Köşe YazılarıGündem

BİR YAĞMUR HİKAYESİ

Balıkesir’de son günlerde yağan yağmurlar bereketli topraklarımıza düşmeye başladı. Zaman zaman duyduğumuz olumsuz şartlarda yok değil. Hani bir Çay deresinde köpek kurtarma, suya kapılan yavru kedi ve buna benzer haberler elbette ki üzüntü vermiyor değil…

Her ne olursa olsun yağmur berekettir, Yağmur coşkudur Cama vuran her damlada yağmurun götürdüğü anılara gitme vaktidir. Seyrin en güzel anıdır. Oradan oraya koşuşturan, bir yandan şemsiyelerini satmaya çalışan, bir yandan ıslanmak için sokağa koşan çocuktan ıslanmamak için elindeki poşeti kafasına geçiren vatandaşa… Yağmurlu bir gün bambaşka bir fotoğraf hafızası bırakıyor hafızamıza…

Ne zaman geleceği belli olmaz. Hava tahmincileri haftalık raporlar yayınlasa da yanılabiliyorlar da bazen. Veeee. Bahar gelince, hava günlük güneşlikken nasıl oluyorsa öğleden sonra bir anda güneş kayboluyor ve yerini gri bulutlara bırakıyor dersiniz? Hafif serinlik…efil efil esen bir rüzgar…Nefisss…Beraberinde şakır şakır yağan yağmur…Ve o yağmurla birlikte bir anda ortaya çıkan “şemsiye satan abiler” sokaklarda… “Allah Allah, bunlar bir yerde ellerinde şemsiyelerle yağmurun yağmasını mı bekliyorlar?” diyorum. Vallahi henüz çözemedim akıbetlerini. Dün de yaşadım mesela aynı şeyi. Yağmur başladı, adım başı “şemsiye satan abiler” belirdi. Bir restorana girdik, yemeğimizi yedik, çıktığımızda yerlerde şemsiye poşetleri doluydu. “Şemsiye satan abiler”in gizli kapılar ardında “Ah yağmur yağsa da şemsiyelerimi satsam!” diyerek beklemesine değmişti doğrusu. Sanırım herkesin başına gelmiştir şemsiyesini almadan dışarı çıktığı bir gün, yağmura yakalanıp, bulduğu ilk şemsiyeciden mecburen şemsiye satın alması. Ben direndim, henüz almadım ama benim de o şemsiyelerle ilgili şöyle bir anım var hemen anlatmak isterim.

2 yıl öncesiydi. Liseden bir arkadaşım olan Güler bize oturmaya gelmişti. Hava yağabilir diyerek şemsiye almış yanına. Şeffaf çirkin bir şey. Nereden aldın bu şemsiyeyi başka bulamadın mı? Dedim hatta. O da yok ya 1 TL ye aldım ucuz yağmur yağacak gibi ya ne olur ne olmaz diye aldım” dedi. O gün yağmur yağmadı. Güler haliyle şemsiyeyi bizde unuttu. Sonrası mı o şemsiye hala bende. Geri vermek istedim, almadı tabi, “Amaaan at gitsin!” dedi. Ben de şimdi atmayayım da, arabanın bagajında duruversin, belki lazım olur diye düşünerek sakladım onu.

Gerçekten arada işime de yaramadı değil. Gel zaman git zaman, şemsiye eskidi,zaten çirkindi yiice çirkinleşti ama bir şey yapıştı kaldı o şemsiyeye, atamadım. “Dursun bagajda, bir kere daha lazım oluverir, o zaman son kez kullanır, sonra yağmur durunca da atarım.” diyerek benimle birlikte arabada seyahat etti durdu aylarca. Ta ki düne kadar! Ama bir dakika, aklınıza gelen şey olmadı! Dün sabah evden kardeşimle birlikte çıktığımızda hafif hafif yağmur yağıyordu. Biraz ilerleyince, yağmur şiddetlenmeye başladı. Kardeşim tam inecekti ki baktım ıslanacak, “Bagajda şemsiye var, yanına al da atarsın sonra.” dedim.

Şemsiyeyi aldı, koşa koşa uzaklaştı. Akşam olduğunda sordum, “Ne yaptın şemsiyeyi ?”diye. “Hiiç, iş yerinde duruyor.”dedi. Ahahaaha… Anlaşıldı bu “sıradan” diye nitelendirdiğim şemsiyeden kurtuluş yok, çok yaşa sen şeffaf şemsiye…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu