GündemKöşe Yazıları

Şirk Ve Çeşitleri

Şirk Ve Çeşitleri

 

Miraç hediyelerinden birinin “ümmet-i Muhammed’den Allah’a ortak ( şirk ) koşmayanların günahlarının bağışlanacağı ve sonunda cennete girecekleri” müjdesinin olduğunu hepimiz biliriz. Nübüvvet tarihine bakıldığında iman-küfür mücadelesinin yanında tevhit-şirk mücadelesi ağırlıklı olarak göze çarpar. Tevhit inancını bozan şirkin ortaya çıkmasına neden olan sebepler ve şirkin farklı görünümleri bu sebeple büyük önem arz etmektedir.

Kur’an-ı Kerimin sebeplerini ve çeşitlerini ana ilkeleri ile açıkladığı şirkin detaylarını, sevgili Peygamberimiz bizlere bildirmiş ve bu konuda çetin bir mücadele örneği vermiştir. Kendisiyle mücadelenin kıyamete kadar süreceği şirkin veya şirk çağrıştıran duygu, düşünce ve davranışların Müslümanlar tarafından çok iyi bilinerek gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Eğer tevhit bilinci zihinlere iyice yerleştirilemez ise fert ve toplumların her an şirk bataklığına sürüklenmeleri muhtemeldir.

***

Kuranı kerimde inanç gruplarını belirleyen kavramlara baktığımızda; İman, Küfür, Nifak ve Şirk terimlerini görürüz.

Sevgili Peygamberimizin dünyaya geldiği yıllarda başta Arap yarımadası olmak üzere dünyanın birçok yerinde insanlar inanç bakımından şirk bataklığına sürüklenmişlerdi. Öyle ki, kendisini yüce Yaratıcısına yaklaştıracağına inandığı putunu bazen helvadan kendi eliyle yapıyor, ona tapıyor, karnı acıkıp yiyecek başka bir şey bulamayınca da putunu yiyordu.

Şirk kelimesi, ortak koşmak (ortaklık) demektir. Tevhit kelimesinin zıddıdır. Şerik ortak demektir. Terim olarak “Allah’ın zatında, sıfatlarında, fiillerinde veya ubudiyette ( O’na ibadet edilmesinde ) ortağı, dengi yahut benzerinin bulunduğuna inanma” demektir. Kur’an-ı Kerîm’de insanlar, tevhide, yani Allah’ı birlemeye davet edilmişler, zatında, sıfat ve fiilleri ile ubudiyette başkalarını yüce Allah’a ortak kılmaktan men edilmişlerdir. Bu sebeple Kur’an-ı Kerîm’de; “Şirkin pek büyük bir günah ve zulüm olduğu”, Hak Teâlâ’nın “Kendisine şerik koşulmasını asla affetmeyeceği, bundan başka olan günahları dileyeceği kimseler için affedeceği” bildirilmiştir.

“ Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur. (Nisa suresi, 48)

Allah Resul’üne en büyük günah nedir diye sorulduğunda cevaben: “ Seni yarattığı halde senin kalkıp O’na şirk koşmandır.” dediği rivayet edilmiştir. (Müslim, İman, 141.)

***

Allah’ın tövbe edilmedikçe affetmeyeceği tek günah: şirktir.

“Muhakkak ki şirk büyük bir zulümdür.” (Lokman, 31/13)

Şirki anlamadan tevhidi tam olarak anlamak mümkün görünmemektedir. Tevhidi muhafaza edebilmek, hangi düşünce ve davranışların şirk olduğunu bilmekle mümkündür.

İslâm âlimleri tevhit inancını Ulûhiyet ve Rubûbiyet açısından ele almalarına paralel olarak şirki de 1.Ulûhiyette şirk. Yüce Allah’a ilâhlığında şirk koşmak, 2.Rubûbiyette şirk. Yüce Allah’ın sıfat ve fiillerinde başka varlıkları Rab edinerek O’na ortak kılmak şeklinde iki ana grupta incelemişlerdir. Râgıb el-İsfahânî İslam âlimlerinin Allah’a Ulûhiyet ve Rubûbiyette ortak koşmayı büyük şirk ( açık şirk ), amellerde Allah’tan başka etkenleri göz önünde bulundurmayı da küçük şirk ( gizli şirk ) diye isimlendirdiklerini nakleder.

Kelam ilmi âlimleri şirki beş gruba ayırarak incelemişlerdir.

1-Şirk-i istiklâlî (vasıtasız şirk):  Bu tür şirk, ortak koşma çeşitlerinin en açığıdır. Tezahürü yeryüzündeki varlıklara tapma şeklindedir.

2- Şirk-i teb’îz (kısmî şirk): Allah’a inanmakla birlikte O’nun yanında O’na başka ortaklar kabul etmek bu tür bir şirktir. Hristiyanların teslis inancı, Yahudiler ’in Üzeyir’i Allah’ın oğlu kabul etmeleri bu tür şirke örnektir.

3- Şirk-i takrîb: Âlemin yaratıcısını kabul etmekle birlikte, O’na yakın olmak, O’nun huzurunda şefaatçi olmak üzere putlara tapınmak anlamına gelmektedir. Putperestlik olarak adlandırılan bu tür en yaygın şirk çeşididir.

4- Şirk-i taklit:  Başka birini ( özellikle ataları ) taklit ederek Allah’tan başkasına tapmak, bazı insanların kendi aralarından bazılarını Rabb kabul etmeleri, onların emir ve yasaklarını ilâhî buyruklar mertebesine yükseltmeleri bu tür şirkin alanı içine girer.

5- Şirk-i esbâb: Sebepleri, eşyanın tabiatını, tabiat kanunlarını ilâh mertebesine çıkararak onlara tapmak şeklinde kendisini gösteren şirke denir. Kâinatın nizam ve intizamı için yüce Allah’ın koyduğu kanunları görmemezlikten gelerek her şeyi sebeplere bağlayan tabiatçılar ve taraftarlarının şirki bu türdendir. Özellikle 19. ve 20. yy’da ortaya çıkan felsefi akımların da etkisiyle bu tür şirk inancı revaç bulmuş, bir takım ateist mihraklarca özellikle savunulup desteklenmiştir.

***

Bir hadis-i şerifte sevgili peygamberimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Ümmetim için en çok korktuğum şey, Allah’a şirk koşmaktır. Ama dikkat edin; Ay’a, Güneş’e veya puta tapacaklar, demiyorum. Fakat Allah’ın rızasının dışındaki gayeler için harekette bulunacaklar (demek istiyorum).” (İbn Mâce, Zühd, 21).

Sevgili Peygamberimiz bizleri özellikle küçük şirk tehlikesinden korumak için defalarca uyarmıştır. Bu uyarılardan birisi şöyledir:

“Sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirktir.” Hazır bulunanlar:

“Ya Rasûlüllah! Küçük şirk nedir?” diye sordukları zaman, Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle devam etmiştir:

“Küçük şirk, riya yani gösteriştir. Ahiret gününde insanlara amellerinin karşılığı verildiği zaman, Allah diyecek ki: “Dünya hayatında iken, kendileri görsün diye riya ve gösteriş yaptığınız kişilerin yanına gidin, bakın, onların yanında herhangi bir karşılık bulacak mısınız?” (Ahmet b. Hanbel, V/428, 429).

Küçük ( gizli ) şirkin kısımları çoktur. Bugün Müslümanların en çok içerisine düştüğü türlerinden birkaç tanesini hatırlatmak istiyorum.

  • Gayb bilgisini elde etme hususundaki beyhude çabalar. Gaybı yalnız yüce Allah bilir. Büyü, fal, kehanet, astrolojik yorumlara inanmak, bu yorumlara göre geleceğimizi şekillendirmeye çalışmak gizli şirktir.
  • Kur’an-ı Kerim ve Sahih Sünnetin bildirdiği dini konularda aklımıza aşırı güvenerek “ bence bu konu böyle olmalı…” diyerek şahsi hükümler vermek.
  • Kabirlerden, türbelerden medet ummak, yardım ve destek istemek. Büyüklerimizin kabirlerine elbette saygı duyulur, hürmet edilir. Saygı duymak başka, onlardan medet ummak başka şeydir. Yüce Allah’tan başka bir varlıktan medet ummak gizli şirktir.

Bu konuyu “Allah’a ait olan özelliklerden her hangi birisini bir başkasına vermek şirktir” veya “Lâ ilâhe illallâh cümlesinin ihtiva ettiği anlamlara halel getiren bütün duygu, düşünce ve fiiller şirktir” formülü ile pratik olarak zihinlerimize yerleştirmek mümkündür.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu