Şanlı tarihimizin dönüm noktalarından birini oluşturan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yıldönümünü milletçe kutlayacağız inşallah. Tarihimizde Ağustos ayı zaferler ayı olarak ayrı bir yere sahiptir. 1071 Malazgirt, 1473 Otlukbeli, 1514 Çaldıran, 1516 Mercidabık, 1521 Belgrad, 1526 Mohaç, 1571 Kıbrıs ve daha nice zaferleri hep Ağustos ayında kazandık. Kurtuluş Savaşımızda da 1921 Sakarya ve 1922 Dumlupınar zaferleri yine Ağustos ayında kazanılmıştır.
30 Ağustos Zafer Bayramımızın anlamını ve milli tarihimizdeki önemini kavramamız bakımından 1918 Türkiyesini ve milletimizin içinde bulunduğu ağır şartları ana hatları ile hatırlamak gerekir.
Yıl 1918; Düşmanlar tarafından “Hasta Adam” diye adlandırılıp hakkında ölüm fermanları hazırlanan milletimizin aziz yurdu Anadolu taksim edilmiş, yer yer işgaller başlamıştır. Milletimiz adeta kendi öz vatanında bir kaşık suda boğulmak isteniyor. Ordu elinden silahları alınarak terhis edilmiş, yurdun geçit noktaları tutulmuş, liderler tesirsiz hale getirilmiştir. Milli istihbarata el konulmuş, PTT hizmetleri ve demiryolları düşmanların eline geçmiş, devlet güvenliği elden gitmiş, millet açlığa, yokluğa, sefalete ve çaresizliğe itilmişti.