Kamil Akyürek

Balıkesir’de Kırsaldaki seçmen oranı %45 yani yaklaşık olarak 330 bin civarında. Süt üretiminde ve et üretiminde Balıkesir ülke genelinde ilk üçte. Tarım ve hayvancılıkta Balıkesir Türkiye’yi doyuran İl. Balıkesir’de Döviz manipülasyonundan en çok etkilenen kesim, Gübre, mazot, yem gibi sarf malzemelerini kullanan kırsal kesimde yaşayan çiftçiler. Proje tanıtımını yapan aday profilinin yarıştığı parti, Balıkesir’de bu kesimden en yüksek oranda oy alan parti. Şimdi doğal olarak, tüm bu yazdıklarımı dikkate aldığınızda, akılcılığı, bilimselliği, veri düzeni ve oranına göre pragmatizmi dikkate alarak vizyonunu ortaya koyan Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’dan beklentim bu gerçekleri de dikkate alan bir vizyondu. Ama maalesef hayal kırıklığına uğradım.

Açıkladığı projeleri kalem bazında değerlendirdiğim zaman, son 30 yılda Balıkesir siyasi hayatında hem yerel, hem de genel seçimler öncesinde neredeyse her siyasi tarafından dile getirilen kalemler.

Haydi, Yılmaz’ın Karesi performansından etkilendiğimiz için ‘bu yapacaktır’ desek bile, bizim dahi hayallerimizi süsleyecek vitrin projeler nerede peki? Haa İsmail Ok’un da farklı bir tablo falan sergilediği yok. Onun Proje tanıtımı ve tanıtım içeriği bundan da kötüydü. Sadece eleştiriyorsunuz dememeniz için akıllı bazı illerde yapılan proje tanıtımlarına bir göz atın derim. O tanıtımda yer alan projeleri Başkan adayı açıkladıktan sonra hem şimdi ki Hükümette görev alan hem de siyasi olarak en üstte yer alan isimlerin ama konuşma yaparak, ama beden dilleri ve duruşları ile projelere nasıl kefil olduklarını göreceksiniz. Ama Hep Dediğim gibi, BALIKESİR SAHİPSİZ olunca böylesine önemli bir tanıtım programında ŞÖYLE ETKİLİ VE YETKİLİ bir ismin çıkıp da “PROJELER BAŞKANDAN KAYNAK BİZLERDEN” sesini duymanız bir yana, etkili ve yetkili bir isim bile bulamıyorsunuz ortalıkta.

Önceki Gün Yücel Yılmaz’ın böbrek yetmezliği nedeniyle hastanede yatan annesini ziyaretine ve ana-oğul aralarında ki muhabbete tanık oldum.

Öncelikle şunu ifade edeyim; Bu planlı bir tanıklık olmadı. Yani büyükşehir belediye başkanlığı ile ilgili yaptığı çalışmalara eklediği bir program değildi. Aslında hastanede karşılaşmamızın tamamen tesadüf eseri olduğunu ve Yılmaz’ın Annesine tek başına yaptığı ziyaretin basına pek de yansımasını istemediğini söyleyebilirim.

Bu tip ziyaretler bazen tarafımızdan objektif haber olarak siz değerli okurlarımıza sayfalarımızdan sunuluyor zaten. Okuyanlar bilir bu durumları ajite eden hiçbir yazıyı da kaleme almışlığım yoktur. Ama ana-oğulun hastane odasında ki samimi muhabbetinden, Ümmühan teyzenin (samimiyetinden çok etkilendiğim için teyze demek istedim) herkeste evladı imiş gibi hissettiren duruşu, sohbeti, hafif ve tatlı nüktedanlığı ve gözleri parlayarak sürekli ettiği duayı anlatması beni o kadar çok etkiledi ki, bu köşede Özellikle Ümmühan Yılmaz Ana’yı yazmak istedim.

Kişiler arası ilişkiler ve aile yapısı endüstri devrimiyle değişmeye başladı ve değişmeyi sürdürüyor.

Teknolojik yenilikler, yalnızca üretim ilişkileri dolayısıyla değil, başka nedenlerden dolayı da yalnızlık kavramını getirebilir. Buna günümüzden bir örnek olarak Internet kullanımını gösterebiliriz. Internet, dünyanın her yerindeki insanlara ulaşmayı olanaklı kıldığı için yalnızlığın çaresi olarak görülebilir. Öte yandan insanın bir bilgisayar karşısında saatlerce tek başına oturması ve çevresiyle ilişkisini kesmesi de bir anlamda yalnızlık olarak kabul ediliyor. Bir apartmanda yan dairede oturan kişiyi tanımayan birisi, dünyanın öteki ucundaki insanlarla tanışıp sohbet edebiliyor. Belki bu durum, bize yalnızlık ve kişinin sosyalleşmesi sürecine yeni tanımlar getirmemiz gerektiğini gösteriyordur. Gerçek hayatta utangaç olduğu için yalnızlık çeken birisi, Internet’e girdiğinde asıl kimliği dışında davranabiliyor. Kişilerin gerçek hayatın sınırlamalarından kurtulup kendilerini daha özgürce İfade edebilmeleri, hatta olmak istedikleri kişi gibi davranmaları, kendileriyle ilgili gerçekleri saklamaları, Internet ortamında sıkça rastlanabilen şeyler. Kendi sınırlamalarından kurtulan insanlar bu yola biraz da yalnızlıklarından kurtulmak için başvuruyorlar.

Kitle iletişim araçlarının hızla gelişmesine karşın, araştırmalar İnsanların gün geçtikçe daha çok yalnızlık hissettiğini gösteriyor. Gittikçe artan yalnızlık duygusu bir ticari meta olarak da kullanılıyor elbette. Reklam veren firmalar, ürünlerini tanıtırken “yalnız değilsiniz” mesajını daha sık işler oldular. Bankalar doğum gününüzde tebrik mesajları atıyor, sigorta şirketleri anneler gününüzü kutluyor ya da “otomobiliniz aile olmanız için gerekli konfora sahiptir” benzeri söylemlere sık rastlanıyor.

Seçimler yaklaştıkça sokaklarda ısınıyor. Balıkesir il liderini ağırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesirlilerle buluştu. Büyük bir kalabalığa hitap etti Erdoğan, kente de önemli müjdeler verdi. Sıra diğer liderlerde.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu genelde salon toplantılarıyla seçim sürecini sürdürüyor. Muhtemelen Balıkesir’de de salon toplantısı düzenlenecek. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’de büyük ihtimalle Balıkesir’e gelecek. Millet İttifakı’nın Büyükşehir Belediye Başkan adayı İsmail Ok, İYİ Partili.

Partilerin belediye meclis üyeleri listeleri de önceki akşam Seçim Kurulları’na verildi. Bunlar kesin listeler değil tabiki. Bu listeler değişebilir. Çok bir değişim beklenmese de bir iki isim çıkabilir, bazılarının yerleri oynayabilir. Meclis listeleri önemli. Oradaki isimlerde önemli. Toplumda karşılığı bulan ve teknik olarak donanımlı insanlar olmaları şart.

Bir önceki yazımda Ak Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey’in adeta CHP’li siyasilerin radarı haline geldiğini ve bunu yaparken kullandığı dille her kesimden sempati topladığını yazmıştım. Bu kez de Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza yakalandı Canbey’in radarına.

Salt ideolojik nedenlere ve Bandırma’nın İl olma hayaline sırtını dayayarak beş yılı geçirip, kaliteli hizmet üretmede beceri gösteremeyen, bu yetersizliğin faturasını da Büyükşehir’e mal etmeye çalışan Mirza, bu defa Canbey’in tatlı-sert radarına yakalandı.

Mirza’nın Büyükşehir Belediyesi için ustaca yaptığı bu negatif algı Canbey’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalar ve sorulardan oluşan duvara tosladı. Meraklı olanlar ayrıntılar için Canbey’in sosyal medya hesabına girip bakabilir. Ama benim dikkatimi çeken Canbey’in Mirza’ya Bandırma Belediyesi ile ilgili sorduğu “Bandırma Belediyesinin ne kadar gayrimenkulü satılmıştır” sorusu.

Sevgili Okurlarım, yazıma önce yazımın başlığında da kullandığım “Prömiyer” terimini tanımlayarak başlamak istiyorum. Prömiyer : Bir tiyatro oyununun, sahne çalışmalarından ve kesin biçimini aldıktan sonra, seyirci önünde oynanışının ilk gecesi anlamına gelen bir terimdir. Benim sözlüğümde ise Prömiyer ilk heyecanı ve ilk mutluluğu ifade eder. Nedir bu ilk heyecan ve ilk mutluluk ? Bunun öncesi yoğun çalışmalarla geçer, sabrı gerektiren bir iştir. Bir ürün hazırlanır ve ilk kez gün yüzüne çıkar işte tiyatrodaki Prömiyer de böyle bir şeydir. Hali hazırda 5 yıldır aktif olarak içinde bulunduğum ve çatısı altında tiyatro yapmaktan onur duyduğum ve şehrimizin ilk ve tek özel tiyatrosu olan BSM Oyuncuları ekibimizde bu yıl yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz ve yeni sezonda bir çok yeni çocuk oyununu seyirci ile buluşturarak prömiyerleri yaşayan biri olarak bu heyecanlardan bir tanesini hatta en son olanını bu yazımda paylaşmak istedim.

24 Kasımda Prömiyerini gerçekleştirdiğimiz, ekip arkadaşım Mine Afacan’ın yazmış olduğu”Bızdık İle Dumbo” isimli çocuk oyunumuzla ekip olarak mutlu bir heyecan yaşadık. Dekorundan kostümüne,makyajından aksesuarına kadar tepeden tırnağa BSM Oyuncularının takım çalışması ile ortaya çıkan ürün,oyun 24 Kasımda seyirci ile buluştu.Emeğin gücünü ortaya çıkardığımız oyun bir kedi ile filin dostluğunu anlatırken, topluma yönelik vermiş olduğu sosyal mesajla da dikkat çekiyor.. Oyunun yönetmenliği ise nacizane bana düştü. Daha önceki tecrübelerimden de yararlanarak hazırladığım oyunda ben de farklı bir yönetmen anlayışı sergileyerek Çocuk Tiyatrosu Yönetmenliğinde inşa ettiğim binama iki tuğla daha koymuş oldum .. Bu beni çok onurlandırdı ve mutlu etti. Prömiyerde bizi yalnız bırakmayan seyircimize şükranlarımızı sunuyorum. Oyunumuzun yazarı Mine Afacan’ı tebrik ediyorum ve oyun için emek veren, çalışmalarda elini,yüreğini ortaya koyan başta Kurumumuzun Resim Öğretmeni Ecem Kutbay’ı ve ekip arkadaşlarımı da kutluyorum.. Birlikte yeni üretimlere ve Prömiyerlere..

DOSTÇA KALIN, TİYATROYLA KALIN..

31 Mart yerel seçimleri için parti ve ittifaklar Balıkesir’de Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını açıkladı. AK Parti ve MHP cephesinde Yücel Yılmaz, CHP ve İYİ Parti cephesinde ise İsmail Ok’la seçimlere gidecek koalisyonlar. Koalisyon diyoruz çünkü ‘İttifak’ koalisyonun yeni versiyonu oldu.

Belki de Türkiye’de partilerin genel merkezleri cephesinde ilk defa koalisyonla yerel seçimlere gidiliyor. Daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Yerel seçimlerde genelde partiler kent ve toplum tarafından kabul gören adayları koyarlardı listelerine. Şimdi ise genel seçim havasında yerel seçimlerde.

Bunun önemli nedenleri var tabi. En başta bu seçimlerin yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir nevi güvenoyu niteliği taşıması. Mecliste biliyorsunuz bu ittifaklar devam ediyor. Eğer AK Parti ve MHP cephesi bu seçimlerde özellikle büyük şehirleri kaybederlerse, sisteminde sorgulanacağı endişesini taşıyorlar. Diğer cephede aynı şekilde büyükşehirlerin büyük bölümünü kazanırlarsa sistemi sorgulamaya başlayacaklar.

Yıllardır duyarız bu kavramı. Türkiye beyin göçü veriyor diye. Genç bilim insanlarının ülkede kalmayıp, yurtdışında ünlü üniversite yada çalışma imkanı sunan ülkelere göçtüklerini biliyoruz. Yani ülkemizde yetiştiriyoruz ama daha sonra tutamıyoruz bu insanları.

Bunun en büyük sebeplerinden biri de ülkemizde yerleşik bir ARGE çalışmaması olmaması. Türkiye Uzay Ajansı bile bu yıl kuruldu. Bir çok ülke Mars’a gitme planları yaparken biz daha aya bile ulaşamadık. Bırakın ayı kendi uydumuzu kendimiz fırlatamıyoruz.

Hollanda Göç ve Vatandaşlık Kurumu (IND) verilerine göre, geçen yılın 11 aylık bölümünde Türkiye’den toplam 1020 akademisyen ve yüksek eğitimli kişi “beyin göçü” için Hollanda’ya başvuru yaptı. Türkiye’den ayrılmak isteyen akademisyenler ve diğer yüksek eğitimlilerin, “ülkedeki özgürlük eksikliğinden” şikâyet etikleri belirtiliyor. Hollanda Televizyonu’nda (NOS) yayınlanan “Nieuwsuur” (Haber Saati) adlı programın yaptığı araştırmaya göre, beyin göçü yoluyla Türkiye’den gelen yüksek eğitimli kişilerin sayısında ciddi artış var.

Önce Direklerarası ismi nerden geliyormuş ona bakalım.. Direklerarası, İstanbul’un Fatih ilçesinde, 1728-1729’da Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın yaptırdığı külliyenin bir parçası olan sütunlu çarşıya ve bu çarşının üzerinde bulunduğu caddeye verilen addır.

Direklerarası, caddeye doğru uzatılan revakların üzerinde durduğu mermer kaideler, caddenin iki yanını gezinmek, satış yapmak ve dinlenmek için ideal bir yer haline getirmiş, halk tipi eğlencenin merkezi olmuştur..

Müslüman halkın ibadet ve ziyaret için akın ettiği bölgenin, Şehzadebaşı, Fatih ve Süleymaniye Camileri arasında yer alması nedeniyle, özellikle ramazan aylarında toplumsal yaşam hareketliliği Direklerarası’nda en yüksek seviyeye ulaştırmış, sihirbazlar, akrobatlar ile Karagöz ve Hacivat kalabalığı eğlendirmiştir. Sonraki yıllarda, tiyatro ve sinemanın temelleri de burada atılmış. 1950’li yıllarda toplumsak cazibe merkezi Taksim’e kaydığından bölge cazibesini yitirmiştir. Seyirci bağından aldığı enerji ile Türkiye tiyatrosuna pozitif katkılar sağlayan topluluğumuz; günümüzde yıkılmış olan bu sütunların adlandırdığı köklerine referans ve toplumsal hafızada bir izlek oluşturmak amacıyla Direklerarası Seyircileri adını almıştır.

18.Direklerarası Seyircileri Tiyatro Ödülleri bu yıl bizimde içinde bulunduğumuz Afyonkarahisar, Çanakkale, Bartın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Eskişehir, Fethiye ve Kocaelin’de Performans,yapım ve tasarım ödüllerinin verildiği Eskişehirde Zübeyde Hanım Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Bir çok tiyatro ekibi, amatör,özel,profesyonel tiyatro ekipleri ödüllerini almak için soğuk havaya rağmen Eskişehirdeydi. BSM oyuncuları olarak biz de ödülümüzü almak üzere oradaydık. Direklerarası Seyircileri resmi internet sitesinde gördüğüm çok güzel bir yazı var diyorlar ki marifet iltifata tabidir.. Bu çok güzel bir şey özellikle benim için çok anlamlı.. Üç sezondur emek verdiğim Keloğlan Mutluluk Ormanında oyunumun birileri tarafından görülmesi ve en iyi yapım ödülüne layık görülmesi gerçekten onur verici demek ki emek verirsen karşılığını alıyorsun.. Hayatımda ilk kez bir ödül törenine katılmanın da mutluluğunu yaşarken Genel Sanat Yönetmenimiz Onur Ayan hocam bana ikinci bir onur ve mutluluk yaşattı. Ödül anonsumuz verildiğinde beni de kürsüye çıkararak konuşma hakkı verdi ve ben böyle bir camiada ilk kez tiyatroculara hitap ettim bu da benim için unutulmayacak güzel anlardan biri oldu. Bana bu imkanı verdiği için Onur hocama teşekkür ediyorum. Ben bu tarz ödüllerinin tiyatro ekiplerini teşvik edeceğine onlara mücadelelerinde moral desteği vereceğine inanıyorum. Bunu en çok derinden hisseden tiyatrolardan biriyiz.107 kişilik salonumuzda 25-30 seyirci bandında oynamak bazen bizi üzmüyor değil işte bu noktada Direklerarası Seyircilerinden aldığımız ödüller bizi tiyatro mücadelemizde sağlam tutuyor ve sanat adına yeni bir şeyler üretme şevkimizi diri tutuyor. Balıkesir’de tiyatro yapmanın zor olduğu düşüncesini bu ödüllerle onurlandırıldığımız zaman belki de bir nebze aklımızdan çıkarıp yolumuza moralli bir şekilde devam ediyoruz. BSM Tiyatro dalında bu zamana kadar 4 ödüle layık görüldü. Bizi yalnız bırakmayan ve sanata destek olan duyarlı seyircimize teşekkür ederiz. Tiyatro mücadelemizde bize yaşam enerjisi veren ve ödüllere layık gören Direklerarası Seyircilerine ve Direklerarası Seyircileri Koordinatörü Sevgili Ömer Şahinbaş’a şükranlarımızı sunarız. Nice Tiyatrolu, başarılı ve ödüllü yıllar bizimle,sizinle olsun.. !

Yeni bir yıla girdik. 2019 yılı yeni yeni gelişmelerle karşılıyor bizi. Hayatımızda önemli değişiklikler yaşanacak. Daha pahalı yaşayacağız mesela. Vergiler arttı, poşetler paralandı, ekmek zamlandı Balıkesir’de. Doğalgaz ve elektrikte indirimi unutmamak gerek. Sadece zamlar girmedi hayatımıza. 208 yılı içinde gelen yüzde 40 yakın zamdan sonra yüzde 10 da indirim geldi.

Asgari ücret yükseldi. Yeterli değil tabiki. Bu hayat şartlarında 2 bin lira ile bir kişinin bile yaşaması kolay değil. He yaşar ama nasıl yaşar. Sosyal ve kültürel aktivitelerden uzak. Bunları da geçtim, giyim kuşamı unutturan. Hadi bunu da geçelim, doğru dürüst beslenemeden yaşar.

Hayat pahalı ve zor. Bunların üstüne devletin aldığı vergilerde cabası. Vergi sadece esnafı, tüccarı, işadamını yani patronu ilgilendirmiyor. En büyük vergi rekortmeni çalışan ülkemizde. Çalışanlardan alınan vergiler zamlanmadı ama gerilemedi de. Bunların yanında tükettiğimiz ürünler aracılığıyla ödediğimiz vergiler de var. Marketten 25 kuruşa aldığınız poşetten bile vergi alınıyor.

Ak Parti Milletvekili Mustafa Canbey Balıkesir’de yaşanan gelişmeleri yakından takip etmekle birlikte, özellikle muhalif partilerden yapılan açıklamalara yaptığı anlık siyasi göndermeler ve cevaplarla öne çıkıyor. Canbey’in iletişim uzmanlığı, bu göndermeleri yaparken kullandığı dil ile sanatkarlığını da ortaya çıkarıyor.

FENOMEN OLMUŞ DURUMDA

Canbey, muhalefette yaşanan gelişmelerle ya da muhalefet tarafından yapılan açıklamalarla ilgili olarak iletişimci kimliği ve tecrübesini kullanarak zaman zaman mizahi bir dille, zaman zamanda sayısal verilerin yer aldığı resmi belgeler üzerinden sert dille, sosyal medya ve medya üzerinden yaptığı açıklamalarla, Balıkesir özelinde Ak Partili seçmen düzeyinde bir fenomen olmuş durumda.

Yeni yılda neleri değiştireceksiniz? Sigarayı mı bırakacaksınız? Diyet mi yapıp, zayıflayacaksınız? Artık “hayır” demeyi mi öğreneceksiniz? Gereksiz yere üzülmeyecek misiniz?

Ne çok hedefler ve beklentiler koyarız kendimize! Yeni yıl bir mihenk taşıdır. Yıl değişince, her şeyi değiştirmek için bir eşik noktası haline geliverir. Bunun olumsuz bir yanı yok.

Ama koyduğumuz hedeflere nasıl ulaşacağız? Hedefleri koyarken nelere dikkat etmeliyiz? İşte asıl mesele bu!

Bu ara herkesin gündeminde siyaset var biliyorum ama biraz siyasetten uzaklaşmak fena olmaz. Haftasonunda keyifli bir kahveyi yudumlarken okuyabileceğiniz satırlar olmalı. Bizi sizinle sizi bizimle buluşturan, mutlu eden … “yeni yıl” kavramı üzerine yazmak istiyorum.

Yeni heyecan yeni umut yeni yeni yüzler tanıdıklar yeni yıl, diyerek başlayalım…

Yeni yıl tüm insanlık için anlam ifade ediyor.Kimine göre kutlama kimilerine göre geride bırakılan yıl için şükür kimilerine göre ise dualarla atlatılıp bir sonraki yıla geçişin hikayesi…

Sevgili Okurlarım, yazıma önce yazımın başlığında da kullandığım “Prömiyer” terimini tanımlayarak başlamak istiyorum.

Prömiyer : Bir tiyatro oyununun, sahne çalışmalarından ve kesin biçimini aldıktan sonra, seyirci önünde oynanışının ilk gecesi anlamına gelen bir terimdir. Benim sözlüğümde ise Prömiyer ilk heyecanı ve ilk mutluluğu ifade eder. Nedir bu ilk heyecan ve ilk mutluluk ? Bunun öncesi yoğun çalışmalarla geçer, sabrı gerektiren bir iştir. Bir ürün hazırlanır ve ilk kez gün yüzüne çıkar işte tiyatrodaki Prömiyer de böyle bir şeydir. Hali hazırda 5 yıldır aktif olarak içinde bulunduğum ve çatısı altında tiyatro yapmaktan onur duyduğum ve şehrimizin ilk ve tek özel tiyatrosu olan BSM Oyuncuları ekibimizde bu yıl yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz ve yeni sezonda bir çok yeni çocuk oyununu seyirci ile buluşturarak prömiyerleri yaşayan biri olarak bu heyecanlardan bir tanesini hatta en son olanını bu yazımda paylaşmak istedim.

24 Kasımda Prömiyerini gerçekleştirdiğimiz, ekip arkadaşım Mine Afacan’ın yazmış olduğu”Bızdık İle Dumbo” isimli çocuk oyunumuzla ekip olarak mutlu bir heyecan yaşadık. Dekorundan kostümüne,makyajından aksesuarına kadar tepeden tırnağa BSM Oyuncularının takım çalışması ile ortaya çıkan ürün,oyun 24 Kasımda seyirci ile buluştu.Emeğin gücünü ortaya çıkard%

Evet Balıkesir Müftüsü Ramazan Topçam’dan bahsediyoruz. Hani Devletten maaş alan müftüden. Hani Milli Piyango, İddia, Sayısal Loto, Şans Topu gibi oyunları oynatan devletin kazandığı paralarla yaşamını idama ettiren Müftüden.

Müftü bey geçtiğimi günlerde bir haber ajansına demeç vermiş. Milli Piyango’nun domuz eti ile aynı olduğunu söyledi.

Ne demişti Müftü bey açıklamasında kısaca bir hatırlatalım: “İslam Milli Piyangoyu gayri meşru bir kazanç olarak önümüze koyar. Kumardan farkı yok. Kumarın dini hükmü ne ise milli piyangonun da dini hükmü budur. Bu olayın vahametini dile getirmek açısından söyleyelim İslam’da domuz etinin hükmü neyse Milli Piyangonun hükmü de aynıdır. Hiç bir farkı yok.”

2018 yılı geride kalıyor. Önümüzdeki haftaya yeni bir yıla Merhaba diyeceğiz. Yeni yıl yeni umutlar demek olmuştur herkes için. İşçiler asgari ücret görüşmelerinden çıkacak sonucu beklerken, memur ve emekliler alacakları zamlara odaklandı. Bir diğer beklenti ise piyasa fiyatlarındaki artış beklentisi.

Geçtiğimiz gün otomobilimin egzozu bozuldu. Komple değiştirdik. Güzel para verdik. Değiştirmesen araç gitmiyor. Zaten Şubat’ta muayene var. Eninde sonunda değişecek. Egzoz ustası ‘Abi 2019’da zam gelecek’ dedi. Hemen değişir dedik. Paraları söküldük yılbaşı öncesi. Yani esnafta zam beklentisinde.

Günümüzde yeni yıl için artık sağlıktan çok maddi beklentiler düşünülür oldu. Buda normal sanırım. Zaten para varsa sağlıkta elde ediliyor, mutlulukta. Ülkemizde mutluluk ve sağlığın etkin faktörü para.

2018-2019 Tiyatro Sezonu Bsm Oyuncuları ekibimiz adına yoğun geçiyor. Eski yıllara nazaran daha az oyun oynamamıza rağmen bu boşluğu ekstra çalışmalar ve provalarla dolduruyoruz.

Bu çalışmaların meyvesi ise zengin bir oyun repertuarımızın olması oldu. Çalışmak güzel, üretmek daha da güzel ama tüm bunlardan önemlisi çalıştığının karşılığını alabilmek… İşte böyle bir noktada Türkiye’de “Tiyatronun Oscarları” olarak bilinen “Direklerarası Seyirci Ödülleri” ortaya çıkıyor. 2016 yılında yazmış olduğum, yönetmenliği yine bana ait olan 2016-2017 Tiyatro Sezonunda sahneye koydugumuz “Keloğlan Mutluluk Ormanında” isimli çocuk oyunum Direklerarasi Seyircileri tarafından Balıkesir Sanat Merkezi” Kurumumuz adına 18.Direklerarası Seyirci Ödüllerinde Afyonkarahisar, Çanakkale, Bartın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Eskişehir, Fethiye ve Kocaelin’de performans,Tasarım ve yapımlar kategorilerinde “Çocuk Oyunları” dalında “En İyi Yapım” ödülüne layık görüldü. 3 Sezondur adeta Çocukların Sevgilisi haline oyunumuz bir çok tiyatro festivalinde ve turnelerde sahne alarak kendini kanıtlamış ve binlerce çocuğa ulaşmıştır. 3 Sezondur verilen bu emeğin görülmesi, ödül alarak değer bulması çok mutluluk ve onur verici. İşte Direklerarası Seyirci Ödülleri belki de emek veren tiyatrocular için en onemli moral ve motivasyon kaynağı.. Bizi bu ödüle layık gören Direklerarası Seyircilerine ve Direklerarası Seyirci Ödülleri Koordinatörü Sayın Ömer Şahinbaş’a teşekkür ediyorum. Tiyatro mücadelemize, ülkemiz için sanata katkı sunmaya devam edeceğiz..

12 Eki 2018 Cum 03:38 tarihinde Cahit Can Tekin <tekincahitcan@gmail.com> şunu yazdı: Sahne Fobisi

Telekom geçtiğimiz günlerde de resmi internet sitesinden 2019 yılı internet ücretlerini yayınlamaş ve kullanıcıların tepkisi sonrası geri çekmişti.

2005 yılında Lübnanlı Hariri Ailesi tarafından 6.5 milyar dolar karşılığında satın alınan Türk Telekom, 2005’ten 2018’e kadar 10 milyar dolar gibi devasa bir kar etmişti. Fakat birkaç ay önce Türk Telekom’a kredi veren Akbank, Garanti ve İş Bankası, 4.5 milyar dolar seviyesine çıkan borçlarının ödenmemesi sebebiyle Türk Telekom’un yüzde 55 hissesine el koymuşlardı. Böylece Türk Telekom’u satın alan kişiler servetlerine servet katarlarken, ödenmeyen borçların diyeti internet kullanıcılarının üzerine kalmıştı.

Yakın zaman önce açıkladığı Adil Kullanım Kotası olmayan internet tarifeleriyle Türkiye’deki bütün internet kullanıcılarını üzen Türk Telekom için bugün bir başka iddia daha ortaya atıldı. ADSL ve VDSL2 hatlarında tekel konumunda olan Türk Telekom’un, başka şirketlere toptan kiraladığı internet fiyatlarına zam yapma kararı aldığı ifade edildi.

Bitdefender Antivirüs’ün yapmış olduğu bir araştırmaya göre internet üzerinde bilinçli olduğunu düşünen kullanıcılar daha fazla yanılıyor. Oltalama tekniğine yem olan kullanıcılar, kendilerini güvende zannediyor.

Araştırma raporlarını kamuoyuna sunan Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, şaşırtıcı açıklamalarda bulundu. Çok şey bildiğini düşünen internet kullanıcılarının saldırganlara karşı bir o kadar savunmasız olduğunu dile getiren Akkoyunlu, e-maillerdeki tehlikeden de bahsediyor.

Sahte Mailleri Ayırmada Yaş veya Cinsiyet Fark Etmiyor..

Partilerin Büyükşehir Belediye Başkan adayları belli olurken gözler ilçe belediyelerine çevrildi. CHP bazı ilçelerde belediye başkan adaylarını açıkladı.

Partilerin özellikle merkez ilçeleri olan Karesi ve Altıeylül adayları merakla bekleniyor. CHP bunda da hızlı davranarak Karesi başkan adayını duyurdu. Balıkesir’in tanınmış işadamlarından olan, sanatsal çalışmalarıyla adını duyuran ve yine bir dönem Balıkesir Genç İşadamları Derneği (BAGİAD) Başkanlığı yapan Levent Tellioğlu.

Tellioğlu, Balıkesir’in tanınan isimlerinden biri. Balıkesir onu sanatsal yönünden çok işadamı yönüyle tanıyor. Kendisi Balıkesir Musiki Derneği Başkanı. Balıkesir köylüsü, çiftçisine de uzak bir isim değil Tellioğlu. Balıkesir’de nereye gitseniz bilinen aile isimlerindendir Tellioğlu. Tellioğlu’nun rakibi henüz belli değil. AK Parti ile yarışacak CHP, Karesi’de. CHP bu sefer güçlü bir isimle ve toplumda yeri olan birisiyle yola çıkıyor. Tellioğlu ile Karesi’de şansını arttırdı diyebiliriz CHP için. Tabi AK Parti’nin adayının kim olacağı da önemli.

Portakalı soyun ve baş ucunuza koyun. Ama içini değil kabuklarını. Çünkü kabuklarında çok daha fazla bitkisel besin ve flavonoid bulunuyor.

C vitamini olarak bilinen Portakal’ın mucizesini veriyoruz bugün sizlere. Sağlığınız daim olsun MERHABA ‘nın sevgili okurları. Portakal içinde A ve B vitaminlerini, çözülebilir lifleri, magnezyumu, kalsiyum, fosfor ve potasyum maddelerini barındıran bir besin. Hem de ne besin! Portakalı soyun başucunuza koyun kabuğunun rendesi ile yüzünüzdeki kir ve ölü hücreleri temizleyin. Doğal bir peeling elde edin. Sonuç mu? Siyah noktalarından arınmış, tazelenen bir cilt. Sivilcelere de oldukça iyi gelen ve akneleri azaltan portakal mucizeye eşdeğer…

Yoğurt ve portakal kabuğunun birbirine karıştırılması ile boyun ve yüze uygulanacak bu karışım 15 dakika cildinizde kalırsa ciltte oluşan lekeleri alıyor. Aynı zamanda dişlerinizde mutlu bir tebessüme olanak tanıyan bembeyaz dişler içinde Portakal kabuğu yine doğal bir çözüm. İçindeki bileşenler sayesinde diş lekelerinin önüne geçebilirsiniz. Özellikle kilo vermek isteyenlere de bir bilgi verelim. Portakal kabuğu kilo vermede yararlı. İçindeki antioksidan yağ yakıyor.

Balıkesir’de Büyükşehir Belediyesi için iddialı aday ve isimler belli oldu. kamuoyunda 3 isim öne çıkıyor. Büyük oy oranlarına sahip üç isimden bahsediyoruz. Yoksa diğer partilerinde adayları mevcut ama kazanma ihtimalleri oldukça düşük.

Bunların başında AK Parti adayı ve mevcut Karesi Belediyesi başkanı Yücel Yılmaz var. Yılmaz yaklaşık 5 yıldır Karesi Belediyesi’ni yönetiyor. İkinci güçlü isim ise CHP’nin adayı ve milletvekili Ahmet Akın, Akın’ın yıllardır Büyükşehir için hazırlandığı biliniyor. Balıkesir’de gitmediği yer yok gibi. Üçüncü güçlü isim ise İsmail Ok. İyi Parti milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Ok’ta Balıkesir’in eski belediye başkanlarından.

Yılmaz güçlü bir isim Balıkesir için. Karesi’de güzel işler yaptı. Toplumun her kesimine dokundu. Genç ve yenilikçi fikirlere açık birisi. Büyükşehir için favorilerin başında geliyor. Güler yüzlü ve sıcak kanlı. Problem çözme yeteneği var. Yağlı güreşlerde Balıkesir simini Türkiye’ye duyurdu. Yağlı Güreş Düzenleyen Kentler Birliği’nin kurulmasında ve başkanlığın Balıkesir’e getirilmesindeki emeği yadsınamaz. Favori isimlerin başında geliyor. Partisi Balıkesir’de güçlü. Özellikle kırsalda AK Parti önde. Seçiminde belirleyici olan Balıkesir’in iki merkez ilçesinde de dengeler AK Parti’den yana.

Türkiye’deki ekonomik ‘kriz’ giderek derinleşiyor. Bu sadece Türkiye ile alakalı değil tabiî ki. Küresel bir kriz yolda. Ülkemizde bundan nasibini alacak. Almaya başladık zaten. TÜİK verilerine göre enflasyon ortalaması yüzde 23 seviyelerinde. Bu daha da ağırlaşacak.

Sürdürülebilir bir ekonomimiz yok. Dışa bağımlıyız. Son 2-3 ayda gelen zamlar daha başlangıç. Bunu 2019 yılının ilk çeyreğinde daha da hissedeceğiz. Zabıtalar, polisler, baskınlar enflasyonla mücadeleye yetmedi. Tam bir cadı avı başlatıldı ama ortada cadı yok. Kendi kendimize eğlendik baskınlarla.

Peki fiyatlar geriledi mi. Tabi ki hayır. Gerileyecek mi? Tabiî ki hayır. Daha da artacak gibi gözüküyor. Çünkü ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü durma noktasına geldi. Konkordatoların büyük bölümü inşaat sektöründen geliyor. 350 gibi telaffuz edilse de konkordato ilan eden şirket sayısı iki binleri geçti. Bunlar çorap söküğü gibi gelecek.

Yaratıcı Dramada Asistan Eğitmen olarak, ileride iyi bir Yaratıcı Drama Lideri olmak isteğiyle ve hayaliyle tecrubelerime, bu zamana kadar öğrendiklerime ve araştırmalarıma binaen Yaratıcı Drama hakkında da bir şeyler yazayım istedim..

Yaratıcı Drama; en basit tanımıyla yaşam deneyimlerinden yola çıkarak; bir duyguyu, bir düşünceyi, doğaçlama ve rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak canlandırmadır.. İnsan var olduğundan beri oyun vardır. Benim Drama tanımlamam oyna-öğren-eğlen üçlüsünden oluşur. Oyunla Yaratıcı Drama arasındaki farklılıklar ve benzerlikler vardır. Oyunda kurallar vardır. Bunlar önceden belirlenmiştir. Bu kurallara uyulmak zorundadır.

Dramanın kuralları ise değişebilir, değiştirilebilir ve tartışmaya açıktır. (ARIKAN Yılmaz, İlköğretimler İçin Uygulamalı Tiyatro ve Drama Eğitimi, Pozitif Yayınları)