Mustafa Birol

Mustafa Birol

Tohum Kaplama ve Ekimi Buğday 9

Merhaba değerli okurlar. Bu hafta tohum kaplama ve tohum ekimi uygulamaları konusundan bahsedeceğim sizlere.

Toprak analizinin ve gübreleme stratejisinin önemi ve gerekliliği sanırım anlaşıldı. Şimdi önce tohum kaplama!

Tohum kaplama uygulamaları üç şekilde yapılabilir. Tohumu ilaçla kaplarsınız, tohumu bitki besin elementiyle kaplarsınız, tohumu bakteri ile kaplarsınız. Pratikte en sık karşılaştığım konu tohumun ilaçla kaplanarak ekilmesidir. Ya siz ilaçlı tohum satın alırsınız ya da tohumu siz kaplarsınız. Bu uygulama tohumun toprak altında her hangi bir şekilde zararlılardan olumsuz etkilenmemesi için yapılmakta.

Yazının Devamı

PH Değeri Buğday 8

Merhaba değerli okurlar. Geçen hafta sizlere toprak pH’ı ve gübreleri birlikte vereceğiniz suyun pH’ı konularından bahsetmiştim.

Unutmayın gübreleme stratejisi sizin menfaatiniz için çok önemlidir ve gübreleme stratejisi sadece ama sadece toprak analizi sonuçlarına göre oluşturulduğunda tam anlamıyla ve doğru olarak yapılabilir. Hayda! İlaç kullanırken suyun pH’ı önemliydi, gübrede de mi önemli? Bunu dediniz değil mi? toprağa verilen gübrelerde toprak pH’ı nın önemli olduğunu biliyorsunuz artık sanırım. Evet, yapraktan yapacağınız gübrelemelerde de suyun pH’ı önemli. Bunu geçen hafta söylemiştim. Suyun pH’ını düşürmek için belli oranlarda kullanabileceğiniz Nitrik, Sitrik, Sülfirik, Asetik, Fosforik gibi asitleri de söyledim. Belli oranlar demek şu demek: “suyunuzu belli bir pH değerinden belli bir pH değerine düşürmek için kullanılması gereken miktar” Ha! Burada şu ortaya çıkıyor. Önce suyunuzun pH değerini bilmeniz gerek, sonra bu değeri düşürmek istediğiniz değer için uygun olan miktarı suya karıştıracaksınız.

Yazının Devamı

Buğday 7

Merhaba değerli okurlar. “Buğdayda gübreleme stratejisi” konusundan bahsedip, “Sosyal medya ve tarım” konusuna değindikten sonra yine Buğdaya geri dönüyorum. Bu hafta sizlere gübreleme stratejisinden bahsedeceğim ama biraz daha farklı şekilde.

Hani demiştim ya “Gübreleme stratejisi sadece ama sadece toprak analizi sonuçlarına göre oluşturulduğunda tam anlamıyla ve doğru olarak yapılabilir” diye; toprak analizi raporuyla toprağın karnesini elimize almış oluruz. Karnedeki notlara göre eksikleri tamamlarız. Gübreleme stratejisinde ise amaç söz konusu bitkinin (burada Buğday) sezonluk gübre ihtiyacına ve bitkinin gelişim dönemine göre verilmesi gereken gübrenin belirlenmesidir. Bu arada Toprağı eksiğini tamamlamak da gübreleme stratejisinin önemli bir parçasıdır.

Buğdayda gübreleme stratejisi konulu bir önceki yazımda vermek istediğim mesaj strateji ile daha az maliyetle iyi sonuçlar alabileceğiniz yönündeydi. Bu yazımda ise biraz daha bilimsel olarak ve toprak pH’ı ile gübreleri birlikte vereceğiniz suyun pH’ı na değineceğim.

Yazının Devamı

TARIMSAL SOSYAL MEDYADAN ÖĞRENİLECEK KADAR BASİT VE ÖNEMSİZ DEĞİLDİR.

Bu hafta uzun zamandır gözlemlediğim bir konudan bahsetmek için Buğday serisine ara vereceğim.

Uzun zamandır takip ediyorum ve git gide değişikleşiyor. Sosyal medya, herkesin çok kolay ulaşabildiği ve çok rahat paylaşımlar yapabildiği bir yer. Sosyal medyada; yapılan paylaşımları ve yorumları ile “ciddi bir platform” olmayı koruyan da var (ki çiftçiler nedense buna rağbet etmiyorlar), her önüne gelenin ahkâm kestiği, bilenin de yorum yaptığı bilmeyenin de yorum yaptığı hatta dalga geçtiği platform da var. Tabiri caiz ise abidik gubidik videolar çekip yükleyince çok izlendiğini düşünülen, maalesef çok da izlenen, beyin uyuşturucu, kişilik ve karakter gelişimini olumsuz da etkileyen platform da.

Büyük bir sancı olarak gördüğüm ve takip ettiğim bir platformlar var tabi, neler yazmışlar diye bakıyorum. Bazen verilen bilgiyi düzeltiyorum, bazen kızıyorum, bazen de “bu kadar da olmaz! Her şeyi ben mi düzelteceğim” diyerek ilgilenmeden kapatıyorum. Bütün yorumlara cevap verecek olsam, kendi günlük işlerimi yapacak zamanım kalmaz. Bazen yönetici onayından dahi geçmiyor bilgilendirmem. Hani internette bilgi kirliliği var deriz ya! İşte bilgi kirliliği sosyal medyada bu hat safhada.

Yazının Devamı

Buğday 6

Merhaba değerli okurlar. Buğday konusunda bu hafta “Gübreleme stratejisi” konusundan bahsedeceğim sizlere.

Önce şunu belirtmekte fayda var! Gübreleme stratejisi sadece ama sadece toprak analizi sonuçlarına göre oluşturulduğunda tam anlamıyla ve doğru olarak yapılabilir. Bu şekilde oluşturulmuş strateji sizi hem gereksiz ve fazla gübre maliyetinden kurtarır hem de verim ve kalitede olumlu yönde değişikliklere sebep olur. Yani attığınız taş, ürküttüğünüz kurbağaya değer.

Ne demiştim? “Çiftçi maliyetlerini azaltarak para kazanır!” unutmayın bu sözümü. Çiftçilikte ürün fiyatından para kazanmak her zaman ikinci düşünceniz olsun, ilk olarak maliyetinizi azaltarak yani daha az para harcayarak kazanmayı hedef olarak alın. Diyeceksiniz ki “maliyet azaltarak para nasıl kazanılır?” evet aslında cebinizdeki parayı fazla ve gereksiz harcamadan, paranın cebinizde kalmasını sağlıyorsunuz. Bu da ticaretteki alırken kazanmak ile aynı şey.

Yazının Devamı

Buğday 5

Merhaba değerli okurlar. Buğday konusuna başladığımızdan bu yana hangi konuları konuştuk bir hatırlayalım.

Buğday yetiştiriciliğinde yapılacak ve dönemleri, “üretmek için daha az para harcayarak paranın cebimizde kalmasını sağlayalım”, toprak numunesi almak ve analizi yaptırmak, “gerekli değilse sürme!” yani “Azaltılmış toprak işleme”, “maliyeti para olarak değil kaldırdığın ürün tonajı olarak hesaplayın”, Buğday için toprak hazırlığından ve “azaltışmış toprak işleme ile leonardit kullanımı” diye adlandırdığım muhteşem ikiliden bahsettim sizlere. “Türkiye’de en az para kazanan çiftçi buğdaycıdır” gerçeğini değiştirmek için siz Buğday ekicilerini bilinçlendirmeye ve daha doğru olan yolları sizlere göstermeye çalışıyorum. Ziraat Mühendisliği mesleğini yaptığım 24 yıl boyunca da bitki ayrımı yapmadan bunun için uğraştım. Benden “artık bırakıyorum!” cümlesini duymayı bekleyen o kadar insan var ki! “ gitse de kurtulsak diyen insanlar, meslektaşım oldukları için saygı duyduklarım ama sizleri suistimal edenler. Neyse bu apayrı bir konu sizin hatalarınız yüzünden onlar hala bu meslekten ve sizden geçiniyorlar.

Yazının Devamı

Buğday 4

Merhaba değerli okurlar. Geçen hafta tarımsal üretimin başı olan olmazsa olmaz toprak analizi konusundan ve öneminden bahsetmiştim sizlere

Bu haftaki yazımda ise Buğday için toprak hazırlığından bahsedeceğim ve muhteşem ikiliden!

“Tohum yatağı hazırlama” olarak geçer fakat genellikle “toprak hazırlığı” diye adlandırılır. Genellikle toprağın tavına gelmesi beklenir ki daha rahat sürülsün yani işlensin. Toprağın tavı bir türlü istenilen kıvama gelmediyse ve beklerseniz ekim zamanını kaçıracaksanız toprağı kuruyken veya yaşken sürmek zorunda kalabiliyorsunuz. Çok iyi biliyorsunuz ki kuru veya yaş sürmenin bitki gelişiminde olumsuz etkileri var ama şöyle düşünmenizi isterim. Yağışı veya tava gelmesini bekleyince normal ekim zamanını kaçıracaksınız diye kuru veya yaş sürüp gelişimde sorun yaşayacağınıza, bekleyin, geç ekin, erkenci çeşit seçin, tohum kaplama ile (ileride bahsedeceğim) erken çıkış alın, gelişen tarım teknikleri ile hızlı geliştirin, soğuktan mümkün olduğunca etkilenmemesini sağlayın ve bunun gibi şeyler. Günümüz bilgi ve teknolojisiyle bunlar yapılabiliyor.

Yazının Devamı

Buğday 2

Merhaba değerli okurlar. Geçtiğimiz hafta başlangıcını yaptığımız Buğday serimizde bu hafta Buğdayı tanımakla ve dönemsel uygulamaları görmekle devam ediyoruz.

Şimdi diyeceksiniz ki Buğday işte biliyoruz, nesini tanıyalım daha? “Madem biliyorsun niye verim alamıyorsun?” demezler mi? Bir şey kaybetmezsiniz okuyun!

Bitkiyi bilmeden ne onu besleyebilirsiniz, ne de koruyabilirsiniz! Bitkiyi bilmekten kastım her zaman yaptığınız işi aynı şekilde yapmanız değil. Belki doğru bildiğiniz yanlışlar var ve siz bunları sürekli yaptığınız için verim alamıyorsunuz. Belki de siz bilmediğiniz için “nasıl olsa bilmiyor” diye hep sizi yanlış yönlendiriyorlar. Siz doğma büyüme çiftçisiniz. Kaldı ki bu iş sizin mesleğiniz, hayatınızı bundan kazanıyorsunuz. Her deneni yapmayın, araştırın, sorun, öğrenin.

Yazının Devamı

Buğday 1

Merhaba değerli okurlar. Bu haftadan itibaren insanlığın en önemli gıdası olan Buğday hakkında bilgiler vereceğim sizlere.

Buğdayın çok eski bir tarımsal ürün ve gıda ana maddesi olduğunu biliyorsunuz ama dünya tarihinde ilk ortaya çıkışı ne zaman biliyor musunuz? 6000 yıl önce Mısır’da Nil vadisinde ilk defa ekildi ve hasat edildi. En fazla miktarda ürünün ne zaman ve nerede alındığı konusunda bilgi vereyim sizlere. Yeni Zelanda’da / 2017 yılında, sulamalı ve %11 proteinli olarak dekara 1679 kg verim alınmış. (kuruda bu verimin 3 kat azaldığını varsayarsak yaklaşık 560 kg verim yapar). Günümüzde değişen ve gelişen bilgi ve teknoloji ile geliştirilen çeşitler sayesinde bunun üzerine çıkmak mümkün.

Yazının Devamı

Uzun Beyaz Turplar Toprağı İşliyorlar

Merhaba değerli okurlar. Bu hafta sizlere bahsedeceğim konunun başlığını görünce, “amaaaan turp işte” diyecek ama “uzun beyaz turp toprağı nasıl işler?” diye de merak edeceksiniz! Evet, uzun beyaz turp ve toprak işleme, ilginç! Sadece toprak işleme mi? Hadi bakalım daha neler varmış!

Bu haftaki yazımın başlığı, Amerika birleşik Devletlerinde bir üniversitenin toprak bilimleri bölümünde yapılan araştırmanın sonuç cümlesidir. Uzun beyaz turplarda dikine büyüyen kazık kök sistemi vardır yani toprakta 2 metre derinliğe kadar inebilen bir kazık kök sistemi bu. Bu sayede toprakta derin delikler açarlar, bir bakıma tarlanızı delik deşik ederler, bu da toprak işleme hatta derin işleme gibi etki yapar. Düşünsenize 3-5 cm de bir açılmış derin delikler var tarlanızda ve bu delikleri açmak için mazot kullanmadınız ama bu delikler sayesinde toprak doğal olarak işlenmiş ve havalandırılmış oldu. Harika bir şey bu!

Uzun beyaz turplar aynı zamanda örtü bitkileri olarak adlandırılan bitki grubunda yer alır. Örtü bitkilerinin toprakta suyu muhafaza etmeleri ve yabancı ot gelişimini engelleyerek otlanmayı önlemelerinin yanında, toprağa olan organik madde ve Azot katkıları çok yüksektir. Örtü bitkisi maksadıyla Uzun beyaz turp yetiştirdiğinizde her hangi bir taban gübresi kullanmanıza gerek yok. Uzun beyaz turplar derine inen kökleri vasıtasıyla toprağın derinliklerindeki bitki besin elementlerine ulaşabilirler ve bu sayede gelişimlerini sürdürebilirler. Daha fazla gelişmek için her zaman köklerini daha derine indirirler. Bu bitkiler sayesinde, toprağın derinliklerindeki besin maddelerinin toprağın yüzeyine yani yüzeysel köklü diğer bitkilerin yararlanabilecekleri seviyeye çıkar. Büyümek için çok yüksek miktarda Azota ihtiyaç duyan uzun beyaz turplar, Nitrat başta olmak üzere gübrelerin sızması yer altı sularının ile kirlenmesine de engel olurlar. Derine giden kökleri vasıtası ile pulluk tabanı oluşumunu engelledikleri gibi mevcut pulluk tabanını da kırarak bitki köklerinin gelişimini rahatlatırlar. Gelişmeleri sırasında oluşturdukları geniş toprak üstü aksamları sayesinde rüzgâr erozyonunu önlerler. Örtü bitkisi amacıyla yetiştirilen uzun beyaz turplar çürüdüklerinde ise geride bıraktıkları derin ve geniş delikler sayesinde yağış sularının toprağın içine işlemesini kolaylaştırır, aynı zamanda su erozyonuna da engel olur. Ne menem şeymiş bu uzun beyaz turplar?

Yazının Devamı

Tarımsal sosyal medyadan öğrenilecek kadar basit ve önemsiz değildir.

Sosyal medya, herkesin çok kolay ulaşabildiği ve çok rahat paylaşımlar yapabildiği bir yer. Sosyal medyada; yapılan paylaşımları ve yorumları ile “ciddi bir platform” olmayı koruyan da var (ki çiftçiler nedense buna rağbet etmiyorlar), her önüne gelenin ahkâm kestiği, bilenin de yorum yaptığı bilmeyenin de yorum yaptığı hatta dalga geçtiği platform da var. Tabiri caiz ise abidik gubidik videolar çekip yükleyince çok izlendiğini düşünülen, maalesef çok da izlenen, beyin uyuşturucu, kişilik ve karakter gelişimini olumsuz da etkileyen platform da.

Büyük bir sancı olarak gördüğüm ve takip ettiğim bir platform var tabi, neler yazmışlar diye bakıyorum. Bazen verilen bilgiyi düzeltiyorum, bazen kızıyorum, bazen de “bu kadar da olmaz! Her şeyi ben mi düzelteceğim” diyerek ilgilenmeden kapatıyorum. Bütün yorumlara cevap verecek olsam, kendi günlük işlerimi yapacak zamanım kalmaz. Hani internette bilgi kirliliği var deriz ya! İşte bilgi kirliliği sosyal medyada bu hat safhada.

“Çiftçilerin en çok takip ettiği sosyal medya platformu nedir?” Araştırılmasının yapılmasına gerek yok, cevabı belli. İsim vermeyeceğim ama büyük ihtimalle; neredeyse her ürünün birden fazla üretici birliği grubunun kurulduğu platform. Evet, o ürünü yetiştirenlerin burada kendi tecrübelerini aktarmaları veya kendi tecrübelerini aktarmak amacıyla bunu kurmaları güzel ama şunu unutmamak gerek; her uygulama herkeste aynı sonucu vermeyebilir. Bir önceki yazımda bahsettiğim konu neydi! Suyun pH’ı. Adam yazmış “bilmem ne mantarı olmuş, bunu at” diye. Kendi tecrübesi ve fayda gördüğü bir uygulama olabilir. Cevap bekleyen kişi suyunun değerine göre fayda görebilir de görmeyebilir de. Bu riske girmeye değer mi? Bilerek veya bilmeyerek bazen doğru yerine yanlışı da söylüyorlar. Peki, bu riske girmeye değer mi?

Yazının Devamı

İlaçları Bozdukları Falan Yok, İlaçları Sular Bozuyor

Merhaba değerli okurlar. Bu haftaki yazımda öyle bir konuya değinmek istiyorum ki; bitkinize yapacağınız yapraktan ve topraktan uygulamalarınızda elinizi güçlendirecek. Başlıktan da anlayacağınız gibi bu hafta “suda pH” kavramını inceleyeceğiz. Çok önemli bir konu bu. Hani “ilaçlar fayda etmiyor! İlaçları bozmuşlar! Ne kullandıysam fayda etmedi!” falan diyorsunuz ya! Okuyun bakalım neden fayda etmiyor? İlaçları falan bozdukları yok, ilaçları sular bozuyor.

Biliyorsunuz bitkilerin 3 ana dönemi var. Sürgün yapma, çiçek açma ve meyve yapma dönemleri. Bu dönemler de bitkilere göre değişmekle birlikte kendi içlerinde alt dönemlere ayrılıyor. Bu yazıda dönemler ve alt dönemlerinden bahsetmeyeceğim çünkü her dönem ve alt dönemde sizler su ile birlikte bazen ilaç bazen de gübre veriyorsunuz. Suyunuzun pH değerinin yapraktan ilaç verirken de gübre verirken de ayarlanması gerekli.

Sudaki pH da topraktaki pH ile aynı özelliktedir. Öncelikle yapraktan gübreleme yaparken gübrelerin içerisine koyacağınız suyun 6,5-7,5 pH aralığında olması gerekli. Neden mi? Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim her bitki besin elementinin bitki tarafından alınabileceği belli bir pH değeri vardır. Bu da en kolay şekilde suyu ayarlamakla olur. Yani suyun pH değerini ayarlayarak içerisine gübre koyarsanız bitki bundan en yüksek düzeyde yararlanabilir. Özellikle element gübreleri diye adlandırdığımız (sizin tabirinizle yaprak gübreleri) Çinko, Bor, Bakır, Magnezyum, Molibden, Kalsiyum elementleri için mutlak surette suyunuzun pH’ını ayarlamanız gerekiyor. Bunların dışındaki Azot, Fosfor, Potasyum elementleri için de suyunuzun pH’ını ayarlamanızda fayda var.

Yazının Devamı

Domateste Meyve Lezzeti 1Litre Su

Merhaba değerli üreticiler. Bu hafta Domates yetiştiriciliğinde Domates meyvesinde kuru madde ve meyve lezzetini konuşacağız.

Domates yetiştiriciliğinde önce kök, gövde ve sürgün için sonra çiçek, çiçeğin sağlıklı şekilde döllenmesi ve sağlıklı şekilde meyve tutabilmesi için son olarak da meyvenin sağlıklı ve homojen şekilde büyümesi, içinin dolgun ve sulu olması, düzgün kızarması, aromalı ve dayanıklı meyve haline gelmesi için uygulamalar yapıyoruz.

Yazının Devamı

Maydanoz

Merhaba değerli üreticiler. Bu hafta konumuz maydanoz.

“Her lafa maydanoz olma” neden denir? Yemeklerde genellikle süsleme amacıyla kullanılan ve neredeyse her yemeğe yakışan bir bitki olduğu için mecazen kullanılan “Maydanoz”, kişilerin haddi olmayan veya alakası olmadığı işlere burnunu sokması durumlarında kullanılır.

Yaprağı yenen sebzeler grubundan olan Maydanoz, sebze grubunda en zor çimlenen ve en uzun sürede çimlenen tohumlara sahiptir. Tohum demişken en fazla yapılan hatadan da bahsetmeden olmaz.

Yazının Devamı

BİTKİ BESLEMENİN ÖNEMLİ KURALI: TOPRAK pH SI

BİTKİ BESLEMENİN ÖNEMLİ KURALI: TOPRAK pH SI

Merhaba değerli üreticiler. Bitkisel üretimde iki seçenek vardır: topraklı tarım ve topraksız tarım. Sizler topraklı tarım yapıyorsunuz. Yani bu şu demek: bitkisel üretiminizde toprağınızı, toprağınızın kalitesini yani toprağınızın gücünü yok sayar, önemsemezseniz, toprağın üzerinde yetiştirdiğinizden beklediğiniz verim ve kaliteyi alamazsınız. Toprak işleme, gerekiyorsa ekim/dikim, sulama, koruma, besleme, hasat, gerekiyorsa budama. İşte bu başlıklar bitkisel üretimdeki faaliyetleriniz. Bunlara önemli bir başlık eklemeliyim “toprak bakımı”

Toprak bakımı benim için çok önemli. Çünkü toprakta yetişen tarımsal ürünler bakımsız olan toprakta olmuyor. Toprak bakımı karmaşık bir iş gibi görünen fakat kolaylıkla halledebileceğiniz, her mahsul için tekrardan yapmanız gereken bir uygulama. Aynı her mahsule olsun diye gübreleme yapmak gibi.

Yazının Devamı

LEZZETLİ DOMATESLER

104 yıl önce 23 Nisan 1920 tarihinde; Türk milletinin iradesini temsi eden Türkiye Büyük Millet Meclisi açılarak Türk milletinin egemenliğini dünyaya tanıttı. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

Merhaba değerli okurlar. Yeni bir tarımsal üretim sezonunun başındayken bu hafta dedim ki Domatesten konuşalım. Malum tohum ekilecek, fide dikilecek, domateslere bütün sezon boyunca gübreleme ve ilaçlama uygulamaları yapacaksınız. Yani önce para harcayacak, satıp para kazanmak istediğinizi ortaya çıkaracaksınız sonra para kazanacaksınız. Her zaman söylediğim gibi doğru zamanda, doğru malzemeye para harcayın. Üretim maliyetiniz yükselmesin. Sorun, araştırın, doğru kişileri bulun, doğru para harcayın.

Domateste lezzet konusuna gelelim! Artık anneannelerimizin bahçesinden koparıp yediğimiz Domates gibi değil deriz ya hep! Ne tadı tat ne kokusu koku! Tabiki Domates tohumlarının genetik yapıları değişik, bitkinin hormonal yapısı değişik ama şunu da unutmamalıyız: Domatesin kızarması için güneş ışığı ne kadar önemliyse, sizin uyguladığınız ilaç-gübre harici uygulamalar da -ki bunlara kültürel uygulamalar diyoruz- çok önemlidir. Hastalık ve zararlılara karşı almanız gereken önlemlerde bitkiyi strese sokucu uygulamalardan kaçınmanız gerek. Yani örneğin gereksiz ilaç kullanmamanız, doğru ilaç kullanmanız, ilaçlamalarda ve gübrelemelerinizde kullanacağınız suyun pH değerine dikkat etmeniz, budama ve diğer bakımlarını ihmal etmeyerek zamanında yapmanız vb. gerek.

Yazının Devamı

Bitki Beslemede Azot Ve Azot Kayıpları

Merhaba değerli okurlar. Hepinizin geçmiş Ramazan Bayramı’nı kutluyorum. Malum yeni bir tarımsal üretim sezonunun başındayız. Meyveler uyandı, seracılar fide dikimi yapmaya başladı. Açıkta üretim yapanlarınızın çoğu nisan sonunda yaşanması muhtemel don (soğuk) olayını bekliyor. Bu haftaki yazında bitki besleme serisinde bahsettiğim Azota değineceğim ve Azot kayıplarından bahsedeceğim sizlere.

12.04.2024 tarihli yazımda bahsettiğim gibi; Azot yeşili yapıyordu, yani dal, yaprak, sürgün yapar. Ayrıca meyve oluşum döneminde meyve kabuğunu da Azot yapar demiştim sizlere. Biliyorsunuz eksikliğinde yeşil aksam azlığı, bitki renginde açılma,

Bitki boyunun kısa kalması, bitkinin yaşlılık hormonu üretmeye ve salgılamaya başlaması, ileri eksiklik seviyesinde yaprakların tamamen sararıp vaktinden önce dökülmesi, bitkide kök oluşumu ve gelişiminin zayıflaması görülebilirdi. Fazlalığında ise bitkilerin aşırı derecede boylanması ve yapraklanması, bitki renginin normalden daha koyu yeşil olması, bitkinin bir türlü çiçeklenme dönemine geçememesi çiçeklenme döneminin gecikmesi, açabilen çiçeklerde gelişim ve döllenme sıkıntılarının görülmesi, meyve tutabilen çiçeklerde meyvelerin gelişemeyerek küçük kalması, küçük kalan bu meyvelerin dökülmesi görülür. Ayrıca ve belki de en önemlisi Azotun fazla verildiği durumlarda bitki bünyesine de fazla miktarda Azot girecektir. Bu fazla Azot bitkinin özellikle yeni sürgün, yeni yaprak ve diğer dokularını daha gevşek hale getireceğinden bitkileriniz hastalık ve böcek zararlarında daha fazla etkilenir.

Yazının Devamı

BİTKİSEL TARIMDA ERKEN DÖNEM ÖNLEMLERİ VE UYGULAMALARI

BİTKİSEL TARIMDA ERKEN DÖNEM ÖNLEMLERİ VE UYGULAMALARI

Merhaba değerli okurlar. Geçtiğimiz günlerde yerel seçim yoğunluğunu yaşadık. Balıkesir Büyükşehir belediyesini, ilçe belediyelerini ve mahalle muhtarlıklarını seçtik. Vatana millete hayırlı olsun ama öncelikle ilimize ve sizlere hayırlı olsun. Biliyorsunuz benim de sizlerin de işimiz gücümüz tarım, bitkisel üretim. Her zaman “Daha iyisini, daha masrafsızını, daha kalitelisini nasıl yaparız?” düşüncesi ile hareket ediyor, ilimiz çiftçileri için bunları kolaylaştırmanın yollarını arıyorum. Gazete yazılarımın temeli de buna dayanmakta.

Bu haftaki yazımda bitkisel üretimde erken dönem önlemleri ve uygulamaları konusundan bahsedeceğim. Tahmin edeceğiniz gibi bitkisel üretimde erken dönem demek tohum ekimi ile veya fide dikimi ile başlar. Çiçeklenme zamanına kadar olan sürenin yarısına kadar bitkilere genç bitki adını veriyoruz. Bitkisine göre dönem isimleri de var tabi mesela Buğdayda kardeşlenme başına kadar genç bitki denir. Mısır, Ay çiçeğinde 4-6 yaprak zamanına kadar, sebze grubunda fideden 4 veya 5 tane gerçek yaprak çıkınca, Çilekte sürgünler uzamaya başlayınca, meyvelerde yeni sürgünler veya yeni yapraklar belirince diye örnekleri genellemek mümkün.

Yazının Devamı

Çilekte Bitki Sağlığı Uygulamaları Zararlılar – Çilekte Kırmızı Örümcek

Çilekte Bitki Sağlığı Uygulamaları Zararlılar – Çilekte Kırmızı Örümcek

Merhaba değerli okurlar. Bundan önceki haftalarda önemli derecede hasara ve verim kaybına sebep olan hastalıklardan bahsettim. Bu haftadan itibaren dikkat etmeniz gereken iki önemli zararlıdan birincisi olan Çilekte Kırmızı örümcekler hakkında bilgi vereceğim.

Öncelikle şunu bir yerleştirin beyninize: Kırmızı örümcekler kışı tarla kenarlarındaki yabancı otlarda geçirirler ve ilk baharda havaların ısınmasıyla Çileğe geçerler. İlk baharda yapraklanmaya başlayan Çilekte biraz beslendikten sonra dişiler yaprakların alt yüzeylerine ağlarını örerler ve bu ağların içine yumurtalarını bırakırlar. Kırmızı örümceklerin sayısı genellikle nisan ayı ortalarından itibaren yükselmeye başlar ve mayıs ayı boyunca yüksek sayıda seyreder. Haziran ayından itibaren Kırmızı örümcek sayısı azalır.

Yazının Devamı

BUĞDAYDA KARDEŞLENME UYGULAMALARI

Merhaba değerli çiftçiler. İki gündür Manisa ili Salihli ilçesindeyim. Üzüm bağları için buradayım ama Benim Buğday hassasiyetimi biliyorsunuz. Buralarda bile gözlemler yapıyor, bizim taraflara uyarlıyorum. Bu yüzden bu hafta sizler için kardeşlenme dönemindeki Buğday hakkında bilgilendirme yapmak istiyorum.

Biliyorsunuz ki kardeşlenme dönemi Buğdayın 4-5-6 ve bazen de 7 yaprak çıkardığı dönem ve bu dönemde üzerindeki yaprak sayısına göre 15-55 cm civarında oluyor. Buralarda Buğdayların boyları 25 cm ile 45 cm arasında. Muhtemelen bizim oralarda da 15 cm ile 25 cm arasındadır. Bizim oralar için bilgi vermeye devam edeyim. Bu dönemde üst gübresi (bahar gübresi) atılacak. Toprak analizi yaptırmadığınız için ezbere gübreleme yapacaksınız maalesef ama en azında ileriki dönemleri düşünerek %26 CAN veya %21 Şeker kullanabilirsiniz diyebilirim, hatta bunları karıştırıp kullanabilirsiniz bile.

Boyu 15-20 cm iken başladığınız kök boğazı çürüklüğü ilaçlamasının bu dönem ikincisini yapmanız gerekiyor. Bugüne kadar kök boğazı çürüklüğü için hiç ilaç atmamış olanların ileriki dönemlerde hatta başağa binmeye başlayınca Buğdayları yatabilir. Ayrıca yine bu dönemde Sarı pas ve Septorya (yaprak lekesi) hastalıkları için de ilaçlama yapmanız gerekli. Kök boğazı çürüklüğü için kullandığınız ilaç Sarı pas ve Septorya (yaprak lekesi) hastalıklarına da veya Kök boğazı çürüklüğü yanında bunlardan birine de etkili olabilir. Biliyorsunuz tarım ilaçlarının içerisine yaprak gübresi dediğiniz element gübrelerini karıştırmanızı önermiyorum, bunları ayrı atmalısınız ama amino asit ve organik karbon içeren bir gübre koyabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken konu suyun pH’ı. Düşürmeniz lazım. Suya önce pH düşürücüyü, sonra ilacı veya ilaçları, son olarak da amino asit ve organik karbon içeren gübreyi karıştırın.

Yazının Devamı

Bitkisel Üretimde Yaprak Gübrelerinin Önemi

Merhaba değerli okurlar. Malum yetiştiricilik sezonu yaklaşıyorken bu hafta sizlere genel bilgi vermek amacıyla önemli bir konudan bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu güzel toprak parçasını, bu güzel ülkeyi bizlere emanet bırakabilmek için çeşitli yerlerde ve Çanakkale’de türlü fedakarlıkla toprağın altında yatan aziz şehitlerimizi, 109. Yılını kutladığımız Çanakkale zaferi dolayısıyla bir kez daha minnetle anmak istiyorum. Ruhları şad olsun. “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” düsturu ile dönelim konumuza!

Ne demiştik “yaprak gübreleri”. Gübrenin bitkiye verildiği yerin yaprak olduğu ve bitkinin alacağı yerin de yaprak olacağından dolayı bu ismi almışlardır. Sisleme şeklinde kullanılsalar da çoğunlukla püskürtülerek kullanılırlar. Genellikle yaprak gübresi deyince mikro elementler veya iz elementler diye adlandırılan Demir, Bakır, Çinko, Bor, Mangan, Molibden elementleri akla gelir. Artık çiftçilerimiz sıvı gübrelerin hepsini hatta suda eriyebilen toz gübreleri de yapraklara püskürterek uygulayabilmektedir. Ama konumuz yaprak gübresi olarak anılan mikro elementler.

Bitkisel üretimde daha yüksek verim ve kalite alabilmek için topraktan ve yapraktan gübreleme yapmalıyız. Şunu aklıdan çıkartmamak gerek: Yapraktan gübrelemede kullanılan materyaller her zaman için bitki bünyesine daha kısa zamanda girer. Yani bitkiler besinleri yapraktan daha kısa zamanda alırlar. Şimdi bunu okuyunca her şeyi yapraktan vermeye kalkmayın. Hatırlatayım “bitkiler yapraktan kaşıkla beslenir, topraktan ise kepçeyle beslenir” yani yapraktan besleme topraktan beslemenin yanında yapılması gereken önemli bir destekçidir.

Yazının Devamı

Çilekte Kırmızı Örümcek

069

Merhaba değerli okurlar. Bundan önceki haftalarda önemli derecede hasara ve verim kaybına sebep olan hastalıklardan bahsettim. Bu haftadan itibaren dikkat etmeniz gereken iki önemli zararlıdan birincisi olan Çilekte Kırmızı örümcekler hakkında bilgi vereceğim.

Öncelikle şunu bir yerleştirin beyninize: Kırmızı örümcekler kışı tarla kenarlarındaki yabancı otlarda geçirirler ve ilk baharda havaların ısınmasıyla Çileğe geçerler. İlk baharda yapraklanmaya başlayan Çilekte biraz beslendikten sonra dişiler yaprakların alt yüzeylerine ağlarını örerler ve bu ağların içine yumurtalarını bırakırlar. Kırmızı örümceklerin sayısı genellikle nisan ayı ortalarından itibaren yükselmeye başlar ve mayıs ayı boyunca yüksek sayıda seyreder. Haziran ayından itibaren Kırmızı örümcek sayısı azalır.

Yazının Devamı

Çilekte bitki sağlığı uygulamaları hastalıklar-Çilekte kör boğazı ve kök çürüklüğü

Merhaba değerli okurlar. Bu hafta aslında Çilekte Kırmızı örümcekler hakkında bilgi verecektim ama Çilek yetiştiriciliğinde baştan “tamam” veya “devam” dedirten cinsten bir hastalığa yer vermek istedim. Bu haftaya kadar 3 önemli hastalığı dilimin döndüğü kadar anlattım sizlere. Bu hafta anlatacağım hastalık Çilekte kök ve kök boğazı çürüklüğü. Bu hastalığı sona bırakmamın bir sebebi var. Adı üzerinde kök ve kök boğazında hasara sebep olan bu hastalıktan dolayı çilek en baştan gelişemez zaten. Kök hastaysa üstüne ne yapsan fayda etmez.

Çilek yetiştiriciliğinde toprağın ince şekilde işlenmesi, usulüne uygun şekilde masura (set) yapılması, malç materyalinin seçimi ve serilmesi, fidelerin dikim mesafelerinin havalandırmaya uygun şekilde ayarlanarak fide dikilmesi, başlangıç aşamasında dikkatli şekilde planlanarak yapılması çok önemli ve gereklidir.

Çilekte kök çürüklüğü hastalığı çok ayrıntılı anlatılacak bir hastalık değildir ama çok önemlidir. Hastalık ortaya çıkmadan önce bitkinin genel gelişmesinde yavaşlama, bitkide yaprak sapı ve yaprak ayasında küçülme görürsünüz ama bu belirtiler gelişim geriliğine benzediği için, iyi gelişsin diye habire üstten gübre sıkarsınız. Ta ki bitkinin kök boğazı kısmında siyahlaşmayı görene kadar! Bu aşamaya kadar gelindiğinde toprak altında da köklerde de siyahlaşma ve çürüme şeklinde renk değişimi görürsünüz. Köklerde hasar görüldüğü zaman bitkinin büyümesinde ve yeni yaprak, kol, çiçek, meyve gelişiminde gerileme ve belirgin şekilde yapraklarında küçülme görülür. Hastalık, hava sıcaklığının aniden arttığı zamanlarda şiddetlenir.

Yazının Devamı

Çilekte bitki sağlığı uygulamaları hastalıkları-çilekte küllenme hastalığı

Merhaba değerli okurlar. Çilek bitki sağlığı uygulamalarında bitki besleme uygulamalarının önemi yanında bitki koruma uygulamalarının da önemi azımsanmayacak kadar büyüktür. Bu hafta sizlere Çilek yetiştiriciliğinde önlemini almazsanız veriminizi büyük oranda düşürebilecek olan Çilekte Külleme hastalığından bahsedeceğim. Bu hastalık yaşayabileceği ortamda canlı bitki materyali ister, yani canlı materyal olmadan yaşayamaz.

Hastalık Çilek fideleri üzerinde de olabilir. Yeni dikilecek olan Çilek fideleri soğuk hava deposundan çıkmış ise hastalığın bu fidelerde bulunma şansı yoktur. Fakat özellikle hastalıklı bitkiden alınan kol fidelerinde hastalık görülür. Çileklerde yaprak saplarında, çiçeklerde ve meyvelerde karşınıza çıkacak olan bu hastalık bir mantar hastalığıdır. Hastalığın yaprak belirtileri çok tipiktir. Yaprakların önce alt yüzeyinde beyaz lekeler görürsünüz, sonra lekeler zamanla birleşir ve büyür, bundan sonra yaprak kenarları yukarında doğru kıvrılmalar, kenarlardan itibaren kurumalar hatta yaprak dökülmeleri görürsünüz. Mantarla bulaşık olan yaprakların alt yüzeyindeki beyaz lekeler grimsi hale gelir, lekelere denk gelen üst yüzeyde ise kırmızımsı renk görülür. Zamanla bu kırmızımsı lekeler grimsi beyaz renk alır ve görüntü “yaprakların üzerine kül serpmiş gibi” olur.

Hastalık, yaprak sapları ve yapraklardan çiçeklere geçer ve çiçeklerin üzeri etmen ile kaplanır, çiçeklerde polen oluşumu azaldığı için döllenme yeterli şekilde gerçekleşmez, bu haldeki bitkide çiçeklerin meyve tutması az olur.

Yazının Devamı