Kamil Akyürek

Kamil Akyürek

MAHALLE BASKISI AĞIZLARI MÜHÜRLEDİ

Ülke gündemine düşen ve on gündür tartışılan ‘CHP’li bir isim külliyede Erdoğan ile görüştü’ vakasından haberdarsınızdır.

CHP üst yönetiminde sarsıntılara yol açan bu tartışmanın Balıkesir’de yansımaları nasıl olur diye merak ettik.

İlginç bir şekilde kiminle bu konuyu konuşmaya çalışsak, karşımıza sessiz bir duvar çıktı.

Yazının Devamı

BOL BOL ENSE TEŞHİR EDECEĞİZ!

Önceki gün “Özgüveni Yılmaz’a bela oldu” adlı bir köşe yazmış ve Başkan Yılmaz’ın aşırı özgüven-güç zehirlenmesi konusunda ( https://gazetemerhaba.com/yilmazin-ozguveni-basina-bela-oldu/ )yaşadığı kimya bozukluğuna dikkat çekmiştim.

Köşe yazımın yayınlandığı gün, yani dün Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yaşanan bir garabet, eleştiri ve tespitlerimi adeta tescillemiş oldu. Büyükşehir Meclisinde görev yapan ve bu güne kadar (Sabri Uğur, İsmail Ok, A. Edip Uğur gibi başat isimler dahil olmak üzere) hiçbir Başkan tarafından engellenmeyen basın mensupları dün itibari ile Yılmaz’ın kimya bozukluğunun kurbanı oldu.

Neymiş efendim; Basın mensupları, tüm meclis üyelerinin ensesini görebildiği ve sadece ama sadece Yılmaz’ın hüsnü cemalini görebildiği balkondan izlemesi gerekiyormuş.

Yazının Devamı

YILMAZ’IN ÖZGÜVENİ BAŞINA BELA OLDU!

Geçtiğimiz hafta Paşacami etrafında yer alan ve Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde olan bazı arsaların devri ile ilgili bir tartışma yaşandı. Büyükşehir Belediye Meclisinde yaşanan tatsız ve yakışıksız tartışmalar medya aracılığı ile kamuoyuna da yansıdı.

Karesi Belediye Başkanlığı döneminden beri, Ak Parti ilkelerine aykırı olmayacak şekilde, ama bazen partililerde rahatsız yaşatacak ölçüde muhalif parti ve gruplara anlayış gösteren Yücel Yılmaz’ın, Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde aynı tutumu izlemeye çalıştığını biliyoruz.

Ne var ki bu yaklaşım, Yılmaz’ın Büyükşehir Belediye Başkanı olması ile elde ettiği güçten etkilendiği için olsa gerek, dengesini yitirmiş görünüyor. Zira o gün mecliste nadiren yaşadığımız bir ana tanık olup, Yılmaz’ın gergin bir şekilde ve kontrolsüz bir eda ile meclisi yönetme becerisinden uzak, basın mensupları da dâhil olmak üzere saldırgan tutum ve davranışlarını izledik.

Yazının Devamı

ADLİ VE RESMİ TÜM KURUMLAR PTT’YE LÜTFEN DİKKAT!!!

Resmi, Tüzel ya da özel yazışmanın önemini hepimiz biliyoruz. Hatta bazı yazışmaların bırakın bireyleri, toplumları ya da devletleri birinci dereceden etkilediğini de hepimiz biliyoruz. Peki, bu yazışmaların iletim zamanlaması da bir o kadar önemli değil midir?

Belli ki bir asırdan fazla bir süre boyunca bu önemin farkında olan PTT son birkaç aydır bu önemi bir köşeye bırakmış. Bu kanaatin öyle hemen birkaç gecikmiş ileti ile oluştuğunu sanmayın. Son aylarda neredeyse her gün gazetemize posta teslimatları ile ilgili şikayetler geliyor. 15 gün sonrası için bir düğün daveteyesi gönderilmiş ama davetiye düğünden sonra alıcıya ulaşmış örneği olduğu gibi hiç ulaştırılamayan ileti örnekleri de var bu şikayetlerin arasında.

Bu kadar yoğun şikayet alınca kendi adıma biraz araştırdım. Zira herhangi bir resmi yazışma söz konusu olursa bu tip bir gecikmenin yaratacağı mağduriyeti hayal bile edemiyordum. Görüştüğüm yetkililer PTT’de gönderilerin Kayıtlı ve Kayıtsız olarak iki kategoriye ayrıldığını ifade ederek, Resmi ve tarihli gönderilerin kayıtlı olduğunu ve süresinde teslim edildiğini belirttiler. Yani sizin anlayacağınız; Mahkeme, Vergi Dairesi, İcra yazısı vs. gibi yazışmalar kayıtlı olduğu için süresinde teslim edilirken, bireysel yazışmalar, davetiye, Fatura vs. gibi kayıtsız gönderiler Allaha emanet.

Yazının Devamı

CANBEY ‘ARI’ GİBİ ÇALIŞIYOR

Ak Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, göz önünde olmayan ama yerel anlamda çok sayıda vatandaşın ihtiyaç duyduğu konularla ilgili adeta Arı gibi çalışıyor.

Canbey, geçtiğimiz hafta içinde sosyal medya hesabından yaptığı bir duyuru ile İvrindi’de yıllardır beklenen Orman İşletme Müdürlüğü’nün açılmasına dair müjdeyi verdi. Ülke genelinde sadece 11 İşletme müdürlüğünün açılması için Bakanlıktan onay çıktığı dikkate alındığında, Canbey’in Balıkesir ve İvrindi adına önemli bir mücadele verdiği görülüyor.

Gerek Ankara’da, gerekse Balıkesir’de olduğu süreler içinde, mesaisinin tümünü vatandaşlar için harcayan ve sorunlara çözüm üretme noktasında sonuç almasından ötürü her kesimden takdir toplamayı başaran Mustafa Canbey, gösterdiği bu performans ile vatandaşların kendisine atfettiği ‘Balıkesir’in Canbey’i’ lakabının da hakkıyla karşılığını veriyor.

Yazının Devamı

ALLAH AŞKINA BU NASIL VİZYONDUR?

Daha önce gazetemizin manşetinden deprem gerçeğimiz ve buna dair hiçbir şeyin yapılmadığına işaret etmek için ‘PEKİ YA BALIKESİR NE OLACAK’ diye haber yaptık.

Bu haberi hazırlarken hem kurumsal, hem de akademik odalar nezdinde araştırmalarda bulunduk. Bu araştırmalar Marmara depreminin bölgemizde de ciddiye alınması gerektiği ve özellikle 2010 yılında deprembilimciler tarafından keşfedilen Gökçeyazı-Balıkesir fayının ilimiz için yarattığı riskli sonuçlara götürdü bizi. Bu riskin boyut olarak ne kadar yüksek değer taşıdığını görmek istiyorsanız, Balıkesir Mimarlar Odası Başkanı M. Ali Özerk ve Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilcisi Yardımcısı Aysun Akman ile gerçekleştirdiğimiz gazetemerhaba.com adresli resmi sitemizde yayınlanan röportajı izleyebilirsiniz.

Özellikle Jeoloji Mühendisi Aysun Akman’ın röportajda paylaştığı Olası bir Marmara Depremi, ya da bölgemizde büyük bir tehlike oluşturan Havran-Balıkesir Fay zonu ile ilgili olarak, devletin resmi kurumları tarafından kabul görmüş bilgileri adeta bir tokat gibi çarpıcıydı. Bana göre bu riski bir balyoz haline getiren asıl faktör ise Kentsel Dönüşüm Stratejisini yok sayan Büyükşehir Belediyesinin ‘Deprem Öldürmez Bina öldürür’ gerçeğine karşı gösterdiği duyarsızlığı net bir şekilde sergilemesi oldu.

Yazının Devamı

BELKİ BİR GÜN YAPARIZ

10 yıldır Tiyatro ile uğraşıyorum. Kuşkusuz sahneye çıkmak, alkış almak en büyük hazzım. O alkışın ruhu doyurduğuna inananlardanım.

Bir oyuncu için sahneye çıkmak, seyirciyle buluşmak elbette keyifli ama diğer bir keyif ise özellikle benim için Tiyatro Festivalleri.. O festivallere katılarak başka bir şehirden gelen tiyatrocu ile tanışmak, oyunlar izlemek ve paylaşımda bulunmak çok güzel. Hatta bazen aile olmak.. Bu duyguları fazlasıyla tattığım için şanslıyım. Tiyatro’nun birleştirici gücünü görmek bu olsa gerek. Önceki yazılarımda Festivalleri özel özel değerlendirip, bu organizasyonların şehre kattıkları ile ilgili yorumlar yapmıştım. 20′ ye yakın tiyatro festivaline katıldım. Bunlardan bir kısmı uluslararası festivaller idi. Gördüm, gözlemledim, eğlendim, öğrendim. Sonra da hep düşündüm Balıkesir’de niye olmasın ? Evet evet Balıkesir’de bir Tiyatro Festivali.. Bunu hayal ettim. Mesela Milli Kuvvetler Caddesi’nin girişinde başlayan bir festival açılış korteji, şehirde yurdun dört bir yanından gelmiş Tiyatrocuların ayak sesleri ve coşkusu. Sonra Atatürk Parkı ya da Avlu’da sokak oyunları, gösteriler, tiyatro oyunları… Hayali bile güzel. Hayalde kalmasa keşke.. Balıkesir sanata aç ama bunu da başarabilecek kıymetli bir şehir..

Evet şehrimizde kültür sanat anlamında gerçekleşen etkinlikler var. Avlu Kongre Kültür Merkezin’de Her ay bir tiyatro oyunu seyretmek ya da dışarıdan gelen organizasyonlara katılmak mümkün hatta bu şehirde çocuk oyunları festivali de yapıldı. Ama benim bahsettiğim festival havası çok farklı. Bir nevi şölen yani.. Balıkesir’e yakışacak ve gerçek anlamda katkı sağlayacak bir organizasyon. Kim bilir belki bir gün yaparız..

Yazının Devamı

SAĞLAM TEHDİT

Cumartesi akşamı Ak Parti İl Başkanı Ahmet Sağlam aradı. İmtiyaz sahibimiz Semra Aman Akyürek hanımefendinin şahsi sosyal medya hesabından sorduğu bir soru ve altına yapılan yorumlarla ile ilgili olarak sitemde bulundu önce.

Bende kendisine “paylaşımı Semra hanım yapmış. Onunla bir görüşün isterseniz ben haberdar değilim. Bu tip durumlarda soruyu bizzat sormak için kendisi mutlaka arar. Sizi aramış mı hiç” diye sordum.

Başkan “yok hiç aramadı ama yapılan yorumlar yakışıksız olmuş. Şehre bir bakan gelmişse benim onun programına uymam gerekir” diye yanıt verince paylaşımı merak ettim ve “paylaşıma bir göz atayım size dönerim” dedim.

Yazının Devamı

GÖNÜL BÖYLE FETHEDİLİR

Geçtiğimiz hafta Sındırgı Belediye’si muhtarların tümünü bir haftalık Karadeniz gezisine götürdü. Haberi fark edince ulaşabildiğim birkaç muhtarı aradım. Hepsi de aileleri ile birlikte çıktıkları bu geziden mutlu olduklarını ve çok şey kazandıklarını ifade etti.

Telefonda “Sıradan olmasa da bu, nihayetinde bir gezi ve elbette mutlu olmanız normal” deyince ilginç yanıtlar geldi muhtarlardan.

İzninizle önce bu ilginç yanıtları paylaşayım sizinle:

Yazının Devamı

YILMAZ-SAĞAY İKİLİSİNE ERDOĞAN’DAN NET MESAJ

Yılmaz bence vekâlet adı altında Başkan yardımcılığı, hatta başkan gibi yetkilendirdiği Yasin Sağay’ı da cumhurbaşkanının büyükşehir belediye başkanları ile düzenlediği toplantıya götürmeliydi.

Zira Cumhurbaşkanının toplantıda muhtemelen muhalif belediye başkanlarını dikkate alarak yaptığı “belediye başkanlarının kurumlarını yönetme tasarrufu ekmek paralarını kazanma peşindeki insanların hayatlarını alt üst edebilecekleri anlamına gelmiyor. Ahı olan insanların üzerine ne siyaset ne hizmet inşa edilebilir” ikazı, sanki Personel sayısının çokluğu ve devr-i sabıkların enkaz bıraktıkları ile ilgili kulislerde fikirlerini açıkça ifade eden Yılmaz ve Sağay’ı hedef alıyor gibiydi.

Göreve gelir gelmez açıkça olmasa bile Büyükşehrin kötü yönetildiğini ve Büyükşehirdeki personel sayısının bütçe oranına göre fazla olduğunu ifade eden Yılmaz’ın, Erdoğan’ın bu ikazını dikkate alacağına hiç şüphem yok. Ancak kötü polis rolünü iyice benimseyen başkanvekili Sağay’ın bu konuda çam devirmesi an meselesi.

Yazının Devamı

DEDİKODU KÖŞESİ

DEDİ : “Kadıyı satın aldığın gün Adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.” Demiş Fatih Sultan Mehmet Han… KODU : Yahu madem Osmanlıya özeniyorsunuz. Buyurun işte size Osmanlının gelmiş geçmiş en büyük lideri. Adam söylemiş. Niye söylediklerini dinlemiyorsunuz? Siz Osmanlıdan yanlış şeyler almışssınız. Adalet,hak hukuk alacağınıza;şan ,şöhret, şatavat almışsınız… Adam çekti kılıcı en önde seferlerde kelle koltukta savaştı. E madem osmanlı hadi buyurun önden cepheye.Çürük raporuda nedir? Osmanlıda öyle bir rapor yoktu.

DEDİ : Meclise, tanesi 1 milyon 200 bin TL olan 80 adet yeni araç kiralandığı sırada; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastahanesi ilaç sıkıntısı sebebi ile ameliyatları durdurma kararı almış. KODU : Pazarda kuru soğanı 10 TL’ye alanları mecliste pirzolayı 6 TL’ye yiyenler savunduğu sürece biz ülkemde bu manzaraları daha çok yaşarız. Ne diyim. Zonguldak halkına geçmiş olsun..

DEDEİ : Tamamı saf altından yapılmış tahtında oturan Papa; Afrikalı aç çocuklar için dua ettiğini söylemiş. KODU : Oturduğu koltuğu Afrika’ya gönderse bu iş çözülecek aslında…

Yazının Devamı

HASTALIK

Günümüzde hastalıklarda yön değiştiriyor.Farklı isimlerle baş gösteren hastalıklara çare arayanlar soluğu hastanelerde arıyor.Her gün görmeye ve duymaya alışık olduğumuz hastanelerdeki kalabalıklarda bunun bir işaretçisi.Son günlerde özellikle strese bağlı hastalıklar arasına eklenen “vertigo” yani diğer adıyla baş dönmesi kişinin yaşam kalitesini alıp görtüren bir hastalık.Çoğu kişi adını bilmiyor ancak yeni yeni duyulmaya ve araştırılmaya başlandı. Geçtiğimiz yaz bir arkadaşım sohbetimiz sırasında sıkça şikayetini anlatırdı. Bildiğimiz başağrısı ve migrene benzemiyor ancak baş ağrısıda migrende başdönmeside hepsi biraradaydı.Doktor ilaç vermiş ve “çok şükür kurtuldum” diyor ancak bu hastalık stresle birlikte yine nüksedebilirmiş… İşte bende bu konuda uzman yorumlarını sizlerle bugün paylaşmak istiyorum.Uzmanlar şöyle diyor:Sağlığımız herşeyden değerli.Vertigo’nun belirtileri arasında şunlar bulunuyor: kişi kendisinin veya etrafındakilerin döndüğüne dair bir hisse kapılır. Vertigoya bulantı, kusma, anormal göz hareketleri ve terleme eşlik edebilir. İşitme kaybı ve kulak çınlaması görülebilir. Görme bozukluğu, yürümede zorlanma ve bilinç değişiklikleri tabloya eşlik edebilir. Vertigoya eşlik eden problemler vertigoya neden olan esas hastalığa göre değişiklikler gösterir.

Kişinin kendisinin veya çevresinin döndüğünü hissetmesine ‘vertigo’, başka bir deyişle ‘baş dönmesi’ adı veriliyor. Bazen basit ve kısa süreli baş dönmesi atağı şeklinde, bazen de kişinin günlük yaşamını doğrudan etkileyecek kadar ağır yaşanıyor. Öyle ki hastalar her an baş dönmesi sorunu nedeniyle evde ya da sokakta tek başına kalmaktan korkarak yaşayabiliyorlar. Kişinin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen vertigonun en sık rastlanan nedeni ise iç kulakta dengenin sağlanmasından sorumlu organlarda ortaya çıkan problemler. Ama B12 vitamini eksikliğinden beyin tümörlerine kadar pek çok farklı nedeni de var. Vertigo hastalarının yaklaşık yüzde 30’unda kesin neden ortaya konabiliyor ama geriye kalan yüzde 70 gibi büyük bir çoğunluğunda saptanamıyor.

Denge Nasıl Sağlanıyor?

Yazının Devamı

VATAN MİLLET VE BAYRAK

Hem kuruluş hemde kurtuluş arasında geçen bin yıllık bir zamanda geçen zaferler, mağlubiyetler,acılar ve ıstıraplı günler vatanı vatan yapmış ve derin duygularla bir millet, “vatan,millet ve bayrak”demişti.

Bir millet tarih yazdı ve tarih derki; 26 Ağustos 1071’de Malazgirt zaferi ile vatanlaştık. 30 Ağustos 1922’de kurtuluşun “Büyük Zaferi”ini kazandık. 30 Ağustos 1922’deki “Büyük Zafer” Milli Mücadele bir vatanseverlik ve kahramanlık destanından ibaret değil. Aynı zamanda güçlü bir teşkilatlanma, bir lojistik, bir rasyonel planlama ve diplomasi zaferi. Milli mücadelenin verilme aşamasında düşmanı yok etme, azaltma amacını güden doğru bir diplomasi. 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’le İzmir’e yürüyen Mehmetçiği, Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’yı, Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’yı, Birinci Ordu Kumandanı Nurettin, İkinci Ordu Kumandanı Yakup Şevki, süvari kumandanı Fahrettin paşaları ve bütün Milli Mücadele neslini saygıyla, şükranla ve rahmetle anmalı. Ruhları şad olsun 30 Ağustos zaferdir Zafer kutlu olsun.

Yazının Devamı

BORİS’İN DEDESİ ALİ KEMAL BEY

İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin liderlik yarışını Boris Johnson kazandı. Seçimlerin ardından Johnson Başbakan da oldu. Boris’in Başbakanlığı en çok da bizim yerli ve millicileri sevindirdi. Johnson’u ‘Osmanlı Torunu’ tabiriyle ananlar aynı zat-ı muhteremin “Türkler Ülkemizi İstila Edecekler” sözlerini bir anda unutuverdiler.

Evet Boris’in dedesi bir İngiliz Mandası hayranı Ali Kemal Bey. Ali Kemal Bey’in hukuksuz ve yargısız infazı dışında neresinden tutsanız elinizde kalıyor. “İngiliz milleti kainatın en azimli milletidir”, “İki siyasal ilke biliriz; içeride milliyetlerin birliği, dışarda İngiliz dostluğu” sözlerinin sahibidir.Efendim bu büyük İngiliz Hayranı Aynı zamanda da Sıkı bir padişahçı ve zamanın Tanin gazetesi tarafından Padişah 2. Abdulhamit’ten para aldığı ortaya çıkmış bir şahıs. Paris ve Cenevre’de eğitimler gören Ali Kemal Bey aynı zamanda bir muhbir. İngiliz Ajanı Rahip Frew ile beraber hareket ediyordu. Kuvayı Milliye’ye katılımı engelleme girişimlerinin baş aktörlerinden. Zaten kendisi İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi aynı zamanda. Her nasıl oluyorsa bu her devrin adamı diyebileceğimiz Ali Kemal Bey Damat Ferit Paşa hükümeti zamanında bakanlık yapıyor. İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde ilk yaptığı şey postanelere protesto içerikli telgrafları almama talimatı vermek oluyor. Kuvayı Milliye hareketi düşmanı bir adam olan Ali kemal Bey’in bilinen bazı sözleri şu şekilde; “Hükümet önce Anadolu’yu Mustafa Kemal’lerden, o ipsiz sapsız, akılsız fikirsiz zorbalardan temizlemelidir.” “Kuyucu Murat Paşa Celalilere nasıl davranmışsa, Kuvayı Milliye’ye de öyle davranmak gerekir.” “İdam, idam, idam! Mustafa Kemal cezasını bulacak!” Bütün bunlar olup biterken rüzgar değiştiğinde ise hemen manevra yapabilen bir insan aynı zamanda. Son zamanlarda rüzgarın değiştiğini anlayınca Kuvayı Milliye hareketi için aynı amaca hizmet ettiğini ifade eden cümlelere de sahip bir vatandaş. Dedik ya her devrin adamı. Elbette bütün bunların sonucunda son hazin ve kabul edilemez oluyor. İstanbul’da yakalanan bu beyefendi Ankara’ya mahkemeye götürülüp yargılanacakken Nurettin Paşa’nın İsmet İnönü’ye yaranma gayreti nedeniyle sonu linç oluyor Ali Kemal Bey’in. Nurettin Paşa Ali Kemal Bey huzuruna getirildiğinde ona yargılanacağını ifade etse de yargısız infazın fitilini ateşleyen de yine Nurettin Paşa oluyor. Ali Kemal Bey için bir linç girişimi planlayan Nurettin Paşa amacına ulaşıyor ve linç sonunda Boris’in dedesinin cesedini direğe asıyorlar. Elbette neresinden bakarsanız bakın bu infaz biçimi tarih sayfalarında yerini alacak en acımasız olaylardan biridir.

Günlerdir adına methiyeler düzülen ve yere göğe sığdırılamayan Boris’in dedesini kısaca tanımış olduk. Elbette dedesinin yaptıkları Boris’i bağlamaz ama konu açıldığı için Ali Kemal Bey’i yakından tanımanın lüzum olacağını düşündüm.

Yazının Devamı

Amatör mü Profesyonel mi ?

Son zamanların değil, belki de uzun bir zamandır bu iki kavram tartışma konusu.. bu sanatta, sporda ve çeşitli meslek alanlarında da gündeme gelen konu.. Ben bu konuyu ilgi alanım ve yaptığım iş olan tiyatro bağlamında değerlendireyim..

Tiyatro yapan, tiyatroya gönül veren veya bu işten para kazanan ya da hobi olarak yapan her kim olursa olsun emekçi diye adlandırılmalıdır. Burada profesyonel ya da amatör ayrımı yapmıyoruz. Fakat toplumumuzda malesef ki yanlış algı mı diyelim ya da oluşmuş bir bakış açısı mıdır bilinmez amatör hep ikinci plandadır. Toplum profesyoneli ister. Halbuki profesyonelin amatörden farkı yaptığı işden para kazanmasıdır. Bu da görev icabını doğurur. Burada tabi ki sözümüz amatör ruhlu profesyonellere değildir.. Amatörde ise bir ruh vardır. Yaptığı işi görev icabı kategorisine sokmaz, şevkle ve heyecanla o işini icra eder. Yaptığı iş ona muhteşem bir haz verir oysa ki profesyonelde bu yoktur Profesyonel sadece işini yerine getirmiştir.Tiyatroda bu konu sık sık gündeme gelir ki bariz örnekler bunu ortaya koyar. Ünlü dizi ve sinema oyuncularının oynadığı bir tiyatro oyunu kapalı gişe oynanır. Bir diğer tarafta ise gerçekten iyi iş yapmaya çalışan, şevkli ve heyecanlı amatör bir tiyatro ekibi ise toplumdan rağbet görmez. Oysa ki ikisi de sanattır fakat burada popülarite öne geçer.. Günümüzde profesyonel adı altında kötü işler de mevcuttur. Amatör ruhla yapılmış işler kimi zaman bunun önüne geçebilir ki bunun da örnekleri aşikardır. Bu anlamda profesyonel hiç bir zaman amatör ruhunu kaybetmemelidir.

Peki biz toplum olarak ne yapacağız ? Amatör bir tiyatro ekininin oyununa giderek onlara destek olmakla başlayabiliriz bu işe.. bu destek ileri de kaliteli işlerin doğması için küçük bir adım olabilir.. burada yerel yöneticilerimizin de desteği bir hayli önemlidir. Bu gibi amatör gruplara salon destegi yapılabilir ve boylece sanata teşvik sağlanabilir.

Yazının Devamı

BU SEFER OLMADI VEKİLİM!!!

Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin’e göre ‘İlçe Bazlı Şehir Hizmeti Beklenti Analizi’ ve ‘Örgüt İklimi Algı ve Yönetim Süreç Analizi’ için Büyükşehir Belediyesinin ihale yolu ile yaptırdığı 569 bin TL tutarında ki AR-GE çalışması israfmış.

Aytekin’in önceki gün yerel medyaya yansıyan bu açıklamaları görmüşsünüzdür.

Aytekin Şahsen sevgi- saygı duyduğum, gazete ve gazeteciliğe yabancı olmayan, değerleri ile barışık ve bu değerler doğrultusunda yaşamını biçimlendiren bir isimdir. Açıkçası Vekil seçildiği andan itibaren de bu çizgisinden pek saptığını görmemiştim.

Yazının Devamı

YILMAZ İLK VİRAJLARI GEÇTİ

Yücel Yılmaz zor bir seçim sonrasında Başkanlık koltuğuna oturduktan sonra, bana göre seçimden daha zor olan Başkanlıkta ilk iki ayını ya da başka bir deyişle direksiyona geçer geçmez karşısına çıkan çok zor dönemeçleri biraz savrulsa da yoldan çıkmadan geçmeyi başardı.

Peki, neydi bu kamuoyunda pek hissedilmeyen ama çok zor olan dönemeçler?

Birinci dönemeç, A. Edip Uğur- Zekai Kafaoğlu değişimi ve bu değişimin hem Belediye kadrolarında hem de parti içinde oluşturduğu hizip ve ayrışmanın yarattığı travmaydı. Ki bu iki tarafı da keskin kayalıklardan oluşan bir uçurum gibiydi adeta.

Yazının Devamı

İKİNCİ YENİNİN CANSEVER’İ

Bu günkü yazımızda Biz de bir yandan güzel bir yandan da garip bir anlayış var. Önemli isimleri, büyük sanatçıları hep biliriz, hep konuşuruz onların üzerine ama aramızdan ayrılışını anımsatan o önemli günlerde daha fazla üzerine düşeriz bu konuların. Ben de bu garip anlayışa kapılıp 28 Mayıs 1986’da aramızdan ayrılan edebiyatımızın usta isimi İkinci Yeni akımının önemli temsilcisi Edip Cansever den bahsedeceğim.

Cansever eğitim yaşamının başlarında tanışmış dizelerle. İlk olarak İstanbul adlı bir dergide yayınlanır şiirleri. 1951 yılında arkadaşlarıyla beraber “Nokta” dergisini çıkarırlar. Burada daha farklı bir kimlik bulur şiirleri. Tüm geleneklerin ötesinde farklı bir soluk arar şiirlerinde. Belki de ticaretten işçiliğe, işçilikten antikacılığa hayatın birçok alanında bulunması da etkendir bu bambaşka anlayışında.

Cansever’in edebi duruşunu en iyi yansıtan eseri “Yer Çekimli Karanfil”dir. Bu eserde hem kendi kimliğini hem de içerisinde bulunduğu 2. Yeni akımının izlerini çok net görebiliriz. Bu kitap okurlar tarafından da büyük ilgi görmüştür ve 1958 yılında “Yeditepe Şiir Armağanı”nı kazanmıştır.

Yazının Devamı

FAYDALI OLMAK

Bu günkü 7. yazım; 1- Hayalci olmadan, 2-Planlı olmadan, 3-Araştırmacı olmadan, 4- Usta olmadan, 5- Etik olmadan, 6- FAYDALI OLMADAN, 7- Farklı olmadan, 8- Güler yüzlü olmadan, 9- Marka olmadan, başarılı olamayız. Hayatımız da ve işimizde mutlu olamayız! O halde zamanı nakde ve mutluluğa çevirelim.

6.FAYDALI OLMAK

İnsanoğlu, YÜCE ALLAH’A şükretmek ve insanlığa, yaşama faydalı olmak için yaratılmıştır. Yardım etme, dayanışma ve destek olma, insanoğlunun genlerinde mevcuttur. Ne derler ( bir elin nesi var iki elin sesi var.) gibi. Yardımlaşma faydalı olma, örf ve adetlerimizde öne çıkan en önemli değerlerimizden, imece de en güzel örneğidir. Doğumlarda, sünnetlerde, nişan ve düğünlerde, hasatta, başarılarda, tabii afetlerde, savaşlarda ( kurtuluş savaşımız en büyük örnektir ) buna benzer, yapılan yardım ve dayanışma. Topluma her zaman fayda sağlamış birlikteliği pekiştirmiştir. Zaten dinimizin temel öğretisidir, yardım etmek faydalı olmak. Faydalı olmanın çeşitli şekilleri de vardır. Yol tarif etmek, yolda yürüyenlere yardımcı olmak, eldeki paketleri taşımak, alışverişe yardımcı olmak, hastalara refakat etmek gibi yüzlercesi mümkündür. Ancak fiziksel destekler dışında, bilgiye, hizmete dayalı desteklerin günümüzde küçümsenmeyecek derecede önem taşıdığı da bilinmektir. ALLAH rızası için yapılanlar olduğu gibi. Bu tarz destekler ücret karşılığında, çeşitli meslek kollarında verilmektedir. Yaşamda yapılan her iş ve girişim başarı odaklıdır. Elde edilen başarı kişilere ve işlere fayda, maddi kazanç ve dolaylı olarak gelişime katkı sağlıyorsa hedefe ulaşılmış demektir ki; insanoğlunu saygın, başarılı ve ALLAH katında makbul olmasını sağlar. Buda büyük bir ödüldür. Geçimimizi sağladığımız mesleğimizde, müşteri memnuniyeti bu nedenle çok önemlidir. Ücret karşılığı yapılan hizmetin uzun vadeli ve isabetli çözümlerle sunulması, alınan ücretin bereketini artıracağı da unutulmamalıdır. Hakkıyla alınan emek, beceri ve bilgi karşılığı kazanılan para, aile fertleriyle paylaşılacağı da unutulmamalıdır. Alış veriş sonrası ne deriz (ALLAH bereket versin ) Bu nedenle hak hukuk, beceri, bilgi ve müşteri memnuniyeti çok önemlidir.

Yazının Devamı

RENK BEKLİYORDUK KAVGA DEĞİL

Balıkesir Seçmeni 31 Mart seçimlerinde hem ilçelerde hem de Büyükşehirde kararını vererek bu gün görevde bulunan Başkan ve Meclis üyelerini seçti.

Aslında hem ilçeler, hem de Büyükşehir ölçeğinde yasalara göre hizmet üretebilmek için kurulan komisyonlar da dahil olmak üzere alınan tüm kararlar Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayı ile belirleniyor.

Balıkesir’de yaşayan insanların iradesi ile bu dönemde şekillenen mecliste ki sandalye dağılımına doğru açıdan bakılırsa Demokratik bir renk oluşumu görünüyor. Şahsen ben bu durumu, farklı görüşlerin bir arada yaşarken, toplumsal hizmetler ile ilgili kararlar açısından katılım zenginliği anlamı da taşıyan bir şans olarak görüyordum.

Yazının Devamı

HER ZAMAN GÜNCEL HER ZAMAN YENİ

Çağları aşmak ve yüzyılları devirmek için ne gerekir sizce? Akıl mı, iyi beslenmek mi, efsanevi hikmetler mi? Bence hiçbiri değil.

Çağları aşmak her şeyden önce tutunduğunuz toprakla ilgilidir bence. Sağlam yere tutunur köklerinizi sağlam bir toprağa salarsanız yüzyılları devirirsiniz elbette. Yoksa kaybolur gidersiniz. Yüzyılları devirmek için illa popüler olmaya gerek yok. Medyatik olmaya, fotojenik olmaya hiç gerek yok. Mesela türküler gibi…

Çocukluk yıllarımın mafya dizilerinde türküler söylenirdi hep. Çevremde “bu türküler unutulacak bu diziler olmasa” derlerdi hep. O zamanlar çocuk aklımla anlamazdım gerçek sanırdım. Geldik bu güne bu gün yine benim de takip ettiğim bir dizide sürekli türküler Anadolu’nun kadim türküleri söyleniyor hep. Çoğu da güçlü seslerin güzel yorumuyla. Şimdi de aynı şekilde düşünenler oluyor etrafımda. Ama bu kez anlıyorum ne denmek istediğini.

Yazının Devamı

YILMAZ’IN ASIL DERDİ BİR DAHA İCRAYA DÜŞMEMEK

35 gün önce Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Yücel Yılmaz, göreve gelir gelmez doğal olarak acil çözülmesi gereken konularla muhatap oldu.

Başkan Yılmaz, direkt ya da taşeron firmalar aracılığı ile Belediye çalışanlarının ücreti, bütçe yeterliliği, Baltok-Bagyaş gibi belediye iştiraki ile kurulmuş şirketlerin borç stoku yüzünden asıl işlevini yerine getiremez duruma düşmesi ve gerek Balıkesirspor, gerekse Bandırmaspor’a sponsorluğun getirdiği yük gibi sorun yumağına dönüşmüş problemlerle karşı karşıya geldi.

Mart ayı içerisinde, yani seçimlerin arifesinde zaman zaman Büyükşehir’de ki Daire başkanları ile bir araya gelen Yücel Yılmaz, aslında kazanırsa karşı karşıya kalacağı tablo hakkında ve ayrıca o ay içinde Büyükşehir Belediyesinin alacaklı birkaç firma tarafından icraya verildiğini, hatta Banka hesaplarına bloke konulduğu hakkında da bilgi sahibi olmuştu.

Yazının Devamı

YAYA’YA GEÇİT YOK

Toplum içinde yaşamak belirli kurallara bağlıdır. Kurallar çeşitlendirilmiştir çünkü düzen içinde rahat yaşayabilmek gerek. Trafik kuralları gibi.

**

Yaya geçitleri insanların geçit alanlarıdır trafiğin akışı engellenmeden yayalar geçsin diye vardır.

Yazının Devamı

Bağrım Bağrım Bağırmak İstiyorum “HERKES KENDİNE GELSİN”

Birileri, Avrupa’da, ABD’de ve Hristiyan nüfusun yoğun olarak yaşadığı ülkelerde yaşayan insanların zihninde, Irak işgali ile başlayan ve İŞİD vahşeti ile devam eden insanlık dışı terör eylemlerini İslamiyet’e mal etme projesi ile hedeflediği İslam fobiyi yaratma sonucuna ulaşmış görünüyor.

Yeni Zelanda’da Biz Müslümanların birlikte ibadet etmek için ‘Allah’ın evi’ olarak mana yüklediğimiz Camiye saldırarak, içinde ibadet yapan elli Müslümanın katledilmesi, bu projenin amacına ulaştığının ve benzer Hristiyan terör eylemlerinin de yaşanacağının habercisidir.

Her ne hikmetse İslamiyet’i hedef alan her saldırıda olduğu gibi, bu vahşi Hristiyan terör saldırısı da Cuma günü ve Cuma namazı saatinde yapıldı.

Yazının Devamı