GündemTeknoloji

Türk bilim insanları yeni ameliyat yöntemi geliştirdi

KTÜ Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Celal Tekinbaş ve ekibinin, nefes borusunda darlık oluşması nedeniyle solunum sıkıntısı çeken hastalara yönelik geliştirdiği ameliyat yöntemi, dünya tıp literatürüne geçti.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Celal Tekinbaş ve ekibi, nefes borusunda darlık oluşması sonucu solunum sıkıntısı çeken hastalara yönelik yeni ameliyat yöntemi geliştirdi.

Prof. Dr. Tekinbaş, beraberindeki Prof. Dr. Atilla Türkyılmaz, Prof. Dr. Bekir Sami Karapolat ve ekibince geliştirilen yöntemle, bu ameliyatlardan sonra hastaların çenesinin, göğsün “iman tahtası” diye tabir edilen kısmına dikilerek başlarının bir süre göğüslerine yapışık bırakılmasının önüne geçildi.

“Bu yöntem ülkemiz açısından da tıp açısından da önemli”

Ameliyatın teknikleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tekinbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nefes borusunun ortasını, çekip çıkardığımız kısmın dışında kalan üst ve alttaki kısmını birbirine dikiyoruz. Sonra nefes borusunda kıkırdaklar var, bunları almak kaydıyla her iki yana dikişler atıyoruz ve o dikişleri birbirine bağlıyoruz. Dolayısıyla onu biraz gergin bağladığımızdan, dikiş hattına yansıyacak o kuvveti, gerilimi ekstra attığımız dikişler alıyor. Dolayısıyla anastomoz hattımızda herhangi gerilme meydana gelmiyor. Dolayısıyla da hastanın çenesini göğüs ön duvarına dikme gibi bir ihtiyacımız olmuyor.”

Tekinbaş, hastaların ameliyat sonrası gayet rahat yatabildiğini belirterek, “Hastalarımız ameliyat sonrası boynunu hareket ettirebiliyor, yemesini, içmesini, tükürüğünü rahatlıkla yutabiliyor. Aynı zamanda hastanın dikişleri de açılmamış oluyor. Dolayısıyla ekstra bir ameliyat yükü ve hastanın kaybıyla sonuçlanabilecek olumsuzluk oluşmuyor.” dedi.

Geliştirdikleri yöntemin ekip çalışmasının ürünü olduğuna dikkati çeken Tekinbaş, şunları kaydetti:

“Bu yöntem ülkemiz açısından da tıp açısından da önemli. Bu yöntemin hakikaten dünyada uygulanması bizleri daha mutlu edecektir. Bu yöntem dünya tıp literatürüne geçtiğinden artık bütün bilim insanları bu yöntemi biliyor, okuyor ve farkında oluyor. Türkiye’den çıkan bu yeni yöntemin dünyada yaygın kullanıma geçeceğine, dolayısıyla ülkemiz, bölgemiz ve bizim için de gurur verici sonuçları olacağına inanıyoruz.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu