Nursima Akyürek

Nursima Akyürek

Doğanın Sesi

Heryer yemyeşil şırıl şırıl akan bir dere kenarından yaptığınız yolculukları düşünün.Baktığınız ve gördüğünüz yemyeşil ağaçlar arasında birbirinden renkli çiçekleri,sarmaşıkları…

Yeşil Vatan İçin 273 Milyon Fidan Üretildiğini biliyormusunuz? İşte çevremizi güzelleştiren yeşilliklerin bir fidanla gelen yolculuğu….

Orman Genel Müdürlüğü (OGM), orman yangınlarının izlerini silmek ve zarar gören alanları yeniden yeşertmek için Türkiye genelindeki 3 bin 270 hektarlık alanda kurulu 137 fidanlıkta 2021 yılı için 1000 farklı türde 273 milyon fidan üretimi geçekleştirdi.

Yazının Devamı

Do’nun Bakış Açısı

Do’nun Bakış Açısı

Bir yıldızın avucunda, ayaklarını uzatmış sarkıtıyordu aşağı. Gölün dibinde yüzen balıklar acıkmışa benziyordu. Bir balık pullarını saçtı ve uçmaya başladı. Diğer balıklar pullarının dökülmesinin yerine daha sert pullar çıkması için bekliyorlardı. Uçan balık bulutlara değmeden çırpındı. Gökyüzü bugün hiç olmadığı kadar bereketliydi. Yağmur bulutları yağmur için hazırlık yapmışlardı bile. Pullu balık bulutların birine oturdu. Bir meşe ve bir söğüt ağacı oradan oturan balığı izlediler, küstah bir tavırla balık ağacın yapraklarını inceliyordu. Yağmur yağarken, yağmur tanecikleri birer birer yere iniyor ve tekrardan buharlaşıyorlardı. Söğüt ağacı buluta eğildi, yaprakları birden rüzgârla dağılıverdi. Yağmur yağmaya devam ederken söğüt ağacının yaprakları dünyanın bir ucundan öbür ucuna uçuştu. Balık yeryüzüne geri dönmeyi planlamıyordu ama şimdi mecburdu. Yaprakları toplamalı ve yapraklardan kendisine yeni bir ağaç yapmayı planlıyordu.

Do, bahçesinde dolanan kediyi izledi. Bahçenin Do’ya göre en güzel kısmı Fesleğen ordusu kısmıydı. Onları yaklaşık 20 sene boyunca izliyor ve takip ediyordu. Fesleğen ordusu balıklardan oluşan bir orduydu. Kedilerle yaklaşık asırlar boyunca sessiz bir savaş sürmüşlerdi lakin galibiyet olmamıştı. Bunun nedeni bir efsaneydi. Efsaneye göre günün birinde pullu balıklardan biri dünyanın en güzel bulutlarını dolaşacak ve en güzel pullara sahip olacaktı böylece kedilerden bile güçlü olabilecekti.

Yazının Devamı

BİLİYORUM, ÖYLEYSE VARIM

Bir şeylerin farkına varmak ne de güzel Gözlerinizi bazen açık tuttuğunuz halde göremediğimiz şeyler örneğin, kafamızı kurcalayıp duran şeyleri itip bir kenara atıvermek ya da merak ettiğimiz halde biliyormuş gibi daveandığımız o hallerimiz ani değişiklikler.

Seneler sonra sizlere farkına varmış olduğum bazı şeyleri aktarmak isterim. Caddede yürüyorsunuz, bir karınca kadar küçük bir araba kadar hızlı gölge gibi bir varlık takip ediyorsunuz doğal olarak. Çevrenizde birkaç kişi muhabbet ediyor yahut samimi olduğunuz bir arkadaşınız ile muhabbet ediyorsunuz. Size durmadan anlatıyor bir şeyler , ”yahu biliyor muydun ” diyor bilmişlik taslıyor işte o an gölge içinize kaçıveriyor ezilip büzülüveriyorsunuz.

Bu konu hakkında bir bilgiye sahibim diyebilmek o sözcüklerin ağzınızdan dökülüvermesi ayrıca bulunduğunuz ortama bağlı kullandığınız bilgi yararlı bir sonuca vardığında geri dönütleri de hoş oluyor peki ya bilmediğimiz halde biliyorum dediğimiz zaman ? Farkına vardığım şey gölgemizi kovalamak istememiz bazen karınca gibi küçücük bile olsa ‘biliyorum’ diyebilmek Sevgili okurlarım kendi gölgenizi yararlı ve verimli bir şekilde kullanırsanız, bir süre sonra göreceksiniz ki biliyorum, öyleyse varım sözlerini ne ifade ettiğini tam anlamıyla kavramış olduğunuzu . İyi günler dilerim.

Yazının Devamı

İklim Değişikliği ve Balıkesir

İnsan sağlığını etkileyebilen önemli faktörlerden biri olan iklim değişikliği yaz aylarında özellikle de temmuz ayında olmamıza rağmen havanın rüzgârlı, serin ve olması gereken hava sıcaklığından farklı olması bizleri etkileyebiliyor. Temmuz aylarının sonlarına yaklaşıyoruz, bayram yaklaşıyor ve birçoğumuz ziyarete akrabalarını görmeye ya da denize gidiyor peki Balıkesir’in körfez bölgelerinde yazın kavurucu sıcağına geçen seneki gibi rastlamak mümkün mü?

İklim değişikliği yalnızca Balıkesir’de değil bütün Türkiye’de hatta bütün dünyada görülebilen bir etken, rüzgarlı olmasının yanında yaz yağmuruna rastladığımız kavurucu yaz döneminde yağmurlar devam edecek mi ya da temmuz- ağustos ayında olmamıza rağmen bu iklim değişikliği bizi nasıl etkileyecek akıllarda soru işareti bırakıyor. İklim değişikliği yalnızca çevremizdeki faktörleri değil bizi ve sağlığımızı da etkiliyor hem psikolojik açıdan hem de fiziksel olarak etkilenebiliyoruz. İklim değişikliğinin insanlara karşı olumlu ve olumsuz etkilerini de görebiliriz. Sıra dışı hava olayları iklim değişikliğinde görebildiğimiz en önemli unsurlardan biri. Fosil yakıt kullanımı ve sera gazı gibi çeşitli faktörlerden etkilenen iklim değişikliği, Balıkesir’de de göz önünde bulunduracağımız önemli unsurlardan biri diyerek göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum.

Yazının Devamı

DOĞA

Göremezsin, duyamazsın

Kimi zaman şu dağların eteklerinde

Birikmiş su damlaları

Yazının Devamı

İLLÜZYONİSTLER SİRKLERİ DE Mİ ORTADAN KAYBETTİLER?

Çocukluk zamanımda, kimi zaman çok şaşırdığım hayretler içinde soluksuz bir şekilde izlediğim sirk gösterileri oldu. En son ne zaman gittiğimi hatırlayamıyorum epey zaman geçti üzerinden. Sirke gittiğim zaman hepimizi büyüleyen o sahne ışıklarının altında dans eden palyaçolar, ağzından ateş çıkaran adam ve bir de, o kadar büyüleyiciydi ki sanki gerçek değilmiş gibi gelirdi bana eskiden. Nasıl olduysa birden ortadan kayboldular! Akrobatlar, palyaçolar, trapezciler ve cambazlar, neredeler şimdi?

Sirk gösterileri eskiden çok yaygın olmasa da halk arasında bilinirdi. İnsanlar sirk gösterilerine giderken ellerinde patlamış mısırları ile kimi zaman pamuk şekerler ile bir panayır ya da festival havasında olup biteni izlerdi. İllüzyonistler emekli mi oldu diye sormadan edemiyorum örneğin, okullarda ve halka açık toplanma yerlerinde yaptıkları gösterileri oldukça dikkat çekiyor beni bu dünyadan alıp uçuruyor bambaşka bir dünyaya götürüyordu. Bu virüs ve yayılan hastalıktan dolayı sirk gösterilerinin askıya alınmış olabileceğini de düşünmedim değil ama onun öncesinde yapılan aradan uzun yıllar geçmesine rağmen neden bir sirk gösterisi izleyemedim. Sihirbazlar ve palyaçolar, akrobatlar ve cambazlar yalnızca bir isimden ibaret olmayıp insanların yüzüne bir tebessüm hatta karınları ağrıtan hoş bir kahkaha melodisi yayan insanlar, bütün bu virüs süreci atlatıldıktan sonra bir araya gelip insanların yüzünü tekrardan güldürebilecek ve yeteneklerinizi bizimle paylaşabilecek misiniz? Sirk kültürünün eğlencesini unutan ve hatırlamak isteyen eski güzel sirk anılarını tekrar canlandırmaya var mısınız? Bu eğlenceyi tekrardan geri getirmenizi uman yazar Nursima Akyürek …

Yazının Devamı

Ne dileyebilirim ki geleceğe dair ..

Ne dileyebilirim ki geleceğe dair .. Zaten geleceğimi elimde tutabiliyorken , gözlerimle uzaklara dalıp gidemediğim zamanlar beni tutan ne ? Düşünebildiğim şeyler yalnızca güzel şeylerden ibaretken bu kalbimde tutamadığım ağırlık ?Kendi düşüncelerime yenilmek beni güçsüz yapan tek varlık ise her türlü yolun sonu ben oluyor yine ve yine büyük sırların ardında küçük bir ben yatıyor ve o ben her defasında geleceğime yön veriyor ———————————————————————————- aslında ben hiçliği kendimle bağdaştırdığım bu tarifsizlik beni ben yapan şey beni,düşüncelerimi çelen bedenimi elegeçirmiş ruhumu öylesine kaplamış derinlemesine bu hiçlik ben olmuş ve hiçliğe ben karışmışım .Hiçliği ben yapmanın ve beni bir hiçlik yapmanın ötesinde bir varoluş tekrarlanıp duruyor ———————————————————————————

Eğer çok güzel bir anıyı sona ermeden kalbimde tutmak onu hep yaşatmak istiyorsam bunu yazabilirim diye düşündüm ama bir süre sonra yazdığım anılar gözüme yaşadığım zamanlar gibi güzel gelmedi sıradanlaştı ve uykumu getirecek kadar sıkıcı bir boyuta ulaştı. Bütün yazdığım şeylerden sonra yazacak şeyim kalmıyor ve birikmesi gerekiyor ama biriktiği zaman diğer eski anıların hiç anlamı kalmıyor eskiyor solup gidiyor. Ben aynı anıyı bir daha yaşayamayacağımı bildiğim halde onu yazamayacak kadar güzel olmasını istiyorum ve tam unutacakken aklıma en ufak o anı ile alakalı bir ayrıntı geldiğinde yüzüme yayılan kocaman bir gülümsemem olsun istiyorum.

———————————————————————————- NURSİMA AKYUREK

Yazının Devamı

GÜNDOĞMADAN BAŞLADI TELAŞ

***

Gün doğmadan başladı telaş

Karanlığın çizgileri keskindi

Yazının Devamı

Şiirimin Dilinde Cümlelerden Çöz Beni

Bir şiir var yazdığım

Söz verip kalemle anlaştığım

Devam ederse şayet yalnızlığım

Yazının Devamı

Tiyatro güldürür Düşündürür

Tiyatroyu seviyorum. Küçük yaşta aldığım sahne tozunu seviyorum. Gezegenlerle başlayan bir hikaye benimkisi. Önce ilkokul öğretmenimin hikaye yaz demesiyle başladı herşey. Yazıyordum. Okuduğum kitaplar ufkumu açıyor ve severek farklı dünyalara yelken açıyordum.

Rengarenk kapılardan geçtim. Kalemim kocaman gövdeli bir çınar ağacındandı. Kitabımın içini dolduransa çınar yapraklarındaki uğur böceleri. Sonrası geldi yazdıklarımızı oyuna dökebilirdik. Öğremenim sen onu da yaparsın dedi. Oyun haline getirdim. Belki çok güzel olmamıştı ama yıl sonu gösterisine koydu bu oyunu öğretmenim. Sonra birde bu hikâyenin Balıkesir’deki kanadı var. Onur öğretmenim. Sayesinde çokşey kazandım. Türkiye’de ki okullar arası yarışmada derece elde ettim. Bunu ona borçluyum. Teşekkürler öğretmenim. Teşekkürler BSM.O derme çatma çürümüş bir binanın eski halini annem babam anlatıyor da hayretle dinliyorum. Oysaki şimdi cıvıl cıvıl çocukların izledikleri tiyatro gösterileri ve şen kahkahalarla dolu o bina. BSM.

Her yıl 27 Mart günü ülkemizde tiyatro grupları tarafından ve ulusal, uluslararası etkinliklerle kutlanıyor. Bu konuda sizler için yaptığım küçük bir araştırmada internet gezisinde şöyle diyor;Dünya Tiyatro Günü tiyatro dünyasındaki insanlar için sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirciyle daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı arttırmak için bir fırsat olarak görülmektedir. Dünya Tiyatro Günü’nde yapılan etkinlikler, uluslararası işlevlerinin yanı sıra ulusal ve bölgesel tiyatro gruplarının bir araya gelmesinde de rol oynamaktadır. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 1948 yılında kuruldu. Bu enstitü 1961 yılında aldığı bir kararla 27 Mart gününü Dünya Tiyatrolar Günü olarak kabul etti. Her yıl enstitüye üye ülkelerde 27 Mart günü Tiyatro Bayramı olarak kutlanır. Tiyatro yaşamın bir parçasıdır. Konusu bakımından harekete, konuşmaya, bazen de müziğe yer verilir. Bu nedenle tiyatro güzel sanatların en ilgi çekici kollarından biridir.

Yazının Devamı

Okuyormuyuz?

Okuyan kişilerin örnekleme yapabildiği ve içerik zengini insanlar olduğu bilgiyle sabit. O Halde bilgiye erişimim kolaylaştığı günümüzde, yine de öğrenmek için kitap elden bırakılmamalı. Tabi ki okuduğumuz kaynaklarda önemli. Okurken seçici olunuz. Sevgili Haftasonu sayfamızın misafirleri bugün 7’den 70’e fark etmez bu yazımı sizler için yazdım. Kitap okumanın önemi üzerine…

Ortaokulda Kitap Okumanın Önemi ve Faydaları İle İlgili bir Kompozisyon Örneği yazmam istenmişti. Okuyan biriydim. İnsan için en etkili öğrenme yolunun okumak olduğunun bilinciydem. Okuduğumda öğrendiğim herşey hayatta bir şekilde karşıma çıkıyor ve sanki uygulamasını yapıyordum. Şunu belirtmeliyim okuyarak yetişmiş bir toplum son derece önem taşır ve okuyarak başarılı ve güçlü olunacaktır. Ben okuyordum ancak çevremde okuyan azdı bu duruma da teneffüs aralarında kitap okuyarak kendimce örnek olmaya çalışıyordum.

İnsan hafızası beyni okuyarak güçlenir ve bilgi edinir. Okuyan insanların farklı bakış açıları vardır Kelime dağarcıkları yüksektir Bilgi edinme istekleri vardır Kitap okumak düşünceleri besler ve güçlendirir. Tıpkı bir pusula gibi insana yol gösterir. Tıpkı bir saat gibi istediğinizde zamanınızı en güzel dolduran birikimdir. Kitap okumayı sevenler genel kültür bakımından da üst seviyelerdedirler Genel kültür toplumca önemsenen ve saygı duyulan bir değerdir.

Yazının Devamı

YENİ GÜN NEVRUZ

Heryer çiçeklerle kaplı Ağaçlar en güzel giysilerini giyiyor. Yeşili pembesi, beyazı daha ne olsun Nevruz yaşanıyor. Bugün 21 Mart Baharın gelişini müjdeleyen ve her yıl dünya genelinde farklı şenliklerle kutlanan Nevruz Bayramı’nı kutluyor insanlar. Seviyorum böyle günleri herkes mutlu. Kimi ateş üzerinden atlıyor kimi çiçeklere bakıp çayını kahvesini yudumluyor…

Nevruz adını tam olarak bilmeyenler için küçük bir araştırma yaptım. Sizlerle de paylaşmak istedim bugün. Nevruz yeni gün veya gün ışığı anlamına geliyor. Bazı kaynaklarda Anadolu ve Orta Asya medeniyetleri tarafından baharın gelişi ve dostluğun müjdeleyicisi olarak tanımlanıyor. Ülkemizde ise 1995 yılından buyana bayram olarak kabul edilmiş.

Nevruz kültürünün eski dönemlerden beri vazgeçilmez alışkanlığı olan, etkinliğin gerçekleştirileceği alana Nevruz ateşi yakılacak ve üzerinden atlanacak. Hatta bugün geçen sene izlediğim ve çok hoşuma giden Balıkesir Üniversite’sinin etkinlikleri var. Ateş yakılıp, ağaçlar dikilecektir yine umarım. Bu sene bu güzel etkinliğe ben gidemiyorum, Çünkü bugün okuldayım. Okulumda da nevruza dair izlenimlerim var tabi ki…

Yazının Devamı

ŞİİRLERDEN SEÇMELER

Arkadaşlar , Nisan ayı gazetemizin çocukça sayfalarında yer alan şiirleri ve hikayeleri umarım takip ediyorsunuzdur.

Sizlere okumanız için harika şiirler yazmaya çabalıyorum .Değerli okurlarım sizler de şiirler yazabilir hikayelerinizi bizler ile paylaşabilirsiniz. Yazmak o kadar basit ki her çocuğun bunu başarabileceğini umuyorum hepinize en içten sevgi ve dileklerim ile. Nursima Akyürek

ŞİİRLERDEN SEÇMELER

Yazının Devamı

Kurgu

Sahne ışığı altında belirdi. Camdan yapılmış küçük bir kavanoz şişenin içinde iki tırtıl, biri yeşil diğeri kahverengi hareketsiz bir biçimde duruyorlar.

Görmek zor değil, mükemmel kavramına uygun bu kelimeyi doğrulayan perdeler o kadar ipeksiydi ki dünyanın öbür ucundan getirilmiş gibiydi. Sahne yaklaşık bir yüzyılı yutmuş toz ve pas içinde kalmıştı. Koltukların rengi önceden kırmızıymış fakat zaman içerisinde kahverengi –gri bir renk almış. Arada sırada açık pencerede içeri giren güvercinler ve böcek türü varlıklar sahnede kendilerince oyun oynuyorlardı.

Yazının Devamı

EŞŞEK İLE MACERA

Kahkaha atar koca göbeğiyle bulut Şarkı söyler ötekisi Gökyüzünde güller açıyor Bil bakalım güneş hangisi

Yollarda saman var bu kimin oyunu Eşeğin karnı acıkmış çok Samanı beğenmez eşek Bulut yağdır yağmurunu

Eşek bir at görmüş Atın yeleleri de uzun mu uzun Kavurucu sıcaktan ata ne fayda ! Çiftlikte su yok duysa çiftlikçi amca

Yazının Devamı

TEKERLEME -- NURSERY RHYME

Peter Piper picked a peck of pickled peppers. A peck of pickled peppers Peter Piper picked. If Peter Piper picked a peck of pickled pep Where’s the peck of pickled peppers Peter Piper picked? *** I saw Susie sitting in a shoe shine shop. Where she sits she shines, and where she shines she sits. ** How many boards Could the Mongols hoard If the Mongol hordes got bored? How can a clam cram in a clean cream can? ** Denise sees the fleece, Denise sees the fleas. At least Denise could sneeze and feed and freeze the fleas. The thirty-three thieves thought that they thrilled the throne throughout Thursday. ** Can you can a can as a canner can can a can? ** Clean clams crammed in clean cans. ** I wish to wish the wish you wish to wish, but if you wish the wish the witch wishes, I won’t wish the wish you wish to wish. ** There was a fisherman named Fisher who fished for some fish in a fissure. Till a fish with a grin, pulled the fisherman in. Now they’re fishing the fissure for Fisher.

** Picky people pick Peter Pan Peanut-Butter, ’tis the peanut-butter picky people pick. from a commercial ** One-one was a race horse. Two-two was one too. One-one won one race. Two-two won one too. ** How many cookies could a good cook cook If a good cook could cook cookies? A good cook could cook as much cookies as a good cook who could cook cookies. ** How much pot, could a pot roast roast, if a pot roast could roast pot. ** Mary Mac’s mother’s making Mary Mac marry me. My mother’s making me marry Mary Mac. Will I always be so Merry when Mary’s taking care of me? Will I always be so merry when I marry Mary Mac? from a song by Carbon Leaf

Through three cheese trees three free fleas flew. While these fleas flew, freezy breeze blew. Freezy breeze made these three trees freeze. Freezy trees made these trees’ cheese freeze. That’s what made these three free fleas sneeze.

Yazının Devamı

HARİTALAR

Maps come in different shapes and size.

(Haritalar farklı şekil ve büyüklükte olabilir.)

You have round ones.

Yazının Devamı

SARI BAŞAK VE BAKIŞLAR

Dolaşırken gözüme takılan, rüzgarın sesi ile buluşan ve çakmak çakmak bana bakan bir çift sarı başak. Kendimi bugün daha iyi hissettim sebebi ise toprak.

Çıplak ayakla dolandığım evin etrafındaki tarlada geçirdiğim vakitlerdi anlattığım vakit. Öyle ki vakit harman vakti olsa gerek. Bakışlar etkiledi beni. Buğulu sarımtırak …Ellerinde iş makinaları ile insanlar ardından bir traktörün sesi geldi uzaktan ağır ağır. Sonradan öğrendim ki bu kadar insanların çok olması “imece” denmiş. Köylü çoktan bu işin efendiliğinden tutun, dostluk bağları ile tutunmayı bilmiş. Hep sevdim ve istemişimdir ben köydeki yaşamı. Tatilde olsa bu köy evi bu tarla bu toprak bir yıla değerdi. Kendimi başakların arasında bir bakışla başakla konuşurken buldum.

Anlattıkları ne değerliydi. Tıpkı imece usulü bir araya gelip alınan verim gibi bu senede verimli geçmiş ve sofraya baştacı edilmek için bekler olmuştu sarı başak. “Merak etme” dedim. Rengin bembeyaz olacak belki bir değirmende un ufak olacak börek, poğaçaya dönüşecek yada ekmek olarak ilerleyeceksin ve ne çok şanslısın ki sonrası için planlar yapıyorsun ve gelecekte bir hedefin var. O hedef yine fayda sağlamak. Bana senden geriye kalan imecedeki insanlara, güç vermek kadar güçlü bakışlarla seni geride bırakmak ve köylülerle tanıştırmak…

Yazının Devamı

DÜNYA ÇOCUK RUHUYLA DOLSA KEŞKE

Çocukluklarımız, ne güzeldi o günler mısralara yazılacak satır satır anılar. Yaptığımız kahkahalar ile anlatabileceğimiz en güzel en tatlı şeylerimiz yaramazlıklarımız.

Çocukluk işte… demek ne de kolay geliyor. Bir elma ağacını görüp ağaca tırmanmak. Elmayı Sulu sulu ağzımızda şapırdata şapırdata yemek.Kurtlu elmayı görüp kurduyla konuşmak sohbet etmek kimse bilmeyecek bu sohbetimizi diyerek içten içe gülmek… Ramazan bayramlarında yarım gün tuttuğumuz çocuk oruçlarımız, bol bol güldüğümüz, neşe ile oyun oynayıp her şeyi dünyayı daha güzel tanımak öylesine güzeldi ki çocukluğumuz belki de hep bizimleydi bizimle olması gerekti. Sonra çabuk büyüdük. Daha mutlu bir dünya için geleceğe dönük hayaller ile ufak tefek tebessümleri geride bırakır olduk.İnsanlara hoşgörü kapısını kapattı sanki. Kramsarlıklar ile geçinir olduk. Empatiyi hepten unuttuk.Ben diyorum ki; empatiyi sık yapsak her şeye farklı bakabilmeyi sağlayabiliriz.

En güzeli de kimseyi dinlemeden farklı farklı görüşleri hikâyeleri güzel yönünden görmek ve hayal edebilmek vardı daha çok. Çocukken her şey güzeldi şimdi daha da güzel olabilir.Nasıl mı? Hepimizin yapabileceği çok basit. Azda olsa duyarlı olalım.Bizimle dünya birden çocuk ruhlu olacak. Pekçok insan ile dolup çocuk ruhu tüm masumluğu ile heryere dolacak. Dünya çocuk dolu, umut dolu, sanat ve hayal dolu olacak….

Yazının Devamı

Kurbağa Kurabiye

Yepyeni bir haftabaşından herkese merhaba.Geçtiğimiz Cuma günü basketbol’ oynamanın keyifli bir halini size anlatmıştım. Bugünde küçük kurbağa yapımından bahsedelim istedim.

She starts with a fresh batch. (Yeni bir partiyle başlar.) She uses flour. (Un kullalınır.) She uses sugar and mixes it all together. (Şeker kullanır ve hepsini karıştır.) She pours it out. (Karışımı başka bir yere döker.) She shapes the dough and uses a cookie cutter to make little toads. (Hamuru şekillendirir ve küçük kurbağalar yapmak için bir kurabiye kesici kullanır.) She places the dough in the oven. (Hamuru fırına yerleştirir.) She sets a timer and waits a few minutes. (Zamanlayıcı kurar ve biraz bekler.) The time goes off. (Zaman biter.) She takes the cookies out. (Kurabiyeleri dışarı çıkarır.) They smell fresh and good. (Kokuları taze ve güzeldir.) She places chocolate chips on the cookie toads to give them eyes. (Kurabiyelere göz yapmak için çikolata parçacıklarını kullanır.) It is now complete. (Artık tamamlandı.)

Yazının Devamı

OYUN MU?

My Best friend and I love to play.

(Arkadaşım ve ben oyun oynamayı severiz.)

We play just about every day.

Yazının Devamı

DAHA ÇOK OKUMAK LAZIM

Sevgili arkadaşlar bugün sizler için araştırdığım birkaç bilgiyi buradan paylaşıyorum. Edebi bir tür olarak baktığımızda öykü; gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü olarak tanımlanmakta. Öykü için bir anlamda “kısa roman” da demek mümkün.

Bugünkü manada, yani “modern öykü” olarak baktığımızda Türk edebiyatı ilk örneklerini Tanzimat Dönemi’nde gördü. Tabii, Türk kültürünün önemli anlatıları olan destanların, Dede Korkut Hikayeleri’nin ve halk hikayelerinin bugünkü modern öyküye temel teşkil ettiği de unutulmamalı. Öykünün miladını, Türk edebiyatının yayınlanan ilk öykü kitabı olan “Müsameretname” olarak kabul edersek o tarihten bu yana önümüze binlerce maddelik bir liste çıkabilir. Tanzimat Dönemi’nde temelleri atılan, Servet-i Fünun döneminde ise gelişim sürecini sürdüren öykü, özellikle Milli Edebiyat döneminde Ömer Seyfettin ile uçmuş adeta… Sonraki süreçte de öykünün gelişimi sürmüş gitmiş.

1) Pandomima – Sami Paşazade Sezai

Yazının Devamı

Johanna Spyri (1827 – 1901) – Heidi

İlk yazdığı hikayelerde ismini gizlemiş baş harflerini kullanmış. Oldukça gizemli görünen ancak kolay bir formülle çözülebilecek düşüncesini uyandıran bir kişi gibi. Yazarın ismini yazarak kaleme döktürdüğü sözcüklerle gelen cümlelerde saklı olan şey çocukluğundan kalan izler .

Johanna 57 yaşında yazdığı Heidi ile adeta tavan yapmış.Kitabının içine yerleştirdiği Heidi ve maceralarını adeta mutluluğa hapsetmiş. Onun gibi Alpler’de çocuk olmuş Tıpkı Johanna’nın evlenip Zürih’e yerleşince doğduğu yer olan Hirzel’i özlemesi gibi, Heidi de Clara’ya arkadaşlık etmek için Frankfurt’a gittiğinde Dörfli’ye bir daha dönemeyeceğini düşünüp gizli gizli ağlarmış.

Heidi de Johanna da, okuma yazmayı okulda öğrenmemiş. Clara’nın çok çalışan, yoğun işleri nedeniyle seyahat eden babası Bay Sesemann ise eşi Bernard’ı anımsatıyormuş. Belki de onun kendisi gibi mutsuz olmasını istemediğinden, Heidi’yi çocuk yaratmış, öykünün sonuna dek öyle bırakmış.Heidi hiç büyümeden pekçok çocukluk izi bırakacakmış geriye. Küçüklüğünden beri üzerine titrediği hukuk öğrenimi gören oğlu Diethelm’i ciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle kaybetmiş. Birkaç ay sonra da eşini kaybetmek onu iyice sarsmış öyleki kendisini sadece yaşamının son 15 yılında çeşitli hayır kurumlarında gönüllü işler yaparak geçirmiş.

İsviçreli Johanna Spyri 50’den fazla öykü ve birçok roman kaleme alan bir yazar. Kitaplarının gelirini savaş yaralılarına bağışlamış. Öldükten sonra Japon sinemacılar Miyazaki ve Takahata’nın animasyonlarıyla Heidi çizgi film haline getirilerek kitapları yüzü aşkın dilde bastırılmış. Okumayan var mı? Sanırım çook nadirdir. Yada çoğumuz TV’lerdeki çocukluk anılarımıza bıraktığımız izleri hatırlıyoruzdur.

Yazının Devamı

Dudaklarımda Cümle

Dayanamıyorum artık Duyamıyorum etrafımda ki sesleri Uzanamıyorum çiçeğin dallarına Ağlayacak gibi oluyorum da Mecalim yok kahrolmaya

Kir pas içerisinde kalmış hislerim Tutuklu kalmış gözlerimde yaşlar Sessiz kalıyor ellerim Halimden bir acı bir dost anlar Dudaklarıma bir cümle Bir süs gibi takılsa sözcüklerim Mısralarla anıları birbirine karıştırsam O zaman anlar huzur ben kimi neyleyim ?

Yazının Devamı