Kamil Akyürek

Kamil Akyürek

KÖRDÜĞÜM GİBİ SEVMEK

Yaratılışı gereği sosyal bir varlık olan insan için toplumsal hayat ne kadar önemli ve gerekli ise, toplum için de o toplumun çekirdeğini oluşturan, aile kurumu o kadar önemli ve hayati öneme sahiptir. Aile, bu niteliğiyle toplumlarda kültürel kimliğin, insani değerlerin ve tarihi sürekliliğin koruyucusu ve aktarıcısı olan bir kurumdur. Aile Toplumun Çekirdeğidir. Aileler birleşerek toplumu meydana getirir.

Aile; kan bağlılığı, evlilik ve diğer yasal yollardan, aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve çoğunlukla aynı evde yaşayan bireylerden oluşan bir birimdir. Aile, toplumsal değişmelere olabildiğince açık bir kurumdur. Evlilik; “tam ve sürekli bir hayat ortaklığı kurmak üzere, cinsiyetleri ayrı iki kişinin hukuken makbul ve geçerli bir şekilde birleşmesi” olarak tanımlanabilir. Aile ne kadar önemli birim ise evlilik te o kadar önemli ve saygıdeğer bir olgudur.

Kadın ve erkek birbirini tamamlayan bir bütünün iki parçası gibidirler. Yüce Allah; “…kadınlar sizin elbiseniz, örtünüz; siz de onların elbisesi, örtüsüsünüz… ” ( Bakara Suresi, 187 ) ayeti ile elbisenin ayıpları örttüğü, soğuk ve sıcaktan insanları koruduğu gibi, kadın ve erkeğin de birbirlerinin ayıplarını örten, eksiklerini gideren ve dış tesirlerden koruyan bir elbise gibi olmaları istenmiştir. Evlilik, yeni dikilmiş bir fidana benzer. Özenle bakılması gerekir. Aksi takdirde belli bir zaman sonra kuruyabilir.

Yazının Devamı

SAKIZ ADASI

Çeşme limanından karşı komşu Sakız Adası’na feribotla yaklaşık 30 dk da varılıyor. Sabah ilk feribotla gittiğimiz için, 4 saat süren siestaya yakalanmak kaçınılmaz oldu. Sieasta boyunca her yer kapalı olacağından,bir de gezimizin günübirlik olması sebebiyle en mantıklısı ada turuna katılmak oluyor. Limandan kalkan otobüslerle başlıyoruz adanın güneyini gezmeye .

1912 den beri Yunanistan sınırlarında bulunan Sakız Adası , Dünya‘nın en büyük damla sakızı rezervlerine sahip . Şifa verici özelliği ve kendine has güzel kokusu nedeniyle gazozdan reçele, köfteden liköre hatta diş macunundan yüz kremine kadar herşeyin içine eklenmiş sakız . Adanın büyük çoğunluğunun geçim kaynağı sakız ve turunçgil ağaçları olunca , mahsüller de iyi para edince ada halkı 4 saat sieasta yapmasın da ne yapsın ?

Köyler

Yazının Devamı

BAHANEMİZ YOK, YÜCE ALLAH VE SON PEYGAMBERİ ŞAHİTLERİMİZDİR

“Şahid ol Yarab! Şahid ol yarab! Şahid ol yarab!”

Hz. Peygamberin insanlara yönelik bir başka görevi “müjdeleyici” ve “ uyarıcı” olması, iyi işler yapanları nimetlerle müjdelemesi, kötülük işleyenleri bekleyen azabı, cezayı haber vermesidir.

Ayet-i kerimede bildirilen önemli bir sorumluluk ta Allah’ın izniyle insanları yüce Allah’ın yoluna çağıran bir davetçi ve adınlatıcı bir kandil olmasıdır. Hz. Muhammed “Allah’ın izni ile” insanları doğru yola (sırat-ı müstakime) çağırdı. O, bu görevini yaparken kendi heva ve hevesinden konuşmadı. Yüce Allah’ın iznine ve buyruğuna göre hareket etti. Yüce Allah’ın kendisi için çizdiği sınırları aşmadı.

Yazının Devamı

BAHANEMİZ YOK, YÜCE ALLAH VE SON PEYGAMBERİ ŞAHİTLERİMİZDİR

Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurulur; “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (Ahzâb Suresi, 45-46)

Hz. Peygamberin insanlara yönelik görevlerinden biri onlara “şahitlik” etmektir. İnsanlara düşen görev ve sorumluluk bu “şahitliğin” lehlerine olmasına çalışmaktır. Şahitlik görevini sadece Hz. Muhammed değil, yüce Allah, melekler ve ilim sahipleri de yapacaklardır. Bu konuda Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurulur “Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilah olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. Ondan başka ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Âl-i İmrân Suresi, 18 ) Burada yüce Allah’ın şahitliği, delilleri ortaya koyarak, kitaplar ve peygamberler göndererek onlar üzerine insanları tefekküre davet etmesidir. Aynı zamanda şahitlik görevini Müslümanlar da yapacaklardır. Kişi kendi kendisinin şahidi olacaktır yeri geldiğinde. Yüce Allah “Hani Rabbin (ezelde) Ademoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir. ( A’raf Suresi, 172) “Artık insan, kendi kendinin şahididir.” (Kıyâmet Suresi, 14) buyurarak bizleri uyarmıştır.

Peki Hz.Muhammed nelerin şahididir?

Yazının Devamı

CôTE D’AZUR

Fransa’nın belki de en güzel yeri olan, Akdeniz’e kıyı bölgesi Côte d’azur , Türkçe’ de ‘Mavi’nin Kıyısı ‘ anlamına geliyor. Burada söz konusu olan azur mavisi , tahmin edeceğiniz üzere turkuaz renkli denizden alıyor adını. Fransız Rivierası olarak da adlandırılan ve yüzyıllar önce Foça’dan yola çıkan bir denizci tarafından keşfedilen bu bölge, sadece kalburüstü Fransızların yazlık olarak tercih etmesiyle kalmayıp, son zamanlarda, dünyanın farklı ülkelerinden de pek çok turisti ağırlamayı başarmış bulunmakta.

Film Festivallerinden adını duymaya alışık olduğumuz Cannes , yaşlı nüfusun fazlalığı ve caddelerinin sakinliğiyle bir emekli kasabası gibi görünse de sahil boyunca uzanan güzel La Croisette caddesiyle , bu caddede yer alan ve her yıl sinemanın en önemli ödüllerinden Altın Palmiye’nin dağıtıldığı Film Sarayı Binası ve Cannes parklarında karşımıza çıkan birbirinden güzel karusellerle adeta bir film setindeymiş hissi vererek görülmeyi hak ediyor.

Cannes’a yarım saat mesafede bulunan , Grasse adlı kasaba dünyanın parfüm başkenti ve parfümün doğduğu yer olarak da bilinir. Bu yer öylesine güzel bir havaya sahiptir ki en narin çiçekler de burada yetişmektedir. Bölgenin en eski ve meşhur parfümerisi Galimard , parfüme dair her bilgiyi A dan Z ye ziyaretçilerine sunuyor.

Yazının Devamı

YA­KIN­LI­ĞI­MIZ DAİM OLSUN

Bir Kur­ban Bay­ra­mı­nı daha ge­ri­de bı­rak­tık. Arife gü­nün­den iti­ba­ren ge­tir­di­ği­miz teş­rik tek­bir­le­ri, kıl­dı­ğı­mız bay­ram na­ma­zı ve kes­ti­ği­miz /kes­tir­di­ği­miz kur­ban­lar­la yüce Rab­bi­mi­ze biraz daha yak­laş­tık. As­lın­da O’ndan pek uzak de­ğil­dik zaten. Rab­bi­miz Kur’an-ı Ke­rim­de bize şah da­ma­rı­mız­dan daha yakın ol­du­ğu­nu bil­di­ri­yor. ( Kaf Su­re­si 50- 16 ) Biz­ler zaman zaman dünya meş­ga­le­le­ri­ne dalıp ken­di­mi­zi O’ndan uzak­laş­tı­rı­yo­ruz. Dal­gın­lık­tan kur­tu­lup asli ko­nu­mu­mu­za dö­ne­bil­mek için biz­le­re “Kur­ban Bay­ra­mı” ve­ril­di. Kur­ban ya­kın­lık de­mek­tir. Ki­şi­nin kendi var­lı­ğı­nın asıl sa­hi­bi­ni bilme, O’na tes­lim olma ve On’a olan ya­kın­lı­ğı idrak etme ha­ki­ka­ti­dir.

Divan şa­ir­le­ri­miz­den Fu­zu­li;

“Yılda bir kur­ban ke­ser­ler halk-ı âlem îyd içün,

Yazının Devamı

GENCİMİZ ÇOK AZ

Balıkesir yüz altmış bir bin üç yüz otuz beş genç nüfus ve 13,48 il nüfusuna oranı ile Türkiye genelinde en düşük ikinci il olarak belirlendi. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayınladığı gençlik raporuna göre 15-24 yaş grubundaki genç nüfus Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 16,3’ünü oluştururken, Balıkesir 13,48 oranı ile Türkiye ortalamasının altında kaldı.

HIZLANMAK İÇİN

İDDİALAR NETLEŞMELİ

Yazının Devamı

KÜÇÜK BÜYÜKŞEHİR BRATİSLAVA -2-

Bratislava’da yöresel tatlar denemek isteyenlerin ilk seçimi, eski bir tiyatronun restauranta dönüşümü olan Bratislava Flag Ship Restaurant , misafirlerine yemek keyfinin yanında tiyatronun ve tarihin o güzel atmosferini iliklerine kadar hissetme imkanı da sunuyor .Burada mutlaka tadılması gereken yiyeceklerden biri de meşhur Halušky .Tek başına doymak için yeterli bir yemek olmasa da denemekte fayda var .

Bu arada halušky ile ilgili domuz etiyle süsledikleri uyarısını yapmalıyım..Domuz eti tercih etmeyenler, bu ilaveyi istemediklerini belirterek , etsiz güzel bir halušky yiyebilir.

Old Town’da bulunan Slovak Ulusal Tiyatrosu’nda , oldukça uygun fiyata gösteri bileti bulabilme avantajını da kaçırmayın derim . Bu bir asırlık tiyatronun harika mimarisinde oyun seyretmek yediden yetmişe herkes için unutulmaz bir deneyim olacaktır.

Yazının Devamı

DÜNYA VE AHİRET DENGESİ

Sevgili Peygamberimiz “Allah’ım, bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru!”[1] şeklinde dua etmemizi tavsiye etmiştir. Efendimiz (s.a.s), bu dua ile dünya ve ahiret arasında dengeli bir tutuma, ölçülü bir hayata dikkat çekmiştir. Bugün bizler, bu duayı her gün beş defa huşuyla eda ettiğimiz ve huzura erdiğimiz namazlarımızda “Rabbena Atina…duası” okuyoruz. Böylelikle, dünya ve ahiret dengesini gözettiğimizi her daim dile getiriyoruz. Dünyadaki sorumluluğumuzu, ahiretteki hesabı, mizanı, sıratı, mükâfat ve cezayı bir an olsun unutmadığımızı ikrar ediyoruz.

İslam Dini insanın her iki dünyasını da mamur etmesi ister. Yüce Allah Kuran-ı Kerimde “Allah’ın sana verdiğinden O’nun yolunda harcayarak ahiret yurdunu gözet; ama dünyadan da nasibini unutma…” (Kasas, 77), “ O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak onadır.” (Mülk, 67/15), “De ki: ‘Allah’ın kulları için yarattığı ziyneti/süsü ve temiz rızıkları kim haram kılabilir?” (A’râf, 7/32) buyurur.

Sevgili Peygamberimiz de; “Allah’a and olsun ki, ben sizin Allah’tan en çok korkanınızım ve sizden daha çok takva sahibiyim. Fakat ben bazen oruç tutar, bazen ara veririm. Geceleri namaz da kılarım, istirahat için uyurum da. Benim sünnetim budur. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.” buyurmuşlardır.

Yazının Devamı

KASIRGADA KAYBOLAN!

Ak Parti ilçe kongreleri sonrasında Balıkesir’de bir kasırga olacağına dair net bir ifade vardı. İçeriğe dair somut bir bilgi olmasada ‘Kasırga’ kelimesi aklıma doğal olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur ile ilgili gelişmeleri getirdi. Lakin ;sorumlu gazetecilik adına önce teyit için çabaladım.

Ak Parti Altıeylül kongresinde Uğur’un Hayati Yazıcı’nın bulunduğu ortamda ki sert çıkışı duyduklarımı anlamlı hale getirmeye başladı. Ki diğer ilçe kongreleri her ne kadar sorunsuz görünse de perde arkasında yaşanan homurtular ve zorunlu tebessümler ardında ki gerginlik neredeyse Uğur isminin kasırga merkezi olacağını pekiştirmişti. Burhaniye kongresinde ki kavga görüntüleri artık hiç kuşku bırakmadı.

Farkında olarak ya da olmayarak Mücadele ile kavga çizgisini birbirine karıştırmaya başlayan A. Edip Uğur bu tavrı ile şu anda Ak Parti Genel Merkezince istifa mı- Görevden alınma mı sarmalı içinde bir kasırga ile karşı karşıya gibi görününüyor. Bu; an itibari ile genel merkez ve Uğur tarafından dile getirilmediği için her ne kadar bir iddia olarak görülse de geride kalan hafta yaşananlar dikkate alındığında çok kuvvetli bir iddia.

Yazının Devamı

KÜÇÜK BÜYÜK ŞEHİR BRATİSLAVA

1993’de Çekoslovakya’nın dağılmasıyla birlikte , Slovak Cumhuriyeti’nin başkenti olan eski adıyla Pressburg yani Bratislava , diğer Avrupa şehirlerine kıyasla ekonomik bir şehir olması ve Viyana,Prag,Budapeşte gibi Doğu Avrupa’nın önemli merkezlerine olan yakınlığıyla rotamıza eklediğimiz ilk durak olmayı başardı. Hatta bu şehrin sloganı ‘’Little Big City’’ yani ‘’Küçük Büyük Şehir’’.

Türkiye’den gidenler için , Bratislava’ ya en kolay ulaşım seçeneği Viyana Havalimanı’ndan kalkan ve bir saat gibi kısa bir sürede şehre ulaşan otobüsler demek mümkün .

Euro kullanmasına rağmen oldukça ekonomik olan ve şehiriçi ulaşımın da son derece kolay olduğu bu sevimli şehrin en eski merkezi , Old Town her yere yürüme mesafesinde desek yanlış olmaz .

Yazının Devamı

HİCRET MEDENİYETE YÖNELMEKTİR

Bugün ( 22 Eylül 2017 Cuma ) Muharrem ayı’nın ikinci günüdür. Muharrem ayı, biz Müslümanlar açısından büyük önem taşımaktadır. Zira bu ay tarihin seyrini değiştiren olayların gerçekleştiği bir zaman dilimidir. Hepsinden önemlisi de Muharrem ayı bizzat Yüce Allah tarafından Kur’an-ı Kerimde hürmete layık aylar arasında zikredilmiştir. Bir ayet-i kerimede şöyle buyrulur: “Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur…” (Tevbe, 9/36) Sevgili Peygamberimiz de ayette sözü edilen haram/hürmetli ayları Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb olarak açıklamıştır.

Sözlükte “haram kılınmış, saygı ve hürmete layık” manalarına gelen Muharrem, dinî bir terim olarak ta dinen haram kılınmış şeyler demektir

Muharrem ayını önemli kılan en önemli sebeplerden birisi de bu ayın onuncu gününün Aşure günü olmasıdır. Aşure günü, birçok peygamberin hayatında önemli yeri olan olayların gerçekleştiği bir gündür. Ne yazık ki, Peygamber Efendimizin sevgili torunu Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesi de bu güne tesadüf etmiştir. Ancak bütün Müslümanları üzen bu müessif olaydan ders alınmalı, bu olay günümüz Müslümanları arasında husumetin ve kırgınlığın sebebi yapılmamalıdır. Aksine bu ay ve Aşure, bütün Müslümanlara zalimlerin karşısında, mazlumların yanında durmaları gereğinin en önemli dini görevlerinden biri olduğu şuuruna varmalarına vesile kabul edilmelidir. Müslümanlara düşen görev, yanlış ve üzücü hadiselerden ibret alarak, onların tekrar yaşanmaması için, kardeşlik bağlarını güçlendirmek, birlik ve dirlik içerisinde olmaktır.

Yazının Devamı

ONLAR ŞEHİTLERİN ŞAHİTLERİDİR

Yılmam ölümden, yaradan, askerim; Orduma, «gâzî» dedi Peygamberim. Bir dileğim var, ölürüm isterim: Yurduma tek düşman ayak basmasın. Âmin! desin hep birden yiğitler, «Allâhu ekber! » gökten şehidler. Âmin! Âmin! Allâhu ekber!

Aziz milletimizin asırlardır Anadolu toprakları üzerinde verdiği varoluş mücadelesinin şifresi “ölürsem şehit, kalırsam gazi” inancında saklıdır. Bu inanç sayesinde yüce milletimiz vatan, din ve namus savunmasında eşsiz kahramanlıklar göstermiş, bu duygu ve düşünce hemen her daim onun önünü aydınlatmıştır.

Gazilik, milletimizin gönlünde öyle yüce bir yere sahiptir ki, şehitlikten hemen sonra gelir. Gazilerimizin varlığı, onların aziz hatırası, bizim şerefimizdir. Anadolu topraklarının vatan kılınması, milletin ve ülkenin varlığını devam ettirmesinde gaza anlayışının en önde gele değerler arasında yer aldığını hepimiz çok iyi biliriz.

Yazının Devamı

YAKINLIĞIMIZ DAİM OLSUN

Bir Kurban Bayramını daha geride bıraktık. Arife gününden itibaren getirdiğimiz teşrik tekbirleri, kıldığımız bayram namazı ve kestiğimiz /kestirdiğimiz kurbanlarla yüce Rabbimize biraz daha yaklaştık. Aslında O’ndan pek uzak değildik zaten. Rabbimiz Kur’an-ı Kerimde bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu bildiriyor. ( Kaf Suresi 50- 16 ) Bizler zaman zaman dünya meşgalelerine dalıp kendimizi O’ndan uzaklaştırıyoruz. Dalgınlıktan kurtulup asli konumumuza dönebilmek için bizlere “Kurban Bayramı” verildi. Kurban yakınlık demektir. Kişinin kendi varlığının asıl sahibini bilme, O’na teslim olma ve On’a olan yakınlığı idrak etme hakikatidir.

Divan şairlerimizden Fuzuli;

“Yılda bir kurban keserler halk-ı âlem îyd içün,

Yazının Devamı

KURBAN KADAR DEĞERLİ BİR İBADET TEŞRİK TEKBİRLERİ

Kurban Bayramı’nın arifesinde Sabah namazından başlayarak bayramın 4. günü ikindi namazına kadar farz namazlardan sonra söylenen;

اَللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ لاا اِلهَ اِلاَّ اللّه وَاللّهُ اَكْبَرُ اَللّهُ اَكْبَرُ وَلِلّهِ الْحَمْدُ “Allâhü ekber Allâhü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” “Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Hamd Allah’a mahsustur.” cümlelerine ‘teşrik tekbiri’ denir. Her yıl arife ve kurban bayramı günlerinde toplam 23 kez tekrarlanır.

Bu sene teşrik tekbirleri 31 Ağustos Perşembe günü sabah namazı ile başlayıp 04 Eylül Pazartesi günü ikindi namazı ile sona eriyor.

Yazının Devamı

KURBANLA İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI -2-

Banka kredisiyle kurban kesilebilir mi? Kurban kesmek, âkil (akıl sağlığı yerinde), bâliğ (ergen), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan bir müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir. İster vacip isterse nafile olarak kurban kesecek kimse, kurbanını peşin satın alabileceği gibi, borçlanarak da satın alabilir. Bu, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak faizli borç alması durumunda faiz verme yasağını işlediği için günaha girmiş olur. (Bkz. Bakara, 2/275-279; Müslim, Müsâkât, 105, 106; Ebû Dâvûd, Büyû’, 4). Kendi imkânlarıyla kurban kesemeyecek olanların böyle yöntemlere başvurmaları dinen uygun değildir.

Satın alınan kurbana, daha sonra başkaları ortak edilebilir mi ?Kişi, mülkiyetinde olan veya kurban etmek amacıyla satın aldığı büyükbaş hayvana yedi kişiyi geçmemek şartıyla başkalarını da ortak edebilir. Bu uygulamaya ortakların tamamının razı olması gerekir.

Kurban keserken abdestli olmak şartmı dır?Kurban kesen kişinin abdestli olması şart olmamakla birlikte, kurban bir ibadet olduğu için kesenin abdestli olması daha faziletlidir.

Yazının Devamı

BAHAR YORGUNLUĞUNDAN METAL YORGUNLUĞA

Türkiye sorunlar yumağının ortasında bir ülke. Son yıllarda neler yaşamadık ki. Dur durak bitmeyen terör saldırıları, Gezi parkı olayları, 17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimi ve daha neler neler. Türkiye’yi kaosa süreklemek isteyenlere ve iç savaş çıkarmak isteyenlere karşı Türkiye’yi yönetmek kolay değil elbette.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmaması için herkes şapkasını önüne koyup düşünmeye başladı. Recep Tayyip Erdoğan ülkesinin en sorumluluk sahibi lideri olarak, onarım çalışmalarına 979 gün sonra geri döndüğü partisinden başladı. Hatırlarsınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan tekrar Genel Başkan seçilmesinin ardından Meclis’te AK Parti Grubu’na hitap ettiği gün teşkilat ve kadroları silkeleyecek bir konuşma yapmıştı. Teşkilatların yenilenmesini ve metal yorgunluğun giderilmesinin ilk sinyallerini grup konuşmasında vermişti.

Geçtiğimiz gün Ak Parti’nin 16. yıl kutlamalarında Başbakan Binali Yıldırım “Sayın Cumhurbaşkanım; Zaman zaman siz teşkilatlarımızda metal yorgunluğundan bahsediyorsunuz. Bu yorgunluğun bir bahar yorgunluğu kadar kısa süreceğine inanıyorum. Yeter ki gönüllerimiz yorgun olmasın. Yeter ki birlik ve beraberliğimize zarar gelmesin. Sizin tekrar eve dönmeniz, başımıza geçmeniz zaten hepimiz için bambaşka bir heyecan. Biz güçlü ve büyük bir partiyiz.” diye konuşmuştu. Binali Yıldırım yine kendine yakışan naiflikle bu süreci kırmadan dökmeden gönül yorgunluğuna sebebiyet vermeden aşmanın gerekliliğine vurgu yapıyordu. Bu az da olsa bir görüş farklılığının olduğunu hissettirdi bizlere. Ancak Ak Parti’nin 16 yılını okuduğumuzda farklılıkları zenginliğe dönüştürdüğünü okuyabiliriz.

Yazının Devamı

ÇÖZÜM ÜRETEN VE İLERİ GÖRÜŞLÜ BİR YÖNETİCİ

Hastane personelinin gelişi güzel davranışlarından kaynaklanmış olan sorunu dünkü “YENİ ŞEHİR HASTANESİ AMELİYATHANESİ’NDE HASTAM KAYBOLDU” köşe yazımda dile getirmiştim.

..Ve

Köşe yazıma istinaden Ozan Hocam benimle iletişime geçti, “Ameliyathanelerin kapılarının üzerine monitör takılacağından ve hasta yakınlarının hastalarını oradan takip edeceklerini benimle paylaştı. Personeller için ise disiplinsiz olduklarından dolayı muzdarip olduğunu dile getirerek en yakın zamanda gereğini yapacaklarını” söyledi.

Yazının Devamı

YENİ ŞEHİR HASTANESİ AMELİYATHANESİNDE HASTAM KAYBOLDU

Yazıma başlamadan önce siz değerli okurlarımın da başından geçmemesi ümidi ile eleştiride bulunmak istiyorum. Bu şekilde devam eden bir sistem hatası sadece hatayı doğurur. Hastanenin bilgi işlem yazılım sisteminin kulislerde değişeceği ve değişmesi gerektiğinin konuşulduğu bu günlerde, bu tür hataların olması sistemsel mi, yoksa kullanan kişilerden mi kaynaklı olduğunun bulunması gerektiğini ve önlem alınmaz ise nasıl sonuçlara sebep olacağını bilmenizi istedim.

…. Evet

Değerli okurlarım sizlere geçtiğimiz gün başımızdan geçen bir olaydan bahsetmek istiyorum.

Yazının Devamı

MÜSLÜMAN GÜZEL AHLAKLI OLMALIDIR

Ahlâkın dinimizde önemli bir yeri vardır. Peygamberimiz Kur’an-ı Kerim’de güzel ahlâkı ile övülmüştür. “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem; 4) Peygamberimiz de; “Muhakkak ki ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” buyurmuştur. Yine sevgili Peygamberimiz “ Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır.” “Kıyamet günü müminin mizanında güzel ahlâktan daha ağır bir şey yoktur.’’ buyurarak ahlak’ın önemini vurgulamıştır. Yüce dinimizde ahlâkla ibadetler arasında sıkı bir ilişki vardır.

İbadetlerin gayesi, insanı ahlaki olgunluğa eriştirmektir. Nitekim namaz ibadetinden söz edilirken: “Namaz kıl, muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” buyrulmuştur. İslam’ın beş esasından biri olan zekât ibadeti hakkında da: “Onların mallarından sadaka (zekât) al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin.” buyrulmuştur.

Peygamberimiz (SAV), oruç ibadetiyle ilgili olarak şöyle buyurur: “Kim ki yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına yani oruç tutmasına değer vermez.”

Yazının Devamı

Demiraslan'ın haklı isyanı

DEMİRASLAN’IN HAKLI İSYANI

Ak Parti İl Başkanı Hasan Demiraslan’ın önceki gün A.Edip Uğur’un TV 100’den yaptığı açıklamalara tepki olarak yazılı bir açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada, Uğur’un teşkilatın yetersizliğini ima eden açıklamalarına tepki göstererek bunu yalanladı ve referandum süreci boyunca teşkilat olarak saha da olduklarını, tüm teşkilatın yoğun bir şekilde çalışarak vatandaşla buluştuklarını, il başkanlığı olarak siyasi sorumluluklarını tam olarak yerine getirdiklerini ifade etti.

Bana göre bu çıkış çok anlamlı bir çıkış oldu. Zira A. Edip Uğur’un Ak Parti Genel Merkezince atanan yeni yönetime dair rahatsızlığı ile ortaya çıkan bölünmüşlük tablosu, kim ne derse desin referandum sonuçlarına olumsuz bir etkiye neden oldu. Uğur’un öfke ve gurur ile hareket etmesi bu çatlağın (üstelik referandum süresi içinde) derin bir uçuruma dönüşmesine neden oldu. Uğur’un bu güç sarhoşluğu öylesine bir hal aldı ki, parti programını hiçe sayıp kendi taraftarlarından oluşan bir ekip kurarak ve tüm olanaklarını bu ekip için kullanarak teşkilatı yetersiz ve kendine muhtaç bir görünüm yaratmaya uğraştı.

Yazının Devamı

Günümüz Cemiyet Başkanından Örnek

GÜNÜMÜZ CEMİYET BAŞKANINDAN ÖRNEK

Dün yazmış ve sormuştum “Daily Sabah Avrupa Parlamentosu’nda yasaklanmış ve Avrupa’nın göbeğinde Basın Özgürlüğü’ne büyük bir kara leke düştü peki bizim cemiyetler nerede diye”

Hadi diğer cemiyetlerden vazgeçtim. Peki, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir nerede?

Yazının Devamı

Cemiyetler, Fedesasyonlar, Konfederasyonlar Nerede?

CEMİYETLER, FEDESASYONLAR, KONFEDERASYONLAR NEREDE?

Avrupa Parlamentosundan kendini ve değerlerini inkâr eden bir yasaklama daha geldi. Avrupa Parlamentosu’nun Hıristiyan Demokrat milletvekili Jeroen Lenaers’ın girişimleri sonrası Başkan Antonio Tajani tarafından alınan ve Daily Sabah gazetesinin parlamento içerisinde dağıtımını yasaklayan kararı ile AB basın özgürlüğü maskesini düşürmüş oldu.

Avrupa Parlamentosu hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu yasak kararla parlamento üyelerinden Türkiye’de yaşanan gelişmelerin gerçek boyutunu saklamakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’da basın özgürlüğünün gerçek manada kusurlu olduğunu da adeta itiraf ediyor. Kendi menfaatleri doğrultusunda ve çarpıtılmış haberlere kapıları açık tutan bu yasak, hiç kuşkusuz dünya basın tarihine kara bir leke olarak kayda geçti.

Yazının Devamı

TÜSİAD Utanmıyor mu?

TÜSİAD UTANMIYOR MU?

Bir önceki TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’in, dönem başkanlığı sırasında yaptığı bir açıklama takıldı gözüme. Patronlar kulübü biraz diplomatik bir dille, AB ile ilgili endişelerini de dile getiren bir açıklama yaptılar. Önce şu açıklamaya bir bakalım.

Ne demiş TÜSİAD dönem başkanı Cansen Başaran Symes, son dönemde hızlanan ve ardı ardına yaşanan iç ve dış gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerinde giderek daha büyük etki yarattığını, Türkiye ekonomisinin, öngörülebilirliğin azaldığını, güven ve güvenlikte olağanüstü sıkıntıların yaşandığı bir süreçten geçildiğini söylemiş

Yazının Devamı