Kamil Akyürek

Kamil Akyürek

KAFAOĞLU’NU ASFALTA YAPIŞTIRMA GAYRETİ Mİ VAR?

Yayın hayatına geçtiğimizden beri Merkez ve ilçe sınırları içinde ki kırsal mahallelere Merhaba gazetesi olarak düzenli olarak ziyaret edip haber ürettiğimizi gazetemizin sayfalarında mutlaka görmüşsünüzdür. Gittiğimiz mahallelerde, özellikle de Altıeylül’ün ova köyleri ve ilçelerde ki kırsal mahallelerin de yaşayan vatandaşlar, öncelikli ihtiyaçlarının yol sorunu olduğunu ve bu konuda yetkili kurum olan Büyükşehir Belediyesinin kendilerine söz verdiğini sıkça dile getiriyordu.

Verilen sözlere rağmen, istifa edene kadar Uğur’un tercihi ‘Vizyon proje’ diye adlandırdığı vitrin projelere ağırlık vermek oldu. Kırsal mahalle yolları aslında o dönemde sessizce de olsa birçok ilçe belediye Başkanı tarafından Uğur’a hatırlatılmasına rağmen, belli birkaç ilçe haricinde bir mesafe alınamadı. Uğur’un koltuğuna Dr. Zekai Kafaoğlu oturduktan sonra, Kafaoğlu’nun “1361 proje” lansmanın da altını çizerek belirttiği tercihi, söz verilen ama hala gerçekleştirilmeyen yollar, vatandaşın temel ihtiyaçlarına hitap ederek hayatını kolaylaştıracak dokunuşlar ve gündelik yaşamına renk katarak mutlu olmasını sağlayacak çok sayıda ama az maliyetli projeler oldu. Haa Kafaoğlu’na haksızlık etmeyelim zira bu projeler arasında üç tane vizyon proje de var. Üstelik bu üç projede Balıkesir’in ülke genelinde ki sıralamasını en az iki-üç basamak yukarıya taşıyacak projeler. Ayrıca Kafaoğlu, Uğur döneminde temelleri atılan vizyon projelerin, Ak Parti Çatısı altında siyaset edilirken hazırlandığı bilinci ile hiç gocunmadan ve kişisel hesaplaşmaya kaçmadan sahiplenme cesaretini de göstererek onların devam edileceğini de belirtti.

İşte Kafaoğlu’nun bu tavır ve bu davranışı, belli ki birilerini çok rahatsız etmiş olacak ki, ihale süreci iyi yönetilmediği için, çok uzun sürdüğü algısı oluşan Balıkesir’in ilk dalçık kavşağında olduğu gibi beceriksiz görünmesi isteniyor. Yine aynı kötü yönetim ve eksik şartname maddeleri yüzünden, günler içinde bitirilebilecek, ancak aylar süren Emniyet Müdürlüğü önünden Otel Basri önüne kadar yapılan yol çalışmasında olduğu gibi bir beceriksizliğin yaşanması isteniyor. İlçelerde de ihale süreci iyi yönetilmediği ve şartnameleri eksik-hatalı hazırlandığı için normal süresinden dört-beş kat fazla süren onlarca proje de olduğu gibi Kafaoğlu’nun da aynı beceriksizliği, basiretsizliği sergilemesi bekleniyor.

Kafaoğlu bu beklentileri ve istekleri karşılamayan, tam aksine seçim öncesinde önceliğine aldığı yol asfalt çalışması ihalesi ile ilgili doğru süreç yönetimi sergileyip, doğru zaman ve kalitede üretim sağlanacak şartname hazırlatınca, birileri çıldırdı galiba.

Şimdi bu beceriyi sabote etmek için hemen hemen her yola başvuruluyor neredeyse. Öyle ya! Bu sabotajda başarılı olunur da KAFAOĞLU ASFALTA YAPIŞTIRILIRSA hem çok kızgınlık, hem çok nefret duyulan Ak Parti ve Zekai Kafaoğlu’na OHHH çekebilecekleri bir kazık atmış olacaklar. Bu kazığı aslında hizmeti alacak olan vatandaşlara attıkları umurunda bile olmayan birileri başarılı olabilecek mi peki? Hiç sanmıyorum. Zira hem Balıkesir’de yaşayan insanlar hem ANKARA tüm bu yapılanların fazlasıyla farkında. Kalın sağlıcakla…

Yazının Devamı

Kopuk oyun kötü futbol izledik...

Bu yüzden savunma ile ileri uçtaki Burak-Otto-Sedat arasında büyük bir boşluk oluştu. Bir de takımın en skoreri Abdülkadir’in olmayışı eklenince gerisini siz düşünün. Aisati’nin Denizlispora gidişinden sonra takımımız rakip alanda pozisyon bulmak konusunda bir hayli zorlanıyor. Ne Nizamettin ne de Foxi boşluğu maalesef dolduramıyor.

Maçın en kritik anını nasıl özetlersiniz? Rakibin pozisyonu yokken kendi kalemize attığımız ilk gol bana göre maçın kırılma noktası olarak yorumlanabilir. Takımımızda anlaşılmaz bir kopukluk var. Vukoviç’ten dönen topu Guido Koçer tamamlayıp ikinci golü atıp adeta maçı bitirdi. Giray Bulak hoca hücumda daha etkin olmak adına Burak’ı çıkarıp Foxi’yi ve Bülent’in yerine Doğa’yı soktu, yine de çare olmadı.. Balıkesirspor’un maçtaki görüntüsü takım bütünselliğinin olmayışından kaynaklı. Takım olmak demek birlikte hareket etmek demektir. Balıkesirspor ise ne yazık ki kopuk kopuk bir oyun anlayışı içerisinde. Özetle Balkesin bu saatten sonra play-off yarışında mı yoksa kümede kalma yarışında mı olacğını Adanaspor ve İstanbulspor maçları belirleyecektir. Son sözüm takımın fazla bir iddiası olmamasına rağmen tribünlere gelen az sayıdaki büyük taraftarlarımıza teşekkür etmemiz gerekiyor.

MAÇIN İYİSİ GUİDO: Gurbetçi oyuncu orta sahada adeta arı gibiydi.

Yazının Devamı

Balıkesir'in Milli Kuvvetlerine tramvay...

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafın son açıklanan projeler içerisinde tarihi caddeye nostaljik tramvay koyulması gündemde. Büyükşehir Beyaz Masa ekipleri aracılığı ile şimdi caddede anket yaptırtıyor. Ekipler tek tek esnafı geziyor tramvay konusunda görüşlerini soruyor. Bir dönem trafiğe kapatılması gündemde olan caddede bazı esnafların karşı çıkması ve kent trafiğinin olumsuz etkileneceği gerekçesi ile bu proje rafa kalkmıştı.

Milli Kuvvetlerde gezenlerin büyük bölümü mutlaka ‘Keşke burası trafiğe kapatılsa, ne hoş olur demiştir. Evet gerçekten hoş olur. Hem de nostaljik bir tramvayın faaliyete geçmesi ile belki cazibe merkezi olan cadde daha da değerlenir. Milli Kuvvetlerin en büyük sirkülasyon nedenlerinden biri bankalardır. İnsanları çoğu caddeye bankalara gitmek için girer. Bu bir gerçek.

Tramvay projesi nasıldır bilmiyoruz. Tramvay konunca cadde trafiğe kapanacak mı? Büyük ihtimal kapanması gerekir gibi. İstanbul İstiklal Caddesi örneği gibi. Orada da tramvay var. Arada araçların geçebileceği yerlerde var ama orada sabah 7’den sonra polis aracı dışında araç görmeniz mümkün değil. Tabi İstiklal’in bir diğer değeri de cadde üzerinde bulunan kafeteryalar, kültür merkezi, pastaneler gibi insanların oturup sohbet edeceği ve birer çay-kahve içebileceği mekanların olması. Meşhur Çiçek Pasajı’da cadde üzerinde bulunur.

Yazının Devamı

Vali Yazıcı’nın heyecanı

2016 yılı Haziran ayında göreve başlayan Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı neredeyse iki yılık görev süresini dolduracak önümüzdeki aylarda. Vali Yazıcı, Balıkesir’e ilk geldiğinde Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti olarak ziyarete gitmiştik. Ziyarette dikkat ettiğim şey herkesi tek tek incelediğiydi. Devlet kültürü ile yetişmiş, hatta devletin yetiştirdiği bir insan kendisi.

İnsan sarrafı olmuş. Bakışlarından kimin nasıl bir insan olduğunu okuyabilecek türden. Normaldir yıllarca devlet hizmetinde görev yapmış, ülkenin çeşitli yerlerini görmüş deneyimli birisi kendisi. Heyecanla göreve başladı. Heyecanını da sürdürüyor.

Dünde Vali Yazıcı’nın katıldığı Hareket İçin Spor etkinliğine katıldım gazeteci olarak. Orada da heyecanını yitirmediğini gördüm. İnsanlara yaklaşımları, verdiği mesajlar, programları ciddiye alışın bunun göstergesi. Yine Vali Yazıcı öncülüğünde başlatılan ve Valilik tarafından yürütülen, okuma ve spor programları var. Vali Yazıcı her hafta en az iki okulda gençlerle bir araya gelerek, onlarla birlikte kitap okuyor, sohbet ediyor, arkadaş gibi şakalaşıyor.

Yazının Devamı

ERMİŞLER NEDEN ADAY OLMADI?

Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Fahri Ermişler’in önümüzde ki oda seçimlerinde aday olmayacağı geçtiğimiz hafta ortasında kulislere sızan bir bilgiydi. Açıkçası oldukça başarılı bir dönem geçirdiği için bu bilgiye pek inanmak istemedim. Her ne kadar Uğur’un ekibinden göründüğü algısı yaygın olsa da, aslında Ermişler’in kendine has bir yönetim sergilediğini ve şehrin önemli dinamiklerinden biri olarak Balıkesir’i kalkındırmak adına her kesimle uyumlu çalıştığını çok iyi bilenlerden biriyim.

Aday olmayacağı bilgisini teyit etmek için ziyaret ettiğim Fahri Ermişler’e oldukça başarılı bir dönem geçirmesine rağmen neden böyle bir karar aldığını Sorunca “bu 4 yılda hayatımın merkezinde Hep Balıkesir yer aldı. Her zaman da yer almaya devam edecek çünkü ben memleketimi çok seviyorum. Ama bu arada hem aileme hem bireysel ticaretime neredeyse hiç zaman ayıramaz oldum. Şimdi hem aileme hem işime çok daha fazla zaman ayırarak bunu telafi etmek istiyorum” dedi.

Kendi adıma pek inandırıcı bulmadığımı belirtmek istiyorum. Görüşmemizde hiç renk vermedi ama Seçildiği günden bu güne her zaman gerçek bir beyefendilik sergileyen ve Balıkesir’in menfaatini her konuda önceliğine alan Ermişler büyük bir ihtimal ile yine aynı saik ile hareket ediyor. Yani işin aslı BTO’da sergilediği ciddi başarıya rağmen (ki bu tartışılmaz bir şekilde ortada iken) şehirde yaşanan siyasi değişimler ile başa gelen diğer aktörlerin sessizliği, kulisler de Uğur sendromu ile kendisinin de anılması (ki bu da tamamen haksız ve yanlış bir çıkarım), Ermişler’i seçimi kazanıp tekrar başkan olursa Balıkesir’in kaybedebileceğine inandırmış.

Yazının Devamı

BRAKİAL PLEKSUS

Brakial pleksus , boynun her iki yanında yer alan, üst ekstremitenin motor ve sensoriyel fonksiyonunu sağlayan, periferik sinir ağıdır. Brakial pleksus yaralanmaları, yeni doğanlarda ve çocuklarda görülen, hayat boyu süren çok uzun süre takip ve rehabilitasyon gerektiren bir sakatlanmadır. Brakial pleksus yaralanmaları bir sinir zedelenmesidir. Bu yaralanmaların çoğu doğum sırasında omuz ve boyunda ki sıkışmalardan kaynaklanmaktadır. Özellikle iri doğan bebeklerde daha sık görülür. Risk faktörleri: Uzamış doğum, 4000gr üzerinde doğum ağırlığı, omuz gelişi, annede yapısal darlık, makat geliş, annenin 20 yaşından küçük olması, annenin diabetik olması ve evde doğum yapılması gibi nedenler bu yaralanmalarda çok büyük risk faktörleridir. Erb-Duchenne tipi, bu yaralanmaların en çok görülen tipidir ve kola aşağı yönde uygulanan traksiyonla C5-C6 sinirlerinin zedelenmesi ile oluşur. Omuz çevresinde ki kaslarda felç yada kısmi felç görülür. Kol gövdenin yanında gevşek olarak durur; Birçok olguda geçiçi felç, kalıcı kontraktür görülür. Klumpke tipi ise daha nadir görülmekle birlikte iyileşme şansı daha az olan bir tiptir. C8 ve T1 sinir kökleri etkilenmiştir. Elin intrinsik kasları dediğimiz iç kasları etkilenmiştir ve elde pençe el deformitesi gelişmiştir. Kolun baş üzerine doğru fazlaca çekilmesi sonucunda oluşur. Önce tüm kol kaslarının felci olsa da üst taraf kaslarında ki olay kısa sürede geri döner. Mixt tip ismini verdiğimiz 3.tipte ise tüm brakial pleksus etkilenmiştir. Omuz, kol, önkol ve el tümüyle etkilenir. Önkolda ve kolun dış tarafında his kaybı olur. Klumpke tipiyle birlikte horner sendromuda görülebilir.

Brakial Pleksus Yaralanmalarının Fizik Tedavi ve Rehabilitasyonu Genel olarak ilk günlerde spontan iyileşme görülür. İlk 2 hafta egzersiz yaptırılmaz ve kol gövde üzerinde pozisyonlanır. Banyo yaparken ve giydirirken kolun sarkıtılmaması gerekir. Çocuk o kol üzerine yatırılmamalı, koltuk altından tutarak taşınmamalıdır. Bu hastalarda tedavinin esasını rehabilitasyon oluşturur. Tedavide amaç sağlam kaslarda kontraktür oluşumunu engellemektir. Başlangıçta üst kolun gövdeyle, önkolunda üst kolla 90 derece açı yapacak şekilde bandajlanması gerekir. İlk 6 ay boyunca bu uygulama yapılır ve çocuk sürekli kontrol altında tutulur. Omuzda internal rotasyon kontraktürü ( kolun içe dönmesi )olmaması çok önemlidir çünkü ileriki dönemlerde yapılması muhtemel tendon transferleri için bu önemli bir kriterdir. Brakial pleksus yaralanmalarında eklem hareket açıklığını korumaya yönelik egzersizler çok önemlidir. Çünkü eklem esnekliğini ve hareketliliğini korumak, deformiteleri önlemek için gereklidir. Tedavinin amacı etkilenmiş ve sinirlerinde zedelenme olmuş elin normal kullanımı değildir. Ancak sinirleri zedelenmiş el ve kolun kısmen kullanılması gerekir. Bunun içinde uzun süreli rehabilitasyon programı uygulamak gerekir. Üst brakial pleksus yaralanmalarının gidişatı çok daha iyidir ve 1-18 ay arasında iyileşme görülür. Alt kısım yaralanmalarında ve tam sinir kopmalarında tüm tedavilere rağmen ciddi hareket kaybı kalabilir.

Soru ve önerileriniz için mail adresim; sinemgirgindemir@gmail.com

Yazının Devamı

DOKUNMA! SUÇ MAKİNASI OLURSUN

‘Çocuk gelin’ diye bir şey yok! ‘Çocuk yaşta evlendirilen çocuklar var.’

Kız çocuğuna cinsel istismar yok! ‘çocuk yaşta cinsel istismar var’

Medya sütten çıkmış ak kaşık değil! “Şiddete uğrayan ve travma geçiren çocuk ve ailesinin ayrıca medya şiddeti ile mağdur edildiği yazılar, sözler var…’

Yazının Devamı

SELEBRAL PALSİ- 2

Selebral palsi tedavisinde ilaçların rolü nedir?

Direk selebral palsiye yönelik bir ilaç bulunmamaktadır. Ancak hastalıkta seyreden havaleler ve epilepsi için ilaç kullanılmaktadır. Ayrıca kaslardaki aşırı sertliği önlemek için de kullanılan ilaçlar vardır.

Selebral palside rehabilitasyon

Yazının Devamı

SINIRIN ÖTESİNDEN GELEN ÇIĞLIKLAR

Afrin’den Gelen Ses-2

Kilis’teki ikinci sabahımıza erkenden ve büyük heyecanla başlıyoruz. Sınırın ötesinde devam eden Zeytin Dalı Harekatını olabildiğince yakın izlemek için Öncüpınar sınır kapısında kurulan BYEGM irtibat bürosuna geçiyoruz. Basın grubuna Teröristlerin ateş açması ve güvenlik gerekçesi ile sınır ötesine geçişlerde bir takvim ya da saat olmadığı için sabırla bekliyoruz. Yerli ve yabancı gazetecilerden oluşan kalabalık grup arasında ki tek şehir gazetesi olarak dikkat çekiyoruz. Neredeyse tüm meslektaşlarımız hem samimi hem de takdirle selamlıyor bizi. Biraz sonra sınır ötesine geçiş için izin geliyor ve hemen sonra tamamen zırhlı 2 araç yanaşıyor büronun önüne. Güvenliği sağlayan konvoy eşliğinde Araç hareket edip ilerledikçe heyecanımız artıyor. Önce Fırat Kalkanı Harekatı ile güvenli bölge haline gelen Çobanbey bölgesinde ki Soran beldesine gidiyoruz. Burada Suriyeli vatandaşlardan oluşan büyük bir kalabalık karşılıyor bizi. Afrin için düzenlenen Zeytin Dalı Harekatına destek olmak için bir miting düzenlemişler. Hep bir ağızdan ‘Vahıd (birdir)-Vahıd (birdir)’ çığlıkları yükseliyor. Her yerde Cumhurbaşkanı Erdoğan posterlerini görüyoruz. Kalabalığa karışıp merak ettiğimiz sorulara yanıt aramak için kısa sohbet ve röportajlar yapıyoruz. *** “BİZ KURTULDUK AFRİN DE KURTULSUN” Küçük-büyük kiminle konuşsak, ilk cümleleri Türkiye-Suriye birdir oluyor. İkinci cümle ise “Türkiye ve ÖSO bizi kurtardı. Afrin’de kurtulsun terörden diye dua ediyoruz. Bu harekatı bu yüzden destekliyoruz. Arap, Kürt, Türkmen biz hepimiz biriz. Bizim aramızda bölünme yaşayacak hiçbir sorunumuz yok” cümlesi oluyor. Orada Terör den arındırıldığı için bu beldeye 55 bin göçmenin geri dönüş yaptığını öğreniyoruz yetkililerden. İlk merak ettiğimiz konu olan ‘göçmenler geri dönüş yapacak mı? Sorusuna burada adeta yaşanan bir yanıt buluyoruz. Belli iki güvenli bölgeler oluştukça ülkemizde yaşayanların büyük çoğunluğu topraklarına geri dönecek. *** Oradan birkaç gün öncesinde yoğun çatışmaların yaşandığı ve riskli olan Burseya dağı eteklerinde ki Maree köyüne gidiyoruz. Burada BYEGM yetkilileri ve bize güvenlik sağlayan ÖSO mensupları bizi yakın durmak için sıkça uyarıyor. Fırtına obüslerinin yaptığı atışların hedefi nasıl tahrip ettiğini canlı bir şekilde gözlemlerken, aynı zamanda sık aralıklarla devam eden askeri hareketliliği de canlı canlı yaşıyoruz. Bir fırsat bulup ÖSO mensuplarından bazıları ile görüşme şansı yakalayınca bu fırsatı değerlendirip hem Balıkesir hem ülke kamuoyunda gündem olan “ÖSO radikal bir yapı mı?” Sorusunu soruyoruz kendilerine. Şaşkınlıkla karşılıyorlar bu sorumuzu. Ve öyle bir yanıt veriyorlar ki….. Bu çarpıcı yanıt ve daha fazlası da bir sonra ki köşemde

Yazının Devamı

SELEBRAL PALSİ NEDİR?

Selebral Palsi (beyin felci) anne karnında, doğum esnasında, bebeklikte ya da çocukluk çağının başlarında meydana gelebilen vücut hareketlerini ve kas koordinasyonunu kalıcı şekilde etkileyen fakat ortaya çıktıktan sonra ilerlemeyen (kötüleşmeyen) bir dizi nörolojik bozukluğun görüldüğü bir hastalıktır.

Selebral palsi vücuttaki kas, sinir gibi bölgelerden değil beynin kontrol merkezlerindeki anormalliklerden kaynaklanır.

Doğum öncesi; bazen bebeğin beynindeki hasar, bebek henüz anne karnındayken meydana gelir. Sebebi ise infeksiyon, annenin zarar gördüğü bir kaza, yüksek kan basıncı ya da diyabet gibi hastalıklar olabilir.

Yazının Devamı

Afrin’den Gelen Ses-1 “BU MEMLEKET MESELESİ”

Bazen uzun süre yaşadığınız bir ortamdan gözlem ile kıssa çıkarmak çok zor iken, bazen de kısa süre yaşadığınız ortamdan çok şeyi gözlemleme şansı yakalayabiliyor insan. Afrin Operasyonunu takip ile ilgili akreditasyon başvurumuz kabul edilince yaşadığımız mutluluk ve heyecanı bile kelimelere dökmek çok zor. Çünkü bu akreditasyon için gazete olarak yoğun çaba harcamış ve başarmıştık.

Bölgede yaşadıklarımız ile ilgili paylaşacak pek çok şey var. Ama öncelikle Suriye sınırı bize bu kadar uzakken ve hem ulusal medyada, TV kanallarında hem de dijital ortamda sıkça yer verilmesine rağmen neden bir şehir gazetesi olarak Afrin Operasyonunu takip etmek istediğimizi birkaç başlık ile paylaşmak istiyorum.

Yazının Devamı

KOMŞUYA KADAR GİTTİM GELİCEM

Bu haftasonu komşunun kapısını çalıyoruz. Rotamızda On İki Adalar’dan en büyüğü Rodos ve Yunanistan’ın ikinci büyük kenti Selanik var . 482 yıl Osmanlı himayesinde kalmış Selanik’te ve yaklaşık 400 yıl Osmanlı himayesi altında kalmış Rodos’ta kendi tarihimizden miraslar bulacağımız su götürmez bir gerçek . Feribotla Marmaris Cruise Port’tan – Rodos’un Turistico Port ’una ulaşmak yaklaşık 1 saat sürüyor. Yolculuk boyunca deniz kokusu eşliğinde mavinin her tonuna şahit olmanın verdiği hazla o 1 saat oluyor sanki 1 dakika.

Rodos

Her turistik şehirde bulunan Hop On – Hop Off otobüsler , şehri kısa sürede kolaçan etmek isteyenler için en güzel fırsatlardan biri . Güneşli sıcak bir Rodos gününde , kulaklığınızla arka fonda Yunan melodileri eşliğinde , bant kaydı rehberinizi dinlerken anlattığı yerleri karşınızda görüp , inceleme fırsatını bulmanız da bu işin bonusu .

Yazının Devamı

Sevgililer Günü Tarihçesi

Dilimizdeki karşılığı Sevgililer Günü olan Saint Valentine’s Day her yıl hemen hemen her ülkede kutlanır. Ekonomiye çok büyük katkısı olan bu özel günün tarihi nereye uzanmaktadır hiç düşündünüz mü? Düşünmemiş olsanız bile şimdi düşündünüz. O zaman gelin birlikte tarihin derinliklerine yolculuk yapalım.

Çok tanrılı dönemde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan, kadın ve evlilik tanrıçası olarak bilinen Juno Februata’ya duyulan saygıdan dolayı 14 Şubat günü temizlik ve arınma günü kabul edilmiştir. Tatil ilan edilen bu günde evler silinip, süpürülür, temizlenir ve Juno Februata’ya şükranlar sunulur, dualar edilirdi. Eski Roma takvimine göre Şubat ayının ortası baharın başlangıcı sayılırdı. Bu yüzden 15 Şubatta da sürülerin ve tarlaların verimli olması için çobanların tanrısı Lupercus ile bereket tanrısı Faunus’un şerefine Lupercalia Festivali düzenlenirdi. Bu günde Lupercus’un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Faunus’u simgeleyerek, Roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde doğurganlıkları artacaktı. Festivalden bir gün önce olan temizlik ve arınma gününde genç kızların isimlerinin yazılı olduğu kağıtlar bir kavanoza koyulur ve genç erkekler çektikleri kağıtlarda yazılı genç kızlarla bahar bayramı süresince birlikte eğlenirler, aşık olurlarsa da evlenirlerdi.

II. Claudius, Roma’yı kendi katı kuralları ile yöneten bir hükümdardı. En büyük sorunu ordusunda savaşacak asker bulamamasıydı. Bunun sebebi Romalı erkeklerin sevgililerini, eşlerini, ailelerini bırakmak istememeleriydi. Ve bu yüzden nişan ve evlilikleri yasakladı. Aziz Valentine ise Roma’da yaşayan bir papazdı. Claudius’un yasaklarına rağmen aşktan yana olup sevginin kutsallığına dayanarak gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti ve bu yüzden tutuklanıp, öldürüldü. Milattan sonra yıl 270 şubat ayının 14’ünde defnedlidi.

Yazının Devamı

DUYU BÜTÜNLEME TERAPİSİ NEDİR?

Özel çocuklar için kullanılan birçok metod vardır. Bunlardan biri de duyu bütünleme terapisidir.

Duyu bütünleme vücudumuzdaki farklı duyusal sistemlerden gelen, duyusal bilgilerin beyin tarafından anlaşılması, işlenmesi ve düzenlenmesini ifade eder.

Peki duyu sistemleri diye bahsettiğimiz sistemler nelerdir?

Yazının Devamı

HENÜZ YARIŞMADAN KAYBETMİŞ GİBİSİN BAYTEKİN

Bay Tekin bıkkın gibi,

Bay Tekin Yorgun gibi,

Bay Tekin Pişman gibi,

Yazının Devamı

ÇOCUKLARA YÖNELİK ÇALIŞMALAR HIZLANIYOR

Çocukların gelişiminde sanatsal faaliyet ve etkinliklerin önemini göz ardı etmeyen Balıkesir Büyükşehir Belediyesi merkez ve ilçelerde çocuklarımıza yönelik etkinlikler yapmaya devam ediyor.

Çocuk gelişiminde önemli yer tutan tiyatro ile birkaç saatlik zaman dilimi içerisinde farklı dünyaların kapılarını aralayan çocuklar, bu sayede kaliteli vakit geçirirken gözlem yoluyla öğrendiklerini hayata aktarırlar.

Bu anlayışla hareket eden Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin kültür sanat etkinlikleri kapsamında düzenleyecek olduğu Küçük Prens isimli çocuk tiyatrosu 16 Ocak Salı günü saat 14:00’te Bandırma Barış Manço Kültür Merkezi’nde; 17 Ocak Çarşamba günü saat 14.00’te Ayvalık İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde izleyicisiyle buluşacak. Tüm çocuklarımız davetlidir.

Yazının Devamı

KARESİ’DE ŞAKA GİBİ İNCE İŞLER

Ak Parti Karesi İlçe Kongresi ile ilgili olarak 4 Ocak 2018’de “UĞUR’UN GÖZÜ ARKADA KALMIŞ” adlı bir yazıyı kaleme almıştım. Bu yazıya ilginç yorumlar ve geri dönüşler oldu. Bu geri dönüşlerden en ilginç olanı Akın Emiroğlu’nun 14 Kasım 2017 tarihinde, üstelik Noter kanalı ile Ak Parti’de ki üyeliği, mahalle başkanlığı görevi ve Karesi Belediyesi yedek belediye meclisi üyeliğinden istifa talebinde bulunmuş olması.

Doğrusu buna önce inanasım gelmedi. Yok, artık bu kadar da olmaz herhalde dedim kendime. Dedim ama iddia hafife alınacak bir iddia olmadığı için doğal olarak araştırdım. Sonuç şoke ediciydi. Evet, Emiroğlu gerçekten de 14 Kasım 2017 tarihinde Balıkesir 1. Noterliğinden istifa beyanında bulunan bir talepte bulunmuş. Kendisine teyit ettiremedim ama bu istifa talebi ile ilgili iddialarda en az bu istifa talebi kadar ilginç.

Zira İddia o ki, Emiroğlu’nun bu istifasının nedeni A. Edip Uğur’un istifasına duyduğu üzüntüymüş. Sonuçta bu basit bir iddia olarak kalabilirdi belki. Hatta Emiroğlu teyit ya da yalanlama da bulunmadığı sürece pek gündeme de gelmez ve öylece kalabilirdi. Ama Emiroğlu’nun adaylığı ile ilgili hazırladığı listeye şöyle bir baktığınızda ve elbette kongre günü yaşananları dikkate aldığınızda zannımca bu iddianın doğruluğuna inanmamak neredeyse imkânsız görünüyor.

Yazının Devamı

ŞOFÖRLER ODASINDA SÜRPRİZ KONGRE SÜRÜŞÜ

Oda seçimleri her zaman dikkatimi çekmiştir. Kıyasıya bir rekabeti heyecanla izlemek istiyorsanız oda seçimleri size bunu her zaman taahhüt eder. Zira tıpkı muhtar seçiminde olduğu gibi oda seçimlerinde de, siyasi seçimlerdeki parti şemsiyesine benzer bir çatı olmadan, tamamen bireysel bilinirlik, saygınlık, dürüstlük v.s. gibi kişisel özellikler ile yarışmak zorundasınız.

Hal böyle olunca doğal olarak genelde bireysel özellikleri birbirine benzer olan adaylar yarışır. Sürprizlere her daim açık olan bu seçimlerin sonucunu kişisel PR (bilinirlik), yönetim listesi ve üyelerle kurulan ikili ilişkilerin seviyesi belirler. Şoförler odası seçimleri de aşağı yukarı bu atmosferde gerçekleşti.

“Aşağı yukarı” deyimini kullanmamın nedeni; bu seçimde seçimin bileşenlerini etkileyecek ve çok nadir yaşanan birkaç olgunun varlığı idi.

Yazının Devamı

UĞUR’UN GÖZÜ ARKADA KALMIŞ

Demiraslan il başkanlığına atandıktan bir süre sonra A. Edip Uğur’un iyice kontrolden çıkan egosunun sonuçları henüz tazeliğini yitirmedi biliyorum. Ama önemli bir noktaya değinmek için kısaca hatırlatmakta fayda var.

Hasan Demiraslan ve yönetimi atandıktan sonra Genel Merkeze rağmen teşkilatı yıllardır alışıla gelmiş bir şekilde kendi kafasına göre şekillendiremeyen Uğur gözle görülen bir şekilde öfkelenmişti.

O günlerde bu öfke ile ufak ufak Demiraslan ve yönetimini ofsayta düşürme, isimlerin yetersizliği olduğu algısını oluşturma, maddi ve manevi her türlü desteği kesme çabaları ile itibarsızlaştırma kulisleri işe yaramayınca bana göre öfkesi kine dönüşen Uğur, Ak Parti’nin çok değer verdiği prensiplerden koptu.

Yazının Devamı

ERMİŞLER KESİNLİKLE AKLINI KİRAYA VEREN BİRİ DEĞİL

Balıkesir Ticaret Odası’nın genç ama deneyimli Başkanı Fahri Ermişler ile yönetim döneminde yaptıklarını konuştuk. Seçildiğinden beri siyasi gelişmeleri seviyeli bir düzeyde takip ettiğini ve Ticaret Odası gibi her fikre sahip geniş üye profilini rahatsız edecek bir tutumdan özellikle kaçındığını geride kalan üç yıl içinde yaptığımız söyleşi ve haberlerden de iyi bildiğimiz Ermişler’in hala aynı noktada durduğunu söyleyebilirim.

Ermişler’in Performans ve İcraatları ile Balıkesir Ticaret Odası’nı önceki atıl halinden kurtarıp daha fonksiyonel hale getirdiğini, bu gün yayınlanan gazetemiz de ve yaptığımız röportajda verdiği yanıtlarda göreceksiniz. Ancak Ermişler ile ilgili asıl merak edilen soru A. Edip Uğur’un istifasından nasıl etkilendiği ya da nasıl etkileneceğiydi. Bu soruyu bizzat kendisine sormadan önce muhatapları ile yoğun bir kulis yapmış ve genel algının; mevkii gereği birlikte hareket etmesi gerekliydi diyenlerin çoğunlukta olduğu, Uğur ile tamamen birlikte hareket ediyordu diyenlerin ise azınlıkta olduğu bir durum ile karşılaşmıştık.

Hem bu kulis sonuçlarını nasıl değerlendireceğini ve Uğur’a “bağlı” olacak kadar yakın mıydı? Uğur’un istifası hem bu dönem hem de sonrasında kendisini olumsuz etkiler miydi? Sorularına vereceği yanıtı ve bu yanıtın şeklini merak ediyordum.

Yazının Devamı

NE KADAR İLGİNÇ DEĞİL Mİ?

ABD’nin Kudüs ile ilgili açıklamaları sonrasında yaşananlar ortada.

İsrail’in 1947 yılında başlattığı terör ve sivil katliamlar ortada.

İsrail’in Filistinlilere yaptığı zalim görüntüler ortada.

Yazının Devamı

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN BALIKESİR İLE İLGİLİ ZİYARETİNİN SATIR ARALARI

Ankara kulislerinden aldığımız bilgiler ve burada yaptığı konuşmalara göre Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Balıkesir Ziyaretinin birbiriyle ilintili iki önemli amacı olduğunu söyleyebiliriz.

Birincisi A. Edip Uğur’un istifa sürecindeki tavrı ve istifa şekli ile ortaya çıkabilecek bir bölünmüşlüğü engelleyip Ak Parti’nin bir gönüller ordusu olduğunu hatırlatmak.

İkincisinin ise adeta aynı dili kullanarak, sık sık GÖNÜLLER YAPMAYA geldik diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu’na ve İl Başkanı Hasan Demiraslan’a direkt destek vermek olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle genişletilmiş il divan toplantısı öncesi toplanan kalabalığa yaptığı hitabında Zekai Kafaoğlu ile ilgili ‘Zekai Kardeşim” göndermesi ardından salonda yaptığı konuşmada ki satır araları oldukça dikkat çekiciydi.

Yazının Devamı

NEDEN GEÇİNEMİYORUZ

Toplumun temel kurumlarından olan aile, evlilik kurumu aracılığıyla kurulmaktadır. Bu birliğin çeşitli nedenlerle sürdürülememesi söz konusu olduğunda aile birliğini sona erdiren önemli bir karar ve toplumsal bir olgu olarak boşanmalar karşımıza çıkmaktadır. Aile olgusu her ne kadar modernleşme ve küreselleşmenin de etkisiyle çeşitli değişimlere uğramışsa da, kişiler üzerindeki etkisi ve toplumdaki düzenleyici rolü hiçbir zaman önemini kaybetmemiştir. “Hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde, yoksullukta ve bollukta, ölüm bizi ayırana kadar seni seveceğime” yemin ederek başlayan bazı evlilikler maalesef ayrılık ile sona erebilmektedir.

Ailenin kuruluşunda birinci basamak durumunda olan evliliğin doğru ve sağlıklı olması, sağlıklı aile yapısının da birinci şartıdır. Sağlıklı bir evlilik için, eş adayları öncelikle doğru bir eş seçimi yapabilmelidir. Bu amaçla eşler verimli bir nişanlılık dönemi geçirmeli, birbirlerini iyi tanımalı, çevrenin özellikle de aile büyüklerinin bilgisine, tecrübesine ve yardımına başvurmalı, gerekirse bu aşamada evlilikten vazgeçebilmelidirler. Eşler birbirine denk olmalı, aile hayatının nasıl yürütüleceği konusunda önceden birbirlerinin fikrini almalı, temel konularda anlaşabilmelidirler. Ülkemizde aile bir değişim geçirmektedir. Bu değişimde sosyo-kültürel ve ekonomik yapıdaki değişimler önemli etkenler olarak kendisini göstermektedir. Değişimlerin en önemlilerinden biri de, ailenin kuruluşunda (eş seçimindeki karar aşamasında) eş adayları anne-babalarını devre dışı bırakarak eskisine oranla daha fazla ve daha doğrudan söz sahibi olmalarıdır.

Toplumsal ve dini değerlerin zaafa uğraması, bireysel değerlerin ön plana çıkması ile birlikte toplumların temeli olan aileyi yıkıma götüren aile içi şiddet ve boşanma olgusu neden ve sonuçları açısından birey ve toplum açısından giderek daha önemli bir olgu haline gelmiştir. Dünyanın birçok ülkesiyle karşılaştırıldığında Türkiye’deki boşanma oranlarının hala düşük düzeyde olması ülkemiz için bir avantajdır. Boşanmaların neden olduğu olumsuzluklar çözümü en zor sosyal problemler arasında sayılmaktadır. Dinimiz boşanmayı yasaklamamış ama hoş da karşılamamıştır. Sevgili peygamberimiz “Allah’ın katında mübahların en sevilmeyeni boşamadır”, buyurmuştur.

Yazının Devamı

VİYANA ’ DA SONBAHAR

Wolfgang Amadeus Mozart , Ludwig Van Beethoven , Franz Schubert , Sigmund Freud , Gustav Klimt , Marie Antoinette , Stefan Zweig , Franz Kafka ve onun Milena’sı.. Kimler geçmemiş ki bu topraklardan ! Tevekkeli değil Viyana denince akla sanatın , felsefenin , operanın , valsin gelmesi.

Bu güzel şehre gitmeden önce Marie Antoniette ,Sissi , Amadeus ,Copying Beethoven filmlerini izlemenin ve ilgili birkaç kitap karıştırmanın, tarihi açıdan fikir sahibi olunması adına faydalı olacağı kanaatindeyim.

Sokak müzisyenleriyle , şık giyimli yayalarla , lüks markalarla dolu olan en hareketli caddesi Kartner Strasse , bu caddede yer alan Aziz Stefan Katedrali , caddenin sonundaki meşhur Opera Binası , bir zamanlar Avusturya -Macaristan İmparatorluğu’nun kışlık sarayı olan Hofburg Sarayı , eşsiz mimarisiyle büyüleyen belediye binası Rathaus , Viyana Sanat Tarihi Müzesi , Parlamento , Albertina Müzesi , Museums Quartier , St. Peter Kilisesi gibi en önemli yapıların hepsi şehrin merkezinde , birbirine yürüme mesafesinde yer alır. İşte bu nedenle Viyana’yı gezmek son derece kolaydır.

Yazının Devamı