken fotosentez ile besinlerini yaparlar, gece güneş yokken ise bu yaptıkları besinleri yakarak enerjiye çevirirler demiştik. İşte bu gece yakma yani ürettiğini yeme ve gelişme faaliyetinin gerçekleşebilmesi için Molibden lazım. Şimdi ilk paragrafı tekrar okuyun sonra tekrar burayı okuyun.

Yazının Devamı

Mikro Bitki Besinleri: Bor

Fazlası da bitkilerde genel anlamda sürgün ucu yanmaları ve büyümeme şeklinde gelişim sıkıntıları yapar.

Eksiklik belirtilerini bitkilerin genç yapraklarında görebileceğiniz Bor elementi, bitki bünyesinde taşınamadığı için alttaki yapraklardan daha üstlerdeki yapraklara iletilemez. Bundan dolayı sizin yapraktan yani üstten uygulama yaparak bitkiyi takviye etmeniz gerekir. Bor gübrelerini Kalsiyum ile birlikte kullanın çünkü Kalsiyum Borun yerine yerleşebilmesini sağlar. Kalsiyumun ne kadar gerekli bir element olduğundan bahsetmiştim sizlere. Bor da Kalsiyumun görevini yapabilmesi için gerekli bir elementtir. Yani Kalsiyum Boru destekler, Bor da Kalsiyumu. Bor, Kalsiyumun taşınmasında ve yerine yerleştirilmesinde yardımcı olur. Ama dikkatli olun bitkilerin Bor ihtiyacı, Kalsiyum ihtiyacı kadar fazla değildir. Yani Kalsiyumu haftada veya 10 günde bir verdiğiniz gibi, Boru da haftada veya 10 günde bir verirseniz olmaz, bor fazla gelir ve bitkide sürgün uçları yanmaya başlar, sıkıntı çekersiniz.

Bor noksanlığında toprak altında gövde oluşturan şeker pancarı, turp, patates gibi bitkilerin toprak altı gövdelerinde yani yediğimiz kısımlarında yani yumru içinde lekelenme, kahverengileşme, çürük beneklenme görülür. Ayrıca elmada meyve içerisinde suyu çekilmiş gibi mantarlaşmış doku ve şekli bozulmuş çekirdek evi, ısırdığınızda tadı acı gelen benekler genel olarak tüm bitkilerde ya da uç sararması, gibi arazlar görülmektedir.

Yazının Devamı

Mikro Bitki Besinleri: Mangan

Bu zincirin en başındaki halkalardan birisidir mangan. Sevenler bilir piknikte olmazsa olmazdır mangal. Hadi mangaldan aklınızda kalsın olmazsa olmazlığı!

Merhaba değerli okurlar. Mikro besin elementlerinde bu hafta mangal pardon Mangam elementinden bahsetmek istiyorum. Bir zincirden bahsettim az önce. Bitkide cereyan eden birçok zincirleme olay var ama bu bahsettiğim bir başka yav! Düşünsenize klorofil oluşacak, fotosentez gerçekleşecek ve besinler yapılacak, yapılan besinler yakılacak ve enerji elde edilecek, bu enerji bitki gelişiminin farklı aşamalarında kullanılacak. Fakat küçük bir sorun var! Ortamda mangan yeterli değilse olduğu kadar olur bunlar. Sonra kalkıp ta “toprağım kuvvetli, niye gelişmedi ki bu bitkiler” demeyin. Toprağın kuvvetini belirleyen şey toprağın karnesi yani toprak analizi raporu ve karnedeki notları yani rapordaki rakamlardır.

Mangan yapraklar arasında taşınamayan bir element olduğu için en bariz eksiklik belirtileri genç yapraklarda, damarların sararması ve damar aralarındaki bölgelerin yeşil kalması şeklindedir. Ayrıca demir, çinko ve bakır elementlerinin gereğinden fazla olması durumunda bitkiye mangan alınımı sınırlanır. Bununla birlikte mangan fazlalığında ise bitkilerde demir klorozu görülmeye başlanır. Rutin olarak yapacağınız bitki besleme uygulamalarında ve yetiştirdiğiniz bitkide mangan eksikliği olması durumunda gidermek için yapraktan uygulama yapmanızı tavsiye ederim. Ama önce gerçekten eksikliğin mangan olduğunu kesinleştirmeniz lazım.

Yazının Devamı

Mikro Bitki Besinleri: Çinko

Bu hafta ise simgesi Zn olan, toprağa verildiğinde bağlanıp bitki tarafından alınamama ihtimali yüksek olan ve bitki içerisinde harekesiz olan çinko elementinden bahsedeceğim.

Kullandığınız damlama sulama gübrelerinin çoğu içerisinde çok az miktarda Çinko bulundururlar. Ayrıca piyasada Çinko katkılı taban gübreleri de bulunmaktadır. Bununla birlikte Çinko içeren tek başına veya karışım halde bulunan sıvı gübreler de mevcuttur.

Bitkiler belirli dönemlerde çinko ister diye bilinir fakat çinko bitkilerin içinde yapılan birçok büyüme ve gelişme enziminin yapısına girmesinden dolayı önemlidir. Önemli bir bitki besin elementidir fakat fazla miktarda verildiğinde bitki bünyesine de fazla miktarda alınır ve fazlası bitkide zehir etkisi yapar.

Yazının Devamı

Mikro Bitki Besinleri: Bakır

Mikro Bitki Besinleri: Bakır… Bitkileriniz çoğu uygulamalarınızda bünyelerine bakır alırlar. Bakır hem bitki besin elementi hem de bitkinizi hastalıklara karşı koruyan bir elementtir. Ağaç grubunda Bordo bulamacından, sebze ve hububat grubunda ise tarım ilaçlarından karşılanıyor bakır, ama çoğu zaman alınan bu miktarlar yetmiyor.

Evet bakırlı gübreler toprağa katı olarak veya damlamadan eritilerek verilebiliyor. Bakırlı gübreleri topraktan veya damlamadan vermek (ki yine toprağa vermiş oluyorsunuz) önemli sorunları da beraberinde getiriyor. Bakırın toprakta bağlanmasından dolayı veya toprağa daha önceden ve gereğinden fazla verilmiş olan azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve çinko elementlerinin antagonistik etkisinden dolayı bitkiniz bakırı alamaz ve eksikliğini görürsünüz. Bundan dolayı bakırın toprağa katı şekilde serpilerek veya damlamadan verilmemesini savunmaktayım. Bakırı tek başına, yayıcı yapıştırıcı ile veya pH düşürücü etkisi de olan yayıcı yapıştırıcı preparatlarla birlikte yapraktan uygulamanızı tavsiye ederim.

Bakır bitkide klorofil oluşumu için yani fotosentez için ve bitkilerin solunumu için önemli ve gereklidir. Karbondioksit alımı düzenler ve fotosentezin normal seyrinde gerçekleşmesini sağlar böylece bitkiler dengeli bir şekilde enerji elde ederler ve topraktan aldıkları gübreleri kullanarak büyüyüp gelişebilirler. Bakırı yeteri kadar alamayan bitkiniz karbondioksit düzenini sağlayamaz, gerekenden az veya çok fazla fotosentez yapar. Böylece hem gereğinden fazla yorulur ve çabuk yaşlanır hem de gereğinden fazla enerji üretir. Bu fazla enerjiyi harcamak için fazlasıyla su ve gübre tüketir ama daha fazla büyümez, normal büyür.

Yazının Devamı

Toprakta Verimliliği Arttırmak İçin Neler Yapılmalı

Toprakta Verimliliği Arttırmak İçin Neler Yapılmalı… Gübre, zamanında ve uygun aletlerle uygulanmalı. Gereksiz gübre kullanımı, ekonomik kayıpların yanında toprak dengesini de olumsuz etkiler. Bunlara ek olarak; ekim- dikim işlemi, toprağa fayda sağlaması açısından doğru zamanda yapılmalı.

Toprakların sulanması durumunda ise münavebe yöntemi ile her yıl, farklı bir ürün yetiştirilebilir. Aynı bitkinin ardıardına ekilmesi, toprağın belirli derinliğindeki bitki besin maddelerini kullanmayı teşvik edici bir durum anlamına gelmekte. Hastalık ve zararlı yönünden değerlendirildiğinde ise hep aynı çeşidin üretilmesinin o bitki için zarar oluşturan hastalık ve zararlının da çoğalacağı söylenebilir.

Hasat edilen ürün artıklarının toprağa uygun zamanda karıştırılarak çürümeleri sağlanmalı. Bu durumda; toprağa hem organik madde ve bitki besin maddesi kazandırılacak, hem de bir sonraki ürün ekme döneminde temiz bir ekme yatağı olacak.

Yazının Devamı

Bitki Yetiştirmek İçin Gübre Ve Gübreleme

Bitki Yetiştirmek İçin Gübre Ve Gübreleme

Bitki beslemeyi doğru ve yerinde yaparak pestisit kullanımını azaltabilir hatta bazı durumlarda tamamen ortadan kaldırabilirsiniz. Yeni konumuz olan bitkilerde mikro elementlere geçmeden önce bitki besleme konusunda tekrar hatırlatmalar yapmak istedim bu hafta.

Bütün bitki besin maddeleri, bitkilerin her döneminde gereklidir. Sadece döneme bağlı olarak gerekli olan miktarları farklılık gösterir. Örneğin yeşil gelişim veya yapraklanma döneminde, daha ortada çiçek ve meyve yokken en fazla gereksinim duyulan azottur ama çiçek açmaya yakın dönemde azot gereksinimi azalarak yerini fosfora bırakır gibi. Bitkilerin bütün besin maddelerini bünyelerine alarak kullanmaları zaruridir.

Yazının Devamı

Bitkiyi Yeterince Besleyebilmezsen Daha Fazla İlaç Parası Ödersin

Bitkiyi Yeterince Besleyebilmezsen Daha Fazla İlaç Parası Ödersin… Bitki besin elementleri 16 adettir. Her biri farklı işe yarar. Bu elementlerden 6 tanesi makro element olarak adlandırılır ki bunlardan bahsettim. Geriye kaldı 7 mevcuduyla mikro elementler. Bu elementler kullandığınız gübrelerde çeşitli şekillerde bulunmakta. Tabiki hepsini birden içeren gübre henüz piyasada yok, sizin iyiliğiniz için olmasın da zaten! O yüzden ihtiyacı karşılamak için üretim sezonu içinde farklı dönemlerde farklı besin elementleri içeren gübreler kullanmak durumundasınız. Bu şu demek oluyor bitkinin her gelişim dönemi için kullanmanız gereken bitki besin elementi veya bitki besin elementleri farklıdır.

Çimlenen tohumun kök salması. Tohumun toprak üstünde ilk yapraklarını oluşturması. Bu yaprakların gelişerek fotosentez dediğimiz güneş. Karbondioksit ve suyu kullanarak kendi besinini yapabilmesi. Bitkinizin boyunun uzaması, gövdesinin kalınlaşması. Yeni yaprak ve sürgün çıkarması, çiçek açması, çiçeklerinin tozlaşması ve döllenmesi. Meyve yapması, meyvenin tohum bağlaması, sonraki sene için bitkinizin kendi içinde hazırlık yapması. Ayrıca tüm bunlar olurken bitkinizin kökünün daha fazla gelişerek daha uzaklara ve derinlere dallanması olaylarında bu bitki besin elementleri etkili olmaktadır.

İlk üç bitki besin elementimiz temel elementlerdir. Bunlar Karbon, Hidrojen ve Oksijendir. Bu elementlerden Karbon bitkiler tarafından havadan ve topraktan karşılanabileceği gibi, Hidrojen ve Oksijen elementleri sadece sudan karşılanabilmektedir. Bazı özel durumlar gerçekleştiğinde Karbon dışarıdan takviye amaçlı olarak verilebilir. İkinci grup elementlerimiz “Makro elementler” dediğimiz gruptur: Azot, Fosfor, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum ve Kükürt. Bu elementler hakkında geçtiğimiz haftalarda yazmıştım. Üçüncü grup ise; “Mikro elementler” olarak adlandırdığımız Bor, Bakır, Alüminyum, Demir, Mangan, Çinko, Klor elementleridir. Bu üç grubun haricinde “Mikro elementler” içerisine dahil edilebilecek olan ve araştırmalar sonucunda bitkilere faydalı etkileri bulunan Sodyum, Kobalt, Silisyum ve Vanadyum gibi elementler de bulunmaktadır. Bahsi geçen elementler bitki bünyesine topraktan alınabildiği gibi yapraktan da alınabilirler.

Yazının Devamı

Makro Bitki Besinleri: Kalsiyum (Devamı)

Makro Bitki Besinleri: Kalsiyum (Devamı).. Kalsiyum bitki tarafından çok fazla ihtiyaç duyulan bir bitki besin elementi olduğu için makro element statüsündedir dedik geçen hafta. Kalsiyum formlarından bahsettim, “aman ha” diye uyarılar yaptım. Birazda uygulama şekillerinden bahsettim. Bu hafta ise Kalsiyum eksikliği ve fazlası ne yapar? Kalsiyum fazla verilince ne oluyor? Kalsiyum hangi bitki besin elementlerinin alınmasını engelliyor? gibi bilgiler vereceğim. Kalsiyumun temelde ne işe yaradığını bilmeniz ve bununla alakalı olarak bağlantı kurabilmeniz gerekiyor, yoksa aklınıza geldiği veya sorunla karşılaştığınız zaman Kalsiyum kullanırsınız ya işinize yaramaz ya da fazla gelir başka sorunlar yaratır. Bitkiler Kalsiyumu Nitrat formunda yeşil büyüme dediğimiz dönemde yani büyümenin en hızlı olduğu dönemde ister. Ayrıca, uygulamalara bu dönemden itibaren başlamak gerekir. Kalsiyum bitki hücresinin yapısına katılarak hücre çoğalmasını, büyümeyi ve hücrelerin daha sağlam olmalarını sağlar, bunun sayesinde bitki büyümesine katkısı olduğu aşikardır.

Bitkiniz Kalsiyumu yeteri kadar veya uygun zamanda alamazsa büyümesi durur, küçük yaprak ve normalden daha kısa sürgünler oluşur, yani sürgünler kısa kalır, gelişemez. Yeni oluşan yapraklar da gelişemez, küçük kalır. Kalsiyum noksanlığı çeken bitkileri renklerinin solgun olmasından ayırabilirsiniz. Sürgünlerin en ucundaki genç yapraklar aşağı yönlü olarak kendi içlerine doğru kıvrılırlar. Bu yaprakların kenarları önce sütlü kahverengi olur, sonra iyice kahverengileşir ve kurur, yanar. Genç yaprakların uçları lahana, marul, çilek, karanfil vb. gibi bitkilerde kahverengi renk alır; buna uç yanıklığı denir.

Soğan, Sarımsak, Havuç, Şeker pancarı, Turp, Kereviz, Yer elması, Yer fıstığı gibi kök bitkilerinde ise Kalsiyum noksanlığı kök-yumrunun zayıf gelişmesine kolay hastalanmasına sebep olur. Saçaklarda yani beslenici köklerde ise genç olanlar kısa zamanda ölürken yaşlı olanlar ise kahverengileşip çürür.

Yazının Devamı