Kamil Akyürek

Kamil Akyürek

Büyükşehir savaşı..

Büyükşehir için iddiası olan tüm partiler adaylarını açıkladı. İlk açıklayan CHP oldu. CHP genç ve başarılı isimlerden Ahmet Akın’ı aday gösterdi. AK Parti’de yine aynı şekilde genç ve başarılı isimlerden Yücel Yılmaz’ı aday göstererek güçlü bir adım attı. Son olarak ise İYİ Parti milletvekili ve eski belediye başkanı İsmail Ok’u aday göstererek Balıkesir’de dengeleri değiştireceği mesajını verdi.

Önce İYİ Parti’den başlayalım. İsmail Ok eski belediye başkanı. 5 yıl kent merkezini yönetti. Agresif bir yapıya sahip. Tabi Balıkesir’e 5 yılda ne kattı bu tartışılır. Bana göre hiçbir şey katmadı. Oy potansiyeli var mı? Evet var. Ama Büyükşehir için yeterli mi derseniz Hayır yeterli değil. Ok’un adaylığını CHP için kayıp oy olarak görüyorum.

İYİ Parti’den oy alabilecek olan Ahmet Akın’ın yarıştaki gücü Ok’un adaylığı ile yara aldı diye düşünüyorum. Tabi İYİ Parti tabanı nasıl davranır bilemeyiz. Adaylarının arkasında durur mu yoksa, kazanamayacak diye düşünerek 2009 yılında CHP tabanının yaptığı gibi bu seferde CHP’ye yönelir mi bilemez. Sandık hep şaşırtıcı olmuştur.

Yazının Devamı

AK Parti’nin adayı kim olur?

Yerel seçimlerde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP adayını açıkladı. Ahmet Akın. Akın genç, çalışkan ve zeki bir aday. Güçlü bir isim Balıkesir’de. Yada biz öyle görüyoruz. Yıllardır ilin her köşesine gitti, insanlarla iletişim kurdu. İYİ Parti’den milletvekili oldu. İYİ Parti’nin mecliste grup kurmasını sağladı. Demokrat Parti kökenli. Yani Saadet Partisi ile Ülkücü bazı kesimlerin oyunu alabilecek bir yapıda.

Ama bu Balıkesir’de Büyükşehir’i kazanmak için yeterli mi? Tabiî ki hayır. Balıkesir sağ kökenli bir il. Özellikle kırsalda AK Parti’nin gücü küçümsenemez. Seçimlerde belirleyici olanda kent merkezlerinden çok kırsal mahalleler.

AK Parti’de ise haftasonu 40 belediye başkanı açıklandı. İçlerinde Balıkesir gibi küçük Büyükşehirlerde var. 14 tane Büyükşehir açıklandı. Bunlar netleşen isimler. Arasında Balıkesir yoktu. Demek ki Balıkesir adayı net değil. Bundan çıkartılacak sonuç bu. Kim ne derse desin. Bu konuda duygusal olmaya gerek yok. Zekai Kafaoğlu, başkanlık için güçlü bir isim ama şuan kesin değil. Diğer illerde gördük bir çok ilde yeni isimler açıklandı hep. Bi Gaziantep ve Antalya Büyükşehir Belediyelerinde mevcut isimler devam ediyor. Bir çok aday ise teşkilattan geliyor. Eski il başkanları yani. Bazı yerlerde ise ilçe belediye başkanları Büyükşehirlere aday gösterildi.

Yazının Devamı

SALİHLİ'NİN GURURU, TÜRKİYE'NİN DEĞERİ : RASİM AŞIN

Bu hafta köşemde yakından tanıdığım kıymetli hocam Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’a yer vermek istedim. Peki kimdir Rasim Aşın ? Türkiye için niye bir değerdir? Biraz göz atalım..

29 Ekim 1968 Manisa ili, Salihli İlçesi Sart Köyü doğumlu olan Aşının İlköğretim yıllarında başlayan tiyatro sevdası, doğduğu ve yaşadığı Salihli`de Şehir Tiyatrosunun kurulmasına ön ayak olması ile somut bir sanatçı olma isteğine dönüştü.. Üniversitelerin tiyatro bölümüne girme girişimi sınavların onun istediği gibi gitmemesi üzerine İzmir Yeni Asır Gazetesinin muhabirliğine başlayan Raşım Aşın böylece gazetecilik kariyerine başlamış oldu. 1992-1998 yılına kadar Salihli, Manisa, İzmir ve İstanbul medya kuruluşlarında, çeşitli gazete ve Tv (Atv, HBB Tv, İnter Star, kanal 6, Kent Tv, Show, kanal D, NTV gibi) kuruluşlarında Foto-muhabir, kameraman, montaj, Haber muhabiri, yapımcı, yönetmen görevlerinde bulunan Aşın daha sonra Mimar Sinan Ünv. Öğretim üyesi Prof. Dr. Tevfik İsmailoğlu`nun asistan öğrencisi olmuş ve Öğretmenimin referansı ile Tiyatro rejisörlüğü alanında okumak için Azerbaycana gitmiştir. 1998 yılında başladığı Azerbaycan Kültür ve Güzel Sanatlar Üniversitesi`nin “Rejisörlük Fakültesi”nde Tiyatro Rejisörlüğü Lisans, Aktörlük Fakültesi’nde Yüksek Lisans eğitimini bölüm birincisi olarak ve Takdirname belgeleri alarak, başarı ile tamamlamış ve 2005 yılında başladığı Bakü Slavyan Üniversitesi’nin “Pedagoji-Eğitim Fakültesi”nde “Eğitimin Her Evresinde Tiyatro Sanatından Faydalanmanın Önemi” adındaki doktora çalışmasından sonra 2005-2009 yılları arasında Baku Slavyan Üniversitesi, Azerbaycan Diller Üniversitesi ve Azerbaycan YUG Devlet Tiyatrosundaki çalışma hayatı süresince eğitmenlik yapabilmek için Azerbaycan Devlet Pedagoji üniversitesinde Eğitim Psikolojisi üzerine doktora yaptı. 2013 yılı ocak ayı itibari ile Türkiye’ye dönmüştür. Şu anda Esenyurt üniversitesi öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Rasim Aşın Salihliye kazandırmış olduğu “Rasim Aşın Dionysos Tiyatro Evi” ‘nde çalışmalarını sürdürürken tiyatronun doğduğu topraklar Antik Kent Sardese değer katacak Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Şenlikleri ve Dionysos Tiyatro şenlikleri düzenleyerek Salihliye sanat anlamında katkı sunuyor. Şenliklerde dikkat çeken özellik ise sıfır bütçeli olması..

Böylece şenlik için dışarıdan gelen tiyatro ekipleri bölgede alışveriş yaparak Salihli’de ekonomik hayatı canlandırmış oluyor Bunun yanında bu şenliklerle Türkiyenin bir çok bölgesinden gelen tiyatro ekiplerini tek çatı altında toplayarak tiyatronun birleştirici gücünü tiyatronun doğduğu topraklarda göstererek ritüellere devam etmiş oluyor. Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Aşın katıldığı bir çok tiyatro festivalinde “Doğru Çocuk Tiyatrosu” ve “Çocuk Tiyatrosu Felsefesi” konulu konferanslarıyla ve “Çocuk Tiyatrosu Yönetmenliği” Atölyesi ile bu alanda kendini yetiştirmek isteyenlere bir ışık oluyor. “Her yaşa bir oyun” konseptini Çocuk Tiyatrosu Felsefesine yerleştiren Rasim Aşın çocuk tiyatrosu ile ilgilenenlerin “pedagoji ve yaş psikoloji” bilgisine sahip olması gerektiğini söyler. TRT ekranlarında 5-8 yaşlı çocuklara tiyatro sanatını sevdirmek amaçlı çocuk programı “Çocuk Kalbi” Rasim Aşın’ın önemli projelerindendir. Rasim Aşın 4-12 yaş grubunu çocuk tiyatrosu yaş aralığı olarak uygun görmekte, 4-6, 7-9 ve 10-12 yaş gruplarına ayırmanın “her yaşa bir çocuk oyunu” sistemine geçiş için daha uygun olacağını söylemektedir. Tamamen tüccar mantığıyla çalışan Maskot tiyatroları ve maskot animasyon gösterileri de eleştiren Rasim Aşın bu konuda velileri uyarmaktadır. Bu konuyla ilgili yapmış olduğu dikkat çekici tespit ve değerlendirmeler önem arz etmektedir.

Yazının Devamı

Açıkla açıkla..

Tik tak, tik tak.. Zaman hızla geçiyor. Yerel seçimlere kısa bir süre kaldı. Balıkesir’de adayların belli bir kısmı aşağı yukarı belli oldu. Bu sefer CHP hızlı davranan taraf oldu Balıkesir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın olarak açıklandı. Genç ve başarılı bir siyasetçi. Buna kimsenin lafı olmaz. AK Parti’de ise gözler Cumartesi gününe çevrildi. Parti o güne işaret veriyor.

Tabi AK Parti’de kulisler ise hızla sürüyor. Biri gidiyor, diğeri geliyor. Oydu, buydu, şuydu lafları sosyal medyada dolanıyor. Hepsi hem doğru hem yalan. Sonuçta bugün yarın öğreneceğiz diğer partilerde kimlerin aday olduğunu, yada olmadığını. Hayırlı olsun diyoruz sadece. Ama CHP bu sefer yolu aldı gidiyor. Hızlı başlamanın avantajını kullanabilirse bunu kendi lehine döndürebilir.

***

Yazının Devamı

Kilogram'a veda mı ediyoruz?

Fransa’da bir araya gelen bilim insanları, kilogramın tanımının değiştirilmesini temel alan sembolik oylamayı tamamladı. Böylece platinyum-iridyum alaşımlı bir prototip ile tanımlanan kilogram, resmen tanım değiştirmiş oldu.

Toplum olarak hayatımızı belirli bir düzen içinde sürdürebilmemiz için hız, kütle, uzunluk gibi ölçü birimlerine ihtiyaç duyarız. Bu birimler, nesneler ve olaylar arasında karşılaştırma yapabilmemizi ve hayatı ‘formülize’ edebilmemizi sağlar. Tüm ölçü birimleri, evrenin neresine giderseniz gidin geçerli olacak şekilde belirli bir sabite göre tanımlanmıştır. Biri hariç; kilogram.

Manavdan sebze alırken ya da onlarca katlı apartmanlar inşa ederken ağırlık birimleri oldukça faydalı oluyor. Ancak kilogram, belirli bir sabite göre değil, belirli bir nesneye göre tanımlanmıştır. Fakat biliyoruz ki hiçbir nesne sonsuza kadar aynı kalamaz. Dolayısı ile kilogramı belirli bir sabite göre tanımlamanın vakti geldi de geçiyor.

Yazının Devamı

Yaratıcı Drama

Yaratıcı Dramada Asistan Eğitmen olarak, ileride iyi bir Yaratıcı Drama Lideri olmak isteğiyle ve hayaliyle tecrubelerime, bu zamana kadar öğrendiklerime ve araştırmalarıma binaen Yaratıcı Drama hakkında da bir şeyler yazayım istedim..

Yaratıcı Drama; en basit tanımıyla yaşam deneyimlerinden yola çıkarak; bir duyguyu, bir düşünceyi, doğaçlama ve rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak canlandırmadır.. İnsan var olduğundan beri oyun vardır. Benim Drama tanımlamam oyna-öğren-eğlen üçlüsünden oluşur. Oyunla Yaratıcı Drama arasındaki farklılıklar ve benzerlikler vardır. Oyunda kurallar vardır. Bunlar önceden belirlenmiştir. Bu kurallara uyulmak zorundadır. Dramanın kuralları ise değişebilir, değiştirilebilir ve tartışmaya açıktır. (ARIKAN Yılmaz, İlköğretimler İçin Uygulamalı Tiyatro ve Drama Eğitimi, Pozitif Yayınları)

Yaratıcı Dramada çocuk eğlenirken,öğrenir. Dört temel dil becerisini geliştirir, sosyal gelişimin yanında problem çözme becerisi kazandıran Yaratıcı Drama bireye sanat ruhu ve anlayışı kazandırmada önemli bir yoldur. Alt yaşlarda alınan bu eğitimin doğru olması ve doğru kişiler tarafından verilmesi önemlidir..Bu konuyla ilgili Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Laboratuarı Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’ ın yazılarını okumanızı öneririm..

Yazının Devamı

Büyükşehir’e Veysel Eroğlu yakışır mı?

Yerel seçimler yaklaşıyor. Belediye başkan aday adayları başvurularını neredeyse tamamladı. Partilerde hızlı bir süreç başladı. Balıkesir’de de aynı şekilde acısıyla tatlısıyla aday adaylığı başvuruları yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Kimi sessiz sedasız, kimi olanca basın mensubunu davet ederek adaylıklarını açıklıyor.

Balıkesir’de seçmenin en çok merak ettiği ise Büyükşehir Belediye Başkan adayları. Herkesin dilinde bir isim var. Beklentilere göre isimler telaffuz ediliyor. O’cu, Bu’cu, Şu’cu’lar eskiden kahvelerde olduğu gibi Müslümcü, Ferdici, Orhancı gibi atışıyorlar.

Şuan kimsenin adaylığının net ve kesin olmadığı bir gerçek. Siyasette her gün, saat değerli. Ankara yolları aşınmış durumda.

Yazının Devamı

Basına akredite uygulamak..

Son yıllarda revaçta bir durum; basın mensuplarına akredite uygulamak. 23 yıldır bu meslekteyim.. 90’ı yılların sonunda bu tür bir akredite mevzusu ile Orduevi’nde yaşamıştım. Yeni Balıkesir Gazetesi’nde çalışıyordum. 20’li yaşlarımdayım. Mesleğimin ilk yılları. Tabi sakal makal hakgetire. Yakıştırıyoruz kendimize.

Orduevi’nde Cumhuriyet resepsiyonu var. Gazeteye Valilik’ten davet gelmiş. Elime davetiye kağıdını aldım doğruca Milli Kuvvetler’deki Subay Orduevi’nin yolunu tuttum. Kapıya geldim. Görevli ere davetiyeyi gösterdim, oda yetmedi gazetenin tanıtım kartını gösterdim. O zamanlar sarı basın kartımız yok tabi.

Neyse kapıdaki asker alamam içeri dedi. Neden dedim? Sakalın var dedi. Eee var dedim, asker değilim ki ben her gün sinekkaydı olayım. Tartışma martışma derken, adını bile hatırlamadığım, o dönemin orduevinden sorumlu albay geldi. Bana aynı şeyleri tekrarladı. Papağan gibi.. Sakalımdan ötürü alamayacağız dedi. Ona da asker olmadığımı, basın mensubu olduğumu, elimde davetiye bulunduğunu söyleyerek gözünün içine soktum. Ama yok adam emir almış, sakallıyız diye almadı. Döndüm geri.

Yazının Devamı

MÜPTELA DİZİM : ARKA SIRADAKİLER

Eskiden televizyon izlemeye uzun bir zaman ayırırdım. Takip ettiğim diziler ve spor programları vardı. Şimdi işlerin yoğunluğu mu ya da sosyal medyanın çekiciliği mi bilinmez hiç televizyon izlemiyorum.

Ne takip ettiğim bir dizim var ne de bir spor programım.. Belki de bunu belirleyen etken şuanda TV’de kendimi çeken bir şeylerin olmaması… zaten hali hazırda TV ‘de neler olduğunu bilmiyorum ya.. Neyse şimdi diyorlar ki eski diziler TV progamları daha iyiydi. İşte ben buna katılıyorum. Gerçekten eski diziler güzelmiş.. insanı ekrana kilitleyen dizilerin gelecek haftaki bölümünde ne olacağını merakla beklemek,fragmanı tekrar tekrar izlemek keyifliymiş.. Gerçi şuanda bu tarz diziler mevcut ama TV’yi takip etmediğim için bu konuda fazla fikrim yok. Yaz tatilinde başlayan eski dizileri yeniden izleme isteğim ilk kez bir komşu ziyaretinde izlemeye başlayıp daha sonra müptelası olduğum 2007 yapımı “Arka Sıradakiler” ile başladı. yapımcılığını Birol Güven’in yaptığı yönetmen koltuğunda ise Hamdi Alkan’ın oturduğu dizi Çete kavgalarının, uyuşturucunun, haracın kol gezdiği, yıllardır üniversiteye bir tek öğrenci bile gönderememiş, unutulmuş bir lise; okulu kapatıp okul arazisini satmanın derdinde bir müdür ve öğrencilerden tamamen ümidi kesmiş hocalar…

Okula yeni gelen azimli bir öğretmenin tek başına bu lisenin kaderini değiştirebilmesini anlatıyor. Bir gençlik dizisi olan Arka Sıradakiler’i o dönemde ailem bile ilgiyle takip ediyordu. Bir sonraki bölüm için bütün aile fertleri heyecanla beklerdik .Yaz tatilinin ortalarında yeniden izlemeye başladığım dizinin şimdi 50.bölümündeyim Diziyi hatırlayanlar bilir bir mavi sakal hikayesi vardır onun en heyecanlı,hatta mavi sakal’ın ortaya çıktığı bölümlerdeyim. Eski bölümlerin yayınlandığı platformda yapılan yorumlardan ilginçtir ki 11 sene geçmesine rağmen benim gibi şuanda yeniden izleyenler mevcut. O dönemde izlerken keyif aldığım gibi şimdi de diziyi izlerken aynı keyifi alıyorum. Her şeyin eskisi güzelmiş diyorlar ya bence bu doğru. Diziler için bile…

Yazının Devamı

Biz kullandıkça onlar kazanıyor..

Silikon Vadisi merkezli şirketlerin yer aldığı Forbes listesinde saatlik kazançlar dudak uçuklatır cinsten. Çoğumuzun günlük hayatında bulunan bu teknoloji devlerinden en çok kazananı hiç şüphesiz Apple oluyor. Halihazırda dünyanın en değerli firması olan ve tahttan bir süre daha inmeyecek Apple’ın saatlik kazancı 29.1 milyon dolar seviyesinde.

Apple’ın hemen arkasında ise son yılların en bomba şirketlerinden olan Amazon bulunuyor. Son haftalarda istediği kazancı sağlayamayan Amazon’un saatlik hesap ile 26.2 milyon dolar kazandığı ifade edildi. Bu anlamda değerine değer katan firmanın bir gerisinde Google bulunuyor. Google’ın kazancı da 15.6 milyon dolar olarak ölçülmüş.

Listenin devamında yer alan Microsoft 13.5 milyon dolar, donanım üreticisi Intel 8.9 milyon dolar kazanıyorken Facebook ise şaşırtıcı olarak yalnızca 6.4 milyon dolar kazanıyor. Listenin son sırasında bulunan Netflix’in saatlik 1.9 milyon dolar gibi bir kazanç elde ettiği dile getirildi.

Yazının Devamı

Özel mesajlarınız güvende mi?

Bilgi ve iletişim çağındayız. Hemen hemen tüm işlemlerimizi, görüşmelerimizi internet üzerinden çeşitli sosyal medyaaraçları ve programları ile yapıyoruz. Peki bu özel görüşme veriler güvende mi? Hemen hemen hepinizin hayır dediğini düşünüyorum.

Kimliği belirsiz bilgisayar korsanları, ellerinde 120 milyon Facebook kullanıcısının bilgileri olduğunu iddia ederek 81 bin hesaba ait özel mesajları internette yayımladı. Bunun üzerine Facebook, platformlarına sızılmadığını fakat daha fazla hesabın etkilenmemesi için ilave önlemler aldıklarını açıkladı.

BBC’nin ulaştığı bilgilere göre, özel mesajları ele geçirilen Facebook kullanıcılarının çoğunluğu Rus ve Ukraynalı kullanıcılardan oluşuyor. Ancak bilgileri ele geçirilen kullanıcılar arasında ABD, İngiltere, Brezilya ve başka ülkelerden bazı kullanıcılar da bulunuyor.

Yazının Devamı

“RÜSVA” OLDU SÜLÜMAN AGA

Bu yazıda Büyükşehir Belediyesinin Özel kalem giderlerinin 26 milyon olduğunu iddia ederek bu rakam üzerinden Kafaoğlu’na İtibar suikastı düzenlemişti. Üstelik bunu hiçbir araştırma ya da teyit ihtiyacı duymadan ve adeta bağıra bağıra “masa başında yaz yazıyı sonra da duruma göre indir parayı” mantığı ile ince işçilik sergileyerek işi Kafaoğlu’nu hırsızlık ile itham etmeye getirmişti.

Bana göre de bunu yaparken işlediği en büyük suçu bu yaptıklarını güya ‘gazetecilik’ kisvesi altında yapmaya kalkışmasıdır. Hoş bu Sülüman Agayı biz A. Edip Uğur ile ilgili FETÖ suçlamaları içeren yazılarından ve sonrasında DUYGUSAL nedenlerden ötürü Aynı Edip Uğur’un elinden bir konferansta çiçek aldığını da biliriz.

Haa sonra Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Yazarlar okulu Projesi’ ile Aynı A.Edip Uğur’dan işi kaptığını ve istifa sonrası proje rafa kalktıktan sonra Özışık’ın bizatihi yüzümüze karşı “o Zekai Kafaoğlu bunun hesabını verecek” dediğine de tanıklık ettik.

Yazının Devamı

Yaratıcı Drama

Yaratıcı Drama; en basit tanımıyla yaşam deneyimlerinden yola çıkarak; bir duyguyu, bir düşünceyi, doğaçlama ve rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak canlandırmadır.. İnsan var olduğundan beri oyun vardır. Benim Drama tanımlamam oyna-öğren-eğlen üçlüsünden oluşur. Oyunla Yaratıcı Drama arasındaki farklılıklar ve benzerlikler vardır. Oyunda kurallar vardır. Bunlar önceden belirlenmiştir. Bu kurallara uyulmak zorundadır. Dramanın kuralları ise değişebilir, değiştirilebilir ve tartışmaya açıktır. (ARIKAN Yılmaz, İlköğretimler İçin Uygulamalı Tiyatro ve Drama Eğitimi, Pozitif Yayınları)

Yaratıcı Dramada çocuk eğlenirken,öğrenir. Dört temel dil becerisini geliştirir, sosyal gelişimin yanında problem çözme becerisi kazandıran Yaratıcı Drama bireye sanat ruhu ve anlayışı kazandırmada önemli bir yoldur. Alt yaşlarda alınan bu eğitimin doğru olması ve doğru kişiler tarafından verilmesi önemlidir..Bu konuyla ilgili Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Laboratuarı Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’ ın yazılarını okumanızı öneririm..

Önemli notlar

Yazının Devamı

Kaşıkçı komplosu..

Türkiye yaklaşık bir aydır Suudi asıllı gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine kilitlendi. Hatta Kaşıkçı olayı televizyon, bilgisayar ve telefon ekranlarında o kadar çok yer alıyor ki ülkenin diğer gelişmeleri neredeyse ikinci plana itildi.

Peki Kaşıkçı neden Türkiye’de öldürüldü? Cesedi bulunamadı ama öldürüldüğü düşünülüyor. Suudi devleti de öldürüldüğünü kabul etti. Kaşıkçı önce Amerika’da, sonra İngiltere’de gönderildiği konsolosluklarda evlilik işlemleri için gerekli evrakları alamadı. Doğruca bir plan dahilinde Türkiye’ye yönlendirildi. Amaç Kaşıkçı’nın Türkiye’de öldürüldüğünü dünya gündemine oturtularak, ülkemizin güvensiz olduğunu göstermekti. Ama gizli servislerin bu planları Türkiye’nin akıllıca planları ve cinayetin üzerine gitmesi ile boşa çıktı. Kaşıkçı’nın Suudi devleti tarafından katledildiği ortaya çıktı. Hatta öyle ki Suudiler bunu kabul etmek zorunda kaldı. Cinayette kullanılan piyonlar tutuklandı, soruşturmayı yürüten savcı Türkiye’ye geldi.

Emperyalist devletler büyük oyunlar oynuyor. Bu oyunlarda gelişen ve gelişmekte olan ülkeleri kontrol altında tutmak yatıyor. Dengeleri onlar belirlemek istiyor. Yeni denge belirleyiciler, ortaklar istemiyorlar.

Yazının Devamı

Yapay zeka bizi daha mı zeki yapacak?

Kaliforniya San Diego Üniversitesi Nörobiyoloji Profesörü Terrence Sejnowski, insanlar olarak beynin karmaşık işleyişine yetişmemizin zor olduğunu ancak insan beyninin çalışma prensibine göre modellenen yapay zeka sayesinde bunun mümkün olduğunu belirtiyor. Sejnowski, gelecekte insanların yapay zeka sayesinde daha da yetenekli hale geleceğini düşünüyor.

Sejnowski, Derin Öğrenme Devrimi isimli kitabında da yapay zekanın insanlığa getireceği faydalara değiniyor. Sejnowski’ye göre yapay zeka kullanımı daha etkili ve hızlı sonuçlara ulaşılmasını sağlıyor. Örneğin internetten arama yapmak için Google’ın kullanılması, online çeviri hizmetlerinin kullanılması veya kanser tanısı için kullanılması gibi farklı alanlarda yapay zeka büyük faydalar sağlıyor. Özellikle Kanser tanısı için deri lezyonlarının X-ray imajları ve fotoğraflarının okunmasında yapay zekanın kullanılmaya başlandığını belirten profesör, bu sayede daha hızlı tanı konulduğuna ve daha az hata yapıldığına dikkat çekiyor.

Profesöre göre yapay zekanın getirilerinden bir diğeri de oldukça karmaşık süreçleri hatasız yürütebiliyor olması. Bu durumun insanlara zorlu işlemleri hatasız yürütme fırsatı sunduğunu belirten Sejnowski, yapay zeka karşısında duyulan kaygıların da yersiz olduğunu savunarak, “Bilgisayarların genel insan zekasına ulaşmadan önce gitmesi gereken çok uzun bir yol var. Günümüzün en gelişkin derin öğrenme ağı, insan nöral korteksinin oldukça küçük bir parçasının, ancak bir pirinç tanesi büyüklüğündeki parçasının, gücüne eşit. Ve insan beyninin daha büyük beyin bölgeleri arasındaki etkileşimleri dinamik olarak nasıl organize ettiğini bile henüz bilmiyoruz.” diye konuştu.

Yazının Devamı

Balıkesir'de Tiyatro Seyircisi

Biz de BSM oyuncuları olarak umutla, heyecanla yeni sezonun perdesini açtık ve ilk temsilimizi 6 Ekimde çocuk oyunumuzla verdik. Bu sene oyunlarımızın bir çoğunu güncelledik ve repertuarımıza yeni oyunlar ekledik. Yeni sezonda bu yeniliklerle seyirci sayımızı arttıracağımıza inananlardan biriydim fakat 120 kişilik salonumuzda gördüğümüz en fazla seyirci sayımız bu sezon adına 48 oldu.. bunu etkileyrn Balıkesirimize dışarıdan gelen oyunların bizimle aynı saate cakışması mıdır bilinmez bir kaç senedir bu konu bizi etkilemekte.. Seyircinin tercihidir saygı duymak lazım bizim seyircimiz niye az ? noktasında tabiki de kendimize öz eleştiri yapmaktan kaçınmayız lakin dışarıdan gelen oyunların (çocuk oyunu) nasıl olduğunu da bilenlerdeniz. Bu konu ile ilgili Genel Sanat Yönetmenim Onur Ayan ile Balıkesirimize gelen bir çocuk oyununu değerlendirmek üzere oyuna gittik. İçinde hikaye olmayan, tamamen çizgi film karakterlerinin isimlerinin pazarlandığı bir oyun bizi üzdü ve gerçekten dekorsuz, dramatize ettiğimiz kendi oyunlarımızın bile bu oyuna göre çok daha iyi oldugu kanısına vardık. Tabi ki kıymetli seyirci bu gözle bakmak zorunda değil bizler sanatsal anlamda değerlendirerek nacizane eleştirilerimizi yapıyoruz kendimize yönelik eleştirileri de cebimize koyarak tabiki..

Yetişkin oyunlariyla ilgili de üzüldüğümüz bir nokta var..

İkinci Bahar Tiyatro oyunu 25 ekimde Balıkesirli seyirciyle buluştu. Oyuncu kadrosunda Cihat Tamer gibi usta, Buket Derelioğlu gibi kaliteli isimler mevcut.. Haliyle Balıkesir seyircisi bu oyuna oldukça ilgi gösterdi.. Sözümüz yok fakat kendi Sanat Merkezimize getirdiğimiz yetişkin oyunlari malesef seyirci anlamında çok düşük kalıyor. Geçenlerde İkinci Bahar oyunu icin bizden bilet almaya gelen tiyatro izleyicisine Sanat Merkezimizde de sergilenecek bir yetişkin oyununun olduğunu söylediğimizde “Hayır buradaki oyunlari gelmem” söylemiyle karşılaştık.. Bu bizi üzmüş biraz da rahatsız etmiştir. Oysa amatör olarak algılanan bu oyunlar, ki profesyonel ekipleri ağırlamaktayız. Çok iyi işler çıkarabilmektedir. “Ünlü yok mu? o zaman kötüdür” algısını kıralım a dostlar.. Amatör de izleyelim profesyonel de , ünlüyü de hepsini değerlendirelim.. Sonra bakalım iyi mi kötü mü…

Yazının Devamı

Yapay zeka sağlıkçıları da tehdit ediyor…

Yapay zeka giderek gelişiyor. Öyle ki bir çok meslek dalı şimdiden yapay zekaya teslim olmuş durumda.

Dijital sağlık alanında dünyanın önde gelen isimlerinden olan ve İngiltere’nin en büyük sağlık teknolojisi topluluğu Health 2.0 London’ı kuran Maneesh Juneja, yapay zekanın geleceği hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Kendisini “dijital sağlık fütüristi” olarak nitelendiren Juneja, geçtiğimiz hafta İstanbul’da katıldığı etkinlikte yapay zeka ile ilgili soruları yanıtlarken 2040 yılının önemli bir dönüm noktası olabileceğini işaret etti.

Günümüzde pek çok kişinin semptomlarıyla ilgili internette araştırma yaptığını ve bu araştırmalara göre hareket ettiklerini belirten Maneesh Juneja’ya göre doktorluk mesleği şimiden tehlike altında. Bazı doktorların yapay zeka gibi teknolojiler üzerinde çalıştığını ve yapay zeka ile taranmış görüntülerde kanser hücrelerinin araştırıldığını dile getiren Juneja, önemli olanın bu sistemi sürdürebilir kılmak olduğu düşüncesinde.

Yazının Devamı

Yaratıcı Drama

Yaratıcı Dramada Asistan Eğitmen olarak, ileride iyi bir Yaratıcı Drama Lideri olmak isteğiyle ve hayaliyle tecrubelerime, bu zamana kadar öğrendiklerime ve araştırmalarıma binaen Yaratıcı Drama hakkında da bir şeyler yazayım istedim..

Yaratıcı Drama; en basit tanımıyla yaşam deneyimlerinden yola çıkarak; bir duyguyu, bir düşünceyi, doğaçlama ve rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak canlandırmadır.. İnsan var olduğundan beri oyun vardır. Benim Drama tanımlamam oyna-öğren-eğlen üçlüsünden oluşur. Oyunla Yaratıcı Drama arasındaki farklılıklar ve benzerlikler vardır. Oyunda kurallar vardır. Bunlar önceden belirlenmiştir. Bu kurallara uyulmak zorundadır. Dramanın kuralları ise değişebilir, değiştirilebilir ve tartışmaya açıktır. (ARIKAN Yılmaz, İlköğretimler İçin Uygulamalı Tiyatro ve Drama Eğitimi, Pozitif Yayınları)

Yaratıcı Dramada çocuk eğlenirken,öğrenir. Dört temel dil becerisini geliştirir, sosyal gelişimin yanında problem çözme becerisi kazandıran Yaratıcı Drama bireye sanat ruhu ve anlayışı kazandırmada önemli bir yoldur. Alt yaşlarda alınan bu eğitimin doğru olması ve doğru kişiler tarafından verilmesi önemlidir..Bu konuyla ilgili Çocuk Tiyatrosu Araştırmaları Laboratuarı Derneği Başkanı Pedagog Rejisör Dr. Rasim Aşın’ ın yazılarını okumanızı öneririm..

Yazının Devamı

Çok internet gençleri mutsuz ediyormuş…

Çağımız teknoloji çağı. Hatta bu çağa dijital yada sanal çağda diyebiliriz. Herkesin elinde cep telefonu. Nereye gitseniz düşmüyor ellerden. Artık sohbet etmeyi unutur hale geldik. Hatta bunun üzerine filmler bile yapılıyor.

İnternette fazla vakit geçirmenin zararlarına yönelik yapılan araştırma, ilginç sonuçları ortaya çıkardı. Özellikle gece artan sosyal medya kullanımı, araştırmalara göre daha zayıf uykuya neden olurken, kaygı seviyesi ve depresyon riskini yükseltiyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından düzenlenen araştırmanın sonuçları, yakın bir zaman önce “Dijital Çağda Çocuk ve Gençlerde Zihinsel Sağlık” başlığı altında toplandı. Yayınlanan raporda özellikle organizasyona üye ülkelerdeki gençlerin yüzde 25’lik kısmının zihinsel rahatsızlık yaşadığı belirtildi. Aşırı internet kullanımı, sosyal medya bağımlılığı ve buna benzer durumların gençlerin zihinsel sağlığını etkilediği, bu sebeple internet kullanımının kısıtlanması gerektiği belirtildi.

Yazının Devamı

Başkan adaylarının kaderi liderlerin elinde..

Türkiye ekonomik krizin gölgesinde yerel seçim sürecine giriyor. Artık yavaş yavaş seçim hazırlıkları başladı. Mevcut belediye başkanları yeniden aday gösterilecek gibi çalışıyor ve çevrelerine böyle bir hava veriyor. Diğer yandan ise birçoğu geceleri uyuyamıyor, tersi olabilir mi diye düşünüyor.

‘Acaba genel başkan beni yeniden aday gösterir mi?’ diye düşünmeden alamıyor kendini. Tabi süreç stresli ve zorlu. Hiçbir başkanın yeniden aday gösterileceğini garantisi yok. Parti liderlerinin sağ gösterip sol vurdukları bir gerçek. Burası Türkiye, genel başkan sultasıyla yönetiliyor tüm siyasi partiler.

Balıkesir’de mesela en basit örnek CHP’de yaşandı. 2014 seçimlerinde herkes Naim Durmaz’ı aday göstermesini bekliyordu partinin. Hatta dönemin il başkanı Muzaffer Mavuk bile ismini zikretmişti hocanın. Ne oldu peki? Kılıçdaroğlu ters köşe yapıp, kökeni CHP’li bile olmayan, hatta çoğu CHP’liyi sürdüren ve nefretini kazanmış Demokrat Parti kökenli Sami Sözat sıyrılıverdi aradan. Tabi sonuç hayal kırıklığı oldu CHP için. Kendi tabanı bile doğru dürüst oy vermedi. CHP oyları İsmail Ok’a kaydı. Aradan da Edip Uğur sıyrılıp Büyükşehir Belediye başkanı oldu. Bu tür örnekler çok. Sadece Balıkesir değil, Türkiye’nin bir çok yerinde öyle.

Yazının Devamı

YEM SANAYİNDEN İYİ NİYETLİ BİR ADIM PEKİ, YETERLİ Mİ?

Öncelikle, Haberimizin hem Balıkesir’de, hem de Ankara’da ilgili siyasi ve bürokratik çevrelerce dikkate alındığını ve konunun dikkatle araştırılıp gerekli önlemlerin alınacağı bilgisinin hem kendi adımıza, hem de sıkıntı yaşayan binlerce çiftçi adına bizi oldukça sevindirdiğini söyleyebilirim.

Konu ile ilgili bir diğer sevindirici haberde, hafta sonu Balıkesir Ticaret Borsası’ndan geldi. Yem Üreticiliği yapan 9 firma temsilcisinin Borsa çatısı altında bir araya geldiği toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamada “Toplantıya katılan Balıkesir’in yem sanayicileri olarak, hükümetimizin açıkladığı enflasyonla mücadele programını destekliyoruz” mesajı yer alırken, bir diğer paragrafta da “Hayvancılığın en önemli girdilerinden olan yem hammaddesinin %50-%60 oranında ithal edildiği buna ilaveten bu yıl rekoltenin de düşük kaldığı’ bilgisi paylaşılarak Yem Sanayicileri olarak bir fırsatçılığın söz konusu olmadığı” mesajı verilmiş.

Borsadan yapılan açıklamanın tümüne sayfalarımızda da yer verdik. Dileyen açıklamanın tümünü sayfalarımızdan okuyabilir. Şahsen Yem fiyatlarında ki seyri detayları ile araştırdığım için ben bu açıklamayı kendi adıma iyi niyetli bir adım olarak görmekle birlikte bu açıklamanın yetersiz olduğunu düşünüyorum.

Yazının Devamı

Sahne Fobisi

• Bazı sanatçılarda, sahneye çıkma korkusu vardır, yanlış yapma, endişe duyma gibi şeyler yaşanabilir. Bu doğaldır fakat şu unutulmamalıdır ki sanatın özün de insan vardır. Ona hitap etmek, ona sergilemek ya da ona yazmak ,her ne olursa olsun, insanın beğenisine sunulan şeydir sanat .. Sahne korkusunu ortadan kaldıracak şey deneyimdir ya da dış dünyayla bağlantıyı kesmek..

• Bu dış dünya ile bağlantı kesme konusuna tiyatroda katılanlar mevcut iken bunun aksine “sanatçı dış dünyaya kulak asmalı ve onun sesini dinlemelidir” diyenler de mevcuttur. Sahne korkusunu yenmede bence en önemli arguman deneyim.. sanatçı ne kadar çok sahneye çıkar ve tecrübe kazanırsa o derecede sahne hakimiyeti artacak ve sahne fobisi sıfırlanacaktır.. bir diger arguman ise özgüvendir.. Evet özgüven sanatçı için önemlidir olmalıdır

da.. fakat fazla özgüven sanatçıya sahne fobisini yendirebilir fakat bambaşka yollara götürür ki sanatçı artık üretim yapmaz ve “Her şeyi ben bilirim,hepsini öğrendim” havasına girerek yerinde sayar ve bu da sanatçıyı geriletir, gelişime kapalı hale getirir..

Yazının Devamı

PEKİ, AHMET AKIN AĞA’DA DİĞER PARTİLİLER MARABA MI?

Yerel seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde Balıkesir’de kimlerin hangi partiden Aday gösterileceği yoğun bir şekilde konuşulmaya başlandı. Yakından takip ettiğim için Ak Parti’nin Dr. Zekai Kafaoğlu ile devam edeceği bilgisinin neredeyse kesinleştiğini düşünüyorum. Asıl merak ettiğim CHP’nin, son bir yıldır adı Büyükşehir Belediye adaylığı ile sıkça anılan Ahmet Akın’ın aday gösterilip gösterilmeyeceği idi.

Bu konuda yaptığım kulis girişimlerinden maalesef kayda değer ve ciddi bir bilgiye ulaşamamıştım. Sadece küçük ama kendimce değerli olan Akın’ın adaylığına Kılıçdaroğlu’nun pek sıcak bakmadığına dair bir bilgi kırıntısına ulaşabilmiştim. O gün Teyide muhtaç olduğu için bu bilgiyi okurlarla paylaşmayı uygun görmedim.

Ama Önceki gün Habertürk köşe yazarı Sevilay Yılman’ın, CHP milletvekillerinin yerel seçimlerde aday olmasını eleştirdiği yazısında, Kılıçdaroğlu’nun da bu seçimde hiçbir milletvekilini aday göstermeyeceğini kaleme alması ve hatta kulis bilgilerine dayanarak bununla ilgili bir anekdot paylaşması ile Akın’ın aday yapılmayacağına dair bilgiyi adeta teyit etmiş oldum.

Yazının Devamı

Yalan yarışması…

Bugün yazımda ne ekonomiden, nede siyasetten bahsedeceğim. Bahsedilecek öyle çok şey var ki aslında.. Yazarken insan bunalıyor. Bari gündeme uygun bir hikaye bulayım dedim. Buldum da.. Umarım beğenirsiniz…

Vakitlerden bir vakit padişah, çağırmış tellalları, “Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!” diyerek ilanını halka duyurma emri vermiş. Yalan güzel bir şey değil; ama padişah bu ilanla zeka testi yapacakmış. Yarışma zamanı gelince padişah, katılanları teker teker huzuruna çağırmış.Biri, kendinden emin bir şekilde yalanını söylemiş: “Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.”

Padişah: “Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, aslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabi!”. İkinci yarışmacı, “Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar.” demiş demesine; ama padişah buna, “Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Tac da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Tac kimin kafasındaysa kral odur tabii!” cevabını vererek bunun yalan olmayacağını ifade etmiş.

Yazının Devamı