Semra Aman Akyürek

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongreleri arasında ilk kez farklı bir kongre gözlemlediğimi belirtmeliyim. Heyecandan dokunsak düşecekmiş gibi görünen Ender Biçki ve gözlerini cep telefonundaki whatsapp görüşmelerinden ayıramayan Serkan Sarı… Önceki İl Başkanlığı kongresinden daha bilinçli ve dikkatli adımların atıldığı iki listenin yarıştığı ve gerginliğin tavan yaptığı anlar olmadı değil. Oldu ama, ne gerginliği…?

Üç’ü birarada tadı ileride neyi getirir?

*Gerginlikten önce, kongrenin güzel ve özel yanlarından biraz bahsedelim. İzlediğim sıradışı bir kongreydi. Hele ki üç milletvekilinin ‘CHP söz konusu gerisi teferruat dercesine yumruklarını havaya kaldırmaları görülmeye değerdi. Çünkü vekillerin İl Başkanlığı seçimindeki kongre heyecanı da farklı beden dilleriyle konuşmalarının işaretiydi. Herkes olumlu mesajları alıyor ve salon onların konuşmalarıyla pozitif bir enerji topluyordu. Ta ki Gala Düğün salonunda vekiller, ayrı kapılarda, farklı isimlerle buluşsalar da, kulisleri hızlandırsalar da, soluklanmak için dışarıya çıktıkları bir anda ortam gerili vermişti. Çünkü listeler okunmaya başlanmış aynı ismin iki yerde de bulunması söz konusu diyen Divan Başkanının sözleri araya girmişti. Ender Biçki diyenle Serkan Sarı diyenler arasında hoş olmayan cümleler dökülüyordu ağızlardan ve birileri kavganın dozunun artmaması için, gergin olan iki kişinin ayrı ayrı hem ağzını kapatıyor, hem de elini kolunu tutuyordu. O anda gruplaşmalar öne çıktı. Yaka paça biri dışarıya çıkartıldı. CHP’liler arasından biri ‘gazeteciler var sakın ha! Televizyonda var eyvah! diye bağırıyordu… Ama olan olmuş olmuş görüntüyü alan basın çoktan merkeze görüntüyü geçmişti…

Yılın en görünmez milletvekili:Namık Havutça

Yılın en şık ve polemikçi milletvekili:Mehmet Tüm

Yılın en arafta kalan milletvekili:İsmail Ok

Yerli otomobil konusu herkesi heyecanlandırdı. Yerli otomobil ’in ilk alıcısı da belirlendi. İlk alacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Ortak girişim grubunda yer alan 5 şirket açıklandı ve bu şirketler Anadolu Grup, BMC Grup, Kıraça Holding, Turkcell grubu ve Zorlu Holding.

Türkiye için atılan adımlardan en önemlilerinden biri yerli otomobil projesi. Hayal ederek gerçeğe dönüştürülen adımların içinde yerli otomobil için 2019’da prototipinin tamamlaması ve 2021’de de ticari satışına başlanması hedefleniyor. Hedefe adım adım yaklaşılırken amaca ulaşıldığında seri üretimlere de geçilecek. Hedefler büyük ancak ulaşılamaz değil. 2023 hedefleri arasında olan bu proje için tüm Türkiye heyecanlı. Balıkesirli de öyle. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuyla ilgili gecikme istemiyor. Zaman kaybına tahammül olmadığının altını çiziyor. Babayiğitlere ‘elinizi taşın altına soktunuz bize destek olmak düşer’ diyor. Ekonomi ve güçlü bir Türkiye’nin atılan adımlarında, elzem olan bir noktada şimdiye kadar 20 il yerli otomobil firmasının kendi şehirlerinde kurulması adına çalışmalara başladı. Balıkesir’de de girişim oldu. Yerli otomobil için isim bile kondu (yerli olsun adı Alp olsun)diye. Ancak Balıkesir’in gelişen sanayisinde, yan sanayi ile birlikte atılım sağlayacak Balıkesir için el birlikteliği ne durumda?

Bu konuda siyasiler aynı düşünceleri taşımıyor. İş Adamları, Sanayi Odası, Ticaret Odası, Odalar vb ‘elmizi taşın altına koymaya hazırız ne gerekirse yaparız’ diyor. BBP İl Başkanı Ahmet Cemil Aydoğan dün yapılan bir toplantıda bu konuda Balıkesir’de yapmak istedikleri girişimle sonuca ulaşabileceklerini düşünüyor ancak; iktidar Partisinin İl Başkanı bu platformda yok diyor. Sizce bu ne demek? Bırakın bunu AK Parti İl Başkanı Hasan Demiraslan ile ilgili birde şu iddiayı ortaya atıveriyor. Demiraslan’ın platforma katılmama nedeni olarak; Cumhurbaşkanının insanlarda beklenti yaratmayın’ dediğini söylediğini iddia ediyor. Peki şimdi sormak istiyorum; eğer ki bu ifade kullanıldıysa tecrübeli bir siyasetçi bir başka siyasetçiye bunu nasıl bir şekilde ifade ediyor? Bu yazıyı okuyan siyaset bilimcilere soruyorum. Söylendiği iddia edilen bu söz için bu dil doğru mu?

Merhaba bugünlerde sık yazıyor diyebilirsiniz ancak dedim ya 2 günlük verdiğim ara ve haliyle ziyaretçilerimde olunca konuşmadan ve yazmadan edemiyorum. Konu lise, Üniversite, iş hayatı ve yaşamımda dönüp dolaşıp önüme geliyor ve hatırlıyorum.

Kimdir ziyaretçileri bu kadar diyeceksiniz hemen söyleyeyim. Dün öğretmen olan 3 eğitimcimiz geldi. Biride Türk Ocakları Başkanı olan kıymetli hocam Tahir Korucuoğulları. ‘’Sunum’’ yani benim aynı zamanda sesimi de kullanarak yaptığım bir iş için, ‘Müsait olursan şu gün düzenleyeceğimiz bir program için yardımcı olur musun?’ dedi. Kıymet verdiği ve yapabileceğimi düşünerek ‘Bu sunumu yapar mısın’ dediği için teşekkür ederim. Nasip olursa elbette… dedim ve bu teşekkürün sadece teşekkürden ibaret olmadığını belirtmek, kendime hatırlatmak ve yaşamın içindeki tüm öğrencilerin aslında büyük bir değer olduğunu vurgulamak için bu yazıyı yazmak istedim. Benim için bir öğrencinin ailesi kimdir, öğretmeni kimdir, zengin midir fakirmidirden çok, ‘ öğrencinin kendisi daha mühimdir’ ve kendisinin nasıl bir öğrenci ve nasıl biri olduğunu önemsemem herhalde çocukluğumdan bana kalan bir miras oldu.

*Öğrenci herşeydir. Çocuklar ve ihtiyarlar, bir kadın yaşam sevincimdir benim. Sıradışı bir mutluluk sebebimdir. Hangi çocuk, hangi ihtiyar olursa olsun…Yeter ki güzel ahlak ve iyi niyetli olsun. Çünkü çocukluğumun ve yaşama daha sıkı tutunmamın en önemli sebebi herkes gibi benimde sevgiydi.

Geçirdiğim rahatsızlık nedeniyle verdiğim ara herhalde çok olmuş ki (2 gün)hem sahaya dönüşümdeki hevesim hem de yazılarımı daha bir şevkle yapmaya başlayışım ondan mıdır bilemedim. Bu arada adını koymaya çalıştığım bir konuda olmadı değil Hastalığım için bir geçmiş olsun demek yerine yazılarımı takip eden bir takipçimin hemen ‘yazıyı göremedik’ atlayışını da, tecrübesine pek sığdıramadım.

Sene 1994 hadi bir hesap yap ben nereden nereye gelmişim. Gelmek isteyipte gelemeyenlerin yerlerini elimle itmişim. Nerelerde nasıl gayret göstermişim. Hep mi gazeteciydik kardeşim biz. TV’si var. Radyosu var. Ses var, kalem elimizde farklı şehirlerde yazmışız çizmişiz. Haaa kendimizi anlatmamışız o başka mesele… Ben bu durumda ‘ işçisin sen işçi kal’ı söylüyorum’ herhâlde bu şarkılarda radyoculuk dönemlerinden kalma olacak. Peki ya sen? Mesleğe bir ömür veren diye bildiğim bırak duyguyu muyguyu bu atlayış nereden? Kimden kimlerden?

Şahsi bir çekincem yok. Utanmamda çünkü utanacak işim yok. Hala bilen bilir elimde makine, kalem, mikrofon bunlarla konuşurum. Sen insan içinde konuşamazsın diyen öğrenciliğimi bilmeyen öğretmenim Gönül Uçar bile şaşkın bu işe. Hele bu devirde şaşan şaşana…

Kimler geldi kimler geçti. Bilirsiniz Ajda Pekkan’ın güzel ve unutulmayan bir şarkısıdır bu. Bende bu şarkıyı siyasettekiler için söylüyorum. Sadece ‘kimler geldi kimler geçti’ diyorum. Siyasette önde olan isimlerle ilgili yazılarımı bugüne kadar hep dile getirmişimdir. Takipçilerim bilir. Hafızalardan silinmeyen ne siyaset adamları geldi geçti kalemimden ve hala kalemimin ucundalar…Balıkesir için…

Bugün AK parti’nin il Başkanı Hasan Demiraslan ve daha öncede bir yazımda dile getirdiğim Ragıpcığımın hata zincirindeki halkalara yine takılmam nedeniyle konuyu dile getirme isteğini duydum. En sonda kısa zaman önce Ak Partili olan Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur ile ilgili yazılarım olmuştu. Siyasetin önde gelenleri ile araştırılarak, kaynağı sağlam eleştiri yapıyor ve birşeyler söylüyorsam hangisi çıkmadı?

*Haliyle saygı, sevgi ve birliktelik ektiğimiz bugünlerde, işim gereği nasıl ki Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Ender Biçki ile ilgili ve geçmiş dönemlerde Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanları ile ilgili yazdığım yazılar olduysa elbette ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İl Başkanı ile ilgilide olacak. Doğruya doğru eğriye eğri demezsek bizi kim okuyacak? Durduk yere yazmıyoruz. Var ki bir görüp bildiğimiz bizde düşüncelerimizi dile getiriyoruz. İşimiz bu değil mi? Yani benim işim siyaset değil benim işim gördüğüm bir yanlış varsa; şehir adına, insan olma adına bunu dile getirmek olmalı… Ben diyorum ki ‘Benim şehrim Balıkesir, Ben Balıkesir’im. İşin özünü anlayana…

Özel davetli olarak katıldığım ve görüşlerimin önemsendiğinin söylenmesi ile mutlu olmuştum. ’Bu görüşler benim içinse mutlaka karşılık bulmalı’ diyerek Ankara’ya yola koyuldum. Bir kadın olarak, kadınlar için benimde söyleyeceklerim tükenmezdi. Programın konusu “İŞ’te Kadın Zirvesi” idi.

Kadına seçme seçilme hakkını veren Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, rahmet ve minnetle bir kez daha anıyorum. 5 Aralık kadınlar için özel bir anlam taşıyor. Ve gelelim bugüne, bugünkü iktidara, kadına bakış açısına; Ak Parti’nin kuruluşundan 14 yıllık iktidarı boyunca kadına verdiği öneme, değere…

Kadına sadece aile ve sosyal yaşamında değil özel, siyasal ve toplumsal yaşamında tanınan hakların hayata geçirilmesi adına yürüttüğü projeler ve programlardaki yer verişine dair teşekkür etmek bir kadın olarak en doğru olandır diye düşündüğüm için bu bağlamda teşekkür ediyorum kadınlarımız adına. Nihayetinde bu atılan adımlar sayesinde Kadın bakanlarımız, Kadın Belediye Başkanlarımız, kadın bürokratlarımız, kadın gazetecilerimiz, kısacası her alanda kadınlarımız var olabiliyor artık.

Balıkesirspor taraftarları her zamanki gibi gönlünü yüreğini kaptırdığı Balıkesirspor için dün sahaya geldi. Takımına destek verdi. Coşku içinde olmak istiyor ve kazanmayı bekliyordu. Maç sırasında zaman zaman heyecan yaşadılar, tezahüratlar yaptılar ama genelde durgundular…

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi taraftarlar için, 5 bin adet forma dağıtılacağını haber olarak gazetelere gönderdi ve haliyle basında taraftarlara bu haberi duyurdu. Peki, ne oldu?

Balıkesirspor maçını takip etmek için sahaya adım atarken, basın tribünün olduğu yerden basamakları tek tek inerken, gözlerim karşımdaki taraftarlardaydı. Mademki 5 bin adet forma dağıtımı olacak her yer kırmızı beyaz olmalıydı. Taraftarlar, bunu gururla üzerinde taşımalıydı. Ancak gördüğüm tek şey durgunluktu. Heyecanlı ve mutlu olmayı bekleyen taraftardı. O taraftar mutlu olamadı. Hem kendisi için verilmesi beklenen formaya kavuşamamış hemde beklenen galibiyet istenen puanlar alınamamıştı. Beraberlikle biten maçın ilk yarısı sonrasında taraftarlar arasında ‘Merhaba’ diye bağıran bazı kişileri duyunca taraftarların arasına doğru ilerledim. Tepki vardı. Neye mi? Hani formalar? Diyor; montlarını gösteriyor ‘hani giyecektik Büyükşehrin 5 adet forması nerde?’ diye soruyorlardı. Üzüldüm. O taraftarın fazlasıyla hakkıydı o formalar. Kafama takılmadı da değil neredeydi bu formalar?

Balıkesir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladı. Mezun olan astsubayların alilerinin heyecanına ortak oldu. AK Partide Genişletilmiş İl Divan Toplantısı ve Balıkesirlilere hitap eden Erdoğan, bu kez özellikle merak edilen Belediyelerdeki değişimler için dedi ve o eli hiç bırakmadı. Acaba programı takip edenler hiç düşündünüz mü o el uzun süre neden tutuldu?

Duymayanınız, yaşamayanınız var mı şu sözleri hayatta?

*En yakın arkadaşımdı benim sırtımdan vurdu.

Kıymetli okurlarım dün Bilgisayarın başına oturdum .Vakit dardı sayfalar gönderiliyor, biryandan harıl harıl Cumartesi planları çıkarılıyor, Programlar ayarlanıyordu. Ancak yazmadan da duramam lanet olsun içimdeki bu iş sevgisine der gibiydim. İki satır anlatıvereyim dedim.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Ak Parti dün temayül yoklaması yaptı. Salonda pozitif bir gülümseme hâkimdi. Yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Erol Kaya’nın konuşması, adeta siyaset dersi verir gibiydi. Hem kendi partisindekilere, hem de muhalefet partisinde ‘fırsat bu!’ diyenlere ‘okumak güzeldir’ mesajı verdi. Belediye kanununu okumalarını tavsiye etti.

Büyükşehir Belediye Başkanlarının değişimi özellikle gündemde geniş yer bulmuşken buna dair sözlerde vardı konuşmalarda,’ Kişi değişimi değil, Belediyecilikte sistem değişikliği’ vurgusu yapılıyordu.

AK Partide istifa eden Belediye Başkanları ‘Davamız ve liderimiz ne derse o’ diyerek ayrıldı. Bıraktıkları koltuklara gelişim için değişim mesajı vererek ayrıldı. Ancak burası Balıkesir; Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, dün istifa kararını açıklarken kendisine görevler verildiğinde siyasi yaşamı boyunca hiç kullanmadığı duygularını öne çıkardı. Ne mi yaptı?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek istifa etti. ‘Emir demiri keser diyen Gökçek’i düşünelim. Başkentten bile değişim gerekiyorsa gereklidir gereği yerine getirilir denirken Balıkesir henüz Büyükşehir olup yeni yeni büyüme sağlarken kendinden büyük lafları eden Bizim Uğurluya ne demeli?

Gelelim merakla beklenen toplantıdan notlara ve Uğur’un sözlerine. ‘’3 buçuk yılda yaptığımız 10 yıla sığmaz icraatları konuşmayacağım.’’Haydaaa daha açılışta falso!

‘’Kararı şimdi açıklamam olur mu? Olmaz. Pazartesi saat 17:00’de.’’

Öncelikle herkese MERHABA. Gündemde Büyükşehirden istifa var diyeceğim ancak, gündemden artık düştü. Uzatmaları oynamanın manası; Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’un kendisinde saklı. Gücü içinde.

Haliyle Balıkesir basını bahsi geçen 3 büyükşehir belediyesinin istifalarını yakından takip etti ve ediyor çünkü aralarında Balıkesir’de var. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğurla ilgili yorumlar, kulislerde ne ararsanız var. Herhalde insanların yorum yaparak zihin jimnastiği yapmasını seviyor Başkan. ‘Soru almıyorum. Soru sormayın’ diyerek bir haftayı daha geçirdi. ‘İstifa yok görevimin başındayım’ diyerek yazılı açıklama gönderiyor ve Çınar altın da ‘ben buradayım ilçe Belediyeleri de yanımda gitmek yok’ mesajları veriyordu. Çay dersinin ikinci etap açılışındaki söylemi; ‘Bu işin içinde vefada var veda da demişti. Birşeyler var ama birtek asıl söylemesi gereken ve noktayı koyacak cümleyi henüz söylememişti.

Ahmet Edip Uğur heyecanlıydı ama sakin görüntü vermeye çalıştı. Konuşmalarında ilginç mesajlar veriyordu. Gitmek istemiyorum ama zorluyorlar bende başka şekilde devam ederim yorumunu rahatlıkla yapabilecek cümleleri vardı. Konuşması sonrasında temel atma törenine geçildi hemen ya Allah Bismillah dedi tam butona basacaktı ki; Dua yapılmadı uyarısını duydu. Ha tamam yapın dedi. Dualar yapıldı butona basıldı.

Sevgili okurlarım dedim ya butona basıldı…

VEFA İLE VEDA BULUŞTU

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Edip Uğur’un istifa iddialarıyla gündeme gelen konu bu haftanın direniş iddialarıyla tazeliğini koruyor. Tuhaf ve sıradışı görünen bir durum tespiti yapmaya ne dersiniz?

İstifasının istendiği iddialarıyla gündeme gelen Başkanlar Subliminal mesajlar veriyor olabilir mi? Neden derseniz bu kez de; ‘ağzı olan konuşuyor’ ‘masa başında uydurulmuş haber’ diyen bazı başkanlara bir sözüm olacak…

**

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ‘un istifa haberlerine verdiği yanıt sonrası yaşanan gelişmeler daha da ilginçleşti. Neden mi?

Balıkesir hertürlü gelişmeyi yakın takip etmeyi seven bir il. Millikuvvetlerin ara sokakların da gündem Edip Uğur. Bazı Kahveciler adeta müşterileri dinleyen birer bilgi küpü olmuş desek yeri. Peki ya yoldan geçen hanımlara ne demeli? Dün bir çiçekçi önünde, Milli Kuvvetlerin ara sokağında soluklanayım dedim. Tam oturdum ki iki bayan aheste aheste yürüyor. Yürüyüşleri yavaş ancak sesleri maşallah. Bahsettikleri kişide Balıkesir’in yerel yönetici ve tanınmış siyasetçisi olunca dikkat çekmiyor değil tabi ki.

**

Balıkesir’in tarihi öneme sahip Zağnospaşa meydanında bir kahve. Çınaraltı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur’un sanıyorum ki kulağının en çok çınlatıldığı yerlerden biri burası. Ve Edip Uğur dün o yerdeydi…

Basın açıklaması yapacağım demedi ancak, Balıkesir basını Uğur’un oraya geleceğini bildi. Nasıl mı oldu? Bazen Balıkesir’de olur dediklerimizden yani ‘Gaipten haber geldi… Gaipten bazen duymak gerekir dedirten durumlar bunlar ki, bu haberde gaiptendi ama Uğur tarihi meyanda tarihi sözler belki de söyledi…9 Ekim 2017

Bir çınaraltında,12 ilçe Belediye Başkanı ziyarete gelmiş ve Uğur Bütün Belediye Başkanlarımız beni ziyarete gelmişler diyordu. Eksikler yok değildi elbette. Ada uzak biri Marmara Adalar Belediye Başkanı ,diğeri de yakın ama gönül birlikteliğinin uzak diyarlara taşındığı Altıeylül idi.

Gündemle birlikte yaşanan tüm gelişmelerin ilginizi fazlasıyla çektiğini biliyorum. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanlarının istifaları, il başkanlarının çeşitli illerde görev değişimleri hala sürüyorken dün dile getirdiğim Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ile ilgili iddiaların çarpıcı bir boyutu da Başkan, Uğur’un sosyal medya hesapları…

Bugün 4 Ekim. En son 1 Ekim’de Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ne oldu da en son saat17.52 itibarıyle paylaşımlarına son verdi? Ne oldu? Sizce ne olabilir?

A-Paylaşımlarını takip ederek paylaşım yapan kişi işi bıraktı.

Balıkesirlinin en çok konuştuğu ve gündemden düşürmediği bir isim Ahmet Edip Uğur. Başarılı ve deneyimli bir siyasetçi. Ancak akla gelmeyen başa gelir başa gelmeyen akla gelir dedirtecek pek çok şey de yaşanmıyor değil. Vali Mustafa Yaman ve sonrası bugünlere kadar taşınan gerginlik perdeleri, artık uluorta açık ve siyaset sahnesinde herkes izler vaziyette.

Geçtiğimiz günlerde siyasi arenadaki hareketlilik ve özellikle kongre süreçleri gündeme bomba gibi düşmüştü. ‘Sert Rüzgar Fırtınaya Dönüşüyor Dikkat!’ diyerek haberimize Edremit ve Burhaniye Ak Parti kongrelerini yansıtmıştık ve tabi ki sarf edilen o talihsiz sözleri…

Bir haftadır yoğun bir söylenti diye düşündüğümüz fakat bir yıldır beklenti olarak kamuoyunda gözlemlediğimiz ‘Edip Uğur’gidiyor mu?’ Soruları bugünlerde daha fazla konuşuluyor. Edip Uğur, istifa mı edecek yoksa görevden mi alınacak? Tüm bu soruların yanıtını bizzat Edip Uğur’un kendi ağzından vermesini bekliyorum. Sert zemine oturtulan ve sarsıntılı olan bu söylem eyleme mi geçti? Dün sosyal medya hesabında ‘acaba ben engellendim mi’ diye düşündüm. Neden mi ya ilk kez Edip Uğur paylaşımlarına ara verdi ya da ben engelliyim ki göremiyorum ve göremedim. Son paylaşım dün diye gösteriyor. Şuan saat 18.45 günlerden Pazartesi ve akşamüstü peki yarın neyi gösterecek yada yarınlar?….Bekleyip göreceğiz.

Beklenen Bayram geldi. Her yıl olduğu gibi bu kurban Bayramında da kurbanlıklar alındı. Alamayanlara dağıtılmak için parça parça edildi. Kurban Bayramları genellikle küçük çocukların çok ilgisini çeken bir bayram olmuştur. Ve her zaman konuşulan, tartışılan bir konu var. Çocuklar kesimi izlemeli mi? izlememeli mi?

Çocuklar hem korkarak bakmak istemez hem de meraktan elini yüzüne kapatsa da parmak arasından izlerken buluyoruz hala onları. Öyle değil mi? Bu konuya bir uzman arkadaşımdan da destek alarak değinmek istedim. Çocuklar Kurban kesimini izlemeli mi izlememeli mi?

Çocuğun zihinsel olgunluk düzeyine uygun hareket edilmesi gerektiği ve 7 yaşına kadar çocuklar istemedikçe kurban kesiminin izlettirilmemesi önem taşıyor. Çocuk Kurban kesimini izlemek istiyorsa ne yapacağız? O halde önceden çocuk bilgilendirilmeli. Neden Ne İçin Ve Nasıl Olması Gerektiği hususu anlatılmalı. Çocukla konuşulmalı. Büyüklerin bu konuda ki tepkisi her yerde belirleyici olduğu gibi burada da olmalı. 7 yaşındaki çocukta artık gerçeklik duygusu ve soyut düşünce gelişmeye başladığı için kültürel öğrenim ön plana çıkıyor. Bunun bir dini görev olduğu, yoksullara yardım gibi sosyal boyutu olduğu anlatılmalı. Ölüm kavramı, kan akıtmaktan hoşlanmamak gerektiği ama insanın proteine ihtiyacı nedeniyle bazı şeylere katlanması gerektiği, ölüm ötesi gerçeklik gibi kavramlar yine bu yaşta öğretilmeli. Bir diğer önemli konuda kendi korkularımızı çocuğa yansıttığımız zaman çocukta öfke, şiddet ve düşmanlık gibi duygular gelişebileceği. Aman Dikkat!

Edirne’de Kırpınar güreşleri sonrasında Balıkesir’imiz de de Yağlı Güreşler adını tüm Dünyaya duyuruyor. Şehrimiz ve ata sporumuz adına güzel şeyler oluyor.

Bu güzelliğin içinde Kurtdereli güreşlerinde ağalığı alan Edip Uğur’un hangi fiyata ağalığı aldığını sakın ola merak edip sormaya kalkmayın. Neden mi? … Anlatacağım.

Yağlı güreşlerin ağalığı programlara ayrı bir renk katar. İl’in varlıklı işadamları ağalık yarışına katılır ve cazgır bunu açıklar, rakamlarla adeta oynanır. Ağalık en yüksek rakamı verende kalır.

Bugün sizlere Tarım ve Hayvancılık bakanlığının yeni projelerinden bahsedeceğim. Toprak ve besicilikle uğraş verenlere kısa notlarla bilgi vermeye çalışacağım.

Arz ve talep dengesi gözetilerek uygulanacak olan Bakanlık projeleri özellikle arge çalışmaları ile gelecek yıllardaki hedefleri tutturmaya çalışacak. Öncelikle Bakanlık Tarım arazileri, üzerindeki faaliyetlerle birlikte kayıt altına alınmasını ve dijital ortamdaki bu bilgi bankasını önemsiyor bunu hayata geçirecek. Toprak sahibi toprağını işlemiyor ve işletmiyorsa üretimle ilgili yasal bir düzenleme çıkartılacak.

Toprak dinlensin diyerek nadasa bilinçsizce bırakılan nadas işlemlerine son verilerek 4 milyon hektar arazinin nadasa bırakılmasını önleyecek ve ekonomiye kazandırmak için çalışacak.

Teknoloji ilerliyor ve bu ilerleme hayatın pek çok farklı yönünde, değişim ve gelişmeyi de beraberinde getiriyor, zorunlu kılıyor. Türkiye’de tarım ve Balıkesir’de temel ihtiyaçların vazgeçilmezi olan tarım, bu konuda sizce hangi aşamada? Tarımda teknoloji ne düzeyde kullanılıyor? Balıkesir Türkiye’yi doyuran şehir ileriki yıllarda bu değişim ve dönüşümü teknolojiye ayak uydurarak gösterebilecek mi? Bugünkü yazımda bugüne dek neler yapılmış bir göz atalım…

Sadece bir yiyecek meselesi değil aynı zamanda gelecek meselesi olarak görülmesi gereken tarım sektörü, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının çalışmalarına baktığımızda yarınlarını hesaplayan bir politika izliyor. Hedef olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in şu sözlerini hatırlayalım; ‘2023 yılında tarımsal hasılası 150 milyar dolara, ihracatı 40 milyar dolara ulaşmış,14 milyon hektarın tamamında arazi toplulaştırmasını tamamlamış ekonomik olarak sulamaya elverişli 8,5 milyon hektar tarım alanını sulamaya açmış bir Türkiye hedefi taşıyoruz.’

MİLLİ TARIM PROJESİ

Merhaba kıymetli okurlarım. Aynen başlıktaki gibi Çamlıkta bomba patladı. Hem de nasıl bomba. Çamlık ve çevre mahalleleri bırakın, evlerinde ‘Elimde çamaşırları asacakken bir patlama sesi ile korkudan leğeni attım’ diyenlerden tutun, işyerlerinde, lokantalarda yemek yiyen vatandaşlara, yolda yürürken ani refleksle başını kapatanlara bizzat Kızılay Caddesinde şahit oldum. Duyduğuma göre bazı evlerdeki camlar kırılmış.

Haaa bir de şu var; Malum caddelerde, parke taş döşemeleri bu ara yoğun. Patlamayı duyup ta buradaki taş döşeyen işçilere, ‘ Patlamayı siz mi yaptınız’ Diye kızanları gördüm. Bilip te yazmamak, görüp te görmemek, duyup ta duymamazlığa veremezdim. Halk konuşuyordu. Çevredeki komşum dahil tüm esnaflar dertliydi… Bu ne kardeşim diyordu?

Bugün iki üç gündür sırf Çamlıkta yaşananlara dair ‘Neden yazmıyorsun’ diyenler! Haklısınız. Size bir özür borcum var. Çamlıkta bomba patlıyor. Peki, bugün sizler bu satırları okurken dün neler mi oldu?

Balıkesir’de siyasi Partilerin zaman zaman alışık olduğumuz parti içi çatışmalarını hep duyduk. Atışmalarla basın toplantıları düzenlediklerini ve karşılıklı mesajlar verdiklerine şahit olduk. Ancak Balıkesir’de AK Parti’de aile içi çatışma olsa da bugüne kadar hiç duyulmamış ve açık olarak gruplaşmalar olmamıştı ki; Büyükşehirle birlikte ailedeki büyüme, adeta kardeş kavgalarına dönüştü. Bu gruplaşmada net olarak kamuoyunun gözlerinin önünde ve artık Balıkesirlinin de bildiği bir durum söz konusu.

Parti içinde soğuk rüzgâr!

Kıymetli okurlarım, öncelikle hatırlayalım; şehrimiz adına hatırlamak istemediğimiz ancak etkisi devam ettiği için söylemek zorunda kaldıklarımızı. Nitelikli dolandırıcı diye lanse edilen bir Vali Mustafa Yaman ve Yaman’ın ‘Edebimden susuyorum’ dese de kızgınlığını belirttiği durumlar birde giderken geride bıraktıkları…