GündemKamil AKYÜREKKöşe Yazıları

SAĞLAM TEHDİT

Cumartesi akşamı Ak Parti İl Başkanı Ahmet Sağlam aradı. İmtiyaz sahibimiz Semra Aman Akyürek hanımefendinin şahsi sosyal medya hesabından sorduğu bir soru ve altına yapılan yorumlarla ile ilgili olarak sitemde bulundu önce.
Bende kendisine “paylaşımı Semra hanım yapmış. Onunla bir görüşün isterseniz ben haberdar değilim. Bu tip durumlarda soruyu bizzat sormak için kendisi mutlaka arar. Sizi aramış mı hiç” diye sordum.
Başkan “yok hiç aramadı ama yapılan yorumlar yakışıksız olmuş. Şehre bir bakan gelmişse benim onun programına uymam gerekir” diye yanıt verince paylaşımı merak ettim ve “paylaşıma bir göz atayım size dönerim” dedim.
Önce paylaşıma bir göz attım. Paylaşım şu; “Aynı saatler, aynı izler. Bu ayaklar kimi takip ediyor! Bir İl Başkanının protokolle yapılan bir toplantıya katılımı mı, yoksa partisine emek verenlerin cenazesine katılımı mı önemlidir? Gözler kimi nerde aramalı?” Vefaya gönderme yapılan nefis bir eleştirel soru.
Semra Hanımı aradım ve paylaşımı ile ilgili Ahmet Sağlam’ın arayıp sitem ettiğini belirtince “Paylaşım ben yaptım bir diyeceği varsa beni arasın. Ayrıca kendisini daha önce 4 kez aradım ama telefonunu hiç açmadı. Ne telefonu açtı, ne de geri döndü. Dediğim gibi bir diyeceği varsa beni arasın” deyip noktaladı.
Söz verdiğim için Ahmet Sağlam’ı aradım. Önce Semra hanımın “Paylaşımı ben yaptım diyeceği varsa beni arasın” bilgisini ilettim. Sonra da paylaşımın kendi fikrimi aktarmak için hakaret ya da hedef söz konusu olmadan yapılan bir eleştiri olduğunu belirterek “gazeteciliğin gereği bu. Biz size sevgi ve saygı duyuyoruz elbet ama eleştiri de bizim başlıca görevimiz” diye söyleyince maalesef başkan zıvanadan çıktı.
Sevgili başkan bu eleştirel soruyla ilgili bu şansı değerlendirmek yerine, gazeteciliği tamamen spekülatif açıyla ve yalan haberle yürüten, ve maalesef mesleğe dair her hangi bir kaydı bulunmayan birkaç ismi vererek, telefonda adeta tehdit edercesine “bir daha olursa sizi de……. kişiler gibi göreceğim” dedi.
Sevgili Ahmet Sağlam, biz sevdiklerimizin ya da takdir ettiklerimizin de hatalarını yazabiliyor ve söyleyebiliyoruz. Aslında Gazeteciliğin temel kurallarından biridir bu. Zira hakaret ya da hedef söz konusu olmadan yapılan eleştiri, yapıcı eleştiridir ve eleştiriye maruz olan kişiye yaptığını tekrar değerlendirme şansı sağlar.
Öncelikle sevgili başkan, Ak Parti’nin temelini oluşturan ve ‘DAVA’ diye nitelenen tüm prensipleri eksiksiz hatta fazlası ile bünyesinde bulunduran ve gerek milletvekilliği gerekse vekil olmadığı dönemlerde bu davaya her türlü hizmeti veren İsmail Özgün gibi bir insanın acı kaybına ortak olma adına hiçbir şey yapmadan Bakan’ın programına katılıyorsunuz.
Bakanın programından bir saatliğine ayrılıp, Balıkesir’de küçüklü-büyüklü, partili-partisiz herkesin takdir edip sevdiği ‘DAVA’ denilen prensiplerin yaşayan canlı eseri nitelediği kişinin yanında annesinin cenaze namazında saf duramıyorsanız bu eleştirel soruya muhatap olmanız çok doğal.
Ama siz bu eleştiriyi dikkate alarak bir yanıt vermek yerine tehdidi tercih ediyorsanız soruyorum size;
Bu ‘DAVA’nın prensiplerinden ne kadarına sahipsiniz?
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘gönüllere girin’, ‘ahde-vefa’ olmazda olmazımız, ‘hizmet etmek yetmez, milletle beraber olun’ talimatlarına ne kadar kulak veriyorsunuz?
En önemli soru da size bunları hatırlattığımız için mi bizi tehdit ediyorsunuz?
Oturduğunuz koltukta tüm dünyaya ‘İnsanı yücelten’ değerleri bağıra bağıra söyleyen bir DÜNYA LİDERİNİ temsil ettiğinizin farkında değil misiniz?
Sizden eleştiriye bir teşekkür beklemiyorduk. Ama bir tehdidi doğrusu hiç ama hiç beklemiyorduk…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu