Nursima Akyürek

Nursima Akyürek

Deprem Mektupları

Deprem Mektupları

Biliyorsunuz ki hep birlikte zor bir dönemden geçiyoruz. Kimimiz aile, akraba yahut tanıdıklarımızdan haber bekliyor. Umut her zaman var, bir an bile eksik değil. İşte ben de kardeşim ile Balıkesir’den nasıl bir yardım sağlayabilirim omuzlarıma nasıl bir yük alabilirim diye sorguladım. Ardından yardım kolisi hazırlayıp Balıkesir Gençlik Meclisi, Balıkesir Gençlik Spor ve İl Müdürlüğü’nün yolunu tuttum.

Herkes bir seferberlik dostluk ve mücadele içerisindeydi. Koliler taşınıyor ben daha ne yapabilirim diye birbirine insanlar soruyordu. Bu gerçekten çok içimi sevinç ve insanlığa karşı umut ve mutlulukla doldurdu. Depremzedeler için hazırlanan ve zor durumda kalan insanlar için hazırlanan kolilerin üzerindeki mektuplar özellikle çok hoşuma gitti. Ha bu arada kolilere yardım ederken kıyafetleri dürüp koyduk hepsini teker teker ayırdık. Gerçekten çok özenerek ve temiz bir şekilde çalıştık. Deprem mektupları da sadece Balıkesir’den değil, Edremit’ten, Ayvalık’tan, Havran’dan birçok ilden gelen mektup ve koli vardı insanlarımız hep depremzedeler için bir arada oldu. Bu mektuplar da küçük çocuklardan her yaş kesimden depremzedelere bir umut belirtisi göstergesiydi.

Yazının Devamı

İftardan Önce Aklımdaki Sorular

İftardan Önce Aklımdaki Sorular

Ramazan ayında oruç tuttuktan sonra heyecanlar akşam yemeğini bekliyoruz. Akşam ezanından sonra bir yemek yiyordum ki bir daha aç kalmamak için yiyormuş gibi yiyordum ancak Ramazan ayında peygamberimizin bazen sadece 1 hurma ile orucunu açıp onunla tüm gün durduğunu hatırlayınca artık çok yemenin önemli olmadığını anladım.

Bu ramazan ayı Balıkesir’de yağmurlu, güneşli günler kısacık ilerleyiverdi. Ramazan ayında oruç tutarken bir yandan da neler yemeliyim diye düşünüp sofrayı annem ve kardeşim ile hazırladık. Oruç tutarken insana bir sessizlik geliyor, saatleri sürekli kontrol edip duruyorum ama sonra hatırlıyorum, yemek tek derdimiz olmasın bu bir sabır yolculuğu. Bu “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı.’’ (Bakara Suresi) ‘’ aklıma geliyor . Oruç tutarken neden oruç tuttuğumu bu ay daha anlamlı daha bir güzel anladım. Umarım hepimiz düşünürüz, neden oruç tutuyoruz ve bizden öncekiler nasıl oruç tutmuş neden ve nasıl tutmuşlar? Bu sorularla belki sizlerin gönlüne bir ışık tutmuşumdur. Hayırlı Ramazanlar

Nursima Akyürek

Yazının Devamı

Dünya Hızla Isınıyor

Her yıl 5 milyon olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar buzulun yok olması oldukça endişe verici. İklimler değişiyor. Buzullar eriyor. Her yıl milyonlarca ton buzul yok oluyor. Küresel ısınmayla birlikte kutuplarda milyarlarca ton buzul eriyor. Son araştırmalar yaşanan iklim krizinin buzullar üzerindeki etkisinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Sebebi küresel ısınmanın yol açtığı iklim değişikliği. İşte bu konuda bende Ankara’da Dünyada ilki gerçekleştirilen EKOİKLİM zirvesine katılım sağladım. Detayları ayrıca bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım. İklim krizi konusunda Buzulların erimesi deniz seviyelerinde ciddi oranda yükselmeye neden oluyor. Son araştırmalar, Rusya’nın Kuzey Kutup Bölgesi’nde her yıl 5 milyon olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar buzulun eridiğini ortaya koymuş.

Yapılan bir haberde Hollanda’yı 2 metre su altında bırakacak buzul eridi. Edinburgh Üniversitesi’nden araştırmacılar Avrupa Uzay Ajansı’nın uyduları aracıyla bölgedeki buzulların boyut ve hacimlerindeki değişimleri incelemiş. Bu araştırma sonuçları da oldukça dikkat çekici.

Yazının Devamı

Örülen Kalpler

Örülen Kalpler

Sağ eliyle bir kalbi ördü, temiz, saf ve yumuşacık olan Rüyadan uyandığında elindeki tek şey kalp olacaktı.

Saat 06.00 zamanı daralıyor, ama yine de rahat bir ifadeyle örmeye devam etti, uyku derindi. Bir kez dalsa ne olacaktı ki? Her defasında aynı şey. Gülümsedi, buruk ve hüzünlü , birkaç yıl önce elinde buna benzer bir kalp örmüştü. Hatırlayamasa da kime neye ait olduğunu ördüğünü biliyordu. O örmüştü sonuçta, iğnesini bir çocuğa oyuncak verir gibi batırdı.

Karşısındaki sandalye paslanmış ve lekeliydi, gözlüğüne uzanıp sandalyeye oturdu.’’ Uykuya dalmadan , derin bir nefes alırsam bu kalbi ona vereceğim ‘’dedi. Yine hüzünlenmişti, gözleri buğulandı saçlarını geriye götürdü ve iğnesini bir kez daha iplikten geçirip son kez kalbe baktı. Nasıl biri olacaktı? Kim olacaktı , onu da diğeri gibi unutacak mıydı? Bunun bir önemi yoktu gerçi nasıl olsa artık yaşlanıyordu. Çocuğu hiç olmamıştı. Yine de çocuklara bir kalp hediye ediyordu. Sandalyesinin yanında duran gümüş çiçeklere uzandı, üzerlerinde uçuşan kelebekler kafasına kondu. Kalbi gümüş çiçeklerin içine gömdü. Uyuduktan sonra o kalp bir çocuğun sonra da, bir taşıyıcının yol göstericisi olacaktı. Uykuya daldı. Nursima Akyürek

Yazının Devamı

En Güzel Rüya

En Güzel Rüya

En güzel rüyaları nasıl görürüz? Derin bir uykuya daldığımızda kimse şapkamızın altında ne olduğunu sormaz öyle değil mi? Esneyip elimi kulağımın arkasına götürdüm. Kendimi sihirli bir bahçede bulduğumda sabahın ilk saatlerinde düşüncelere dalan halamın yanına gittim. Gözleri halamın çok güzeldi aydınlık ve insana ilham verici bir bakışı vardı. Halamın oturduğu yerde güller ve menekşeler vardı. Halamın anlattığı masalları çok beğenirdim ama hep kısa ve sonu bitmeyen masallar olurdu.

En güzeli de rüzgarlar estirir kalbinizden çok geçirdiğiniz o neşeyi alır sizi oradan buraya sürükler sonra da masal tam güzel bitecekken öyle durur hiçbir şey anlatmazdı. Ne zaman halama neden sonunu getirmiyorsun desem bana gülümser sonra da gökyüzünü işaret ederdi. Sanki devamı oradaymış ve ben göremiyormuşum gibi. Halamın bahçesinden biraz uzakta çamların arkasında bir nehir vardı. Bir keresinde nehri izlerken hiç balık olmadığını fark etmiştim, halama sorular sorduğumda pek yanıt vermezdi bu yüzden bazen hiç sormazdım ama nasıl olur da nehirde bir tane bile balık olmazdı ki? Ellerimi suda gezdirdim sanki beni içine çekmek istiyor gibiydi. Yüzümü yıkamak için eğildiğimde nehrin içine düştüm.

O sırada nehre yaklaşan bir kız çocuğunun sesini duydum. Saçlarım ıslanmıştı hasta olursam halam çok kızardı, kız beni görünce elini salladı elinde birkaç odun vardı nasıl oluyor da taşıyabiliyordu ki? Odunları yere bıraktıktan sonra ateş yaktı. ‘’Benim adım Ruki, senin adın ne ? ‘’ Gözlerimle odunlarla nasıl ateş yaktığını çözmeye çalıştım. Büyüleyiciydi. ‘’Adım İsrun’’dedim odunun yanışını izlerken, Ruki gözlerini kıstı ve ‘’ bu bir rüyaysa uyanmalısın, yoksa nehre tekrar düşebilirsin, en tehlikelisi de Zehirli sarmaşıklardan oluşan Zehira nehridir. Gerçi çok güzel ve alımlıdır da ama bir kez aynı rüyayı görünce bazen ardı geliyor’’dedi ve odunlardan yaktığı ateşi çiçeklere dönüştürdü. Uyandığımda yine halamın bahçesindeydim ama bu sefer gökyüzü yoktu sadece bahçe ve ev vardı.

Yazının Devamı

Emekli Olduğumda

Emekli Olduğumda

Gözlüklerimi masanın üzerine bıraktım, gözlerimi ovuşturup oturdum koltuğa artık sırt ağrılarım başlamıştı. Bu haldeyken evden dışarıya çıkması epey zordu doğrusu, bastonumun önünde sarı bir taş üzerinde tutacak vardı ama yine de yürürken ağrıyıveriyordu işte. Masamın üzerindeki kitaplara göz gezdirdim. Gençlik yıllarımda emekli olmayı çok istemiştim halbuki, şimdi evde yapayalnız oturuyorum. Kitaplarımın arasına yazdığım notlara bakındım. Eskiden çok okurdum şimdi zamanım çok ama sağlığım yüzünden okuyamıyorum, gülünç doğrusu.

Emekli olduktan sonra yapılacaklar listemdeki her şeyi yaptım, aslında hayalimi gerçekleştirmiş olmak beni mutlu etmişti. Kırmızı çaydanlık takımım ve el örgülerim beni tam tamına en sevilen anane yapmıştı. Gençliğimi özlüyorum daha doğrusu koşabildiğim erkenden kalkınca zorlanmadığım zamanları özlüyorum. Yerdeki terliklerimi giyip yavaş yavaş mutfağa gidip soğanları doğrarken gözüme birkaç toz kaçınca kendimi tutamadım, gözlerimden akan yaşlar bana yine gençliğimi hatırlattı, aslında yaşlı olmakta güzel doğrusu. Evdeyken kendimle zaman geçiriyorum, ahşap süslemeler, el örgüleri boyamalar ev yemeklerini en güzel ben yapıyorum. Evimin bahçesinde de güller ve nergisler var. Hepsi de birbirinden güzel kokuyor , kısa bir zamanda solmasınlar diye bazılarını koparıyorum sonra da ağabeyimin çocuklarına armağan ediyorum. Yüzlerinden okuduğum mutluluk içime sular seller serpiyor beni dünyanın en mutlusu yapıyor. Kendi torunlarıma da örgüden şapkalar yelekler yaptım. Gerçi pek bir haylazlar geçen sefer mutfağımı dağıtmışlar, yine ben topladım. Yaşlı olmak güzel şey sonuçta artık çalışmıyorum derdim tasam da yok yalnız bir de sağlığıma kavuşsam işte o zaman ben harika bir anane olabilirim. Nursima Akyürek

Yazının Devamı

Uykusuzluk (İnsomnia)

Uykusuzluk saatler geçse bir türlü uyuyamama hastalığıdır. Uykuya dalmak zor iken çok erkenden uyanma, uykunun gecenin bir vakti bölünmesi gibi belirtilerle uykusuzluk katlanılamaz hale gelir. Bazı bilim adamlarının araştırmalarını incelediğimde uykusuzluğun birçok nedenden oluşabileceğini söylüyorlar.

Yaygın ve en sık görülen uyku bozukluklarından birisi olan insomnia hastalığının en çok gençlerde ve yetişkinlerde görüldüğü söylenmektedir. OPUS Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi’nin yaptığı araştırmalara göre uykusuzluk çekenlerin %32,6’sının erkek olduğu, %23’ünün ortalama 6 saatten az uyuduğu, %12,6’sının hekim tanılı hastalığının olduğu, %23,7’sinin sigara içtiği ve %13,9’unun çay/kahve tüketiminin yüksek olduğu belirlenmiştir. Altı saatten az uyuyan, sigara içen, çay/kahve tüketimi fazla ve hekim tanılı hastalığı olan öğrencilerin PİDÖ puan ortalamasının istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, araştırmaya katılan gençler arasında insomnia şüphesinin yüksek oranlarda (%38.23) olduğu dikkat çekmiştir. Özellikle risk altındaki gençlerin uyku sorunlarının önlenmesinde ve tedavisinde uyku hijyeni eğitimi, bilişsel ve davranışsal tedavi yöntemlerinin etkili olacağı düşünülmektedir.

Uykusuzluk kişinin kendisinde belirlendiğinde stres, gelecek kaygısı ve endişe, psikolojik nedenler, ilaç kullanımı, sosyal mesleki ya da herhangi bir iş alanında yaşanılan huzursuzluk ve ayrıca bazı tiroid hastalarının da uykusuzluk yaşayabileceği nedenlerin arasında gelmektedir. Uykusuzluğun gün içinde uyuklama hali, yorgunluk, sinirlilik konsantrasyon eksikliği, hafıza sorunları, gün içinde uykusuzluğa bağlı hatalar görüldüğünde mutlaka uyku düzeni değiştirilmeli ya da bir hekime başvurulmalıdırlar. Uykusuzluğun tedavisi yalnızca ilaç ile kalmayıp zihninizi rahatlatmak kafanızı rahatlatacak bazı şarkılar dinlemek, stres azaltıcı ya da kaygılarınızla başa edebilecek kitaplar okumak ve daha çok dinlenmek gibi aktiviteler kişinin uykusuzluk problemini çözmesinde yardımcı bir etken olurlar. Ayrıcs kişinin gevşeme egzersizleri, beslenme düzeni ile tedavi edilebilirler. Bu tarz teknikler için zaman ayırmak ve biraz çaba gereklidir.

Yazının Devamı

Yüzme Sporu Hakkında Neler Biliyoruz?

Yüzme Sporu Hakkında Neler Biliyoruz?

Yüzmek kaslarımızın gelişimde ve kas liflerimizin hareketlerinde etkili bir role sahiptir. Yüzerken ciğerlerimizdeki kapasiteyi arttırma olanağına sahip olan yüzme sporu, birçok yüzme stilinde günlük hayatımızda aynı zamanda sahip olduğumuz stresi azaltır.

NEDEN YÜZME SPORUNU TERCİH ETMELİYİZ?

Sporu birçok spor alanında olduğu gibi sağlığımıza yararlı ve faydalı sonuçlar gösterebilirler. Yüzme sporu psikolojik alanda da oldukça etkilidir, stres seviyenin azalması ve bu tarz problemlerin azalmasına yardımcı olur.

YÜZME STİLLERİ NELERDİR ?

Genellikle yüzme yarışlarında ya da günlük alanda kullanılabilen yüzme stilleri dört farklı şekildedir bunlar; serbest, kurbağalama, sırtüstü ve ayrıca kelebek olarak bilinirler. Yüzme stili, yüzme sporunda en çok uygulanan alanlardan biridir. Serbest yüzme tekniğinin altın kurallarından birisi, su ile mücadele etmemektir.

Yazının Devamı

Bir Mevsime Bir Şiir Mevsim Sonbahar

Bir mevsime bir şiir

Aynı kalbimin hüznü gibi

Akıp giden sonbahar

Yazının Devamı

Zeytin Ağacı

Zeytin Ağacı

Bir günün içinde kayboldum, şekerden yapılma ince derili çoraplarımla demir kapının üzerinde yürüdüm. Çok uzakta olmayan zeytin ağacı dallarını bana uzattı, iki büklüm olmuştu ama gülümsüyordu.

Bir zeytin, hayır belki de başka bir şeydi ama sonra gözlerimin önünde bir kelebeğe dönüştü. Yeşil bir yosun bana baharın uzaklaşacağını söylüyordu. Kanatlarımı, birkaç kez çırpıştırdığımda kelebek kadar güzel hareket edemiyordum yine de zeytin ağacının dallarında bir yaprak gibi estim. Baharın gidişiyle ben de yok olup gidecektim. Zamanım çok kalmamıştı, hava ısınıyor zeytin ağacı iyice bükülüyordu.

Artık gideceğimi ikimiz de biliyorduk, ona yardım etmek ne de çok isterdim, ağacın gövdesi gittiğim şehirler kadar büyük , bir çocuk kalbi kadar küçüktü. Bazen kuşlarla dans ederdi. Bazen de benimle ama zamanım kalmamıştı, ağacın dalları son kez bana rehberlik etti. Şeker kokusu kanatlarımı açmama yardım etti. Mavi okyanus, Yeşil yapraklar ve hüzünlü güzel beyaz zeytin ağacı. Kanatlarımı yolup ona uzattım. Zeytin ağacının dallarına son kez bakıp yere düştüm. Hava öyle sıcaktı ki ağacım, güzel ağacım bize yaklaşan bulutu görememişti.

Yazının Devamı

Doğanın Sesi

Heryer yemyeşil şırıl şırıl akan bir dere kenarından yaptığınız yolculukları düşünün.Baktığınız ve gördüğünüz yemyeşil ağaçlar arasında birbirinden renkli çiçekleri,sarmaşıkları…

Yeşil Vatan İçin 273 Milyon Fidan Üretildiğini biliyormusunuz? İşte çevremizi güzelleştiren yeşilliklerin bir fidanla gelen yolculuğu….

Orman Genel Müdürlüğü (OGM), orman yangınlarının izlerini silmek ve zarar gören alanları yeniden yeşertmek için Türkiye genelindeki 3 bin 270 hektarlık alanda kurulu 137 fidanlıkta 2021 yılı için 1000 farklı türde 273 milyon fidan üretimi geçekleştirdi.

Yazının Devamı

Do’nun Bakış Açısı

Do’nun Bakış Açısı

Bir yıldızın avucunda, ayaklarını uzatmış sarkıtıyordu aşağı. Gölün dibinde yüzen balıklar acıkmışa benziyordu. Bir balık pullarını saçtı ve uçmaya başladı. Diğer balıklar pullarının dökülmesinin yerine daha sert pullar çıkması için bekliyorlardı. Uçan balık bulutlara değmeden çırpındı. Gökyüzü bugün hiç olmadığı kadar bereketliydi. Yağmur bulutları yağmur için hazırlık yapmışlardı bile. Pullu balık bulutların birine oturdu. Bir meşe ve bir söğüt ağacı oradan oturan balığı izlediler, küstah bir tavırla balık ağacın yapraklarını inceliyordu. Yağmur yağarken, yağmur tanecikleri birer birer yere iniyor ve tekrardan buharlaşıyorlardı. Söğüt ağacı buluta eğildi, yaprakları birden rüzgârla dağılıverdi. Yağmur yağmaya devam ederken söğüt ağacının yaprakları dünyanın bir ucundan öbür ucuna uçuştu. Balık yeryüzüne geri dönmeyi planlamıyordu ama şimdi mecburdu. Yaprakları toplamalı ve yapraklardan kendisine yeni bir ağaç yapmayı planlıyordu.

Do, bahçesinde dolanan kediyi izledi. Bahçenin Do’ya göre en güzel kısmı Fesleğen ordusu kısmıydı. Onları yaklaşık 20 sene boyunca izliyor ve takip ediyordu. Fesleğen ordusu balıklardan oluşan bir orduydu. Kedilerle yaklaşık asırlar boyunca sessiz bir savaş sürmüşlerdi lakin galibiyet olmamıştı. Bunun nedeni bir efsaneydi. Efsaneye göre günün birinde pullu balıklardan biri dünyanın en güzel bulutlarını dolaşacak ve en güzel pullara sahip olacaktı böylece kedilerden bile güçlü olabilecekti.

Yazının Devamı

BİLİYORUM, ÖYLEYSE VARIM

Bir şeylerin farkına varmak ne de güzel Gözlerinizi bazen açık tuttuğunuz halde göremediğimiz şeyler örneğin, kafamızı kurcalayıp duran şeyleri itip bir kenara atıvermek ya da merak ettiğimiz halde biliyormuş gibi daveandığımız o hallerimiz ani değişiklikler.

Seneler sonra sizlere farkına varmış olduğum bazı şeyleri aktarmak isterim. Caddede yürüyorsunuz, bir karınca kadar küçük bir araba kadar hızlı gölge gibi bir varlık takip ediyorsunuz doğal olarak. Çevrenizde birkaç kişi muhabbet ediyor yahut samimi olduğunuz bir arkadaşınız ile muhabbet ediyorsunuz. Size durmadan anlatıyor bir şeyler , ”yahu biliyor muydun ” diyor bilmişlik taslıyor işte o an gölge içinize kaçıveriyor ezilip büzülüveriyorsunuz.

Bu konu hakkında bir bilgiye sahibim diyebilmek o sözcüklerin ağzınızdan dökülüvermesi ayrıca bulunduğunuz ortama bağlı kullandığınız bilgi yararlı bir sonuca vardığında geri dönütleri de hoş oluyor peki ya bilmediğimiz halde biliyorum dediğimiz zaman ? Farkına vardığım şey gölgemizi kovalamak istememiz bazen karınca gibi küçücük bile olsa ‘biliyorum’ diyebilmek Sevgili okurlarım kendi gölgenizi yararlı ve verimli bir şekilde kullanırsanız, bir süre sonra göreceksiniz ki biliyorum, öyleyse varım sözlerini ne ifade ettiğini tam anlamıyla kavramış olduğunuzu . İyi günler dilerim.

Yazının Devamı

İklim Değişikliği ve Balıkesir

İnsan sağlığını etkileyebilen önemli faktörlerden biri olan iklim değişikliği yaz aylarında özellikle de temmuz ayında olmamıza rağmen havanın rüzgârlı, serin ve olması gereken hava sıcaklığından farklı olması bizleri etkileyebiliyor. Temmuz aylarının sonlarına yaklaşıyoruz, bayram yaklaşıyor ve birçoğumuz ziyarete akrabalarını görmeye ya da denize gidiyor peki Balıkesir’in körfez bölgelerinde yazın kavurucu sıcağına geçen seneki gibi rastlamak mümkün mü?

İklim değişikliği yalnızca Balıkesir’de değil bütün Türkiye’de hatta bütün dünyada görülebilen bir etken, rüzgarlı olmasının yanında yaz yağmuruna rastladığımız kavurucu yaz döneminde yağmurlar devam edecek mi ya da temmuz- ağustos ayında olmamıza rağmen bu iklim değişikliği bizi nasıl etkileyecek akıllarda soru işareti bırakıyor. İklim değişikliği yalnızca çevremizdeki faktörleri değil bizi ve sağlığımızı da etkiliyor hem psikolojik açıdan hem de fiziksel olarak etkilenebiliyoruz. İklim değişikliğinin insanlara karşı olumlu ve olumsuz etkilerini de görebiliriz. Sıra dışı hava olayları iklim değişikliğinde görebildiğimiz en önemli unsurlardan biri. Fosil yakıt kullanımı ve sera gazı gibi çeşitli faktörlerden etkilenen iklim değişikliği, Balıkesir’de de göz önünde bulunduracağımız önemli unsurlardan biri diyerek göz önünde bulundurmamız gerektiğini düşünüyorum.

Yazının Devamı

DOĞA

Göremezsin, duyamazsın

Kimi zaman şu dağların eteklerinde

Birikmiş su damlaları

Yazının Devamı

İLLÜZYONİSTLER SİRKLERİ DE Mİ ORTADAN KAYBETTİLER?

Çocukluk zamanımda, kimi zaman çok şaşırdığım hayretler içinde soluksuz bir şekilde izlediğim sirk gösterileri oldu. En son ne zaman gittiğimi hatırlayamıyorum epey zaman geçti üzerinden. Sirke gittiğim zaman hepimizi büyüleyen o sahne ışıklarının altında dans eden palyaçolar, ağzından ateş çıkaran adam ve bir de, o kadar büyüleyiciydi ki sanki gerçek değilmiş gibi gelirdi bana eskiden. Nasıl olduysa birden ortadan kayboldular! Akrobatlar, palyaçolar, trapezciler ve cambazlar, neredeler şimdi?

Sirk gösterileri eskiden çok yaygın olmasa da halk arasında bilinirdi. İnsanlar sirk gösterilerine giderken ellerinde patlamış mısırları ile kimi zaman pamuk şekerler ile bir panayır ya da festival havasında olup biteni izlerdi. İllüzyonistler emekli mi oldu diye sormadan edemiyorum örneğin, okullarda ve halka açık toplanma yerlerinde yaptıkları gösterileri oldukça dikkat çekiyor beni bu dünyadan alıp uçuruyor bambaşka bir dünyaya götürüyordu. Bu virüs ve yayılan hastalıktan dolayı sirk gösterilerinin askıya alınmış olabileceğini de düşünmedim değil ama onun öncesinde yapılan aradan uzun yıllar geçmesine rağmen neden bir sirk gösterisi izleyemedim. Sihirbazlar ve palyaçolar, akrobatlar ve cambazlar yalnızca bir isimden ibaret olmayıp insanların yüzüne bir tebessüm hatta karınları ağrıtan hoş bir kahkaha melodisi yayan insanlar, bütün bu virüs süreci atlatıldıktan sonra bir araya gelip insanların yüzünü tekrardan güldürebilecek ve yeteneklerinizi bizimle paylaşabilecek misiniz? Sirk kültürünün eğlencesini unutan ve hatırlamak isteyen eski güzel sirk anılarını tekrar canlandırmaya var mısınız? Bu eğlenceyi tekrardan geri getirmenizi uman yazar Nursima Akyürek …

Yazının Devamı

Ne dileyebilirim ki geleceğe dair ..

Ne dileyebilirim ki geleceğe dair .. Zaten geleceğimi elimde tutabiliyorken , gözlerimle uzaklara dalıp gidemediğim zamanlar beni tutan ne ? Düşünebildiğim şeyler yalnızca güzel şeylerden ibaretken bu kalbimde tutamadığım ağırlık ?Kendi düşüncelerime yenilmek beni güçsüz yapan tek varlık ise her türlü yolun sonu ben oluyor yine ve yine büyük sırların ardında küçük bir ben yatıyor ve o ben her defasında geleceğime yön veriyor ———————————————————————————- aslında ben hiçliği kendimle bağdaştırdığım bu tarifsizlik beni ben yapan şey beni,düşüncelerimi çelen bedenimi elegeçirmiş ruhumu öylesine kaplamış derinlemesine bu hiçlik ben olmuş ve hiçliğe ben karışmışım .Hiçliği ben yapmanın ve beni bir hiçlik yapmanın ötesinde bir varoluş tekrarlanıp duruyor ———————————————————————————

Eğer çok güzel bir anıyı sona ermeden kalbimde tutmak onu hep yaşatmak istiyorsam bunu yazabilirim diye düşündüm ama bir süre sonra yazdığım anılar gözüme yaşadığım zamanlar gibi güzel gelmedi sıradanlaştı ve uykumu getirecek kadar sıkıcı bir boyuta ulaştı. Bütün yazdığım şeylerden sonra yazacak şeyim kalmıyor ve birikmesi gerekiyor ama biriktiği zaman diğer eski anıların hiç anlamı kalmıyor eskiyor solup gidiyor. Ben aynı anıyı bir daha yaşayamayacağımı bildiğim halde onu yazamayacak kadar güzel olmasını istiyorum ve tam unutacakken aklıma en ufak o anı ile alakalı bir ayrıntı geldiğinde yüzüme yayılan kocaman bir gülümsemem olsun istiyorum.

———————————————————————————- NURSİMA AKYUREK

Yazının Devamı

GÜNDOĞMADAN BAŞLADI TELAŞ

***

Gün doğmadan başladı telaş

Karanlığın çizgileri keskindi

Yazının Devamı

Şiirimin Dilinde Cümlelerden Çöz Beni

Bir şiir var yazdığım

Söz verip kalemle anlaştığım

Devam ederse şayet yalnızlığım

Yazının Devamı

Tiyatro güldürür Düşündürür

Tiyatroyu seviyorum. Küçük yaşta aldığım sahne tozunu seviyorum. Gezegenlerle başlayan bir hikaye benimkisi. Önce ilkokul öğretmenimin hikaye yaz demesiyle başladı herşey. Yazıyordum. Okuduğum kitaplar ufkumu açıyor ve severek farklı dünyalara yelken açıyordum.

Rengarenk kapılardan geçtim. Kalemim kocaman gövdeli bir çınar ağacındandı. Kitabımın içini dolduransa çınar yapraklarındaki uğur böceleri. Sonrası geldi yazdıklarımızı oyuna dökebilirdik. Öğremenim sen onu da yaparsın dedi. Oyun haline getirdim. Belki çok güzel olmamıştı ama yıl sonu gösterisine koydu bu oyunu öğretmenim. Sonra birde bu hikâyenin Balıkesir’deki kanadı var. Onur öğretmenim. Sayesinde çokşey kazandım. Türkiye’de ki okullar arası yarışmada derece elde ettim. Bunu ona borçluyum. Teşekkürler öğretmenim. Teşekkürler BSM.O derme çatma çürümüş bir binanın eski halini annem babam anlatıyor da hayretle dinliyorum. Oysaki şimdi cıvıl cıvıl çocukların izledikleri tiyatro gösterileri ve şen kahkahalarla dolu o bina. BSM.

Her yıl 27 Mart günü ülkemizde tiyatro grupları tarafından ve ulusal, uluslararası etkinliklerle kutlanıyor. Bu konuda sizler için yaptığım küçük bir araştırmada internet gezisinde şöyle diyor;Dünya Tiyatro Günü tiyatro dünyasındaki insanlar için sahne sanatlarının insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirciyle daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı arttırmak için bir fırsat olarak görülmektedir. Dünya Tiyatro Günü’nde yapılan etkinlikler, uluslararası işlevlerinin yanı sıra ulusal ve bölgesel tiyatro gruplarının bir araya gelmesinde de rol oynamaktadır. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü 1948 yılında kuruldu. Bu enstitü 1961 yılında aldığı bir kararla 27 Mart gününü Dünya Tiyatrolar Günü olarak kabul etti. Her yıl enstitüye üye ülkelerde 27 Mart günü Tiyatro Bayramı olarak kutlanır. Tiyatro yaşamın bir parçasıdır. Konusu bakımından harekete, konuşmaya, bazen de müziğe yer verilir. Bu nedenle tiyatro güzel sanatların en ilgi çekici kollarından biridir.

Yazının Devamı

Okuyormuyuz?

Okuyan kişilerin örnekleme yapabildiği ve içerik zengini insanlar olduğu bilgiyle sabit. O Halde bilgiye erişimim kolaylaştığı günümüzde, yine de öğrenmek için kitap elden bırakılmamalı. Tabi ki okuduğumuz kaynaklarda önemli. Okurken seçici olunuz. Sevgili Haftasonu sayfamızın misafirleri bugün 7’den 70’e fark etmez bu yazımı sizler için yazdım. Kitap okumanın önemi üzerine…

Ortaokulda Kitap Okumanın Önemi ve Faydaları İle İlgili bir Kompozisyon Örneği yazmam istenmişti. Okuyan biriydim. İnsan için en etkili öğrenme yolunun okumak olduğunun bilinciydem. Okuduğumda öğrendiğim herşey hayatta bir şekilde karşıma çıkıyor ve sanki uygulamasını yapıyordum. Şunu belirtmeliyim okuyarak yetişmiş bir toplum son derece önem taşır ve okuyarak başarılı ve güçlü olunacaktır. Ben okuyordum ancak çevremde okuyan azdı bu duruma da teneffüs aralarında kitap okuyarak kendimce örnek olmaya çalışıyordum.

İnsan hafızası beyni okuyarak güçlenir ve bilgi edinir. Okuyan insanların farklı bakış açıları vardır Kelime dağarcıkları yüksektir Bilgi edinme istekleri vardır Kitap okumak düşünceleri besler ve güçlendirir. Tıpkı bir pusula gibi insana yol gösterir. Tıpkı bir saat gibi istediğinizde zamanınızı en güzel dolduran birikimdir. Kitap okumayı sevenler genel kültür bakımından da üst seviyelerdedirler Genel kültür toplumca önemsenen ve saygı duyulan bir değerdir.

Yazının Devamı

YENİ GÜN NEVRUZ

Heryer çiçeklerle kaplı Ağaçlar en güzel giysilerini giyiyor. Yeşili pembesi, beyazı daha ne olsun Nevruz yaşanıyor. Bugün 21 Mart Baharın gelişini müjdeleyen ve her yıl dünya genelinde farklı şenliklerle kutlanan Nevruz Bayramı’nı kutluyor insanlar. Seviyorum böyle günleri herkes mutlu. Kimi ateş üzerinden atlıyor kimi çiçeklere bakıp çayını kahvesini yudumluyor…

Nevruz adını tam olarak bilmeyenler için küçük bir araştırma yaptım. Sizlerle de paylaşmak istedim bugün. Nevruz yeni gün veya gün ışığı anlamına geliyor. Bazı kaynaklarda Anadolu ve Orta Asya medeniyetleri tarafından baharın gelişi ve dostluğun müjdeleyicisi olarak tanımlanıyor. Ülkemizde ise 1995 yılından buyana bayram olarak kabul edilmiş.

Nevruz kültürünün eski dönemlerden beri vazgeçilmez alışkanlığı olan, etkinliğin gerçekleştirileceği alana Nevruz ateşi yakılacak ve üzerinden atlanacak. Hatta bugün geçen sene izlediğim ve çok hoşuma giden Balıkesir Üniversite’sinin etkinlikleri var. Ateş yakılıp, ağaçlar dikilecektir yine umarım. Bu sene bu güzel etkinliğe ben gidemiyorum, Çünkü bugün okuldayım. Okulumda da nevruza dair izlenimlerim var tabi ki…

Yazının Devamı

ŞİİRLERDEN SEÇMELER

Arkadaşlar , Nisan ayı gazetemizin çocukça sayfalarında yer alan şiirleri ve hikayeleri umarım takip ediyorsunuzdur.

Sizlere okumanız için harika şiirler yazmaya çabalıyorum .Değerli okurlarım sizler de şiirler yazabilir hikayelerinizi bizler ile paylaşabilirsiniz. Yazmak o kadar basit ki her çocuğun bunu başarabileceğini umuyorum hepinize en içten sevgi ve dileklerim ile. Nursima Akyürek

ŞİİRLERDEN SEÇMELER

Yazının Devamı

Kurgu

Sahne ışığı altında belirdi. Camdan yapılmış küçük bir kavanoz şişenin içinde iki tırtıl, biri yeşil diğeri kahverengi hareketsiz bir biçimde duruyorlar.

Görmek zor değil, mükemmel kavramına uygun bu kelimeyi doğrulayan perdeler o kadar ipeksiydi ki dünyanın öbür ucundan getirilmiş gibiydi. Sahne yaklaşık bir yüzyılı yutmuş toz ve pas içinde kalmıştı. Koltukların rengi önceden kırmızıymış fakat zaman içerisinde kahverengi –gri bir renk almış. Arada sırada açık pencerede içeri giren güvercinler ve böcek türü varlıklar sahnede kendilerince oyun oynuyorlardı.

Yazının Devamı